Bölüm 824: Ölüm Orakçısı Laneti

Siyah mühürün enerjisi giderek güçlendi ve neredeyse tüm alanı kapladı.

İkinci Şeytan Elçisi bu Aziz seviyesi kılıcın enejrisinin farkındaydı. Ona kendi ruh izini koymak söylemek kadar kolay değildi, özellikle de Lin Ming ile şu anki kritik durumda. Bu kılıcı kontrol etmek için ruh izini koyarsa, muhtemelen Lin Ming'in hayatını alma şansı doğacaktı.

En güvenli yöntem, ilk olarak kılıcı mühürlemek ve uzaysal yüzüğüne atmaktı. Gelecekte bu durum ile yavaşça ilgilenecekti.

Böyle inanılmaz nadir bir hazinenin karşısında çok az insan açgözlü yapısını bastırabilirdi.

Mızrağı gösteren siyah mühür ağır baskı kurarak Gümüş Beyaz Kılıç'a doğru ilerledi.

O anda mühür kılıç ağzına değdi.

Gong!!!

Keskin kılıç haykırışı, sonsuz gökyüzünü doldurdu, sanki Azur Ejderha doğuyor gibiydi.

Kılıçtan devasa mor enerji çıktı ve doğrudan siyah mührü yok etti. Siyah mühür, ikinci Şeytan Elçisi'nin ruh gücüne bağlıydı. İkinci Şeytan Elçisi, 10.000 jinlik bir balyozun indiğini ve kafasına çarptığını hissetti. Ruhsal denizi şiddetle sallandı, neredeyse doğrudan çökecekti!

Gözlerinin köşelerinden kan sızmaya başladı ve aşağı inerek burnundan damladı. Gümüş Beyaz Kılıç, Sekiz Güz Yıldırım İmparatoru'nun dövüş sanatları iradesiyle bağlıydı. On binlerce yıl önce, Sekiz Güz Yıldırım İmparatoru tanrıların altındaki en zirve konumdaydı ve dövüş sanatları iradesi konusunda olağanüstüydü. Orta Dönen Çekirdek Âlemi'nde kendi savaş ruhunu kavramış ve İlahi Deniz Âlemi'ne ulaştığında savaş ruhu gümüş seviyesine ulaşarak Yıldırım Kuvvet Alanı özelliğinde olduğu için yıldırım özelliğiyle birleşebiliyordu.

Bu dövüş sanatları iradesi, muhteşem bir şeydi. Ve on binlece yıl Yıldırım Bölgesi'nde sertleştikten sonra, ikinci Şeytan Elçisi seviyesindeki birisi ona nasıl zarar verecekti?

İlahi kılıcın öfkesi buydu işte.

Sekiz Güz Yıldırım İmparatoru'nun dövüş sanatları iradesinin öfkesiydi!

O sırada ikinci Şeytan Elçisi'nin ruhunun yaralanmasıyla Lin Ming zaten bu şansı bekliyordu. Kırmızı mızrağını kavradı ve ileriye doğru fırladı!

Ayaklarının altındaki uzay bozuldu. Lin Ming bir göz açıp kapayıncaya dek ikinci Şeytan Elçisi'nin önünde belirdi.

Ruh gücü Kafir Tanrı Filizi'ne dokundu ve zorlukla altın kırmızı bir yıldırım parçası çıkardı. Bu yıldırımı kırmızı mızrağına döktü ve ikinci Şeytan Elçisi'nin kafasına vurdu.

“Ahh!”

İkinci Şeytan Elçisi'nin gözleri neredeyse yuvasından çıkacaktı. Uzay Kavramı'nı kullandı ve uzayı bozarak bu ölümcül mızraktan kaçtı.

Ancak ikinci Şeytan Elçisi'nin figürü birkaç yüz fit geriye çekildiği anda aniden soldu. Çünkü Lin Ming de bir anda önünde çıkmıştı ve soğuk mızrağı, kafasından sadece üç fit uzaklıktaydı!

Uzay Kavramı açısından, Lin Ming çok daha deneyimliydi ve Hiçlik Ezici Altın Kuş'u da çalışıyordu, bu nedenle ikinci Şeytan Elçisi'nden daha üstündü. Lin Ming elbette ikinci Şeytan Elçisi'ne kaçma şansı vermeyecekti!

“Sen!”

İkinci Şeytan Elçisi hızla saldırıyı savunmak için mızrağını kaldırdı.

O sırada Lin Ming, ikinci Şeytan Elçisi'ne karşı hayatını tehlikeye sokacak bir intihar saldırısına girmeye karar vermemişti. Sonuçta Lin Ming çok sefil bir durumdaydı, başka ciddi bir yarayı daha kaldıramazdı. 8000 Millik Siyah Bataklık bu durumda onun için daha tehlikeliydi.

Mızrağının yönünü hafifçe değiştirdi ve ikinci Şeytan Elçisi'nin mızrak sapının mızrak ucu ile bağlı olduğu yere vurdu. Burası, bir mızrağın en zayıf noktasıydı.

Kacha!

İki mızrak birbiriyle çarptı. Lin Ming inisiyatif alarak ikinci Şeytan Elçisi'nin mızrağını bastırsa bile ona zarar verememişti. Bunun nedeni, aradaki mutlak güç farkının çok fazla olmasıydı.

Ama o sırada, altın kırmızı yıldırım aniden ileri fırladı! Gece gökyüzünde doğan güneş gibi görünüyordu!

“Ahh!”

