Çeviri: Xanaphia Düzenleme: Kharsmi

Wang Yanfeng’in tüm vücudunu yoğun bir aura ve gerçek öz ile sarılıydı. Lin Ming’in alana adım atmasını bile beklemeden bir savaş narası atmıştı ve elindeki üç feet uzunluğundaki saber parlak rünlerle ışık saçmaya başlamıştı. Toplamda 10 rün vardı, dokuz yeşil rün Wang Yanfeng’in gerçek özü ile katılaşmıştı, sonuncusu ise, yazıt ustası tarafından bırakılmış bir yazıt sembolüydü.

“Gerçeğin Dokuz Yolu, büyük bir askeri başarıya imza attıktan sonra Wang Ailesi’nin başına verilmiş bir aile becerisiydi. Göklerin Talihi Krallığı’nın ilk imparatoru, bu beceriyi Yuelu Şehri’nin Wang Ailesi’ne bahşetmişti ve böylece sonraki nesillere aktarılmıştı. Wang Yanfeng, dokuz rünün sınırını şekillendirmek için sadece üçüncü seviye beden dönüşümüne güveniyor. Bu yeşil rünler neredeyse en temel seviyede olsa da, bu çok etkileyici bir şey!”

İzleyen kıdemliler, dövüş konusunda yorumlar yapıyorlardı. Engin deneyimleri olduğundan, Wang Yanfeng’in dövüş becerisini, seviyesini ve kökenini kolayca belirleyebiliyorlardı.

“Gerçeğin Dokuz Yolu gerçek gücünü ancak bir nadir silah ile birlikte kullanılırsa gösterebilir. Aristokrat ailelerin çocukları gerçekten de diğer küçüklerden farklı bir oyun alanına sahip. Aile soylarından gelen bir dövüş becerisine sahipken aynı zamanda binlerce altın tael tutan hazineleri kolayca elde edebiliyorlar. Sıradan dövüş sanatçılarına kıyasla, çok daha avantajlılar.”

“Lin Ming tehlikede. Sadece sıradan bir çocuk değil mi? ‘Gerçeğin Dokuz Yolu’na karşı kendini korumak için ne tür bir dövüş becerisine sahip olabilir ki?”

Sahnede, Wang Yanfeng’in silahının üzerinedeki yeşil rünlere bakarken Lin Ming’in gözleri parlamıştı. Yazıt tekniklerini çalışmaya başlamadan önce, ruh kanunu formülünü çalışmıştı ve kendi ruh gücünü kontrol etme yeteneği geliştirmişti. Lin Ming, ‘Baskıcı Ruh Taktiği’adlı, en üst seviye ruh kanunu formülünü çalışmıştı. Bu şekilde, nadir hazinelerin ya da objelerin gerçek özlerinin akışına karşı son derece duyarlı olmuştu. Ruh gücünü yaydığı sürece, her şeyi açıkça anlayabilirdi.

“Wang Yanfeng’in bir çeşit dövüş becerisi kullandığını hissebiliyorum, ama hissetsem bile dövüş becerilerine çok aşina değilim. Bu yüzden bu becerinin kusurunu bulmak için hiçbir yolum yok. Ama yazıt teknikleri ve ekipmanları konusunda, Göklerin Talihi Krallığı’nda onları benden daha iyi anlayan biri olmayabilir. Gerçek özün akışının içindeki savunmasızlığı açıkça bulabilirim…”

Lin Ming derin bir şekilde bunu düşünürken, Wang Yanfeng çoktan kılıcını kavramıştı ve üzerine doğru geliyordu. Aralarındaki mesafeyi kapadıktan sonra, ailesinin ‘Gerçeğin Dokuz Yolu’ dövüş becerisini kullanarak bu Lin Ming denen problemi ortadan kaldıracak ve itibarını arttıracaktı.

Gerçek öz, uzun kılıçta toplandıkça keskin bir ıslık sesi çıkmıştı. Bu hazineleri kullanmanın bir avantajıydı; gerçek öz bir noktada toplandığında, kişinin heybetli görüntüsünü ve gücünü arttırıyordu. Bu güçlü auranın karşısında, hazinesi olmayan bir dövüş sanatçısı herhangi bir direniş göstermek aciz olduklarını hissederdi. Çünkü silahlarıyla karşı koymaya çalışsa bile, büyük ihtimalle ilk temasta kırılacaklardı!

“Lin Ming, gebermeye hazırlan!”

Wang Yanfeng haykırırken, silahındaki dokuz sembol göz kamaştırıcı bir yeşil ışık yaymaya başlamıştı. Uzun kılıç yere çarptığı anda, Lin Ming’in omzunda muazzam bir kılıç baskısı oluşmuştu. Gözbebekleri genişledi ve vücudunun bir şimşek gibi hareket etmesiyle iki ayağı da aniden yere bastı.

Bam!

Wang Yanfeng’in kılıcının yere vuruşuyla, patlayan taşlar havaya dağılmıştı. Bu mavi taş bir tür büyü dizilimi ile destekleniyordu ve demir kadar sertti. Ama gene de Wang Yanfeng’in kılıcı yerde yarım feetlik bir çukur açmıştı! Tek bir darbenin gücü bile çok fazlaydı!

Silahı isabet etmemiş olsa bile, Wang Yanfeng üzülmemişti, onun yerine gülüyordu. “Lin Min! Benim hızımla rekabet etmek mi istiyorsun!? Sadece doğuştan küçük bir ilahi güce sahip değilmişsin, aynı zamanda hızın da çok sefilce değil. Ama ne yazık ki, herhangi bir dövüş becerisi kullanamıyorsun!"

“Kendi acınası hızınla benimle, Wang Yanfeng ile rekabet edebileceğini mi sanıyorsun!?” Wang Yanfeng bunu söylediği anda, adımları değişti. Vücudu belirsiz ve bulanık bir ardıl görüntü halini aldı.

“Yedi Umutsuz Adım! Wang Ailesi’nin hareket dövüş becerisi!”

“Bu Wang Ailesi’ni gizli dövüş becerilerinden biri. Yedi adımda görünüp, kaybolabiliyor. Hızı hayaletleri ve tanrıları aşıyor. Eski aristokrat aileler gerçekten de insanı kıskandırıyor!”

“Silahı daha zayıf, dövüş becerisi daha zayıf, hareketi daha zayıf, böyle biri nasıl daha fazla dövüşebilir?”

Böyle konuşmalar dönerken, Wang Yanfeng yedi adım atmıştı ve birden Lin Ming’in yanında belirdi. Dokuz rünün yaydığı gerçek öz ile parlak yeşil çizgi bir kez daha ortaya çıkmıştı. Kılıç Lin Ming’in kolunu kesti!

Bir rekabette rakibini öldürmek, Yedi Derin Savaşçı Evi kurallarına aykırıydı, aksi takdirde okuldan çok ciddi bir ceza alırlardı. Bu yüzden Wang Yanfeng, Lin Ming’in kolunu kesmişti. Bu saldırı ölümcül olmasa da, kemiğini kırıp tendonları parçalayabilirdi. Yüksek seviyeli ilaçlar ile bile kemik ve kaslar tekrar kendini toparlasa bile, kol genel olarak daha az kullanışlı olacaktı ve gelişimin sonraki aşamalarını büyük ölçüde engelleyecekti.

Bu kötülükle dolu sinsi bir kesişti!

Wang Yanfeng’in ağzında alaycı bir gülüş vardı, ‘Yetenekli değil miydin? O zaman bu yeteneğinin yolunu keselim ve bir daha bana karşı mücadele etmeye cüret edebilecek misin görelim!’

Bu kesişin nedeni buydu ve bu dövüşü kaybedeceğine dair en ufak bir düşüncesi yoktu. Ancak o anda, Lin Ming haykırdı ve vahşice topuğunun üstünde dönerek yumruğunu salladı!

Bu gösterişsiz ama en azından 3000 jinlik baskıcı güce sahip bir yumruktu!

Bam!

İlk darbesinin hedefi Wang Yanfeng’in saberının kenarıydı. Lin Ming’in fark ettiği üzere burası kılıcın gerçek özünün en zayıf ve en çalkantılı olduğu yerdi!

Wang Yanfeng’in kılıcının hızı göz önünde bulundurulduğunda, tam bu noktaya vurması akıl almaz derecede zordu.

