Bölüm 780: En Yüksek Aşamaya Çıkmak

“Bu dikkatle kendim yaptığım bir Dev Şeytan kuklası. Ona Yaratık ismini verdim. Birkaç gündür kullanmayı planlıyordum, sen de iyi bir rakip oldun!”

Dev Şeytan kuklası mı? Yani Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nda da Dev Şeytan ırkı vardı. Bu Dev Şeytan kuklası nereden geliyor olabilirdi?

Gökyüzü Düşüşü Kıtası ve Kutsal Şeytan Kıtası birbirinden izoleydi. Birbiriyle son bağlantıya geçtiklerinde, Büyük Cehennem İmparatoru, Şeytan İmparatoru'nun iletim dizisi aracılığıyla Gökyüzü Düşüşü Kıtası'na gelmiş ve Sessiz Şeytan İmparatoru Şehri'ni kurmuştu.

Lin Ming, binlerce yıl önceden kalma Dev Şeytan iskeletlerinin bulunmasına şaşmazdı. Ama kukla tekniğini kullanmak, taze cesetler gerektiriyodu. Bu, dört Kutsal Krallık'dan birinin içinde Dev Şeytan ırkı olduğunu gösteriyordu.

“Dev Şeytan kuklan nereden geliyor?” Lin Ming doğrudan sordu.

“Hehe, elbette Asura Kutsal Krallık'dan. Ne oldu, hoşuna gitmedi mi? Senin gibi biriyle uğraşmaya niyetim yok. Şimdi geber!”

Cesetçi yüksek sesle bağırdı ve Dev Şeytan kuklası 15 fitlik baltasını Lin Ming'e savurdu.

Bu balta savrulurken, arkasından siyah bulutlar geldi. Bu, Dev Şeytan ırkının kullandığı şeytan özü olmalıydı. Gerçek öze benzese de aralarında önemli farklar vardı.

İyi bir kukla ustası, ölmeden önce dövüş sanatçısının yeteneklerini yeniden üretebilirdi. Şeytan özü de istisna değildi.

‘Asura Kutsal Krallık'da bir Dev Şeytan ırkı var demek; bu beklentilerimi aşan bir durum oldu.’ Lin Ming uzun mızrağını salladı ve Ateş Kavramı'yla birleşen mızrak, Dev Şeytan'ın baltasına çarptı.

O sırada baltanın iki fitlik bir bölümü kırıldı. Saptan kalın bir zincir çıktı ve tüm silah ağ gibi bir şeye dönüştü.

Her yerdeki özel tuzaklar ve cihazlar ile savunması neredeyse imkansızdı. Bu kuklaların özelliklerinden birisiydi.

Ka ka ka!

Lin Ming'in uzun kırmızı mızrağı, zincire yakalandı. Aynı anda baltanın başı zinciri tuttu ve Lin Ming'in kafasına doğru savurdu.

Bu kadar yakın mesafeden baltadaki bu değişiklik, gerçekten sinsi bir savaş tekniğiydi. Üstelik Lin Ming'in mızrağı zincirde kaldığı için engelleyemezdi. Mızrağı bırakıp geri çekilmediği sürece, tek seçenek baltayı doğrudan engellemekti.

Ama bir dövüş sanatçısına göre silah her şeydi. Savaş alanında silahını bırakmak, dövüş sanatçısının kalbine zarar verirdi.

“Bay Lin!”

Xiaoxiao, uzaktan savaşı izlerken bağırmadan edemedi.

Çevredeki tüm dövüş sanatçıları bunu geniş gözlerle izledi ve bu gencin kötü durumdan nasıl kurtulacağını görmek istedi.

Ama o sırada Lin Ming çok sakindi. Elindeki uzun mızrağı salladı.

Büyük başarı aşamasındaki bronz seviyesi savaş ruhu patladı!

Kacha!

Bir yıkılma sesiyle kol kalınlığındaki zincir doğrudan kırıldı.

Kısa süre sonra Lin Ming'in mızrağı ilerledi ve durdurulamaz mızrak baltayı delerek Cesetçi'nin başına doğru ilerledi.

“Mm?”

Cesetçi şaşırdı. Bu bir... savaş ruhuydu!?

Görüşü ve deneyimiyle bunun bir savaş ruhu olduğunu gördü. Dönen Çekirdek sadece Geç Dönen Çekirdek yetişime sahip bir çocuktu ama savaş ruhu çok iyiydi; bu durumda nasıl çok olmazdı?

Boom!

Lin Ming'in mızrağı, beyaz kemik kalkanına çarptı. O sırada Cesetçi'nin önünde başka bir kukla belirdi. Bu kukla dev bir kaplumbağa gibi görünüyordu. Lin Ming kabuğunu delmişti.

Mızrak kabuğu deldiği anda, kırılmasa da çatlaklar oluştu ve örümcek ağı gibi yayıldı.

