Bölüm 689: O An

Editör: Kinyas

Güney Denizi'nin derinliklerinde yerin 70.000 fit altındaki su basıncı korkunç bir seviyedeydi. Bir Dönen Çekirdek ustası bile burada kendini korumakta zorlanırdı. Fiziksel gerçek özü, bir ölümlünün korkunç bir baskıyla yüzleşmesi gibi aniden kırılırdı. Kulak zarları parçalanır, organları yırtılır ve kalbi dururdu, en sonunda sefil bir ölümle yüzleşirdi.

Bu derinliğin en derin kısmında, dizi oluşumuyla yapay bir alan yapılmıştı. Dışarıdaki deniz suyunu kalın bir enerji kalkanı ile izole ediyordu. Buradaki loş ışık, karanlıktaki parlak bir ışık gibiydi.

Burada, bir adam yeşimden yapılmış bir yatakta çıplak halde meditasyon yapıyordu.

Sol ve sağ kolu kıymaya dönüşmüştü, kemikleri bile ince toz haline gelmişti. Ama asıl garip olan durum, hiç kan sızıntısı olmamasıydı.

Birisi dikkatle baktığında, kıyma olan etinin sürekli büyüdüğünü görebiliyordu. Püre gibi yüzü yavaşça kendini yeniliyordu...

Bu kişi, Hayat Yıkımı'nın dördüncü aşamasına geçmeye çalışan Xuan Wuji idi.

Dört aydan fazla süredir kapalı inzivasındaydı. Bacakları ve beli tamamlanmıştı ve şu anda kolları oluşuyordu. Çekirdeği kırmak olan en riskli kısıma ise henüz gelmemişti.

Xuan Wuji kapalı inzivada olmasına rağmen, Güney Denizi Şeytan Bölgesi'nde meydana gelen her şeyden haberi vardı!

Lin Ming'in Dev Deniz Canavarı'nı kullanarak Güney Denizi Şeytan Bölgesi'nin büyük koruyucu dizisini parçaladığını, pervasızca Şeytan Bölgesi öğrencilerini öldürdüğünü ve Güney Denizi Şeytan Bölgesi'nin kaynaklarını aldığını vs. Xuan Wuji bunların hepsini görmüştü.

Xuan Wuji derin meditasyonunda bile, kan kusacak kadar öfkeliydi!

Öfkesi neredeyse zihinsel sıkıntılara yol açacaktı ve vücudundaki enerji akışını bozarak onun dördüncü aşamaya geçmesini başarısızlığa uğratacaktı. O sırada, kollarını yeniden geliştirme aşamasında olduğu için şanslıydı. Xuan Wuji, Hayat Yıkımı aşamasından üç kere geçmişti ve etinin yeniden yapılanması çok farklı gelişmemişti. Bu ani öfkeyi bastırarak dördüncü aşamasını geçmeye devam etti. Lin Ming, Güney Denizi Şeytan Bölgesi'ne çekirdeğini yeniden oluşturduğu sırada saldırsaydı, kesinlikle çok kötü durumlar oluşabilirdi.

Xuan Wuji, kesinlikle Güney Denizi Şeytan Bölgesi'nin durumunun dördüncü aşamaya geçme çalışmasını sekteye uğratmasına izin vermezdi. Bu olaydan sonra algısını tamamen kapatarak bu süreci tamamlamaya odaklandı. Şu anda iki kolu %30 oranında tamamlanmıştı. Bunu 10 gün içinde bitirecekti ve en zor kısım olan çekirdeği yeniden oluşturmaya başlayacaktı.

Lin Ming, seni parçalara ayıracağım, iliğini emeceğim, ruhunu arıtacağım!”

...

Bir milyon mil uzaktaki, Yin Yang Derin Sarayı'nda.

Bir ruh teknesi yavaşça yere indi. Bu ruh teknesinde anne ve çocuk Xing Can ve Xing Yang vardı. Aslında giderken Kutsal Krallık Veliaht Prensi'ni karşılamak istemişti ama Kutsal Krallık Veliaht Prensi'nin İlahi Anka Kuşu Adası'ndan çoktan ayrıldığı haberini almışlardı.

Ve yönlerine bakınca Beş Element Bölgesi'ne doğru geldikleri açıktı. İlahi Anka Kuşu Adası ve Derin Bölge arasında Beş Element Bölgesi vardı. Derin Bölge'ye ulaşmak için öncelikle Beş Element Bölgesi'nden geçmeleri gerekiyordu.

