Bölüm 10: Kutsal Topraklarda Toplanan Eşsiz Güzellikler

avatar
12734 46

Martial World - Bölüm 10: Kutsal Topraklarda Toplanan Eşsiz Güzellikler


 

Çeviri: bebebiskuvisi

 


Lin Ming, ruh parçasının anılarını alsa da yazıt tekniğinin tam olarak anlayamadı. Boşlukları doldurmak amacıyla daha fazla bilgi almak için, bedenine aldığı ruh parçasının anılarını tamamen özümsemek için ruh ve beden koordinasyonunu arttırmalıydı!


Yazıt tekniğinin her bir malzemesi zor kazanılan altın anlamına geliyordu. Birazını bile boşa harcayamazdı. Bu değerli malzemelerden birini bile boşa kullanmaya cesaret edemiyordu, bunun yerine çalışmak için bedenindeki gerçek özü kullanıyordu. Bedenindeki enerjiyi dolaştırıyor, ruh parçasının anılarında gördüğü bu teknikle ilgili her şeyi hafızasına kazımaya çalışıyordu.


Bu, çok sıkıcı ve manevi olarak yıpratıcı bir süreçti, ama Lin Ming’in zihninde on binlerce sayfalık bilgi tekrar tekrar dönerken ruhu ve bedeni buna alıştı ve hareketleri daha akıcı hâle geldi.


Ama bunun için çok fazla ruh gücü gerekiyordu. Bu nedenle sık sık küçük aralar veriyor ve her ara verdiğinde ‘Yazıt Tekniği’ Yazıt Yoluna Giriş - 101’i okuyup kendini rahatlatıyordu. Bu kitap, ruh parçasından aldığı bilgilerin dışında bir bilgi sunmasa da Düşen Gökyüzü Kıtası’nda kullanılan yazıt işleme teknikleri hakkında sağlam ve somut bir anlayış kazanmasını sağlıyordu.


Tüm bir gün boyunca çalıştıktan sonra ‘Yazıt Tekniği: Yazıt Yoluna Giriş - 101’i kapattı. Bu kitapta, Gökyüzü Solucanı İpeği gibi şeyler hakkında tek bir bilgi bile yoktu.


Gökyüzü Solucanı İpeği, Lin Ming için en öncelikli malzemeydi. Festivalde pek çok malzeme görmüştü, ama bundan hiç görmemişti, gerçi bunun hakkında biraz bilgi edinebilmişti. Göklerin Talihi Krallığı’nda Gökyüzü Solucanı vardı ama ipeği genellikle zither teli olarak kullanılıyordu.


ÇN: Bu zither almanların halk çalgısı, kanuna ya da santura benzer bir şey, Türkçe bir karşılığı varsa söylerseniz değiştiririm.


Lin Ming de bu sebepten dolayı bu iki şeyin aynı olup olmadığına emin olamıyordu…


Arazi kalitesi ve yetişim gibi farklılıklardan dolayı, Tanrılar Âlemi’nde tanımlanmış bu malzemeler aynı ismi taşısa da aynı şey olmayabilirdi. Tanrılar Âlemi’ndeki Gökyüzü Solucanı İpeği, Düşen Gökyüzü Kıtası’ndakinden farklı olabilirdi. Bunlar adıyla değil de görünüş, koku gibi ayırt edici özelliklerle tanımlanmış olsaydı, o zaman Lin Ming bunların aynı olup olmadığını karşılaştırarak anlayabilirdi. Ama zihninde sadece Tanrılar Âlemi’ndeki Gökyüzü Solucanı İpeği hakkında anılar vardı ve Lin Ming bunun Düşen Gökyüzü Kıtası’ndakiyle aynı olup olmadığına emin olamıyordu.


Lin Ming bunu görmek için Gökyüzü Solucanı İpeği’ni nereden bulabileceği konusunda dikkatle düşündü ve sonunda bunu Yedi Derin Savaşçı Evi’nde bulabileceğine kanaat getirdi.


Dövüş sanatçıları genellikle kılıç kullansa da bazıları sabre, yay gibi silahlar kullanırdı ve çok çok az bir kısmı da daha nadir ve daha değerli silahlar kullanırdı. Zither gibi!


Yedi Derin Savaşçı Evi’nin ismindeki Yedi Derin, Yedi Derin Vadi’den geliyordu. Ama Yedi Derin Vadi ismi ise, her biri farklı silahlar kullanan yedi insandan geliyordu! Onlardan biri de, zither kullanan bir kadındı!


Bu nedenle de zither, Yedi Derin Vadi’de bir miras olarak kabul ediliyor ve nesilden nesle aktarılıyordu. Ve bu sebepten dolayı Yedi Derin Savaşçı Evi’nde bununla ilgili bir bölüm vardı!


Ama zither kullanmanın zorlukları saymakla bitmezdi. Bunu kullanmak inanılmaz bir yetenek gerektiriyordu, ayrıca sakin ve muhteşem bir mizaca da sahip olmak gerekiyordu. Bu gerekliliklerden dolayı da Yedi Derin Savaşçı Evi’nin diğer popüler bölümlerine kıyasla, zither bölümü epey yalnız kalıyordu. Zithere çalışmaya gelenlerin %99’u, dövüş sanatları çalışmaya öyle ahım şahım ilgi duymayan ve öldürmek istemeyen ama karakterlerini ve enstrüman becerilerini geliştirmek isteyen kadınlardı.


Lin Ming hemen yola çıktı. Hedefi Zither Bölümü’nün Halka Açık Ders Salonu’ydu.


Yedi Derin Savaşçı Evi, her yıl Göklerin Talihi Krallığı’ndaki en iyi yetenekleri, Yedi Derin Vadi’ye katılmaları için toplardı. Kraliyet Ailesi’nin talebi üzerine, Yedi Derin Savaşçı Evi, öğrenci olmayanlara derslerin yapıldığı haka açık salonlara girmeleri için özel izinler vermişti.


Yine de bu salonlara girmek isteyenlerin Geçiş Kartı olmak zorundaydı! Yoksa insanlar analarını, babalarını, arkadaşlarını, evcil köpeklerini falan getirirdi! Bu sayede, halka açık ders salonları izni olmayan herkese karşı kapatılıp güvenceye alınmıştı!


Yedi Derin Savaşçı Evi’ne giriş için katı kurallar konulmuştu. Girmek isteyen kişi, en azından Beden Değişimi’nin Üçüncü Seviyesi’nde olmalıydı ya da asil olmalıydı veya Yedi Derin Savaşçı Evi ile Göklerin Talihi Savaşçı Evi’nden birinin öğrencisi olmalıydı. Dersler gerçekten çok popülerdi ve epey talep görüyordu ama asıl içerik, çekirdek öğrencilere ayrılmıştı.


Lin Ming’in sahip olduğu Geçiş Kartı da Lin Xiaodong’dan ödünç alınmaydı. Sonuçta Lin Ailesi çok büyüktü ve dövüş yoluna çalışan gençlerin ve kıdemlilerin hepsi Yedi Derin Savaşçı Evi’ndeydi. Lin Xiaodong’un sahip olduğu bağlantılarla bir Geçiş Kartı edinmesi zor değildi.


Lin Ming, ilk önce Lin Xiaodong’u ziyaret etmeye gitti ama gider gitmez paparayı yedi. “Kardeşim! Canım ciğerim! Nihayet aptallığından kurtuldun mu?”


Lin Xiaodong cidden kardeşinin dövüş sanatlarına sıkı çalışmasına hayranlık duyuyordu. O, her zaman Lin Ming’in dövüş sanatçılarının zirvesine ulaşacağına, bir efsane hâline geleceğine ve bu diyarlarda kimsenin sahip olamayacağı bir üne sahip olacağına inanmıştı. Ama yazıt işleme teknikleri sadece inançla ulaşılabilecek, öğrenilebilecek bir şey değildi. Ne kadar yazıt ustası olmak isterseniz isteyin, doğuştan gelen yeteneğe ihtiyacınız vardı!


Bazı malzemeler ve gerçek olup olmadığı şüpheli ‘Yazıt Tekniği: Yazıt Yoluna Giriş - 101’ kitabını almak için 800 altın taeli har vurup harman savurarak yazıt ustası olmak mümkün olsaydı, yazıt ustalarının sayısı karınca kadar çok olurdu.


Lin Xiaodong’a göre, Lin Ming’in yazıt tekniklerine çalışması boş hayalden başka bir şey değildi. Tüm parasını kaybedip bir dilenci olacaktı, aynı zamanda değerli zamanını da çarçur ediyordu.


Ama Lin Xiaodong, Lin Ming’in gerçek kardeşi gibiydi. Yani onu vazgeçmesi için ikna etmesi mümkün değildi, bu yüzden de tüm seçenekleri düşündükten sonra istemeyerek de olsa Geçiş Kartı’nı Lin Ming’e verdi.


Hayırlı bir zamanın geleceğine inanarak Lin Ming’i ünlü bir doktora götürüp iyi edeceğine dair kendine söz verdi. Lin Ming’in kafasının karışmış olmasından ve ruhunun daralmış olmasından başka ne sorunu olabilirdi ki?


Lin Ming Geçiş Kartı’nı aldıktan sonra Yedi Derin Savaşçı Evi’nin Zither Bölümü Halka Açık Ders Salonu’na geldi. Bu, üç katlı zarif bir binaydı ve ders alanı da epey genişti.


Ama ne yazık ki, zavallı ve ara sıra kalın kafalı olan Lin Ming, Yedi Derin Savaşçı Evi Zither Bölümü Halka Açık Ders Salonu’nun kadınlar tuvaletinden farksız olduğunu bilmiyordu. Burası, tüm erkeklere yasak olan kutsal topraklardı!


Bunun nedeni, Zither Bölümü’nün tüm öğrencilerinin kadınlar olmasıydı. Zither Daosu’na çalışmak isteyen bu kadınların geneli, aristokrat ailelerdendi. Tüm hayatları boyunca güzel melodilerin peşinde koştuklarından görünüşleri de inanılmaz güzeldi! Kadın türünün en güzel örnekleri buraya toplanmıştı resmen. Bu yüzden asil genç efendilerin çoğunun kalpleri titriyor, zihinleri sapkınca düşüncelerin esiri oluyor ve bu güzelliklerden bir ikisiyle mercimeği fırına verecekleri hayallere kapılıyorlardı.


Bu nedenle bu genç efendiler, asil kimliklerini kullanıp Geçiş Kartı elde ederek karanlık ve açıkça kirli niyetlerle kızları gözetlemek için Zither Bölümü’ne dadanıyorlardı. Buraya dersler için gelmiyor, kız öğrencilerin tatlı vücut hatlarını görmeye geliyorlardı, özellikle de tombul kalçalara ve yuvarlak memelere kilitleniyorlardı!


Dersler bittikten sonra da onları takip ediyor, yanlarında yemek yiyor ve hatta bu hanımlarla alış verişe gitmeyi dahi göze alıyorlardı! Böyle geçen uzun zamanın sonunda Zither Bölümü’nün güzelliklerinin sabrı tükenmişti! Zither Daosu’nu öğrenmek için buraya geldiklerinden kalpleri sakin, zihinleri berrak olmalıydı; ama bu aç gözlü sapık köpekler tarafından çevrelenmişken, hak verirsiniz ki, bu pek mümkün değildi! Zamanla Zither Bölümü, erkeklerin oraya girmesini yasaklamaya başladı, özellikle de ağzı gözü ayrı oynayan kaypak magandaların! Girenleri ise gözünü yaşına bakmadan kalçalarını tekmeleye tekmeleye dışarı atmaya başladılar!


Lin Ming Zither Bölümü Ders Salonu’na girdiğinde ders henüz başlamamıştı, daha yeni yeni zither becerileri hakkında goygoy yapan birkaç kız öğrenci salona girmeye başlamıştı. Ortalarında güzel bir melodi çalan bir kız vardı. Hızlı ve canlandırıcı melodi bir zarafet taşıyor, bu ayartıcı melodi insanın aklına takılıp diline dolaşıyordu.


Lin Ming mal gibi kızlara yaklaştı. Eğilip zither telinin Gökyüzü Solucanı İpeği olup olmadığına baktı ama olmadığını gördü; durum beklediği gibiydi. Sonuçta Gökyüzü Solucanı İpeği nadir ve pahalı bir malzemeydi. Ondan yapılan teller, sert ve kalın olurdu. Yetişimi düşük olan birisi, Gökyüzü Solucanı İpeği ile oynamaya çalışırken kolayca yaralanabilirdi. Zither Bölümü’nün güzel ve kırılgan çiçeklerinin, böylesine kuvvetli teller kullanmasının hiçbir yolu yoktu.


Zither çalan kız kendini çok kaptırdığından Lin Ming’i fark edememişti ama yanında durup onu dinleyen diğer iki kız öğrenci bir erkeğin varlığını fark etmişti. Kaşlarını çattılar ama bir şey demediler.


Her zaman insanı rahatsız eden sinekler gibi, kötü niyet taşıyan erkekler de olurdu. Onların dönüşlerini beklerler ve zither hayranı gibi takılıp onlara yaklaşır ve çaktırmadan memelerine bakmaya çalışırlardı. Bu tür erkekler, kız öğrencilerde iğrenme duygusuna sebep olurdu.


Zither Daosu’na çalışan kız öğrenciler duygusal olma eğilimindeydiler ve bu yüzden bazı bölgelerine sapıkça bakan o cenabet yaratıklarla kavga etmek istemezlerdi yoksa tacizin boyutu yoğunlaşabilir, o pis mahluklar ellerine ve ayaklarına temas edebilirdi. Bu yüzden bu kız kardeşler grubu Kıdemli Büyük Kız Kardeş’in rehberliğinde bir araya gelerek tüm sapıklara kapıyı gösterirdi.


Ama kapıdan kovulmuş olmalarına rağmen bacadan sürünerek Zither Daosu’nun gerçek öğrencisi olduğu bahanesine sığınan, diğer kız öğrencilerle birlikte Zither Daosu’na çalışmak istediğini söyleyip zerre kötü niyet taşımadığını iddia eden ve geri dönen utanmaz, manda suratlı bazı haydutlar ve serseriler de olurdu. Ama onlar Ahlaksızlık Daosu’nun utanmaz müritlerinden başka bir şey olmazlardı!


Bundan dolayı Kıdemli Büyük Kız Kardeş de acımasızlaşmış, ertesi gün üzerine birkaç kelime yazılmış bir tabelayı girişin üzerine görünen bir yere asmıştı. Bu tabelada yazılı kelimeler şuydu: “Erkekler ve köpekler giremez!”


Durum giderek ciddileşmiş ve nihayet bölüm yetkilileri müdahale etmişti. Böylece erkeklerin Zither Bölümü Ders Salonu’na girmeleri yasaklanmıştı. Bölümün erkek öğrencileri istisna tutulmuştu elbet, ve onlar da kız öğrenciler tarafından kanıksanmıştı. Ama yine de kötü niyet gösterirlerse, iffetsizlik belirtisi gösterirlerse derhal kovulurlar ve imtiyazları sonsuza dek iptal edilirdi!


Hâl buyken, zamanla Zither Bölümü, erkek gölgesinin bile görünmediği bir yer olup çıkmıştı.


Lin Ming, doğal olarak Zither Bölümü’nün bu menfur geçmişini ve buradaki tüm kız öğrencilerin sapıklara düşman olduğunu bilmiyordu. Bir süre etrafına bakındı ama Gökyüzü Solucanı İpeği kullanılmış tek bir enstrüman bile bulamadı ve ardından aradığı şeyle ilgili bir şey bulabileceğini umarak yan taraftaki kitaplığa gidip orayı araştırmaya başladı.


Ayrıldığı sırada birkaç öğrenci çalışmalarını kesip kitaplığın yanında duran Lin Ming’e doğru baktı. Fısıltıyla dediler ki: “Bu adam zither çalışıyormuş gibi görünmüyor!”


“Mm, ben o kaypak piçin biraz önce Xiao Sian’ın eline baktığını gördüm.”


“Şaşırtıcı bir şekilde çok yaşlı görünmüyor. On beş-on altı yaşlarında gibi.”


“Humph! Burası bizim çöplüğümüz. On altı yaşında bir erkek evlenmiş olabilir. Benim yaşımdaki kızlar anne olmuş bile olabiliyorlar.” Konuşan kız daha on yedi yaşındaydı. Göklerin Talihi Krallığı’ndaki kızlar, genellikle on sekizine kadar evlenmiş olurdu. Kırsal kesimdeki kızların daha önce, on altı yaşlarında evlenmeleri nadir değildi.


“Her neyse, bizi ilgilendirmez. Kıdemli Büyük Kız Kardeş yakında ders salonuna gelecektir. Bu adamın kötü bir niyeti varsa hemen ayrılmasını isteyecektir.”


Lin Ming bu kızların konuşmasını duymamıştı, aksi hâlde şaşkınlıktan düşüp bayılırdı. Gerçekten de Xiao Sian’ın eline bakmıştı, ama sadece tellerde kullanılan malzemeyi bulmaya çalışıyordu!


Gökyüzü Solucanı İpeği hakkında bilgi aramaya devam etti. Neyse ki Zither Bölümü Ders Salonu çok büyüktü ve bir köşede müzik bilgisi ve müzik tarihi hakkında kurulmuş koca bir kütüphane vardı.


Lin Ming elbette müzikle ilgilenmiyordu; aradı, aradı ve sonunda buldu! Bulduğu kitabın ismi şuydu: “Gökyüzü Zither Kaydı!”


‘Gökyüzü Zither Kaydı’, her türden antik enstrümanın tarihçesini, kullanılışını, üretimini, malzemelerini ve diğer sırlarını ayrıntısıyla anlatan bir ansiklopediydi. Elbette bu nadir malzemeler arasında Gökyüzü Solucanı İpeği de vardı! Lin Ming inanılmaz heyecanlandı ve hemen enerjik biçimde okumaya başladı!


‘Gökyüzü Zither Kaydı’ Gökyüzü Solucanı İpeği’nin özelliklerini ve toplama biçimini de anlatıyordu. Şimdiye kadar ki en büyük sorun, ansiklopediye Gökyüzü Solucanı İpeği resmi koymamış olmalarıydı ama Lin Ming, bunun aradığı Gökyüzü Solucanı İpeği olduğunu az çok anlayabiliyordu!


Lin Ming masumane bir şekilde ve ciddiyetle okuyordu ve ders salonundaki kız öğrencisi sayısının arttığını fark edemiyordu. Öte yandan kız öğrenciler bir köşede duran onu fark ediyorlardı. Bu eşsiz güzellikler arasında, kirli kıyafetleriyle duran erkeğin varlığı gün gibi aşikârdı.


Neyse ki, Lin Ming tüm dikkatini ansiklopediye vermiş, hiç etrafına bakmıyordu. Kız öğrenciler onun numara yaptığını düşünseler de onu kapı dışarı etmek için bahaneleri yoktu.


Aslında ders sorunsuz bir şekilde ilerlerdi ama Zither Bölümü’nde tüm erkek türüne karşı muazzam bir ön yargı besleyen efsanevi Kıdemli Büyük Kız Kardeş vardı!


Aristokrat genç efendilerin muhabbet masalarında, Kıdemli Büyük Kız Kardeş’in ismi, kalplerinin öfkeyle dolmasına ve kulaklarında yıldırımların çınlamasına neden olurdu. Kapıya, “Erkekler ve köpekler giremez!” tabelası asması, düpedüz onlara hakaretti ve onların bu hanımların kıvrımlı hatlarına bakmalarını engellemesi, düpedüz sadistlikti. Onun elinden acı çeken tüm erkekler onu sonsuza kadar evde kalmış bir kız kurusu olması için lanetliyordu!


Doğrusu, Kıdemli Büyük Kız Kardeş, güzellerin arasında bir güzeldi. Yirmi yaşlarındaydı ve kusursuz oval bir yüzü, uzun ince bacakları, yuvarlak ve çıkık kalçaları ile muhteşem bir endamı vardı.


Kıdemli Büyük Kız Kardeş’in erkeklere hiç ilgi duymaması ve çabuk sinirlenen doğasıyla kolayca zıvanadan çıkması çok yazıktı. Onun büyüleyici güzelliğine bakmaya cesaret eden her erkeğin bacaklarının arasına çabuk ve sağlam bir tekme atar, onların soyunu kurutmaya çalışırdı!


Kıdemli Büyük Kız Kardeş ders salonuna girdiğinde hemen Lin Ming’i fark etti! Hilal kaşları hemen çatıldı ve zitherini bırakıp onun yanına geldi. Parmaklarını üç kez sıraya vurduktan sonra sordu: “İçeri nasıl girdin?”


Bebebiskuvisi Notu: Bizim yazarın muzip bir tarzı olduğunu hep biliyordum ama Yi Yun’un tuğla bölümünü çevirirken bile bu kadar eğlenmemiştim. İhsan Oktay Anar tadı aldım valla. Ama boş bölümdü yorumları yapıp benim sinirlerimi hoplatmaktan çekinmeyin siz yine de :D

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr