Bölüm 717: Nitelendirilmek

Tapınak Ruhu, savaş alanının üstünden hiçbir duygu hissetmeden olanları izledi. Sonuçta, Tapınak Ruhu insan duygularından yoksundu. Onun için şaşırmak veya yüksek sesle haykırmak diye bir şey yoktu. Sadece yetişimi sadece Orta Dönen Çekirdek Âlemi olan Lin Ming'in bronz seviyesi savaş ruhunun küçük başarı aşamasını yakında tamamlayacak olmasının garip olduğunu düşündü.

‘Gerçekten de kral seviyesine girmeye hak kazanabilir...’

Tapınak Ruhu bunu düşündüğü anda izlemeye devam etti.

Lin Ming girecek niteliklere erişse de, ölse de burada herhangi bir sevinç veya pişmanlık duygusu göstermeyecekti. Sadece her şeye tanıklık eden bir izleyiciydi.

Boom!

Savaş alanında Nuyan Yu ve Lin Ming şiddetli şekilde çarpıştı. Nuyan Yu, yüzlerce fİt geriye uçtu, vücudu enerjisini her an kaybedecekmiş gibi sallandı.

“Hımm. Bu saldırı, büyük miktarda enerji tüketti.” Lin Ming, Nuyan Yu'nun son derece sınırlı enerjisi olduğunu keşfetti. Enerji her azaldığında, hayalet bu enerjiyi asla geri getiremezdi. Sadece birkaç çarpışmada, Nanyun Yu'nun figürünün yarısı kayboldu bile.

Lin Ming mızrağını döndürdü ve aniden Nuyan Yu'nun karşısında belirdi.

Mızrağını Yıldırım Kavramı'nı da kullanarak itti.

Delici Gökkuşağı!

Kacha!

Nuyan Yu'nun elindeki enerjiden yapılmış mızrak, doğrudan ortadan ikiye ayrıldı ve Lin Ming'in saldırısıyla kolu kesilerek parlak bir yıldız ışığına dönüştü.

Kolunun bir kısmını kaybettikten sonra, Nuyan Yu'nun Lin Ming'in karşısında kalabilmesinin imkanı yoktu. Lin Ming'in mızrağı boğazını deldi ve Nuyan Yu bir ışıkla ortadan kayboldu.

“Kazandım.”

Lin Ming birkaç kere yutkundu ve Kara Delik Dönen Çekirdek'i cennet ve toprak kökenli enerjiyi çekerken nefesini düzenlemeyi başardı.

Nuyan Yu, Lin Ming'in üstünde gerçekten büyük bir izlenim bırakmıştı. Hayaletin sınırlı bir enerjiye sahip olduğu gerçeği olmasaydı ve savaş devam etseydi, Lin Ming kesinlikle kazanmak için büyük çaba harcardı.

“Antik Anka Kuşu Klanı'nın sıra dışı elitleri gerçekten muhteşem; özellikle de kavramların üzerindeki anlayışları. Sadece bu konuda bile benim çok üstümdeler.” Lin Ming başını salladı. Algısı fena değildi ama yetişimi ve gücü geliştikçe, algısının kendisine bir zayıflık yarattığını düşündü.

Nuyan Yu'nun hayaleti kaybolduğu anda, Lin Ming'in önünde yeni bir hayalet belirdi.

Hayalet uzun bir savaş mızrağı tutuyordu. Kırmızı saçları omuzlarına dökülüyor ve gözlerinde keskin bir ışık parlıyordu. Tek bir bakışta, bu adamın yüzlerce bin yıl önce yaşayan bir ejderha olduğu görülebiliyordu.

“Deneme testinin ikinci rakibi. Antik Anka Kuşu Klanı, Nuyan Ailesi, Altıncı Prens'in İkinci Oğlu, Öncü Birlik Generali Nuyan Huo!”

