Martial World - Bölüm 649: Öldürmek İçin İki Mızrak

---

Bölüm 649: Öldürmek İçin İki Mızrak

Editör: Kinyas

 

Ortaya çıkan üç ceset şeytanı uzun ve vahşi görünümlüydü. Görünüşlerine bakılırsa, ölmeden önce Dev Şeytan ve Dev olmalıydılar. Kadın ceset şeytanıyla birlikte toplamda dört ceset şeytanı vardı. Bunlardan sadece biri bile Duanmu Qun'dan güçlüyken, onlarla nasıl savaşacaklardı?

 

Karataş kalbinin çaresiz bir umutsuzluğun içine düştüğünü düşündü. Lan Xin ve Feng Shen de soldu.

 

“Hepimiz bir yönde ilerleyelim!”

 

Bulut Şeytanı, ilk adımı atarak saldırısını yaptı. Uzaysal yüzüğünden bir mızrak çıkardı ve Dev ceset şeytanına doğru itti!

 

Bu saldırısına tüm şeytan özünü koydu; geri çekilmeye niyeti yoktu!

 

Hayalet Ejderha İmparator Saldırısı!

 

Mızrağını ittiği anda devasa siyah gerçek öz dalgalarının yükselmesine neden oldu. Çevredeki tüm kayalar, bu mızrağın enerjisiyle parçalandı ve dolu fırtınası gibi yağdı!

 

Bu saldırının hedefi olan ceset şeytanı, sinsice gülümsedi. Parlak yeşil pençesini uzattı ve doğrudan mızrağı engelledi!

 

Etten oluşan bir pençe, Bulut Şeytanı'nın cennet adım hazinesine dayanmayı başarmıştı! Bir ‘kacha’ sesiyle, ceset şeytanı Bulut Şeytanı'nın mızrağını kavradı!

 

Bulut Şeytanı kağıt kadar beyazlamıştı. Bu hamlesinde, Dev kendi gücünü artırmak için bu hamleyi kullanarak bir gizli teknik kullanmıştı. Bune ek olarak, tüm gücüyle ve düşük aşama cennet adım hazine mızrağıyla bu büyük bir dağı parçalara ayırmaya yeterdi! Ama bu ceset şeytanı bunu engellemek için kendi pençesini kullanmıştı.

 

Bu nasıl bir güçtü böyle? Nasıl korkunç bir bedeni vardı!?

 

O anda Duanmu Qun, Lan Xin ve Feng Shen'in hepsi harekete geçti. Üç cennet adım uzun kılıcın hepsi birlikte saldırdı!

 

“Gözlerine saldırın!”

 

Duanmu Qun, bu ceset şeytanlarının ne kadar korkunç savunmaya sahip olduğunu anlamıştı. Bir kılıç, ceset şeytanının gözlerini kesti. Kılıç ışığının vahşi ve korkunç enerjisi doğrudan ceset şeytanını kapladı!

 

Peng peng!

 

Ceset şeytanının gözleri paramparça oldu. Ancak bir ceset şeytanı, gözlerini zaten çok uzun süre önce kaybederdi. Dünyayı koku ve duyu yoluyla algıladı. Bu saldırıları, onları öfkelendirmenin dışında hiçbir işe yaramamıştı.

 

“Houu!”

 

Bir ceset şeytanı kükredi. Herkes kulaklarının uyuşarak ağrıdığını ve neredeyse zarlarının patlayacağını hissetti. Ondan sonra, Dev ceset şeytanı pençesini savurdu ve üç cennet adım kılıcın hepsini kavradı.

 

Bu üç kılıcın hepsi aslında yumuşak kılıçlardı. Dev ceset şeytanı onları kavradıktan sonra üç kılıcın da bükülmesi ve büyük baskı altında kalmasıyla ince tiz ses çıkardı!

 

Bu arada, yeşil saçlı ceset şeytanı da ileri atılarak Lan Xin ve Feng Shen'e bir pençe attı!