Kendi fırsatlarını başkası aldıktan sonra Xing Can ve oğlu son derece depresif hissediyordu.

Xing Yang söyledi. “Anne, Kutsal Krallık Veliaht Prensi ile ilk teması Beş Element Bölgesi'nin Fırtına Vadisi kurdu, bunu nasıl yapmış olabilirler? Kutsal Krallık Veliaht Prensi şimdi İlahi Anka Kuşu Adası'ndan neden ayrıldı ki? Fırtına Vadisi'ne gitmeyi mi planlıyor?”

“Humph, Fırtına Vadisi gibi bir tarikat İlahi Anka Kuşu Adası'ndan da zayıf; onun dikkatini nasıl çekmiş olabilirler? Kutsal Krallık Veliaht Prensi, Güney Ufku Bölgesi'ne özel amacına ulaşmak için gelmiş olmalı. Eğer hedefinin ne olduğunu öğrenir ve tamamlamasında ona yardım edebilirsek, onun ilgisini kesinlikle kazanabiliriz.”

Xing Can'ın fikrine göre, Kutsal Krallık Veliaht Prensi'nin gücünü sorgulamaya gerek yoktu. Ama ihtiyaç duyduğu bir şey varsa ya da özel bir şey arıyorsa, Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nda binlerce yıldır var olan bir tarikata sormaları daha iyi olurdu.

Bu tarikat olabilirlerse, kesinlikle çok iyi olacaktı.

“Bu, Kutsal Krallık Veliaht Prensi meselesini şimdilik kenara koyalım. İlk olarak İlahi Anka Kuşu Adası'nı ele geçirmemiz gerek.”

İlahi Anka Kuşu Adası sözü geçince, Xing Yang'ın gözleri vahşi bir ışıkla parladı. Uzun zamandır İlahi Anka Kuşu Adası'nın Vermillion Kuşu kan özünü nakletme gizli yeteneğini arzuluyordu.

Buna ek olarak, Mu Qianyu'nun saf Vermillion Kuşu kan soyunu da istiyordu. (Çok ileri gidiyorsun bak çok kötü düşecen.) Onun bekaretini alan kişinin, ilkel Yin enerjisinin bir kısmını miras alacağı ve son derece saf Vermillion Kuşu kan soyunu elde edebileceği söylenirdi.

Xing Yang da ateş özellikliydi. Vermillion Kuşu kan soyunun yeteneğini arttırması kimi cezbetmezdi ki?

Buna ek olrak Xing Yang'ın Mu Bingyun hakkında da planları vardı. Mu Bingyun'da da Mavi Luan kan soyu vardı. Bu, Xing Yang için değersizdi ama Yin Yang Derin Sarayı'nın yetenekleri Yin ve Yang olarak birbirini destekliyordu. Mu Bingyun, onunla çift yetişim yapmaya istekli olursa, Mu Bingyun ile evlenmekte tereddüt etmezdi.

İlk olarak Mu Qianyu'ya sahip olacaktı ve onun bedenindeki Vermillion Kuşu kan soyunu aldıktan sonra Mu Bingyun'a sahip olarak onunla ilişkiye girecek ve Yin Yang Derin Yasası'nı Büyük Başarı aşamasına ulaştıracaktı. Mümkün olan en iyi sonuç buydu.

Ancak Mu Yuhuang, bu düşündüklerinin herhangi birinin gerçekleşmesine izin vermezdi. Mu kız kardeşler, İlahi Anka Kuşu Adası'nın gelecek liderleriydi. Yin Yang Derin Sarayı'ndan birinin onlarla evlenmesine ve küçük prensesleri olmasına izin verir miydi?

İlahi Anka Kuşu Adası ve Yin Yang Derin Sarayı, 100 yıllık bir anlaşma imzalamışlardı. Xing Yang, planlarını uzun süreye yayarak yavaşça işlemeye karar vermişti. Ama şu anda, Kutsal Krallık Veliaht Prensi'nin ortaya çıkmasıyla Güney Denizi savaşının seyri değişmişti. Güney Denizi Şeytan Bölgesi yenildikten sonra, İlahi Anka Kuşu Adası'nı tehdit edecek bir şey kalmayacaktı. Bu ona kötü bir krizin yaklaştığını hissettiriyordu.

