Martial World - Bölüm 679: Xuan Yuqie'nin Yaralanması

---

Bölüm 679: Xuan Yuqie'nin Yaralanması

Editör: Kinyas

 

Bu dev canavar neredeyse yüz mil uzunluğundaydı, Lin Ming onu nasıl yaralayabilmişti? Duanmu Qun buna inanmakta zorlandı. Lin Ming, Dev Deniz Canavarı'nın dokunaç saldırılarından kaçtığını görünce sadece hayranlıkla iç çekti. Daha sonra Lin Ming'in bunu yaptığına hiç inanamadı.

 

Dev Deniz Canavarı hâlâ kükrüyordu ve sonik ses, denizin titremesine neden oldu!

 

Bang!

 

Dev Deniz Canavarı'nın kuyruğu aniden deniz yüzeyinde hareket etti ve doğrudan on mil yüksekliğindeki dalgalar oluşturdu!

 

Bu çalkantılı dalgalar gökyüzüne çıkarak bulutları yıkadı. İlahi Anka Kuşu Adası'na doğru ilerleyerek harabeleri bir kez daha yıktı!

 

Normalde ifadesiz olan Feng Shen bile bu sahneyi görünce şaşkına döndü. Bu, süper Aziz Canavarı'nın korkunçluk seviyesiydi. Büyük bedeni bile başlı başına durdurulamaz bir silahtı!

 

“Bu gerçekten süper bir savaş makinesi. Belki de bire bir savaşta çok etkili değil ama bir tarikata yapılacak saldırıda beşinci seviye tarikatı doğrudan alaşağı edebilir!”

 

Duanmu Qun samimi şekilde söyledi. Eğer üçüncü aşama Hayat Yıkımı ustası veya daha üst seviyedeki bir usta olmazsa, Dev Deniz Canavarı'nın enerji etkisini durdurmak imkansız olurdu!

 

O sırada Lin Ming, Xuan Yuqie ve diğerleri arasındaki Dev Deniz Canavarı savaşı çok yüksek bir seviyeye ulaştı.

 

Xuan Yuqie ve üç elder kızarmıştı ve alınlarından ter akıyordu.

 

Şu anda savaş alanı, Dev Deniz Canavarı'nın ruhsal deniziydi. Xuan Yuqie ve grubu kaybediyor gibiydi.

 

O sırada Xuan Yuqie ruh izinin son kalan parçasını geri çekti. Ruh gücünü geri çekerek siyah zırhlı bir hayalet oluşturdu, neredeyse kendisinin tam kopyasıydı.

 

Daha sonra önünde beyaz mızrak tutan Lin Ming'in görüntüsü oluşmaya başladı.

 

Lin Ming'i gören Xuan Yuqie, beyaz dişlerini sıktı. “Lin Ming! Gerçekten çok cesur birisin! Gerçekten Güney Denizi Şeytan Bölgemiz ile ölümüne düşman olmak mı istiyorsun!?”

 

Lin Ming bunun oldukça komik olduğunu düşündü, neredeyse kahkaha patlatacaktı. “Hükümdar Xuan'ın sözüne göre, şu anda pes etsem Güney Denizi Şeytan Bölgesi ile düşman olmayacak mıyım yani?”

 

“Seni...!” Xuan Yuqie'nin şehvetli göğsü öfkeyle yukarı yükseldi ve indi. “Vay be Lin Ming! Madem bu kadar ölmek istiyorsun, istediğini alacaksın! Elder Xuan inzivasından çıkana kadar bekle. Hayat Yıkımı'nın dördüncü aşamasına ulaştığında ve ortaya çıktığında ondan nasıl kaçacağını göreceğim!”

 

“Dördüncü Hayat Yıkımı aşaması mı... umarım inzivasından buraya gelebilir de onu görebiliriz.” Lin Ming kayıtsızca gülümsedi ve uzun mızrağını Xuan Yuqie'ye doğru doğrultarak onu işaret etti!

