Bölüm 831: Savaşın Anlamı

“Gerçekten ölüm denen kavramın ne olduğunu bilmiyorum! Gerçekten Hayat Yıkımı'na geçtiğinde yenilmez olacağını mı sanıyorsun? Saçmalık!” Konuşan kişi, Situ Haotian'ın büyük öğrencisi Situ Bai idi.

Situ Bai, Situ Aile Klanı'nın bir dahisi değildi ama çocukken üst düzey yetenek olarak sınıflandırılış ve Sİtu Haotian'ın büyük öğrencisi olarak Situ soyadını almıştı. Kader Hükmü sıralaması Büyük Şeytan Elçisi'nden bile yüksekti.

“Bu bana yeter. Hayat Yıkımı'na ulaştıktan sonra, ben, Situ Bai seni alt edeceğim!”

“Güzel. O zamana kadar bekleyeceğim.” Lin Ming hevesli şekilde söyledi.

“Kardeş Hao, bu kadar aceleci olmayalım!” Büyük Şeytan Elçisi hızla gerçek öz ses iletimiyle söyledi. Situ Bai Lin Ming'i anlamamıştı ama Büyük Şeytan Elçisi zeki biriydi. Lin Ming'e karşı büyük kayıplar yaşamıştı ve onu hafife almanın neye bedel olacağını iyi biliyordu.

Situ Bai konuşmak istedi ama o sırada Situ Haotian soğukça homurdandı. “Geri çekil!”

“Usta...”

“Geri çekil dedim!”

“Peki...” Situ Bai bunu kabul etmekte isteksiz olsa da yapabileceği bir şey yoktu.

Situ Haotian öne çıktı ve Lin Ming'e bakarken gözleri parladı. “Asura Kutsal Krallık'ın tüm Hayat Yıkımı ustalarına tek başına meydan okumak mı istiyorsun!?”

“Evet!” Lin Ming, Situ Haotian'ın baskısına karşı kararlı şekilde söyledi.

“Küçük Kardeş Lin, sen...” Shibai şaşırdı. Lin Ming kararlarında çok vahşiydi. Birinci aşama Hayat Yıkımı ustası olarak, nasıl Asura Kutsal Krallık'ın tüm Kader Hükmü ustalarına karşıa savaşacaktı?

Lin Ming derin bir nefes aldı. Gerçek öz ses iletimiyle söyledi. “Patrik Shibai, benim için yaptığınız her şeye minnettarım ama Terk Edilmiş Tanrı Klanı'nın benim yüzümdem hedef haline gelmesini istemem. Bunun sonuçları çok ciddi olacak!”

Shibai, Lin Ming'in sesindeki güçlü inanç hissiyatini fark ettiğini söyledi. “Kendine gerçekten inanıyor musun? Asura Kutsal Krallık'ın üst düzey ustalarını tanıyor musun?”

“Sadece biraz.” Lin Ming dürüstçe söyledi. Kendisi de Kader Hükmü'nde olduğu için Asura Kutsal Krallık'ın ustalarının yaklaşık gücünü tahmin edebiliyordu. Ama Kader Hükmü her şeyi ortaya çıkaran bir liste değildi. Lin Ming, Asura Kutsal Krallık'ın en derinlerde gizlenen ve kimsenin tanımadığı Kader Hükmü ustaları olduğuna emindi.

Lin Ming bu çılgın sözü ederken büyük risk almıştı!

Ama bunu yapmak zorundaydı. Burada Situ Haotian bile baskı altındayken, Lin Ming de rahat değildi.

Burada hayatını kumar olarak kullanmıştı. Kılıçlar çoktan çekildiği için kimse taviz vermeye istekli değildi. Durum çıkmaza sürüklendikten sonra, kaçınılmaz olarak... savaş çıkacaktı!

İki süper güç arasındaki bir savaştı bu! Savaşlarında kaçınılmaz olarak sayısız masum da ölecekti. Ne Situ Haotian, ne Shibai ne de Lin Ming böyle bir kayba direnemezdi.