Önünde böyle güzel bir yemek varken, ona sadece bakmak ile yetinmek zorunda kalıyordu. Xing Yang bunu elbette kabul edemiyordu.

...

Gece, ürpertici ve üşüten bir rüzgâr vardı. Yin Yang Derin Dağları'nın etrafında ışıklar parlıyordu. Yin Yang Derin Dağları'nın güney tarafında, Küçük Kırlangıç Dağı sırası vardı.

Burası, Yin Yang Derin Sarayı'nın İlahi Anka Kuşu Adası'na verdiği geçici alandı.

Bir tarikat, saraylar, eğitim dizilerine ve kısa süre için gerçek öz madeni veya ilaç bahçesine bile ihtiyaç duymazdı.

Ama ne olursa olsun, olmadan olamayacak şeyler vardı.

Bu... ruhsal topraktı.

Bu ruhsal toprak, cennet ve toprak kökenli enerjinin toplandığı yerdi. Birçok Houtian dövüş sanatçısı ölümlü ülkesinden kendisini büyük bir tarikata atmak istiyordu. Bunun nedeni tamamen ruhsal topraktı!

Ruhsal toprak olmadan, eğitim yapmak son derece zordu. Bu yüzden neredeyse tüm yüksek seviyeli dövüş sanatçıları, büyük tarikatlardan veya dövüşçü ailelerinden çıkıyordu, ölümlü ülkesinde bir Xiantian dövüş sanatçısını bulmanın bile zor olmasının sebebi buydu.

Ruhsal toprak, içinde cennet ve toprak kökenli enerjiyi depolayabilen belirli özelliklere sahipti. Yedi Derin Vadi'nin cennet ve toprak kökenli enerjisi, Gökyüzü Talihi Krallığı'na göre birkaç kat daha fazlaydı. İlahi Anka Kuşu Adası'nın cennet ve toprak kökenli enerjisi de Yedi Derin Vadi'ye göre birkaç kat daha fazlaydı.

Bu yüzden tarikatın seviyesi arttıkça üzerinde yaşadığı ruhsal toprağın seviyesi de artardı.

Tüm Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nda, yüksek seviyeli topraklar bir yana, düşük seviyeli toprakların bile bir sahibi vardı. İlahi Anka Kuşu Adası, Yin Yang Derin Sarayı'na sadece sığınmak için değil, çalışmaya devam edebilmek için de gelmişti.

Bir ruhsal toprak olmadan, bir tarikat varlığının temelini kaybederdi ve diğer dövüş sanatçılarını çekmesi imkansız olurdu.

Bu geçici yerin cennet ve toprak kökenli enerjisi, İlahi Anka Kuşu Adası'ndan daha zayıf olmasına rağmen, en kötü dördüncü seviye tarikatlar ile karşılaştırılabilirdi.

Ve en sıra dışı olan kısım, Yin Yang Derin Sarayı'nın ateş ve su özelliklerinin kökeni olan Yin ve Yang'ı çalışmasıydı; bu İlahi Anka Kuşu Adası'nın yetişim yöntemlerine de çok uyuyordu.

Gecenin bir yarısıydı ve karanlık gökyüzü, dünya ile arasına simsiyah perdesini çekmiş gibiydi. Küçük yıldızlar, cennetin taşları gibi havadaydı. Loş dağlarda ve yavaşça esen meltemde, bazen dalgaların hışırtı sesi, bazen de böceklerin sesleri duyulabiliyordu.

Zarif ay ışığı, Küçük Kırlangıç Dağları'nın arkasındaki bir uçurumu aydınlatıyordu. Burası soğuk olduğu için zemin, gümüş buz tabakasıyla kaplıydı. Kırmızı kıyafetli bir kadın bir kayanın üstüne oturmuş ve meditasyon yapıyordu. Uzun siyah saçları, arkasından kıyafetlerinin üstüne şelale gibi düşüyordu. Uzaktan bakınca muhteşem bir güzellik olduğu daha bir göze çarpıyordu.

Bu kadın Mu Qianyu idi.

Meditasyon yapmasına rağmen, çevresindeki cennet ve toprak kökenli enerji kaos içindeydi ve normal çalışma şartlarını geç, amatör bir dövüş sanatçısının ihtiyacı olduğu bir enerji girdabı bile oluşmuyordu. Mu Qianyu Dönen Çekirdek Âlemi'ne çoktan geçmişti. Bunlardan ötürü bu hiç gerçekleşmemeliydi.