Zavallı bir haykırış ile ikinci Şeytan Elçisi'nin mızrağı tutan elleri, köze döndü. İki bacağıyla birlikte, artık iki eli de tamamen mahvolmuştu. Lin Ming ona nefesini bile toplama şansı vermedi. Ruh gücü Kafir Tanrı Filizi'ne tekrar dokundu ve ikinci altın kırmızı yıldırımı serbest bıraktı!

Bu yıldırım çok hızlı olmamasına rağmen aralarındaki mesafe az olduğu için tüm vücudunu uyuşurdu.

Yıldırm arkı, ikinci Şeytan Elçisi'nin dantianına sızdı!

Chi!

İkinci Şeytan Elçisi'nin alt karnı küle döndü. Vücudu boyunca dev bir siyah delik oluştu.

“Lin Lanjian...”

İkinci Şeytan Elçisi'nin gözlerinde acı bir nefret parladı. Lin Ming'in mızrağına bir ağız dolusu kan tükürdü ve dudakları zevkli bir gülümsemeyle kıvrıldı.

“Ölüm Orakçısı Laneti... seni... 100 gün... lanetledim.”

İkinci Şeytan Elçisi son sözlerini söyledikten sonra, vücudunda aniden siyah bir aleve dönüştü. Lin Ming aniden göğsünde bir acı hissetti, sanki birisi sıcak demir basmıştı.

Göğsüne baktığı anda, ikinci Şeytan Elçisi'nin kanının olduğu yerde siyah bir lanet mührü olduğunu gördü. Bu lanet mührü sıcak demir gibi derisinde iz bırakmış ve siyah kırmızı renge dönüşmüştü.

“Bu...”

Şeytan Parıltısı aniden söyledi. “Bu  Ölüm Orakçısı Laneti! Son derece sinsi ve kötü niyetli şeytani yol laneti ve lanet yöntemi de aynı oranda korkunç. Ölmeden önce, ruhun ve kan özün dahil olmak üzere ruh gücün tamamen yanacak ve her şeyini Ölüm Orakçısı'na vererek ona düşmanını öldürmesi için yalvaracaksın. Bu laneti... kendi gücün ile 100 gün içinde kaldıramazsan... öleceksin!”

“Bu...” Lin Ming'in zihni dondu. İnsanların bir ruhu vardı. Ama insanlar öldükten sonra reenkarne olup olmayacakları bir kesin değildi. Bir dövüş sanatçısı öldüğünde ruhu sonsuz evrene geri dönerdi. Her zaman yeni bir hayata reenkarne olma umudu olurdu ama ruh öldükten sonra yok olursa, gerçekten en sefil şekilde ölmüş olurdu.

Sadece Bi Ruyu gibi şeytani yolun dövüş sanatçıları, birinin ruhunu çekip arıtarak dövüş sanatçısının ölümden daha kötü bir kader ile yüzleşmesini isterdi.

Ve şimdi ikinci Şeytan Elçisi onu lanetlemek için ruhunu bile yakarak hiçliğe dönüşmeyi tercih etmişti. Bu gerçekten sapkın bir takıntıydı. Bir dövüş sanatçısının iradesi ne kadar güçlü olursa, takıntıları da o kadar güçlü olurdu. Ve ikinci Şeytan Elçisi'nin en büyük takıntısı Lin Ming'i öldürmekti.

“Bu laneti kırabilir misin?” Lin Ming Şeytan Parıltısı'na sordu.

Şeytan Parıltısı çaresizce patilerini uzattı. “Ben sadece kalıntı bir ruh formuyum. Ne etim, ne kanım, ne de gerçek özüm var. Sadece ruh gücümü kullanabilirim. Xiantian Âlemi'nde sana yardım edebildim ama şu anda... güçsüzüm.”

Şeytan Parıltısı kederli şekilde söyledi. Lin Ming'in büyümesi çok hızlı gerçekleşiyordu. Şu andan itibaren çoğunlukla ona bilgisiyle yardım edebilirdi.

Lin Ming de Şeytan Parıltısı'na karşı sempatik hissediyordu. Şeytan Parıltısı bir zamanlar üç başlı İlahi Şeytan Bineği'ydi ama şu anda sadece bir kafası vardı. Üstelik ilahi ruhu ciddi şekilde hasar almıştı, tamamen iyileşmeye yakın bile değildi.

Lin Ming'in tek yapabileceği, yeterince güçlü olduğunda Şeytan Parıltısı'nın ilahi ruhunu ve fiziksel bedenini yeniden oluşturmasıydı.

“O zaman bu laneti nasıl kıracağım?” Lin Ming sakin tonda söyledi. Bu Ölüm Orakçısı Laneti ile öleceğini düşünmüyordu.

“Basit. Yeterince güçlü olduğun sürece, yani seni lanetleyen kişi kadar güçlü olduğun sürece onu kırabilirsin.”

“Tamamdır.”

Ölüm Orakçısı gizemli görünüyordu ama sadece enerji tabanlı bir öldürme hamlesiydi. Onu kırmak için sadece yeteri kadar güçlü enerji gerekiyordu.

“Yüz gün. Bu süre içerisinde Hayat Yıkımı'na geçmeliyim. Hayat Yıkımı'na başarıyla geçtiğim anda bu lanet mührünü kırmak pek sorun olmayacaktır.”

8000 Millik Siyah Bataklık'daki macerası sırasında Lin Ming önemli hasat yapmıştı. Altın kırmızı yıldırım desteğiyle, yüz gün içinde Hayat Yıkımı'na geçeceğine emindi.