Bir adım atarak, İlahi Deniz ustalarının topyekün savaşından kaçabilir ve kendini Hayat Yıkımı ustalarıyla sınırlı olacağı bir savaşa zorlayabilirdi. Bu uzlaşmadan çıkan bir sonuçtu.

Situ Haotian ellerini arkasında bağladı. Gözleri biraz kısıldı ve görüşü daha da keskinleşti, Lin Ming'in içini arıyor gibiydi!

Bu meydan okumayı ne kabul etti, ne de reddetti. Lin Ming'in ne kadar güçlü olduğunu analiz ediyordu.

Yüz gün önce, Lin Ming Kader Hükmü'nün 280. sırasında yer alıyordu. O zaman, yetişimi Geç Dönen Çekirdek Âlemi'nin zirvesindeydi. Şu anda yetişimi artmamıştı, bu yüzden gücünde önemli bir atılım yapması imkansızdı.

Tanrı vergisi bir yeteneği ve elinde 100 gün içinde bulduğu çok sayıda kartı olsa bile, Kader Hükmü'nün ilk 250 sırasına girememeliydi. Bu bile onun için yüksek bir değerlendirmeydi.

250. sıradaki bir Kader Hükmü ustasının büyütülecek tarafı yoktu. Kader Hükmü içinde birkaç büyük seviye vardı. 200, 100, 50, 30, 10, tüm bunlar tamamen farklı seviyelerdi. Lin Ming Hayat Yıkımı'na geçse ve gücü çok artsa bile bu yeterli olmamalıydı.

Ancak... Lin Ming canavarımsı bir dahiydi. Sağ duyu ile yargılanacak birisi değildi.

Gerçek şu ki, Situ Haotian Lin Ming'in gücünü hafife alamazdı ama Lin Ming de kendi gücünün sınırını bilmiyordu. Şeytan Parıltısı da herhangi bir tavsiye veremiyordu. Sonuçta Lin Ming gibi vücut ve yasa çift yetişimi son derece nadirdi. Hayat Yıkımı'nı geçmek için yıldırım gücünü kullanırsa savaş ruhuyla, Kafir Tanrı Gücü'yle ve her türlü hazineyle birlikte, Tanrılar Âlemi'nde bile büyük bir güç haline gelecekti. Lin Ming'in Hayat Yıkımı Âlemi'nden sonraki gücünü ve Kader Hükmü sırasını tahmin etmesi imkansızdı.

Ayrıca Lin Ming de Asura Kutsal Krallık'da gizli bir süper gücün olup olmadığını da bilmiyordu.

Bu savaş gerçekten bir kumardı!

“İki Kutsal Toprak arasında patlak verebilecek bu savaşı çözüme mi kavuşturmak istiyorsun?” Situ Haotian kayıtsız tonuyla söyledi.

“Evet. Ne dersin? Böyle büyük bir Kutsal Krallık, benim gibi bir genç ile savaşamaz mı?” Lin Ming, Situ Haotian'ın korkunç aurasına karşı sakin kaldı.

Ve bu sakinlikte, Situ Haotian Lin Ming'in sözleri arkasındaki alayı hissedebiliyordu. Onu ve Asura Kutsal Krallık'ı aşağılamaya devam ediyordu!

Asura Kutsal İmparator olduğu zamanda onunla kimse böyle konuşamazdı. Ama şu anda Lin Ming'in önerisinin gerçekten iyi bir uzlaşma şekli olduğunu kabul ediyordu. Aksi halde diğer büyük Kutsal Krallıklar'ı birleştirse ve Terk Edilmiş Tanrı Klanı'na karşı harekete geçse bile, bu ‘müttefikler’ harekete geçmek için ödül isteyeceklerdi. Savaşta yaşayacağı kayıplar, kazançlarına değmeyecekti.

Asura Kutsal İmparator bunu düşündüğü anda ellerini önüne getirdi. Vücudundan ürpertili bir öldürme arzusu yayıldı. “Ölüm savaşı mı olacak?”