 

O sırada Lan Xin ve Feng Shen, kılıçlarını Dev ceset şeytanına kaptırmıştı; bunu engelleyebilmeleri imkansızdı. Kılıçları alındıktan sonra sadece kaçabilirlerdi. Ama bu ceset şeytanlarıyla silahsız olarak yüzleşirken sonuç hayal edilebilirdi!

 

Dört saldırının kombinasyonuna rağmen bu kuşatmadan kurtulamayacaklarını düşünmüyorlardı!

 

Ceset şeytanları gerçekten çok korkutucuydu!

 

“Dikkat edin! Pençeleri zehirli!”

 

Duanmu Qun bağırdı. Sözleri yarısına geldiğinde aniden şaşkına döndü. Henüz saldırmayan Lin Ming'in, yeşil saçlı ceset şeytanının arkasında belirdiğini gördü. Lin Ming, Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'nı kavramıştı ve ifadesizdi. Mızrak ucunda soğuk bir ışık parladı!

 

Ölüm!

 

Lin Ming'in gözleri parlak bir ışıkla parladı!

 

Kafir Tanrı Gücü sınırına kadar açıldı ve bastırılmış gerçek öz, büyük dalgalar halinde yayılarak yıldırım ve ateş birleşti...

 

Delici Gökkuşağı!

 

Mızrağını itti. Bu hamle, bronz seviyesi savaş ruhunun iradesini de içeriyordu. Korkunç saldırıyla birleştikten sonra mızrağın etrafındaki uzay bile titremeye başladı!

 

Kadın ceset kıkırdadı ve mızraktan kaçmak yerine ona saplanmasına izin verdi. Aynı anda, etrafında döndü ve pençesini Lin Ming'in boynuna uzattı!

 

“Lin Ming, dikkatli ol!”

 

O anda Lan Xin ve Feng Shen'in ifadesi değişti. Kadın ceset şeytanının gerçekten korkunç bir savunma gücü vardı. Korkunç bir şekilde her saldırıyı görmezden gelmeye devam ediyordu! Yeşil pençeleri, koruyucu gerçek özü aştığı anda, sadece küçük bir yara olsa da ceset zehri ölümcül sonuçlar doğurabilirdi!

 

Kadın ceset şeytanıyla savaşan dövüş sanatçısı büyük acı çekecekti!

 

Ancak Lin Ming, yeşil saçlı kadın ceset şeytanının saldırısıyla yüzleşmeyi önemsemiyormuş gibi görünüyordu. Mızrağını az önceki gibi itmeye devam etti!

 

Lin Ming'in boynuna yaklaşan pençeyi gören Lan Xin ve Feng Shen giderek soldu. Bu sırada yeşil saçlı ceset şeytanı manyak gibi gülmeye devam ediyordu!

 

“Hihihihihih!”

 

Ama o anda inanılmaz bir sahne yaşandı.

 

Kadın ceset şeytanının pençesi aniden yavaşlıyor gibi görüntü, Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı ise aniden hızlandı!

 

Yıldırım ve ateş gücü birleşerek bronz savaş ruhu patladı! Bir ‘chi’ sesiyle Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı ceset şeytanının boynunu deldi!

 

Mızrağın bükülmesiyle, ceset şeytanının boynu ortadan ikiye ayrıldı!

 

O anda, kadın ceset şeytanının pençesi Lin Ming'in boynundan sadece yarım fit uzaktayken aniden geri çekildi. Uzun mızrağını geri çekerken, mızrak ucu mor yıldırım ile parlıyordu!

 

Mızrağı itme ve geri çekme, tamamen kusursuz şekilde gerçekleştirilmişti!

 

Bu ani değişim Lan Xin'i şok etti. Lin Ming'e en büyük saygıyı duyan Feng Shen bile ağzı açık izledi. Kendi kılıcının Dev ceset şeytanının elinde kaldığını neredeyse unutacaktı.

 

Kadın ceset şeytanına saldırmışlardı, bu yüzden onun savuna gücünün ne kadar muhteşem olduğunu biliyorlardı. Arıtılmış altın gibi tüm saldırılara bağışıklıydı!

 

Ama Lin Ming mızrağını vurabilmişti... orada ne olmuştu!?

 

“Lin Ming....” Lan Xin ne diyeceğini bilemeden yutkundu.

