Bölüm 28: Cennet Ateşinin İlk Seviyesi

avatar
2280 0

Mavi Elma - Bölüm 28: Cennet Ateşinin İlk Seviyesi


Adem’in gözleri görmüş olduğu üç yumurta ile birlikte ışıldamaya başlamıştı. Yumurtaların her biri en az bir köpek kadar büyüktü ve üstlerinde dolaşan yeşile kaçan mavilikte ki damarlar ile birlikte son derece cezbedici duruyordular.

“İşte böyle…”

Adem’in bunları gördükten sonra yumurtaları almadan gitmesi söz konusu bile değildi. Hemen yumurtaların yanına doğru ilerleyen Adem, yumurtaları doğrudan çantasının içine doğru yolladı ve başka fırsatlar var mı diye bakmak için mağarada biraz daha kalma kararı aldı.

Adem’in yılanın devasa mağarasında gezmesi oldukça uzun zaman almıştı. Birkaç köşede ölenlerin çantasında bulduğu üçgen şekilli üstünde ince bir çizgi olan taşlardan bulmuş. Ardından da bunları almıştı, içlerinde ruhani enerji olduğundan ötürü bu taşların ne işe yaradığını çok merak ediyordu…

Mağarayı uzunca bir süre gezen Adem, ardından buranın son derece uygun olduğuna karar vererek, burada dinlenmeye karar verdi.

Yetişimini de burada yükseltmeyi amaçlayan Adem, yaralarının tamamen iyileştiği akşam vaktinde doğrudan Cennet Alevi tekniğinin temel 81 hareketini yapmaya koyuldu.

“Ah!”

“Uh!”

“Yine mi! Hala çok acıyor!”

“Katırt!”

Adem’in bedeninden gelen bu sesler ile birlikte, aynı zamanda bedeninden dışarıya kıvılcımlar da çıkıyordu. Bu kıvılcımlar kıyafetiyle temasa girdiğinde kıyafetlerini yakmadığından Adem son derece mutluydu.

Adem bir haftadır yılanın mağarasındaydı. Dün pişirmiş olduğu yılan etinden yapılma yemeğini de yiyen Adem’in karnı son derece mutluydu.

Tüm bunlar olurken, “Temel hareketlerin yetmiş yedisi tamamlandı…” diye düşünüyordu. Adem gözlerinin anlık dalgınlığı ile birlikte bir anda bir ışığın köşeden yanmaya başladığını görmüştü.
Gözlerini hemen kırpıştıran Adem, düz bir duruş sergiledi ve ardından da ışığın yanına doğru ilerledi. Işık minicik bir noktadan yansıyordu ancak bu bile son derece yoğundu, içeride neler olduğunu bilemeyen Adem; hemen duvardaki deliğe doğru bir yumruk atmış ve daha geniş bir boşluk yaratmıştı.

Görmüş olduğu şey ile birlikte gözleri doğrudan açılmıştı!

Devasa bir yol ile birlikte, yerin altında ışıklar saçan taşlarla bezeli bir ev duruyordu! Bu evin her kısmı minik güneşimsi taşlarla kaplıydı ve şüphesiz giren kişinin uzun süre bakarsa kör olmasına neden olabilirdi! Ayrıca içeride büyüyen bitkiler de cabasıydı. Kimisinden yayılan ruhsal enerjinin Adem’in seviyesini bile geçtiği söylenebilirdi!

“Bu… Bu…”

Adem hemen aklına, dış kuşakta iken duyduğu konuşmaları getirdi. “Üstün ustaların doğa içerisinde mezar yaptıklarını duydum! Bu konuda ne düşünüyorsun?”
Bunu soruyu soran kişi bir kızdı, onun hemen yanında ön tarafta yürüyen ve biraz kibirli bir ifadeye sahip olan erkek ise “Elbette ki olacak, ancak bir o kadar da güçlü olduğunu unutma! Onu elde etmek isteyen insanların son derece güçlü olması gerek!”

Adem bu sözleri hatırladığı anda gözlerinin genişlemesine engel olamadı. Korkuyordu ancak bir o kadar da bu alana girmek istiyordu, en sonunda kafasını iki yana sallayan Adem girmeyi reddetti. “İleride bu alana girecek ve bu ihtiyarın ardında bıraktığı hazinelere sahip olacağım!” diye düşündü.

“Hazır buradayım madem temel seksen bir hareketi tamamlayıp bedenimdeki ateşi büyüteyim. Bunun bana sağlayacağı yarar ile birlikte ileride iyileşme hapları almam gerekmeyecek!”

Adem, Che sayesinde hapların derecesini de bir noktada çözmüştü. “Elimde bulunan düşük seviyeli şifalı hapların bile değeri aşırı uçuk! Che’nin söylediği doğruysa ilerleyen zamanlarda sonsuz para dökmem gerekecek!”

