Bölüm 826: Terk Edilmiş Tanrı Klanı, Boyutsal Bölge

“Sekiz Güz Yıldırım İmparatoru'nun mektubuna göre, Terk Edilmiş Tanrı Klanı'nın girişi bu dağ zirvesinde yer alıyor.”

Lin Ming sesli olarak düşündü ve karşısında bir bıçak ağzına benzeyen devasa dağ zirvesine baktı.

Boyutsal bölge, bir boyuttan farklıydı. Bir boyutsal bölge, düzinelerce, yüzlerce, binlerce hatta on binlerce mil uzunluğunda olabilirdi. İçindeki uzay gücü de gayet dengeli olurdu. Boyutsal bölge oluştuktan sonra, yüz binlerce, hatta milyonlarca yıl çökmeden kalabilirdi.

Şeytan Tanrısı İmparatorluk Sarayı'nın çökmüş dünyası, küçük bir boyutsal bölge olarak kabul edilebilirdi.

Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nın dövüş sanatçılarının hiçliği yararak kendi boyutsal bölgesini oluşturacak yeteneği yoktu. Bu dünyalar, çeşitli nedenlerden dolayı doğal olarak oluşurdu. Bir boyutsal bölge gizli bir dünya olduğu için, saldırıları savunmak daha kolay olurdu. Her yeni boyutsal bölgenin keşfi, tüm büyük güçlerin şiddetli çatışmaya girmesine neden olurdu. Dört Kutsal Krallık'ın her birinin kendi boyutsal bölgesi vardı. Bir tarikatın üs olarak bir boyutsal bölgeyi kullanması, aslında kendi gücünü temsil ediyordu.

Bu bıçak ağzına benzeyen dağ zirvesi, hafif sis ile kaplıydı. Dağ zirvesi, 70.000 fit uzunluğundaydı ve pürüzsüz uçurumları aşağı doğru uzanıyordu.

Lin Ming gerçek özünü artırdı ve roket gibi fırladı.

70.000 fit yükseklik, zaten İlkel Kaos Seması'na giriyordu. Burada cennet ve toprak kökenli enerji tamamen karmaşıktı. Dağ zirvesi, 10.000 yıldır kar ve buz ile kaplıydı. Uzaktan bakıldığında gerçekten seyretmesi muhteşemdi.

“Kim geliyor, dur!”

Lin Ming boyutsal bölgenin girişine yaklaştığında, bir grup muhafız tarafından engellendi. Bu muhafızların hepsinin mistik dövmesi vardı, bu klanlarının simgesi gibi bir şeydi. Muhafızların yetişimi sadece Xiantian Âlemi olmasına rağmen, keskin tarafları vardı. Hiçbiri, Lin Ming'e ve Geç Dönen Çekirdek Âlemi yetişimine bakmıyordu.

Lin Ming bu muhafızların yüzündeki dövme mühürü ile doğru yere geldiğini anladı.

Burası gerçekten son derece gizemli bir aile klanıydı. Sonsuz zaman içinde yok oldukları için, kimse klanın neden böyle bir lanet ile var olduğunu bilmiyordu.

Ama ne üzgün hissediyorlar, ne vazgeçiyorlardı, ne de lanet yüzünden tanrılara çemkiriyorlardı.

Lanetin acısına sabırlı şekilde dayanıyorlar ve kendi hayatlarını yüz binlerce yıldır devam ettiriyorlardı! Üstelik Sekiz Güz Yıldırım İmparatoru gibi son derece üstün ve yüce ustalar da çıkarmışlardı!

Olağanüstü ve birbirine kenetlenmiş bir aile olarak izlerini devam ettiriyorlar ve klanın ruhunu kemiklerinde hissediyorlardı. Terk Edilmiş Tanrı Klanı, en içten duygulara birer meydan okuma gibiydi. Asla vazgeçmeyerek, tanrılar ile savaşarak ve kaderleriyle yüzleşerek ilerlemeye devam ediyorlardı!

Lin Ming bir zamanlar muazzam miktarda acıya dayanan bu nesle sadece saygı gösterebilirdi. Özellikle 100.000 yıl önce ölen tanrıçaya ve 100.000 yıldır kalbi atmaya devam eden Büyük İmparator'un kalbine. Tüm bunlar Lin Ming'i derinden şok etmişti.