Bu sözler, Situ Haotian'ın savaşı kabul ettiği anlamına geliyordu.

“Evet! Sahneye gelecek dövüş sanatçıları, sadece Asura Kutsal Krallık'ın Hayat Yıkımı dövüş sanatçıları olacak."

"Güzel. O zaman dediğin gibi olsun!” Asura Kutsal İmparator kabul etti. Bu türde bir yıpratma savaşı kolay olmasa da, Lin Ming'e meydan okumak için kahramanlar göndermeyecekti.

Bu savaş, tüm Asura Kutsal Krallık'ın ulusal kaderini ilgilendiriyordu. Kazanmak, Şeytan İmparatoru'nun tüm mirasını kurtarmak demekti. Kaybetmek, Asura Kutsal Krallık'ın sonsuz potansiyele sahip büyük bir düşman edineceğini gösterecekti. Sonuçların arasındaki fark devasaydı!

Lin Ming derin bir nefes aldı ve yumruklarını sıktı, gözleri Situ Haotian'a bakarken parladı. Gerçekten kabul etmişti!

Lin Ming Hayat Yıkımı'na geçtikten sonra kazanıp kazanamayacağında veya gerçek gücünün hangi seviyeye ulaşacağından emin değildi. Bu kumar bilinmeyen riskler ile doluydu. Öyle olsa bile Lin Ming kanının savaş arzusuyla kaynadığını hissedebiliyordu. Savaş istiyordu! Düşmanlarını katledeceği ve yerden yere vuracağı kanlı bir savaş arzuluyordu!

Bu kumarı kabul etmesinin asıl sebebi, Terk Edilmiş Tanrı Klanı'nın üzerindeki baskıyı azaltmaktı! Ama aynı zamanda bu baskıyı sınırını aşmak için de kullanmak istiyordu!

Lin Ming, Situ Haotian'a baktı ve söyledi. “Madem bu ölüm savaşı olacak... ben Şeytan İmparatoru'nun miraslarını koyuyorum ortaya. Peki ya sen? Bu bahise ne koyacaksın?”

Bu zaten adil olmayan bir savaştı. Lin Ming sayısız düşman ile karşılaşacaktı ve Asura Kutsal Krallık'ın merhametine kalabilirdi. Kazansa bile bundan bir yararı olmayacaktı. Doğal olarak böyle bir şeyi kabul edemezdi.

“Ne yapmak istiyorsun?”

Situ Haotian şaşırmadı. Ses tonu giderek sakinleşti, diğerleri şu anda ne düşündüğünü tahmin edemiyordu.

Lin Ming bir süre düşündü. İlk düşüncesi, Şeytan Tanrı Kalp Koruyucu Aynası'ydı. Onu elde edebildiği sürece Şeytan İmparatoru Zırhı'nı tamamlayabilirdi. Bu şekilde Evrensel Eritme Fırını'ndan zayıf olmayan bir hazine elde etmiş olacaktı.

Ancak Lin Ming bu fikri hemen çürüttü.

Tamamlanan Şeytan İmparatoru Zırhı, Lin Ming'in gücüne fazla katkı yapmayacaktı. Sonuçta sadece zırhtı; ona güvenmek iyi bir seçenek değildi. Bu nedenle yetişimini artırabilecek ilahi materyaller istemek daha iyiydi.

Üstelik Şeytan Tanrı Kalp Koruyucu Aynası, Asura Kutsal Krallık'ın onuru ve gururuydu. Bu Şeytan İmparatoru'nun mirasının gerçek haleflerini olduklarını iddia ettikleri semboldü. Asura Kutsal Krallık böyle bir şeyi kaybederse, tüm dünyada gülünç kaynağı haline gelirdi.

Asura Kutsal Krallık, Lin Lanjian'ın Şeytan İmparatoru'nun miraslarını çaldığını duyurmuştu ve ona karşı büyük bir av operasyonu başlamıştı. Ve sonuç olarak sadece mirasları ele geçirememek ile kalmamış, Kalp Koruyucu Aynası'nı da kaybetmiş olacaklardı; bundan daha gülünç bir şey olabilir miydi?