Nuyan Huo, 20-30 yaşları arasında görülüyordu. Tam yaşını tahmin etmek gerçekten zordu. Antik Anka Kuşu Klanı'nın kral seviyesi izabe denemesi yeterlilik testinde, eşleşmeler meydan okuyucunun yaşına göre düzenleniyordu. Meydan okuyucu ne kadar büyükse, rakibi de o kadar büyük olurdu.

Nuyan Huo sol elini kaldırdı ve cızırtılı bir kıvılcım ve alev ile bir ateş kalkanı oluşturdu. Nuyan Huo'nun bedenini üstünde alevler yükseldi. Birkaç nefes sonra bu küçük alevler onu saran küçük pullara dönüştü ve bir zırha benzedi. Bununla birlikte Nuyan Huo'nun tüm bedeni koruma altına alındı.

Bu pullar koyu kırmızıydı. Vücudu kapladıkları anda tamamen ayrı bir varlık gibi görünüyorlardı. Pulların üstünde mistik rünler bile vardı. Alevler, metal formunu aldıktan sonra doğal olarak dokulara dönüştü.

“Alev kalkanı ve alev zırhı mı?”

Lin Ming'in göz bebekleri büzüldü. Bu, Vermillion Kuşu Yasak İlahi Tarihi'nde olan bir teknikti.

Vermillion Kuşu Yasak İlahi Tarihi'nin içinde, ateş zincirleri gibi birçok oluşturulabilecek nesne vardı. Lin Ming de bu yetenekleri gelişi güzel öğrenmişti ama yetişim yöntemi, gücü ve ateş dayanıklılığı sınırlı olduğu için zincirler yetersizdi. Lin Ming Houtian Âlemi'ne ve Xiantian Âlemi'ne geçtiği anda, bu küçük teknikleri çalışmayı bırakmıştı.

Ama şimdi bu alev pullarını ve alev kalkanını görünce, onlardan gelen korkunç enerjiyi hissedebiliyordu. Kesinlikle şaşırtıcıydı!

Bu, Ateş Kavramı kullanımının hangi seviyesiydi?

Lin Ming derin bir nefes aldı. Geçmiş yıllarda, zamanının büyük çoğunluğunu Uzay Kavramı'nı anlamaya adamıştı. Yıldırım Kavramı ve Ateş Kavramı'nı beklemeye almıştı.

Lin Ming, dövüş sanatçısı daha yüksek sınırlara ulaştığında, savaş ruhları, yasalar ve kavramları anlamanın daha önemli olduğunun farkındaydı. Dövüş sanatlarında savaşmak için sadece bireysel gücü geliştirmeye çalışanlar, bu alanda en zayıf olurdu.

Kavram anlayışları arttıkça, savaş gücü ve esneklik de artardı. Her ne kadar birden fazlasını anlamak zor olsa da, İlahi Deniz veya üstü sınırına ulaşıldığında, binlerce yıl daha yaşaması mümkün olacaktı. Bu, bunları anlamak için yeterli bir zamandı. Bu nedenle  erken temel oluşturmak çok iyi bir fikirdi.

Woosh!

Nuyan Huo mızrağını itti ve çevresindeki tüm köken enerji, Lin Ming'e doğru uçmak için yöneldi. Bu mızrak saldırısı karşısında Lin Ming önce karşı saldırıya geçmedi. Aksine Kafir Tanrı Gücü'ne dokunarak, Nuyan Huo'nun saldırısı altındaki gizemleri anlamak için ruh gücünü ve algısını kullandı.

Güneş Takibi!

Lin Ming ateşler ile kaplandığı anda sonunda karşı saldırıya geçti.

Pıt!

Alev yapdı. Lin Ming bir patlamayla uçtu ve saçlarıyla kıyafetleri kömüre döndü. Bu ani saldırı takasında, Lin Ming'in mızrak hamlesi savaş ruhuyla birleşmiş olsa bile, aradaki farkı kapatmaya yeterli olmadı.