Bu iki büyük usta muhtemelen Terk Edilmiş Tanrı Klanı'ndan geliyordu.

Bu benzersiz ustalarının soyunu miras alarak, aile klanının tarihi zamanda kaybolsa ve görkemli günleri geride kalmış olsa bile, Terk Edilmiş Tanrı Klanı'nın izini kemiklerinde gururla taşıyorlardı. Bu inatla devam ederlerse, kan soyu laneti büyüyecek ve sonsuza kadar devam edecekti!

Lin Ming'in Sekiz Güz Yıldırım İmparatoru'nun kalıntılarını buraya geri getirme riskini almasının nedeni, Yıldırım İmparatoru'nun başarılarına ve onların ataları olan Terk Edilmiş Tanrı Klanı'na saygı göstermesiydi.

Yumruklarını birleştirdi ve söyledi. “Antik bir harabede bir kıdemlinin kalıntılarını buldum. Bu kalıntılar o insanlar için çok önemli şeylerdi. Bu kıdemlinin son isteği olarak kalıntılarının insanlarına geri gelmesini istediğini düşünüyorum.”

“Kıdemli mi? Hangi kıdemli?” Muhafızların lideri sordu.

“Sekiz Güz Yıldırım İmparatoru, Kıdemli Gümüş İmparator.”

“Ata Gümüş İmparator mu?” Muhafız lider, Lin Ming'in sözlerinden sonra şok oldu. Gümüş İmparator, Terk Edilmiş Tanrı Klanı'nın en büyük yeteneklerinden birisiydi. 21 yaşında Xiantian Âlemi'ne ve 28 yaşında Dönen Çekirdek Âlemi'ne girmişti. Bu hız, kahraman elitler arasında yavaş olarak kabul edilse bile, bu gelişim hızında bir İmparator seviyesine gelmek çok zordu.

Ama Gümüş İmparator güçlü iradeye ve azme sahipti. Yavaşça dövüş sanatları yolunu tırmanmış, savaş ruhuyla birlikte üç savaş niyetini kavramış ve kendi Yıldırım Kuvvet Alanı'nı oluşturmuştu. Hayat Yıkımı'nı geçtikten sonra seviyesinde yenilmez olmuştu. Hayat Yıkımı'nın sekizinci aşamasını geçtikten sonra İlahi Deniz Âlemi'ne ulaşmış ve tüm kahramanları aşmıştı. Binlerce yıl yenilmez olarak yaşadıktan sonra tanrıların altındaki en büyük kişi ünvanını almıştı!

Ne yazık ki böyle cesur ve yüce bir dahi meteor gibi düşmüştü. Sonunda Mucizeler Denizi'nde ölmüştü ve kemikleri bile bulunamamıştı. İnsanlar onun öldüğünü sadece ruh yeşim kayışı ile anlamıştı. Ölüm sebebini ise kimse bilmiyordu.

Sekiz Güz Yıldırım İmparatoru'nun ölümü, Mucizeler Denizi'ne başka bir korku katmanı eklemişti.

“Genç Kahraman, bunun hakkında kanıtın var mı?” Muhafız lider kalbindeki heyecanı bastırmaya çalıştı. Sekiz Güz Yıldırım İmparatoru kalıntıları, Terk Edilmiş Tanrı Klanı için çok anlamlıydı. Bu gencin dedikleri doğruysa, gerçekten Terk Edilmiş Tanrı Klanı için büyük bir şans doğdu demekti!

Muhafız lider heyecanlansa da, Lin Ming'e körü körüne inanamazdı. Klana birini sokmak, özellikle de Tahta Ruhu Yeşimi maskesi olan birisini sokmak, sorunlara neden olabilirdi.

“Bu, Kıdemli Gümüş İmparator'un bir zamanlar kullandığı simgesi.”

Lin Ming konuşması sırasında uzaysal yüzüğünden Gümüş İmparator'un simgesini çıkardı. Bu düz bronz bir simgeydi ve arkasında yeşim kolyeye benzer olarak bir kuş simgesi vardı. Bu simgenin ön kısmına ‘Gümüş’ sözü kazınmıştı.