Mevcut tüm dövüş sanatçıları bunu gördü. Bir mızrak, önce baltayı, sonra da başka bir kuklanın birinci seviye zırhını delmişti. Bu çarpıcı güç gerçekten muhteşemdi!

“Demek büyük başarı aşaması bir savaş ruhun var. Seni hafife almışım, benimle savaşmaya cesaret etmene şaşırmamalı.” Cesetçi'nin yeşil gözleri parlak bir ışıkla parladı. Dudaklarını yaladı ve soğuk şekilde söyledi. “Şimdi seni gerçekten öldürmeye karar verdim.”

Lin Ming'in yeteneği, Cesetçi'nin beklentilerini aşmıştı. Cesetçi, bu yaşta böyle bir düşmana karşı olduğu için onun yaşamasına doğal olarak izin veremezdi. Aksi halde gelecekteki sorunları bitmeyecekti.

“Tam vücut!”

Yüksek bir bağırmayla, Cesetçi'nin sıska bedeninden çatlama sesleri gelmeye başladı. Vücudu, sargıları çözülen mumya gibi parçalandı ve kan kırmızısı  bir çift kanat açıldı. Kanatlar uzadıktan sonra 10 fiti aştı; dev yarasa kanatlarına benziyorlardı.

Aynı zamanda Cesetçi'nin yüzünün her yerinde pullar belirmeye başladı. Kolları uzadı ve pençeleri daha da büyüdü, ondan soğuk bir ürperti yayılıyordu.

Hamleyi karşıladıktan sonra, Cesetçi sonunda tüm gücünü vermeye hazırdı.

Lin Ming ciddileşti. Seviyesinde artık genç rakipleri yoktu. Savaşmak istiyorsa, sadece birkaç yüz yıldır Hayat Yıkımı Âlemi'nde olan yaşlı canavarlar ile savaşmalıydı. Bu varlıklar karşısında Lin Ming çok gençti.

Hayat Yıkımı Âlemi'nde birkaç küçük sınır vardı. Birinci ve yedinci aşama arasındaki fark, Houtian ve Dönen Çekirdek Âlemi arasındaki fark kadardı.

Geç Dönen Çekirdek Lin Ming'in bir Kader Hükmü ustasına meydan okuması, gençleri aşıp, yaşlı neslin ustaları ile savaşmaya başladığını gösteriyordu. Şu anda Lin Ming, Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nın en yüksek zirvesine ulaşmıştı.

Cesetçi, uzaysal yüzüğünden bir tırpan çıkardı. Tırpanın ağzı soğuk ışıkla parladı ve tamamı koyu siyahtı. Azrailin tırpanına benziyordu.

Tırpan ortaya çıktıktan sonra, havayı sınırsız öfke ve kötü enerji doldurdu. Sanki tırpanın etrafında hayaletler dolaşıyormuş gibiydi.

“Bu ses de ne? Kulaklarımı acıtıyor!”

“Beynimi delecek gibi. Tırpan beni çağırıyor!”

Çevredeki dövüş sanatçılarının hepsi, kulaklarında hayaletlerin çığlık attığını hissetti. Bu ses, muazzam nüfuz gücüne sahip gibiydi. Kulaklarını kapatmalarına rağmen, ses ruhsal denizlerine kadar ilerliyordu.

Zayıf dövüş sanatçıları bu sesi duyduktan sonra, kafaları çatlayacakmış ve derileri yüzülecekmiş gibi hissetti.

“Çabuk, geri çekilin!”

Bazı dövüş sanatçıları kabustan uyanmış gibi başını salladı ve hemen geri çekildi. Ancak birçok kişi bu sonik saldırının etkisinden kurtulamadı. Bilinçlerini kaybederek gökyüzünden düştüler.

“Bu Cesetçi'nin oluşturduğu sayısız ruhun ve canın yaşadığı Şeytan Nefret Tırpanı. Her hamle, sonsuz miktarda öfke ve nefret içerir; bir dövüş sanatçısının iradesini yok edebilir!”

“Sadece sesini duymak bile korkunç, bir de keserse ne olacak!?”

Lin Ming bu saldırıyı deldi. Şeytan Nefret Tırpanı'nın öfke enerji alanının içinde kaldığı anda, yüzü ifadesizdi.

Bu öfkenin kendi çift kuvvet alanıyla çarpıştığını görebiliyordu. “Bu  Cesetçi kendi bedenini bir kuklaya aktarmış gibi görünüyor.”

Yüksek seviyeli bir kukla ustasının en büyük gücü, kendi bedeninde yatardı. Bunun nedeni, en iyi kuklanın vücutları olmasıydı. İskeletleri ve meridyenleri, tanınmanın ötesine geçtiği anda, savunma gücü normal dövüş sanatçıları aşardı.

Kendisini yenilmez kılarak ve üç dört kuklayı birlikte kontrol ederek, çok büyük sorun yaratabilirlerdi.