Bu kısa boşluk anında, Wang Yanfeng, kılıcındaki enerjinin akışının kesilmesiyle, vücudundaki gerçek özün iletiminde aniden karmaşık bir yükseliş hissetmişti. Eğer kılıçta yoğunlaşan gerçek öz ölümcül bir zümrüt yılanı olarak düşünülürse, Lin Ming’in yumruğu bu yılanı ortadan ikiye ayıran bir baltaydı!

Nasıl!?

Gerçek öz akışı kesildiği anda, Wang Yanfeng kanı tehlikeli bir şekilde yukarı akarken, bedenini yıkıntıya çevirebilecek bir acı hissetmişti. Olanların anlamını çözemeden, Lin Ming bir bacağını saldı ve Wan Yanfeng’in kafasına doğru savurdu.

Yıllardır her gün, Lin Ming bacağını ağaç kütüklerinde geliştiriyordu. Basitçe bu vuruşun gücü, sadece Demir Lif Çimi ile sertleştirilmiş derin acılardan geliyordu. Bu ‘Kaotik Meziyet Savaş Meridyenleri’ ile pratik yaptıkça korkutucu bir güce ulaşmıştı; saf kuvvet patlamasından farkı yoktu!

Lin Ming’in bacağı, bir ejderhanın kuyruğu gibiydi. Ama Wang Yanfeng de kapasitesiz biri değildi. Aklı karışık halde olsa da, hızla kolunu kaldırarak Lin Ming’in bacağını bloklamayı başarmıştı.

Ancak Lin Ming’in tekmesi Wang Yanfeng’in koluna çarptığında, Wang Yanfeng’in tek hissettiği kalın bir demirin kendisine vurduğuydu. Anında kolunu hissedemez olmuştu ve az kalsın bu baskı yüzünden kendinden geçecekti.

Wang Yanfeng’in kalbi şok içindeydi. Bu anormal güç de neydi böyle!?

Savaşın temposundaki değişimiyle birlikte, izleyen büyüklerin kalbi de aynı şoku yaşamıştı. O basit gözüken yumruk aslında o kadar basit değildi! Seyirci adaylar garip bir şey fark etmemiş olabilirdi ama kıdemliler houtian ustalardı. O basit yumruğun altında yatan gizemi kolayca anlamışlardı!

Bu Lin Ming denen kişi, nasıl böyle bir şey yapabilmişti?

Tekmenin etkisiyle Wang Yanfeng gerisin geriye uçmuştu. Tek nefeslik bir süre bile geçmeden, Lin Ming’in hızla yaklaştığını görmüştü.

Hiç iyi değil!

“Yedi Umutsuz Adım!” Wang Yanfeng ‘Yedi Umutsuz Adım’ ile ayaklarını kullandı ve bedeni tamamen fizik kanunlarını ihlal etti, aniden yana saparak Lin Ming’in yumruğundan kurtulmuştu. Ama bu ani yön değişimiyle, öncesinde aldığı darbe yüzünden, bedeninde kuduran gerçek özünü kontrol edemez hale gelmişti. Bir ağız dolusu kan tükürdü. Kalbinin derinliklerine panik duygusu sızmıştı. Başta, Zarif Tapınakta ‘Gerçeğin Dokuz Yolu’ becerisini kullanamadığı için gücünün azaldığını ve bu yüzden iki vahşi hayvan ile birlikte öldüğünü düşünüyordu. Eğer nadir hazinesi yanında olsaydı kolayca beşinci kata geçeceğini ve orada da birçok vahşi hayvanı öldüreceğini düşünüyordu. Ama onun yerine şimdi Lin Ming tarafından ağır bir şekilde bastırılıyor muydu? Lin Ming beşinci seviyedeki hayvanları öldürebilmiş olabilir miydi?

Gurur duyduğu ve kibirli bir şekilde her yerde övündüğü ‘Gerçeğin Dokuz Yolu’ tamamen yenilmişti; bu da Wang Yanfeng’in derin ve acımasız bir aşağılanma duygusunu hissetmesine yol açmıştı. O iğrenç kurtçuğa karşı misilleme yapmayı düşünemeden, Lin Ming tekrar ileri atılmıştı. Bu sefer bıçağıyla geliyordu!