Neyse ki, Lin Ming şaşırtıcı savunma yeteneği sayesinde yenilmedi. Buna rağmen, ateş gücünün bir miktarı meridyenlerine girdi ve pervasızca her yere yayılarak Kafir Tanrı Tohumu'na girdi.  Ama bu alev gücü, Lin Ming'in hayal ettiğinden daha sert ve inatçıydı. Kafir Tanrı Gücü onu sıkıştırsa bile hâlâ vahşi ve yabaniydi. Tamamen bastırılmadan önce kısa süre dayanmayı başardı.

Kafir Tanrı Tohumu ilk defa böyle bir durum ile karşılaşıyordu. Lin Ming kesinlikle Kafir Tanrı Gücü'nün gizli yeteneğinin yetersiz olduğunu düşünmedi, asıl yetersiz olan kendi yetişimiydi. Nuyan Huo ile karşılaştırılınca kavram anlayışı çok gerideydi.

“Savaşın ortasında Ateş Kavramı hakkında ipuçları elde etmeye mi çalışıyor?” Savaş alanının üstündeki Tapınak Ruhu, kayıtsız ifadesiyle izlemeye devam etti. “Kral seviyesi son derece zordur. Üstelik ölüm kalım savaşı olduğu için daha da dikkatli olmak gerek. Boyunun yetmeyeceği şeyleri kavramaya çalışma.”

Tapınak Ruhu'nun fikrine göre Lin Ming savaşta bir şeyler kavramaya çalışır ve tam gücüyle savaşmazsa, kaybedebilirdi. Ustalar arasındaki bir savaşta, herhangi bir tereddüt ölüm tehlikesini beraberinde getirirdi.

“Tavsiyeniz için teşekkür ederim.” Lin Ming'in planlarını değiştirmek gibi bir fikri yoktu. Savaş sırasında kavram hakkında bilgi etmek isterse doğal olarak daha fazla enerji tüketecekti, hatta yaralanabilirdi. Ama kendi dayanıklılığı ve savunma yeteneklerine güveni tamdı. Durum daha da kötüye giderse, o zaman savaşa girmesi için çok geç olmayacaktı.

Bang bang bang!

Lin Ming, her hamle değişimiyle, sürekli Ateş Kavramı hakkında yeni bilgiler elde etti. Vücudunun içindeki Kafir Tanrı Tohumu, daha fazla ateş gücü elde etmeye başladı. Kafir Tanrı Gücü'nün sınırları altında, bu ateş gücü Kafir Tanrı Tohumu'nun yanında kızıl bir küreye dönüştü. Ancak, Alev Özü'nün bu ateş gücünü emmesi imkansızdı, çünkü aradaki seviye farkı çok fazlaydı.

Nuyan Huo tamamen avantajlı bir durumda gibi görünse de, vücudundaki enerjisi sınırlıydı. On hamle sonra sesi yavaşça kaybolmaya başladı.

Beş hamle daha sonra, Lin Ming'in mızrağı Nuyan Huo'nun kolunu kesti.

Alev zırhı ve alev kalkanının bir kısmı, Lin Ming'in elinde kaldı. Lin Ming, kalkanı parmaklarıyla hissettiği anda içinde bulunan muhteşem enerjiyi hissetti. Bu kalkanın sanki köken enerjiye sahip kendi bir zihni varmış gibiydi. Bu sayısız küçük rünler ile oluşmuş bir enerji yapısıydı. Saldırı hangi yönden gelirse gelsin, hamlenin etkisini dağıtabilir ve saldırıdan arta kalanları alev enerjisiyle emebilirdi.

“Bu Alev Yasası gerçekten muhteşem!”

Nuyan Huo'nun saldırısı tekrar geldi. Lin Ming'in artık savaş sırasında bu kalkanın inceliklerini düşünecek vakti yoktu. Mızrağın karşı saldırısıyla, Nuyan Huo'nun hayaleti öldü ve vücudu parçalandı. Lin Ming'in elindeki alev kalkanı da kayboldu ve onu çok pişman hissettirdi.

Nuyan Huo'dan sonra, Nuyan Ailesi'nin yeni rakipleri geldi. Lin Ming, Antik Anka Kuşu Klanı'ndan sadece Nuyan soyadlı kişilerinin gelmesiyle şüphelenmeye başladı. Belki de Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nın Antik Anka Kuşu Klanı, Tanrılar Âlemi'nin Antik Anka Kuşu Klanı'nın küçük bir parçasıydı sadece.

Savaşlar giderek yoğunlaştı. Lin Ming savaşta Ateş Kavramı'nı incelemeye devam edemedi; aksi halde yaralanabilirdi.

Rakibinin alevlerin savurduktan sonra Lin Ming mızrağını itti ve beşinci rakibini öldürdü. Ama sonra, karşısında iki tane kızıl hayalet belirdi.

Nuyan Ailesi Sol Muhafız Generali Nuyan Dalei.

Nuyan Ailesi Sağ Muhafız Generali Nuyan Xun.

İkiye karşı bir!

Lin Ming'in ifadesi ciddileşti. Rakiplerinin enerjisi sınırlı olsa da, sürekli savaşlarda savaştıktan sonra, meydan okuyucunun enerjisi de elbette tükeniyordu. Lin Ming'in Şifa Kapısı olmasaydı, bu aşamaya kadar asla gelemezdi.

“Antik Anka Kuşu Klanı kral seviyesi denemesinin gereksinimleri konusunda gerçekten çok katı. Ayrıca sadece Nuyan Ailesi var. Diğer ırklar veya klanlar da var mı diye merak etmiyor değilim.” Lin Ming bu evrende bir sınır olmadığını anlamıştı; her zaman daha yüksek bir zirve vardı. Sağduyu buydu. Şu anki gücüyle, Gökyüzü Düşüşü Kıtası ve Kutsal Şeytan Kıtası'nın antik veya şu anki zamandaki herkesi aşıyordu. Ama Şeytan Parıltısı'nın sözlerine göre, üç bin sınırsız dünyada Gökyüzü Düşüşü Kıtası gibi milyarlarca dünya vardı. Böyle bir dünyaya hakim olmak elbette öylece elde edilecek bir şey değildi.

Lin Ming artık Ateş Kavramı hakkında ipucu elde etmeye çalışmadı; tüm enerjisini savaşa odakladı. Lin Ming'in en güçlü tarafı, dayanıklılığıydı. Birkaç savaşta savaşmak zorunda kalsa bile, onu boyun eğdirmek kolay değildi. Buna ek olarak şaşırtıcı fiziksel savunması vardı. Ve Kafir Tanrı Tohumu'nun desteğiyle, Lin Ming ateş enerjisine karşı savunma yapmak konusunda tamamen avantajlı olan taraftı.

Bu şekilde Lin Ming savaşmaya devam ettti.

Altıncı maç...

Yedinci maç...

Sekizinci maç...

Onuncu maça geldiğinde, Lin Ming'in rakibi Antik Anka Kuşu Klanı'nın küçük bir prensi oldu.

Bu prens, önceki rakiplerinden birkaç kat daha güçlüydü. Prens altın bir kargı kullanıyordu ve ateş kontrolü şaşkınlık vericiydi.

Lin Ming daha en başından zayıf olan taraftaydı. Böyle devam ederse, Kafir Tanrı Tohumu'nun ateşe olan savunmasına güvenmek de zorlanacaktı. On hamle sonra, prensin enerjisi yavaşça zayıfladı ve Lin Ming'in mızrağının altında yok oldu.

Onuncu rakibini yendikten sonra Lin Ming kendini mızrağıyla destekledi ve her yerinden ter attı. Kıyafetleri neredeyse tamamen küle dönmüştü ve vücudu küçük yara ve yanık izleriyle kaplıydı. Şu anda gerçek özünün yarısından fazlasını kullanmıştı.

Tapınak Ruhu yavaşça indi. Sakince söyledi. “Meydan okuyucu, kral seviyesine girmeye hak kazandığın için seni tebrik ederim. Şimdi, beni takip et...”