Cesetçi tam vücudunu ortaya çıkarırken, iki gözü yeşilden kan kırmızısına dönüştü. İki eliyle uzun tırpanını kavradı ve kanatlarını açtı. Daha sonra sessizce ilerledi; hızı şok ediciydi!

Bunu gören tüm dövüş sanatçıları korktu. Cesetçi'nin tırnapıyla Lin Ming'in önünde ortaya çıktığını gördüler! Bu hız seviyesi, Lin Ming'in Hiçlik Ezici Altın Kuş'undan kötü değildi.

Çok hızlı!

Lin Ming de korktu. Bu ışınlanma değildi ama hızları arasında fark yokmuş gibi görünüyordu!

“Cehennem Hamlesi!”

Siyah tırpan, uzaydan çıkmış gibi göründü. Lin Ming'e doğru savrulurken sonsuz öfkesi uzayı kesmiş gibiydi. Saldırı daha gelmeden aurası muhteşem seviyeye ulaşmıştı!

Lin Ming mızrağını savurdu. Cesetçi'nin tüm gücüne karşı doğal olarak gücünü saklama niyeti yoktu.

Yıkım Yasası, Yıldız Zinciri!

Mızrak, düşmanıyla buluştu. Ateş Kavramı ve Uzay Kavramı, mızrağın içine döküldü ve 10 mil yarı çaptaki tüm cennet ve toprak kökenli enerjiyi içine çekti. Ateş enerjisi ve uzay gücünün birleşmesiyle, yıldız zincirleri gibi küçük parçalar oluşarak Cesetçi'ye doğru fırladı.

Ca!

Küçük uzay ve aetş parçaları, siyah tırpanın öfkesine çarparak kulak delici bir ses çıkarıd.

Lin Ming'in mızrağı, siyah tırpan ile çarpıştı. Korkunç gerçek öz dalgaları yayılarak havanın titremesine neden oldu. Neredeyse birbiriyle eşitlerdi!

Bu savaş sırasında Cesetçi sırıttı. Şu anda sadece kendisi değil, kuklaları da saldırıyordu!

Cesetçi, Cehennem Hamlesi'ni kullanırken, Dev Şeytan ve dev kaplumbağa kuklaları da saldırdı. Dev Şeytan kuklası, elindeki baltayı çevirerek Lin Ming'in sırtına doğru ilerleyen uzun bir mızrağa dönüştürdü. O sırada, dev kaplumbağa kuklası ağzını açarak siyah bir enerji yaydı.

İki saldırı birleşti. Bu kombine saldırı, Cesetçi'nin Cehennem Hamlesi'nden zayıf değildi.

Hem önden hem arkadan saldırı geliyordu!

“Bay Lin, dikkat et!” Xiaoxiao bağırdı. Hayatı şu anda Lin Ming'e bağlıydı, elbette gerilecekti. Lin Ming yenilirse, ölümden daha kötü bir kader ile yüzleşecekti.

O kritik anda Lin Ming aniden öne adım attı. Ayaklarının altında uzay büküldü. Sadece öylesine ilerlemiş gibi gözükse de, bir mil ilerleyerek kuklaların saldırılarından kaçtı.

Lin Ming gökyüzünde durdu. Cesetçi'den bir mil uzakta, mızrağını ona doğrulttu.

“Hızıma güveniyorum. Her ne kadar uzun mesafede senin siyah kanatlarının seviyesine ulaşamasam bile.”

Boom!

Düzinelerce mil uzakta, dev kaplumbağa kuklasının yaydığı siyah enerji, bir dağ yamacına çarparak tüm kayayı çökertti.

Lin Ming ve Cesetçi'nin havadaki savaşını izleyenler nefesini kaybetmiş gibi hissetti.

Bu Kader Hükmü ustalarının savaşıydı. Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nda 100'den fazla İlahi Deniz ustası olsa da, bu varlıkların hepsi gizli kişilerdi ve neredeyse hiç ortaya çıkmıyorlardı. Çoğu sayısız yıldır inzivasındaydı.

İlahi Deniz ustalarının olmadığı yerde Kader Hükmü kraldı!

Kader Hükmü, Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nın en yüksek zirvesine denkti!

“Uzay Yasaları mı? Ne hoş bir sürpriz.” Cesetçi sinsice güldü. Lin Ming'in dediği gibi Cesetçi'nin aşırı hızı sırtındaki kanatlardan geliyordu. Uzun mesafede Lin Ming'den daha hızlıydı. Ama kısa mesafelerde Lin Ming'den daha yavaştı. Lin Ming'in Hiçlik Ezici Altın Kuş'u, uzayı bükebilir ve tek adımda ışınlanma gibi görülebilirdi. Bu yasaların gücüydü. Cesetçi'nin siyah kanatları ise sıradan cennet adım uçma hazinesiydi.

“Gerçekten benzersiz bir yeteneksin. Senin gibi birini öldürmek bana büyük zevk verecek! Jejejeje!”