 

Bu ruh gücünden oluşan bir mızraktı. Bir savaş ruhu, ruh gücünün derecesini de artırabilirdi. Savaş ruhunun gücüne Şeytan Parıltısı'nın desteğine ek olarak, bu mızrak hamlesinin gücü Xuan Yuqie'nin güzel yüzünün solmasına neden oldu!

 

Aniden bu mızrağı engellemesinin imkansız olduğuna karar verdi. Ama Xuan Wuji'nin ardında bıraktığı ruh izi vardı. Burada savaşmaz ve kaçarsa, ruh işareti Lin Ming tarafından yok edilecekti!

 

Xuan Wuji, Güney Denizi Şeytan Bölgesi'nin gerçek hükümdarıydı ve Dev Deniz Canavarı dünyaya meydan okumak için en iyi araçlardan birisiydi. Dev Deniz Canavarı'nı burada kaybederse, Xuan Wuji'nin yükselecek öfkesini düşünmek bile istemiyordu!

 

Tereddüt içindeki kısa sürede Xuan Yuqie yana kaçmayı denedi ama artık çok geçti.

 

Lin Ming'in ruh mızrağı Xuan Yuqie'yi deldi.

 

“Aaaaahhh!”

 

Xuan Yuqie yüksek sesle bağırdı ve ruh gücünü tamamen tüketerek Lin Ming'in mızrağına vurdu!

 

Ancak aralarındaki fark çok fazlaydı. Şeytan Parıltısı'nın ruh gücü Lin Ming'den çok daha güçlüydü. Lin Ming ve onun birleşmesiyle, Xuan Yuqie ve üç elder zaten onlara direnecek güce sahip değildi.

 

Bu hamle takasında Xuan Yuqie'nin kılıcının parçalanma sesi geldi. Lin Ming'in mızrağı hiç yavaşlamadan Xuan Yuqie'nin göğsünü deldi!

 

Kırmızı nilüfer gibi kan sıçradı. Xuan Yuqie'nin yüzü anında soldu ve ağız dolusu kan tükürdü.

 

“Ahhhh! Seni küçük şeytan, seni unutmayacağım!”

 

Xuan Yuqie'nin sesi büyük nefret ile doluydu. Lin Ming'in uzun mızrağının üstünde vücudu yavaşça solmaya başladı.

 

Xuan Yuqie kaybolduktan sonra, Xuan Wuji'nin bıraktığı ruh izi kaldı. Şu anda önünde hiçbir engel yoktu.

 

Lin Ming gözlerini alev benzeri siyah işarete odakladı. Bir avuç büyüklüğündeydi ve bu siyah işaretin etrafındaki ruh gücü Dev Deniz Canavarı'nın ruhsal denizini ahtapot gibi sarmıştı.

 

“Lin Ming, bunu yok et ve kendi ruh işaretini yap. Ondan sonra Dev Deniz Canavarı senin olacak! Bu aptal canavarın büyüme sınırı çok değil, ayrıca bana göre çöp parçasından başka bir şey değil. Yine de zaten bu seviyeye kadar büyümüş, onu kullanmakta sıkıntı çekmeyeceksin nasıl olsa. Bu canavar, Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nda senin için çok avantajlı olabilir. Tanrılar Âlemi'ne girdiğin anda yeni bir anlaşmalı canavarın olacak.”

 

“Mm. Anladım.” Lin Ming, Şeytan Parıltısı'nın övünen sözlerini duyunca hafifçe gülümsedi. Elindeki uzun mızrağını Xuan Wuji'nin ruh işaretine yaklaştırdı.

 

...

 

O sırada Dev Deniz Canavarı'nın boyutundaki Xuan Yuqie yere yığılmadan önce sefilce öksürdü. Yüzünde hiç kan kalmamıştı ve dudakları son derece solgundu; tüm vücudundan terler akıyordu.

 

Eğer birinin ruh gücü hasar görürse, vücudu zarar görmezdi. Ama ruh gücünün yaralanması daha kötüydü. Üst düzey bir ruh iyileştirici hazine olmadan iyileştirmesi imkansızdı.