 

“Neden böyle şok olmuş gibi bakıyorsunuz!? Saldırın!”

 

Duanmu Qun'un sözleri, herkesi anında gerçek dünyaya geri getirdi. Dev ceset şeytanının dikkatinin dağılmasıyla bu avantajı kullandı ve yüzüne bir tekme atarak kılıcını geri aldı.

 

“Öldür!”

 

Duanmu Qun'un refleksleri muazzamdı! Kadın ceset şeytanının boynunun diğer yarısını kesmek için atıldı.

 

Feng Shen, Lan Xin ve Bulut Şeytanı tamamen hayal dünyasından uyandı. Hemen ceset şeytanına son darbeyi vurmak için en iyi saldırılarını kullandılar.

 

Bir metal çarpışması sesiyle Duanmu Qun'un kılıç enerjisi kadın ceset şeytanına acımasızca çarptı ama onun savunmasını geçmeyi başaramadı. Bu onun korkmasına ve panik yapmasına neden oldu.

 

Lin Ming, onun savunmasını geçmek için ne yapmıştı?

 

O anda Lin Ming mızrağını çıkarmış ve birkaç düzine fit geri çekilmişti. Başka bir saldırı yapmak üzereyken, Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'nın sallandığını hissetti.

 

Bu saldırı, Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'na çok fazla yük bindirmişti. Eğer savaş ruhunu bağlamasaydı, muhtemelen savunmasını geçerek onu delemezdi.

 

Feng Shen, Lan Xin, Duanmu Qun ve Bulut Şeytanı'nın hepsi Gökyüzü Kulesi Yüksek Lord'u veya Kutsal Toprak torunuydu; onların hepsi zengin ve etkili insanlardı. Hepsi Xuan Wuji'nin silahı seviyesinde düşük aşama cennet adım silah kullanıyorlardı. Lin Ming'in Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı ise sadece zirve yüksek aşama dünya adım bir hazineydi. Böyle yüksek yoğunluklu bir savaşta, ceset şeytanının boynunu delmesi çok zordu.

 

“Bu ceset şeytanlarının bedenleri çok sert. Savaş ruhum olmasaydı, hiçbir şey yapamazdım!”

 

Lin Ming kaşlarını çattı. Ceset şeytanlarının bedenleri, on binlerce yıl boyunca şeytani enerjiyle sertleştikten sonra, bir düşük aşama cennet adım hazine seviyesinde sertliğe ulaşmıştı. Duanmu Qun'un saldırısının ceset şeytanının savunmasını delememesinin nedeni, bir cennet adım hazineyi tamamen kırmanın zorluğundan geliyordu.

 

“Ahh!”

 

O sırada sefil bir çığlık geldi. Lin Ming oraya baktı ve kaşlarını çattı. Yaralanan kişi Karataş'tı. Herkes topluca ceset şeytanlarına saldırırken, bu adam arkada saklanmıştı. Ama diğer iki ceset şeytanı ona saldırmıştı.

 

Karataş da bir Kutsal Toprak torunuydu, neslinin sıradan bir dahisi değildi. İki ceset şeytanı da aynı anda saldırdığı anda saldırıdan kaçmak için vücudunu bükmüştü ama bu saldırı onun sol kolunu çizmişti.

 

Ceset şeytanlarının yeşil pençeleri, en zorlu savunmaları bile aşabilirdi. Pençe, Karataş'ın koruyucu şeytan özünü doğrudan delmişti ve etini kazımıştı!

 

Bu küçük bir yara olsa bile Karataş'ın ifadesi değişti. Çaresizce sol kolundaki etinin görünür bir hızla çürümeye başladığını gördü. Yayılan acı, yüzünün acıyla büzülmesine ve soğuk terler dökmesine neden oldu!

 

“Kes hemen!”

 

Duanmu Qun'un göz bebekleri küçüldü. O sırada, Karataş'ın neden saldırıya katılmadığını sormakla uğraşmadı. Figürü parladı ve hemen Karataş'ın önünde belirerek kılıcını indirdi!

 

“Hayır!”

 

Karataş inleyerek bu saldırıyı durdurmak istedi. Ama Duanmu Qun'un kılıcı çok hızlıydı. Bir kılıç ışığının parlamasıyla kanlı bir ışık parladı. Kanlı sol kolu havada süzüldü ve tamamen ceset şeytanının çürütmesiyle kemikten başka bir şey kalmadı.

 

Korkunç bir ceset zehri!

 

Lin Ming bunu gördüğü anda korkuyla kafa derisinin karıncalandığını hissetti!

 

“Ahhhhh!”

 

Karataş acı içinde inledi. Bir dövüş sanatçısına göre kolun değeri açıktı!

 

Bu dünyada, uzuvları yeniden oluşturulabilen birkaç mucize ilaç vardı. Ama bu ilaçlar, sadece yeni bir kolun büyümesini hızlandırabilirdi. Bu yeni uzvun savunması zayıf olacaktı. Kolu yeniden güçlendirmek imkansızdı.

 

Öte yandan, Karataş'ın sol kolu sonsuza dek zayıflığı olacaktı!

 

Duanmu Qun bunu gördüğünce sadece kafasını sallayabildi! Tüm bunları başına Karataş'ın kendisi açmıştı.

 

Karataş, gruptaki en zayıf kişiydi. Hiçbir zaman Duanmu Qun ve diğerleriyle savaşa katılmayı düşünmemişti. En başından beri koşmak ve bu kaostan kaçmak istemişti. Ama Lin Ming'in tek bir mızrak hamlesiyle durumu tersine çevirebileceğini düşünmemişti. Bunun yerine, iki ceset şeytanının sinsi saldırılarının hedefi olmuştu.

 

“Birlikte saldırın, önce bir tanesinin işini bitirelim! Dikkatlerini dağıtın, böylece Lin Ming saldırabilir!” Duanmu Qun durumu hızlı şekilde değerlendirdi. Birkaç hamle takasından sonra ceset şeytanlarının muhteşem savunmasının, korkunç saldırı gücünün ve muhteşem hızının olduklarını fark etti, sadece bir zayıflıkları vardı. O da zekası ve tepkileri gerçekten yavaştı!

 

Aksi halde bu dört ceset şeytanı bir araya gelirdi ve tek yaralanan Karataş olmazdı.

 

Feng Shen, Lan Xin ve Bulut Şeytanı başka bir şey söylemedi. Silahlarını sllayarak kadın ceset şeytanına doğru giden birkaç keskin ışık dalgası gönderdiler.

 

Ama kadın ceset şeytanı şu anda tamamen delirmişti. Feng Shen, Lan Xin ve diğerlerini görmezden gelerek umutsuzca Lin Ming'e doğru yöneldi ve gözleri Lin Ming'i parçalamak istiyormuş gibi vahşi bir ışıkla parladı.

 

Lin Ming'in gözleri acımasız bir ışıkla parladı. Ruhsal denizindeki savaş ruhu Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'yla birleşti. Aynı anda Kafir Tanrı Gücü'nü sonuna kadar açtı ve Antik Anka Kuşu'nu yaktı.

 

Mızrak ışığının patlamasıyla Lin Ming ileri atıldı ve Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı bir azur ejderha gibi uludu.

 

Chi!

 

Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı, ceset şeytanının boynunu bir kez daha kolayca deldi. Mızrağını bükmesiyle, mızrağın yönü tam tersine döndü. Bir metal çarpışma sesiyle, ceset şeytanının boynunun diğer yarısı kesildi!

 

Kadın ceset şeytanının tüm boynu koptu ve gökyüzüne uçtu! Cansız bedeni ileriye birkaç adım atarak yere düştü!

 

Duanmu Qun, Lan Xin, Feng Shen ve Bulut Şeytanı bunu gördüğü anda tek bir kelime bile edemedi. Başından sonuna kadar hiçbiri hiçbir rol üstlenmemişti. Kadın ceset şeytanını yaralamak bir yana, onun dikkatini bile dağıtamamışlardı.

 

Lin Ming, kadın ceset şeytanını tek başına iki saldırısıyla öldürmüştü!

 

Bu çarpıcı güç nereden geliyordu böyle!?