O zaman, Situ Haotian öfkeden aklını kaybedebilir ve tüm utancını bir kenara bırakarak her şeyiyle Terk Edilmiş Tanrı Klanı'na karşı savaş açabilirdi. Bu iyi bir şey olmazdı.

Lin Ming biraz düşündükten sonra kararını verdi. İstediği her şeyi bir yeşim kayışa kaydetti.

“Milyon yaşında 10 jin Tahta Ruhu Yeşimi, 10.000 Yıllık Şeftali İliği, Şafak Sisi Çiçeği, Buz Uçuşu Taşı, Akça Ağaç Ruh Suyu...”

Lin Ming bu şekilde 15 farklı materyal yazmıştı. Geçmiş yıllarda, Lin Ming simya üzerinde çalışarak Gökyüzü Düşüşü Kıtası'ndaki bitkileri incelemişti. Listelediği tüm bu materyaller, Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nda bulunabilirdi ama son derece nadir ve değerlilerdi.

Bu materyaller sayesinde iki muhteşem hap daha elde edebilecekti.

Bunlardan ilki Mavi Damla Kalp Eriten Hap'dı. Hayat Yıkımı'nın birinci aşamasından ikinci aşamasına geçme süresini büyük oranda kısaltacaktı.

İkinci hap ise bir Şiddetli Yıldırım Cennet Buz Hapı'ydı. Bu da Sekiz İç Gizli Kapı'nın dördüncü kapısını açmasından büyük yardımcı olacaktı. Sekiz İç Gizli Kapı'nın dördüncü kapısını açmak için hala bazı şeylere ihtiyacı vardı. Vücut dönüşümü yolu kaynak açısından çok zorluyordu. Tanrılar Âlemi'nde bile, gerekli tüm materyaller ne ucuz, ne de toplaması kolaydı.

Shua!

Beyaz bir ışık parladı ve yeşim kayış Situ Haotian'ın eline uçtu.

Lin Ming'in istediği eşyalara baktı ve yeşim kayışı neredeyse elleriyle ezecekti!

Lin Ming'in Kalp Koruyucu Aynası'nı isteyeceğini düşünmüştü ama o ilahi materyaller istemişti. Bunlar diğerinden daha pahalıydı. Hepsinin bir araya gelmesi, yedi sekiz milyon ruh özü taşına bedeldi!

Üstelik bu materyallerin bir çoğu satın alınamazdı. Bunları araştırmak, büyük kaynak israfına neden olacaktı. Toplam değeri 10 milyon ruh özü taşını bile geçebilirdi!

Lin Ming ağzını açan aç bir aslandı!

Ama bu durumda, Kalp Koruyucu Aynası'nı kaybetmektense, Lin Ming'in istediklerini almayı tercih ederdi. Lin Ming'e baktı ve dişlerini sıktı. “Oldukça zekisin. Kendin için en iyisini hedeflerken, bam telime basmamaya da özen gösteriyorsun. Güzel! Kabul ediyorum!”

Situ Haotian konuşmasını bitirdiği anda aniden arkasını döndü. Asura Kutsal Krallık'ın diğer dövüş sanatçıları da hemen ona ayak uydurdu. Bu gergin atmosferde herkes Situ Haotian'ın durumunun farkındaydı.

Gücü ve etkisine rağmen, Terk Edilmiş Tanrı Klanı ve bir geç Dönen Çekirdek alemi çocuk tarafından bastırılmıştı ve girmek istemediği bir savaşı kabul etmişti. Herkes şu anki şiddetli ruh halini düşünebilirdi!

Situ Haotian Terk Edilmiş Tanrı Klanı'nın Bölge Kalbi Büyük Salonu'ndan çıkarken aniden durdu. Arkasını döndü ve herkese soğuk şekilde baktı.

“Hepinizin bu savaşa katılması gerekiyor. Zafer, sonsuz ödülleri beraberinde getirir! Yenilgi ise ölüm demektir!”