 

“Hükümdar Xuan, iyi misin?”

 

Diğer üç elder korku içindeydi. Onlar da ruh gücünün büyük kısmını tüketmişti. Ruhsal denizlerine verilen hasarda ise Xuan Yuqie'den biraz daha iyi durumdaydılar.

 

O sırada durumun ne kadar vahim olduğunu nihayet anlamaya başlamışlardı!

 

Lin Ming her şeyi tersine çevirmiş ve dördünü yenmişti!

 

Düşmanı küçümsemelerinin bedelini ödediklerini düşünüyorlardı. Ama aslında Lin Ming'i ne kadar güçlü kabul etseler bile bu sonucu değiştirmesi imkansız olmalıydı.

 

“Hükümdar Xuan, şimdi ne yapacağız?” Bir elder dişlerini sıkarak sordu.

 

“Kaçacağız, artık yapacak bir şey yok!” Xuan Yuqie kendini sürükledi ve kırmızı bir hap yuttu.

 

Bu bir ruh iyileştirici hap değildi ama kişinin potansiyelini sınırına kadar yükselten bir kan zehri hapıydı. Lin Ming'in daha önce aldığı Kızıl Kan Hapı'na benziyordu. Vücut üzerinde çok büyük yan etkileri vardı!

 

Xuan Yuqie'nin ruhu zaten yaralanmıştı. Bu kan zehri hapını aldıktan sonraki durumu hayal edilebilirdi. Yaraları artacak ve hayat kaynağı hasar görecekti; yetişiminin zarar görmesi bile ihtimaller dahilindeydi.

 

Üç büyük elder Xuan Yuqie'nin kızıl kan hapını yuttuğunu gördüğünde büyük şok geçirdi. “Hükümdar Xuan, ne yapıyorsun? Kaybettiysek doğrudan kaçabiliriz. Bunun için kan zehri hapı almana gerek yok. Ayrıca kaçacaksak, Dev Deniz Canavarı'nı ne yapacağız?”

 

“Dev Deniz Canavarı'nı mı?” Xuan Yuqie gülmeye başladı. Üç büyük elder durumu hâlâ anlamamıştı ve Dev Deniz Canavarı'nı soruyorlardı. “Dev Deniz Canavarı şu andan itibaren bizim değil. Biraz daha gecikirse, hayatlarımız da bize ait olmayacak!”

 

Xuan Yuqie konuştuğu anda kan zehri hapının etkisiyle gücünün büyük bölümünü düzeltti. Kan özünü uyarmak zorunda kaldığı için yüzü anormal bir kırmızı renk ile kaplandı.

 

Hiç tereddüt etmeden boyutun girişini açan özel yöntemi kullandı. Dolgun figürü parladı ve tüm hızıyla uzak ufuğa koşmaya başladı!

 

Tek pişman olduğu şey, Lin Ming ile yüzleşirken tereddüt etmesiydi. Eğer kaçmaya karar verseydi, o zaman ruhu yaralanmazdı ve kan zehri hapının yan etkilerine maruz kalmazdı.

 

Üç elder Xuan Yuqie'nin kaçtığını görünce hemen hayal kırıklığıyla birbirine baktı. Dev Deniz Canavarı artık onlara ait değil miydi? Bu ne anlama geliyordu?

 

“Gitmeliyiz!” Bir elder boyutun dışına çıkarken söyledi. Artık burada kalmayı düşünmüyordu. Ne olursa olsun, durum kesinlikle hayal ettiklerinden daha kötüydü!

 

“Elder Zhou...” Diğer iki elder seslendi. Ama figürünün siyah bir noktaya dönüştüğünü gördüklerinde acıyla iç çektiler ve onun arkasından koşmaya başladılar.

 

İkisinin yetişimi de birinci aşama Hayat Yıkımı Âlemi'ydi. Hızla kaçmak için tüm enerjilerini kullanmalarına rağmen, çok fazla yan etkisi olan kan zehri hapını yutmadılar!

 

Dev Deniz Canavarı artık onlara ait olmayacaksa... Lin Ming'in kontrolüne mi geçmişti?