Bu hem eski hem de klan elderlerinin simgesi birkaç kere değişse de, lider muhafız bunun kesinlikle Sekiz Güz Yıldırım İmparatoru'na ait olduğunu doğruladı.

Antik havası, yılların izini taşıyordu ve simgenin içerdiği yıldırım iradesinin sahte olması imkansızdı!

“Genç Kahraman, beni takip et. Seni elderlerimize götüreceğim!” Lider muhafızın tonu daha saygılı hale geldi. Sekiz Güz Yıldırım İmparatoru'nun kalıntıları paha biçilemezdi. Bu gencin onları bulduktan sonra ele geçirmek istememesi ve hatta Terk Edilmiş Tanrı Klanı'na geri getirmesi, gerçekten saygıyı hak ediyordu.

Liderin yol göstermesiyle Lin Ming onu takip etti. Cıva gibi parlayan bir uzay girişinden geçtiler. Boyutsal bölgeye girdikleri anda, gökyüzünde uçuyorlardı. Yol boyunca çeşitli muhteşem ağaçları ve çiçekleri geçtiler. Bunlar ilahi hazineler olarak kabul edilmese bile üçüncü veya dördüncü seviye tarikatların delirmesine neden olurdu.

“Buradaki cennet ve toprak kökenli enerji ne kadar zengin. Ruh damarı seviyesi en az altıncı seviye olmalı, en azından fazla kötü olamaz.”

Lin Ming giderek şaşırmaya devam ediyordu. Terk Edilmiş Tanrı Klanı'nın böyle refah toprakları ele geçirmesi, miraslarını gerçekten ortaya koyuyordu. Peki tüm bunların karşısında Jue nasıl böyle sefil bir kadere sürüklenmişti?

Buradaki ruhsal aura sadece zengin ve saf değildi. Ayrıca boyutsal bölgenin içinde birçok güçlü dizi oluşumu da vardı. Birisi girişi kırsa ve burayı işgal etmek istese bile bu dizi oluşumlarını geçmek için büyük bedel ödemek zorunda kalacaktı.

Lin Ming yavaşça ilerlediği sırada çevresini incelemeye devam etti. Bu Terk Edilmiş Tanrı Klanı, gerçekten düşük profilini korumuştu. Şans eseri Jue ile karşılaşmamış olsaydı, dört Kutsal Krallık'ın yanında böyle gizli bir aile klanı olduğunu asla hayal edemezdi.

“Elder Sarayı karşımızda. Genç Kahraman, seni Patriğimiz'e kadar götüreceğim.”

Lider hızla bir ses iletim tılsımı yakarak tüm olayları söyledi. Yakında cevap geldi.

“Genç Kahraman, gel benimle lütfen.”

Lider, Elder Sarayı'na girerek hiç yere inmeden büyük bir salona kadar devam etti.

Bu büyük salon, meydan gibiydi ve 300 fitin genişliğin üzerindeydi. Salonun girişinde birkaç heykel bile vardı, bu heykeller gerçek boyutlardaydı. Burada erkeklerin yanı sıra kadınlar da vardı, bunların hepsi dondurulmuş insanlar kadar gerçekti. Dikkatli bakıldığında heykellerin yüzündeki lanet simgesi bile görülebiliyordu. Bunların Terk Edilmiş Tanrı Klanı ataları olduğuna şüphe yoktu.

Büyük salonun merkezinde üç kişi bekliyordu. İkisi erkek, biri kadındı. Yaşlı görünmüyorlardı.

Onlara liderlik eden orta yaşlı adam, Lin Ming gibi bir maske takıyordu. Adam ve kadın, uzun kırmızı cübbeler giymişti, ayrıca yüzlerinde aynı simge vardı. İkisi etkileyici şekilde altıncı aşama Hayat Yıkımı ustasıydı!

“Altıncı aşama Hayat Yıkımı, Kader Hükmü ustaları...”

Lin Ming bu iki bireyin son derece güçlü kişiler olduğunu hissetti. Onların gücü, muhtenelen Asura Kutsal Krallık'ın ikinci Şeytan Elçisi'ne denkti. Böyle kişiler, muhtemelen Kader Hükmü'nün 50-80 arasında yer alıyorlardı.

Ancak Lin Ming Kader Hükmü ustalarının isimlerini hatırladığında, Terk Edilmiş Tanrı Klanı'ndan kimsenin olmadığını hatırladı. Böyle gizli ve gizemli aile klanı, Kader Hükmü'ne bile girmiyordu demek ki. Kader Kavrayışı çok muhteşem bir istihbarat ağına sahipti ama bu, kendi boyutsal bölgesinde yaşayan Terk Edilmiş Tanrı Klanı'nı araştırabilecekleri anlamına gelmiyordu.

Lin Ming'in gözleri öndeki orta yaşlı adama döndü. Bu kişinin aurası deniz kadar derindi; yetişimini görmek imkansızdı. Bu kişi gözlerini ona diktiğinde, Lin Ming sanki ulaşılamaz bir dağ zirvesine bakıyor gibi korku dolu hissetti.

Bu kişi... bir İlahi Deniz ustası mıydı?

Lin Ming bunu doğrulamaya cesaret edemedi. Ama Terk Edilmiş Tanrı Klanı böyle hazine gibi bir bölgeye yerleştiğine göre, bir İlahi Deniz ustaları olması gerekiyordu!

Lin Ming derin bir nefes aldı. İlk defa gerçek bir İlahi Deniz ustası görüyordu. Büyük baskı hissetmesine rağmen sakin kalmaya devam etti. Sonuçta Eski Anka Kuşu Şehri'nde sınırını tahmin etmesi imkansız olan Peri Feng ile karşılaşmıştı. O İlahi Deniz Âlemi'n çoktan aşıyordu.

“Demek sendin. Ata Gümüş İmparator'un kalıntılarını bulan kişi sen misin?” Orta yaşlı adamın gözleri yıldırım gibi parladı. Lin Ming'in konuşmasını beklemeden doğrudan önünde belirdi ve söze girdi. Gözleri Lin Ming'in dantianını süpürdü ve Lin Ming'in temelinin sağlamlığın zirvesine geldiğini gördü. Bu onu son derece şaşırttı. Böyle genç bir çocuğun bu seviyeye ulaşması, kesinlikle adının duyulmasını sağlamalıydı.

“Evet.”

Lin Ming zaten Gümüş İmparator'un kalıntılarını vermeye karar vermişti. Gereksiz sözler ile zaman harcamadı. Önceden hazırladığı bir uzaysal yüzüğü çıkardı ve İkiz Hayat Yıldırım Kristali ile Sekiz Güz Yıldırım İmparatoru'nun Yıldırım Kavramı yeşim kayışı hariç her şeyi orta yaşlı adama verdi. Bu hazineleri zaten Evrensel Eritme Fırını'na yerleştirmişti.

Ancak Sekiz Güz Yıldırım İmparatoru'nun yetişim yöntemi mirasları ve lanete nasıl direneceğine dair kayıtlarının hepsini Terk Edilmiş Tanrı Klanı'na vermişti. Gümüş Beyaz Kılıç'ı bile geri vermişti.

Gümüş Beyaz Kılıç bir Aziz seviyesi kılıç olmasına rağmen, Lin Ming için uyumlu değildi. Üstelik Gümüş Beyaz Kılıç'ın onu ustası olarak kabul etmesi imkansızdı, bu yüzden silahın gücü onun elinde büyük oranda azalacaktı. Sonuçta silahın kendisi bile sürpriz bir kart olarak düşünülebilirdi. Lin Ming gelecekte Hayat Yıkımı Âlemi'ne geçeceğine ve bu karta ihtiyacı kalmayacağına emindi. Bunu Terk Edilmiş Tanrı Klanı'na vermek daha iyiydi.

…………..

Lin Ming, Elder Sarayı'na girdiğinde Terk Edilmiş Tanrı Klanı'nın boyutsal bölgesinin dışında başka bir Tanrı Hızı Teknesi daha geldi. Bu Tanrı Hızı Teknesi, Lin Ming'in Tanrı Hızı Teknesi'nden birkaç kat daha büyüktü.

“Burada mı?” Asura Kutsal İmparator, bıçak ağzına benzeyen dağ zirvesine baktı ve kaşlarını çattı. “Onun Terk Edilmiş Tanrı Klanı'nda olduğuna emin misin?”

“Evet!” Situ Yaoxi başını salladı. “Terk Edilmiş Tanrı Klanı'na gireli bir saati geçmemiş olmalı.”