“Bıçağını keseceğim!”

Büyük miktarda gerçek öz tükettiği için, gerçek özünün ancak yarısını kullanabilirdi. Wang Yanfeng’in ‘Gerçeğin Dokuz Yolu’nu kullanacak zamanı yoktu, tüm gerçek özünü silahında toplayabilirdi ve onun gücüne, keskinliğine ve kalitesine güvenerek Lin Ming’i bloklayabilirdi. Zaten bir sonuca varmıştı, eğer silahıyla karşı koyarsa, Lin Ming bıçağını geri çekmek zorunda kalırdı. Aksi takdirde Lin Ming’in küçük bıçağı mahvolurdu.

Ancak hayal ettiği gibi olmadı, Lin Ming bıçağını geri çekmemişti, onun yerine koca sabera karşı kemik sıyırma bıçağı ile kafa kafaya girmişti!

Boom!

Vahşi bir patlama ile gerçek özler çarpışında, kemik sıyırma bıçağı parçalara ayrılmıştı!

“Hah!”

Wang Yanfeng daha şaşıramadan, Lin Ming bağırmıştı ve kemik sıyırma bıçağı birkaç keskin parça haline patlamıştı.

Puff!

Bu parçalar, havada her yöne savrulan gizli bir parça tesirli bomba etkisindeydi!

Bu kısa mesafeden ve ani bir sürpriz sonucu oluşan bu silahtan, Wang Yanfeng ‘Yedi Umutsuz Adım’ ile bile kaçamazdı!

“Ah ah ah ah ah!!”

Wang Yanfeng acınası bir şekilde bağırıyordu. Omzuna, karnına ve kalçaları kemik sıyırma bıçağının parçaları girmişti ve her yana kan sıçramıştı. Hatta bir parça omzunu doğrudan delip geçmişti!

Lin Ming, Wang Yanfeng’in göğsüne bir uçan tekme attı. Tekmenin etkisiyle savrulan Wang Yanfeng bir kez daha ağız dolusu kan tükürmüştü; bu ani tekme kaburgalarını kırmıştı ve havalanan Wang Yanfeng adeta kırık bir uçurtma gibi yere düşüyordu!

“Dur!”

Lin Ming tekmesi ile Wang Yanfeng’i havalandırdıktan sonra, Kıdemli Xu bir çita gibi atlamıştı; oturduğu sandalye fırladığındaki gerçek özün etkisiyle parçalanmıştı.

Kıdemli Xu rüzgar gibi dövüş alanına çıkarak ağır yaralı Wang Yanfeng’i yakaladı. Hemen bir ilaç şişesi çıkararak üzerinde kullandı. Wang Yanfeng’in babası ile eski arkadaştı ve doğal olarak oğlunun arkasını kollayacaktı. Wang Yanfeng’in bu kadar ağır yaralanmasını  arkadaşına nasıl izah edecekti?

Kıymetli İlacı uyguladıktan sonra, Kıdemli Xu kasvetli bir şekilde Lin Ming’e baktı, “Seni küçük velet, bu kadar gençsin ama hareketlerin fazlasıyla acımasız!”

Kıdemli Xu’nun sözlerinin her gibi gerçek öz ile güçlendirilmişti ve sanki metal bir topun son hızda çarpması gibiydi.

Bir Houtian ustanın baskısı karşısında Lin Ming gözlerini kıstı ve içinde gizlice ‘Gerçek İlkel Kaos Formülü’nü çevirmeye başlayarak baskıya direndi. Nötr ifadesiyle konuştu, “Eğer fazla şiddetli olduğumu söylüyorsanız, şiddetli olmayan nasıl oluyor? Wang Yanfeng daha biraz önce kolumu koparmaya çalıştı, öylece durup istediğini yapmasına izin mi verseydim? Eğer yumruğumla karşılık vermeseydim ve kolum koparılsaydı, Wang Yanfeng’e bunları söyleyecek miydiniz?”

“Güzel! Karşılık vermeye cesaret ediyorsun demek!?” Kıdemli Xu aniden ileri adım attı, öldürme niyetiyle yanıp tutuşuyordu. Adeta kurbanını seçmiş ve sıçramaya hazır bir kaplan gibiydi.