 

Bu... imkansızdı....

 

İki elder bunu düşündü. Xuan Wuji Dev Deniz Canavarı'nın kontrolünü ele geçirirken büyük miktarda çaba harcamıştı. Sadece büyük bir dizi kurmakla kalmamış, ayrıca çok sayıda ustanın onu desteklemesiyle ruhunun bir parçasını buraya yerleştirmişti. Sadece bu koşulları sağladıktan sonra Dev Deniz Canavarı'na başarılı şekilde ruh izini yerleştirmeyi başarmıştı.

 

Dev Deniz Canavarı'nın ruhsal denizi şu anda efendisi olmayan bir yerdi. Dev Deniz Canavarı'nın bir ustası olursa, bu çok daha kötü olacaktı!

 

Lin Ming ne kadar güçlü olursa olsun, Dev Deniz Canavarı'nı böyle zahmetsizce ele geçirmesi imkansız olmalıydı. En fazla Xuan Wuji'nin bıraktığı ruh izini yok edebilirdi.

 

Ruh izi yok olduğunda Dev Deniz Canavarı derin uykuya girecekti. Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nda Şeytan İmparatoru'nun mektubuna sahip olan ve onu kontrol etmeyi bilen tek kişi Xuan Wuji idi. Dev Deniz Canavarı kurtarılabilirse, o zaman Xuan Wuji'nin öfkesinden çok acı çekmezlerdi.

 

“Lin Ming'in Elder Xuan'un ruh izini nasıl yok ettiği hakkında hiçbir fikrim yok!” Bir elder buna inanamayarak söyledi.

 

“Mm. Lin Ming'i gerçekten hafife aldık!”

 

Başka bir elder yanıtladı. Lin Ming'in aniden böyle bir güce ulaşabileceğini düşünmemişlerdi. Vücudundaki sırlar ne olabilirdi?

 

20'lerinin başındaki genç bir adam, nasıl dört elderı yerle bir edebilirdi? Bu nasıl mümkün olabilirdi?

 

İki elder düşüncelerde kaybolduğu sırada, aniden gökyüzüne yükselen devasa bir kükreme duydu. Vücutlarından korkunç bir şok dalgası geçti ve onları sersemleterek asıl yollarından çıkardı. Altılarındaki devasa bir mağara neredeyse onları içine çekecekti!

 

“Neler oluyor!?”

 

İki elder şok oldu. Arkaya baktıkları anda, aniden ruhlarının bedenlerinden ayrıldığını düşündüler!

 

Hareket etme yeteneğini kaybetmesi gereken Dev Deniz Canavarı, yüksek hızla onlara doğru uçuyordu! Ağzına yakın birkaç bin dokunacı ise havada şeytan elleri gibi dans ederek ikisine doğru ilerliyordu!

 

Bu korkunç dokunaçlar uzayı ve okyanusu ayırabilirdi. Buna direnmek için cesaretlerini toplamaya çalıştılar ama nafileydi!

 

“Neler oluyor!? Ruh izi olmadan Dev Deniz Canavarı'nın derin uykuya girmesi gerekiyordu!” Bir elder dokunaçların yaklaştığını görünce soldu.

 

“Uykuya dalmasa bile bizi hedef almaması gerekiyordu!”

 

Diğer elder soğuk terler dökmeye başladı. Dev Deniz Canavarı'yla karşılaştırılınca filin karşısındaki karıncadan farksızlardı. Bir fil karıncalara saldırmamalıydı!

 

İkisi şaşırdığı anda birkaç bin dokunaç onları yakaladı ve etrafında korkunç bir ağ oluşturarak bütün kaçış yollarını kapattı. İkisi, şu anda Lin Ming'in biraz önce içinde bulunduğu durumu anlamaya başladı.

 

Ama aralarındaki fark, Lin Ming'in bununla başa çıkacak bir yolu olmasıydı. Bu iki Güney Denizi Şeytan Bölgesi elderı ise sadece çaresizlik içinde boğulmaya başladı!