Mu Qianyu başını salladı ve hafifçe iç çekti. Meditasyon yapmayı bıraktı ve çaresizce mırılandı. “Zihnim karmaşık ve gerçek özüm dengesiz.”

Bu günlerde sürekli Küçük Alev için endişeleniyordu. Hissettiği suçluluk, kalbinde çözülemeyecek bir düğüm oluşturuyordu. Karanlık ve kederli düşünceleri, dövüş sanatları kalbinin zarar görmesine ve gerçek öz döngüsünün sorunsuz akmasını engellemesine neden olmuştu. Bu, yetişim yapmaya uygun olmayan bir durumdu.

“Tarikat Ustası, tüm umutlarını Lin Ming'e bağladı. 10 yıllık buluşmaya kadar daha yedi buçuk yıl var... Lin Ming... neredesin... nasıl yaşıyorsun?”

Mu Qianyu 10 yıllık süre içinde neler olacağını kestiremiyordu. Lin Ming söz verdikleri buluşmaya gelebilecek miydi? Tarikatın küllerinden doğmasını sağlayabilecek miydi? Bunların hiçbiri tahmin edilemezdi.

Bir tarikatı canlandırmak için bir Hayat Yıkımı ustasına denk gücü olması gerekiyordu. O sırada Lin Ming 27, 28 yaşlarında olacaktı. O yaşta bir Hayat Yıkımı ustasının gücüne sahip olması, yeteneğinin Kutsal Krallık dahilerini bile aştığını gösteriyordu.

Mu Qianyu, İlahi Anka Kuşu Adası'nın tüm umutlarını Lin Ming'in omuzlarına yüklemenin her zaman haksızlık olduğunu düşünmüştü. Diğer öğrencilerin çoğu, Lin Ming'in ortaya çıktığında onları tekrar gururlandıracağını düşünüyordu. Ama Lin Ming bunu ya başaramazsa? O zaman nasıl bir baskıyla yüz yüze gelecekti?

Mu Qianyu başını salladı ve artık bunları düşünmedi. Meditasyonuna geri döndü. Daha güçlü olmak zorundaydı. Yapabileceği tek şey, bir Hayat Yıkımı ustasıyla savaşabilecek güce erişmekti. Ancak o şekilde Lin Ming'in omuzlarındaki yükü hafifletebilirdi.

Güç... Mu Qianyu dudaklarını ısırdı. Gerçekleşen tüm olaylar, onun daha fazla güç elde etmek istemesine neden oluyordu!

Daha fazla güce sahip olursa, Lin Ming'in çaresizce gitmeye zorlandığı sahneyi görmek zorunda kalmayacaktı. İlahi Anka Kuşu Adası'nın yok edilmesini izlemek zorunda kalmayacaktı. Küçük Alev'in Yin Yang Derin Sarayı'nın ellerinde kalmasına izin vermek zorunda kalmayacaktı.

Güçlü olsaydı, neden başkalarının gözetimi altında yaşaması gerekecekti? Neden İlahi Anka Kuşu Adası'nın gizli yeteneğinin başkalarının eline geçmesine göz yummak zorunda kalacaktı?

Gece rüzgarı estiği anda, Mu Qianyu meditasyonuna döndüğü anda önünde bir alev parladı. Bu bir ses iletim tılsımıydı!

Mu Qianyu mesajı duyduğu anda şok oldu. Doğrudan arkasını döndü!

Bu... nasıl...

Boş boş arkasındaki dağlara baktı ve parmakları, nefes almakta zorlanan kalbine doğru gitti. Sanki nefes almayı unutmuş gibiydi. Birkaç nefes sonra, karşısındaki siyah kıyafetli bir gencin, rüzgarda savrulan kıyafetlerinin sesini duydu.

Mu Qianyu bilinçsizce ağzını kapattı. Mentalitesi her zaman güçlü ve dengeli olsa da, şu anda karşısındaki sahne ile gözyaşlarını tutamıyordu.

Az önceki ses iletim tılsımı Mu Yuhuang'dan gelmişti. Bu bir kısa mesajdı.

“Lin Ming dönmüş. Seni aramak için dağların arkasına geliyor.”

(Gözyaşım pıt...)