Kafasını sallayan Adem’in bu konuda yapabileceği bir şey yoktu! “Beş kuruş param olmadan bu ilaçları alabileceğimi sanmıyorum! Soyum gibi bende çulsuzum ve bundan ötürü bunlar bana çok fazla!”

Adem’in soyadı gerçekten de kendisi için oluşturulmuş gibiydi… Başından sonuna kadar çulsuzdu.

Bu konuda daha fazla düşünmemeyi seçen Adem, ardından bedenini zorlamaya ve temel hareketleri tekrar tekrar uygulamaya koyuldu. Her hareketi ile birlikte, acı çığlıkları mağara boyunca yankılanıyordu.

Bir göz açıp kapayıncaya kadar bir hafta daha geride kaldı. Adem bu bir haftalık süre boyunca sürekli olarak yılan eti yedi ve eğitim yaptı. Boş zamanlarını ve uykusunu ise meditasyon ile değerlendirdi. Tüm bedeninin güç kazandığını hissediyordu.

Bu şekilde devam eden bir aylık süreç ile birlikte Adem tekrardan bir atılım yaptı ve temel hareketlerden yetmiş sekizi tamamlanmış oldu. Adem’in bu yavaşlığı ile birlikte tekniğin tamamlanmasının en azından iki ay daha süreceğine inancı tamdı.

Bu bir ay içerisinde, yetişim seviyesinde hiç atılım olmamıştı, ancak yaptığı düzenli meditasyon ve tüketmiş olduğu iki ruh arındırma hapı ile birlikte çoktan dördüncü seviyenin doruk noktasına çıkmıştı. “Bu seviyeden daha yukarı çıkmam şuan için gereksiz, ayrıca bu kadar hızlı ilerlersem benim tabanım çok güçsüz kalacak ve çok daha hızlı yenileceğim…” diye düşünüyordu.

Günlerini sadece temel hareketleri tamamlamaya adayan Adem, bir göz kırpmasıyla birlikte iki haftayı daha geride bıraktı. Adem’in bu iki hafta içerisinde hiç atılım yapamamış olması onu üzse de, bu onun bedeni için son derece yararlı hale gelmişti. Bedeninin esnekliği o kadar artmıştı ki, şuan koşmaya başlarsa doğrudan iki adımda yılanın boyu kadar mesafeyi geçebileceğine emindi.

Adem geçirmiş olduğu iki ay ile birlikte, tekrar bir atılım elde etmiş ve temel hareketlerin yetmiş dokuzunu tamamlamıştı. Dişleri sıkışmış olan Adem, tüm bu yavaşlığı hala daha anlayabilmiş değildi.

“Bir ay önce iki atılım yapmış olmama rağmen şimdi sadece bir atılım yapabiliyorum ve hareketlerde son derece zor hale geldi! Böyle giderse bir sonraki hareketi tamamlamam iki ayımı alacak!”

Adem’in düşünceleri ne olursa olsun bundan vaz geçememeye kararlıyım. Dişlerini sıkan Adem, çalışmaya devam etti.

“Bununla birlikte iyileşme hızım ve aynı zamanda hızım artacak! Bunlar olduğunda benim eşsiz ağaç kesme tekniğimi kim küçümseyebilir ki?”

“Hahaha!”

Adem’in atmış olduğu şeytani kahkaha ile birlikte, civardaki düşük seviyeli canlılar hemen korkup kaçtılar. Sürekli olarak etrafa yayılan kıvılcım ve bu kahkaha birleştiğinde hayvanların hepsi şeytani bir şeylerin döndüğünü düşünür hale gelmişti!

Adem’in bir sonraki hareketi ile birlikte, atmış olduğu çığlık çok değil sadece bir ay sonrasında gerçekleşmişti! Hareketi ile birlikte bedeni doğrudan iki yerinden kırılmış olan Adem’in kemiklerini kaynaştırması için meditasyona ve şifa haplarına ihtiyacı olmuştu.

“Bu hareketlerin zorluğu ne böyle! Özellikle seksen birinci hareket! Bacaklarımı tersten omzuma koymamı istemek… Hangi deli bu tekniği oluşturdu ki!”

Adem bu tekniği oluşturan adamdan çoktan korkmaya başlamıştı…

Dişlerini sıkan Adem, bedeninin iyileşmesi için bir koca ay boyunca meditasyon ve şifalı hap kullanmak zorunda kaldı. Bedenindeki dolaşan Qi’nin tüm vücudunu iyileştirmesi ile birlikte Adem’in bu mağarada harcamış olduğu toplam zaman dört ayı bulmuştu.
Bu iki aylık aralıksız meditasyon ve hareketler ile birleşince Adem’in yetişim seviyesi mükemmel bir istikrara kavuşmuştu. Öyle ki Adem’in bundan sonrasında kendi seviyesindekileri yenmesi sadece tek bir yumruğa bakacaktı!

Tekrardan çalışmalara başlayan Adem’in bedenindeki esneklik bir miktar daha artmıştı. Bununla birlikte bedeninden yükselen ateş, artık sürekli olarak kıvılcımlar saçıyor ve arada sırada da yeşil bir ateşin varlığı görülür hale geliyordu!

Dudaklarını sıkan Adem, bir ayını daha bu mağarada harcadığında gözleri neredeyse kan döküyordu. Bu beş ay boyunca yılan etini tüketen Adem’in en sonunda eti kalmamıştı ve açlıktan ötürü yılan yumurtalarından birisini kırması gerekmişti!

“Bu hareket çok zor!”

Adem’in isyanı iki gün boyunca sürmüştü, bu iki gün boyunca Adem en ufak bir gelişim yapmamış ve sadece yatmıştı. Ardından çalışmalarına tekrar başlamıştı…

Bir başka ay geçmiş ve Adem’in görevine çıkmasının üstünden dokuz ay geride kalmıştı, bu dokuz ay boyunca Adem, dokuz kere Kıdemli Ouz’a rapor vermiş ve geri dönüş alamamıştı.

Onuncu ay hızla geçmiş ve Adem hala daha bir ilerleme kaydedememişti, çoktan bahar kendisini gösterir hale gelmiş ve etraftaki ağaçlar çiçekler açmaya başlamıştı. Karanlık kış kendisini saklamış ve yaşamı tekrar iade etmişti.

Adem, düzenli olarak eğitim yapıyor ve arada sırada kendi mağarasına doğru gelen meraklı yavru canavarları hiç düşünmeden avlıyordu. Tek bir kavrayış yetiyor ve doğrudan canavarların boyunlarını kırıyordu.

Göreve çıktığından beridir on bir ay geride kalırken, Adem’in son hareketi yapması neredeyse tamamlanmıştı. Bu durum öyle bir sorundu ki, Adem neredeyse dişlerini kıracaktı! Defalarca kez kan ağlayan Adem’in bacağı sırtına doğru gelmeye başlamıştı.

Göreve başladığından beridir bir yılı gerisinde bırakan Adem’in suratındaki kararlı ifade büyük ölçüde gelişmişti. Bu bir yıllık süre içerisinde boyu uzamış olan Adem’in suratı da minik değişikliklere uğramıştı.

Saçları neredeyse beline kadar gelmiş olan Adem’in “Bu gün başaracağım!” diyerek eğitime başladığı yüzüncü seferiydi.

Dudaklarını düz bir çizgi haline getiren Adem doğrudan bacağını eğilmeden sırtına kadar getirmiş ve ardından daha da yükseltmeye başlamıştı.

Her hareketi ile birlikte, Adem’in dişlerini sıkması daha güç hale gelmişti.

%70!

%80!

Adem’in ayağı neredeyse omzuna değecek duruma gelmişti, tüm nefesini tüketmiş olan Adem derin bir nefes aldı. Ardından da tekrar bacağını esnetmeye başladı. Bu sırada tüm vücudundan ince bir ateş tabakası bir yükseliyor ve bir ortadan kayboluyordu.

%90!

Adem’in nefesi tekrardan kesilmişti, dayanılmaz bir acı çekiyordu ve tüm bedeni bu acıdan ötürü titriyordu. Her hareketi ile birlikte, bu acının kat sayısı defalarca kez artmıştı. Adem bundan sonra asla acı hissetmeyeceğini bile düşünür olmuştu.

%95!

Adem’in ağzından hafifçe bir kan sızıntısı gelmişti. Bu sırada bedeninden yükselen ateşlerinin sıklığı ve kalma süresi bile büyük ölçüde artmıştı. Bacağını gerdirdikçe ağzından gelen kan da daha da fazla artmıştı.

RUUUMMMBBBLE!

Gök gürüldemesine benzer bir ses tüm mağaranın içerisinde yankı buldu, Adem’in bacağı doğrudan kendi omzuna tırmanmış ve bedenindeki alevler bir anda muazzam bir miktara ulaşmıştı. Artık yanma ve sönme yoktu ve düzenli olarak bedenindeki ateşlerin miktarı artıyordu!

“Sonunda! Sonunda Cennet Ateşi tekniğinin ilk seviyesi!”

Adem bunları düşünürken bir anda tüm bedeninden simsiyah dumanların yükseldiğini hissetti, hemen ardından da ağzından çıkan kanı tükürdü.

“Siyah kan, bu da demek oluyor ki; bedenimin içerisindeki pislikler temizlenmeye başladı.”

Ateş derisinin altındaki pislikleri temizlerken aynı zamanda iç organlarındaki pislikleri de temizliyordu. Adem’in dudakları son derece memnun bir şekilde yukarıya doğru kıvrıldı.

--------

Ratel Notu: Bu bölümle beraber Mavi Elma serimizin premiumu geldi. Üstün emekleri için yazarımız Brisingr'ye ve editörümüz Ichigo'ya çok teşekkür ediyorum. 1 aydan beri bugün için çabaladılar, umarım başarınız devamlı olur. Allah yolunuzu açık etsin. Seviliyorsunuz.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44260 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr