Martial World - Bölüm 604: Gel de Biraz Oynayalım

---

Bölüm 604: Gel de Biraz Oynayalım

Editör: Kinyas

 

O sırada Lin Ming, Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'nı kavramış ve Yan Chi'ye doğrultmuştu.

 

Yan Chi'nin ifadesi aniden son derece  çirkin oldu.

 

Taktiklerini düzgün bir şekilde ayarlamış ve savaş ruhuyla birleştirmişti; en güçlü hamlesini kullanmıştı. Ama bu şekilde bile başarısız olmuştu. Eğer savaş devam ederse sonuç muhtemelen düşündüğü gibi olacaktı!

 

“Lin Ming! Orada dur! Beni zorlama!” Yan Chi siyah kılıcını kavradı ve dişlerini sıkarak söyledi.

 

“Ne?” Lin Ming gülmeye başladı. “Taşak mı geçiyorsun benimle? İki art arda savaştan sonra seninle karşılaşıp, bir de seni zorladığımı mı düşünüyorsun? Bunu daha önce düşünecektn. Bu artık bir ölüm kalım savaşı. Kaybeden ben olsaydım, gerçekten burada duracak mıydın? Şimdi ben kazanıyorum ve bana durmamı mı söylüyorsun? Böyle saçma iş mi olur?”

 

Lin Ming alaycı şekilde güldü. Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'nı sallamasıyla mızrak ucunda yıldırım ve ateş arkları oluşmaya başladı

 

“Senden korktuğumu falan zannetme. İmparator Yolu'ndan aldığım bu savaş ruhunu patlatırsam ikimiz de ölürüz!” Yan Chi'nin gözleri çılgınlıkla parladı. Yan Chi şu anda çok zor bir durumda olduğu için korkaklığı bırakmıştı. Söylediği şeyi kesinlikle yapacaktı.

 

“Savaş ruhu mu? Hım?” Lin Ming bir süre düşündü. “O şeye savaş ruhu mu deniyor? Bu konuda birkaç fikrim var gibi...”

 

Lin Ming'in Büyü Küpü'nden aldığı ruh parçaları tamamlanmamıştı ama savaş ruhları hakkında birkaç belirli belirsiz anı vardı. Savaş ruhları ve dövüş niyetleri, bir dövüş sanatçısının dövüş sanatları kavramının iki yönü olarak adlandırılıyordu.

 

Ancak savaş niyetleri genellikle destek yetenekleriydi. Çok azı gerçek savaş gücüne dönüşebilirdi. Ama bir savaş ruhu tam zıttıydı. Çoğu zaman kullanıcısının gücünü direkt artırırdı. Her şeye bağlanabilir ve dövüş sanatçısının saldırısının sınırını artırabilirlerdi.

 

“Bir kez daha söyleyeceğim. Savaş ruhunu patlatırsam, büyük ihtimalle çok acı çekeceğim, hatta ölebilirim bile ama sen de benden iyi durumda olmayacaksın. Seni de kendimle birlikte götürürüm!” Yan Chi konuştuğu anda siyah kılıcı gri bir alevle yanmaya başladı. Yan Chi o anda daha canlı hale geldi; sadece ona bakmak bile ruhu buz olma eşiğine getiriyordu!

 

Yan Chi bu kumarda rest çekmişti. Çaresizliğiyle, vücudundaki her savaş ruhu damlasını çağırdı!

 

Lin Ming bunu umursamadı. Uzun mızrağını kaldırdı ve Yan Chi'nin boğazına doğrulttu! Soğuk ve mor mızrak ucu, havayı yıldırım arklarıyla deldi.

 

“Burada duralım! Sana savaş ruhu hakkında bildiğim her şeyi söyleyeceğim.” Yan Chi gerçek öz ses iletimiyle söyledi. Her ne kadar aşağılayıcı olsa da başka çaresi kalmamıştı.

 

“Öyle mi?” Lin Ming güldü. “Savaş ruhu hakkındaki bildiklerinin yanı sıra üç tane güvercin yumurtası büyüklüğündeki Şeytan Tanrı Kemiği'ni de ekleyeceksin. Bunu yaparsan hayatını bağışlayabilirim.”

 

“Üç tane Şeytan Tanrı Kemiği mi?” Yan Chi hiddetlendi. “Şeytan Tanrı Kemiği'nin öylece gezerken bulabileceğin şeyler olduğunu mu sanıyorsun? Gökyüzü Kulesi'nde kaldıktan uzun yıllar sonra, sadece iki tane longan uzunluğunda iki Şeytan Tanrı Kemiği aldım ve onları da kullandım! Daha büyüğünü, üstelik üç tanesini nereden bulacağım!”

 

“Madem bulamazsın, o zaman ölürsün!”

 

Lin Ming soğukça homurdandı ve mızrağını kaldırdı. Ateş ve Yıldırım Kavramı birleşti.

 

Delici Gökkuşağı!

 

“Piç herif! Seni de kendimle mezara götüreceğim!” Yan Chi'nin gözleri çılgınca parladı ve yüzü deli gibi büzüldü. “İmparator savaş ruhu!”

 

Hoo!

 

Yan Chi'nin siyah kılıcının üstündeki karanlık gri alevler volkan gibi patladı. Yüzündeki mavi damarlar şişti ve kolundaki tüm kan damarları dışarı çıkmaya başladı.

 

Çılgın bir haykırışla, Yan Chi kılıcını iki eliyle kavrayarak Lin Ming'e doğru savurdu!

 

Gri alevler havada patladı. Patladıkları sırada, herkes onlardan yayılan hayalet seslerini duyabiliyordu. Bu seslerin illüzyon olduğu kesindi ama bir şekilde kulağa geldikleri anda ruhsal denizi titreten bir his yayıyorlardı.

 

Bu ezici savaş ruhunun gökyüzünü kaplamasıyla Lin Ming'in göz bebekleri küçüldü. Kafir Tanrı Gücü'nün sıkıştırılmış gerçek özü sınırına kadar patladı ve Antik Anka Kuşu'nın kanı içinde yandı!

 

Ayaklarının altındaki boşluk, garip şekilde bükülmeye başladı. Lin Ming mızrağıyla bir oldu ve yıldırım ve ateş gücü giderek daha hızlı bükülerek savaş ruhunun gücünü iten bir sarmal güce dönüştü!

 

Bang bang bang!

 

Lin Ming, Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'nı kavrayarak boşluğu kesti ve savaş ruhu alevlerini parçaladı. Ancak bu bir İmparator savaş ruhuydu. Sadece izi olsa bile, sonuna kadar zorlandığındaki güç derecesi korkunçtu! Enerjinin yoğun çarpışmasıyla savaş ruhu ateşi Lin Ming'in fiziksel gerçek özünü keserek etine bıçak gibi saplandı.

 

Ama Lin Ming Sıkıştırılmış İlik'i tamamladıktan ve Sekiz İç Gizli Kapı'nın ilk kapısını açtıktan sonra fiziksel savunma gücü inanılmaz sertleşmişti. Savaş ruhunun saplanma acısı, etindeki sadece küçük bir acıya eşitti.

 

Ca!

 

Lin Ming alev dalgasından geçerek Yan Chi'ye doğru fırladı!

 

“Ne!?”

 

Yan Chi tamamen hayretler içerisinde kaldı. Bu noktada gerçek özünün %70'ini kullanmıştı. Yan Chi dişlerini sıkarak son bir saldırı yapmak istedi ve kılıcını Lin Ming'in boğazına doğru uzattı. Bu, ardında hiçbir savunma yapamayan bir saldırıydı. Yan Chi artık bir ölü olduğunun farkındaydı. Durum bu raddeye geldikten sonra Lin Ming'i de kendisiyle birlikte götürmek istiyordu!

 

“Salak seni...”

 

Yan Chi'nin kulaklarında iki kayıtsız söz yankılandı. Bu aynı zamanda duyduğu son sesti. Sonraki anda Yan Chi'nin kafası karpuz gibi patladı. Lin Ming'in mızrağı, Yan Chi'nin kafasını meteor gibi deldi. Yıldırım ve ateşin patlayıcı gücüne ek güçlü bir etki, Yan Chi'nin kafasının doğrudan parçalara ayrılmasına ve beyninin her yere dağılmasına neden oldu!

 

Kafatası ve beyni havada uçuşurken, Lin Ming çoktan diğer tarafa doğru yüzlerce feet ilerlemişti. Yan Chi'nin kılıcı sadece yarıya kadar yükselmişti, daha fazla yükselmesinin imkanı yoktu.

 

Bu mutlak hız arasındaki farktı.

 

“Bitti.”

 

Lin Ming, Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'nı yerine koydu. Bu savaşta, Sekiz İç Gizli Kapı'yı açmadığı için zafer kolay gelmemişti. Kıyafetleri parçalanmış ve vücudu tamamen savaş ruhunun gücüyle yaralarla dolmuştu, vücudunda düzinelerce kesik vardı. Sonuçta Yan Chi'nin savaş ruhu bir İmparator seviyesinden geliyordu. Tam gücüyle son patlamasından sonra gücü korkunç bir seviyeye ulaşmıştı. Sonunda Lin Ming'in koruyucu gerçek özünü bile kesmişti.

 

Vücudundaki birkaç düzine kesik, onun yaralı olarak kabul edilmesine çok uzaktı, sadece onu çok sıkıntılı durumda gösteriyordu. Bu, imajının her zaman güzel ve korkutucu olması için uğraşan kibirli ve gururlu kişiler için çok güzeldi ama Lin Ming için bir anlamı yoktu!

 

Bang!

 

Yan Chi'nin başsız cesedi yere düştü.

 

Böylece o da ölmüştü!

 

Üçüncü maç, aynı zamanda son maçtı. Yan Chi'nin ölümüyle Lin Ming zafere ulaşmıştı!

 

Seyirciler sessizlik içindeydi. Onu alaşağı etmek için düzenlenen üç ardışık maçtan sonra Lin Ming son maçı da kazanmıştı. Görünüşüne bakılırsa yaralanmıştı ama hâlâ savaşacak gücü varmış gibi görünüyordu!

 

Bu üç kişinin hepsi İlahi Şeytan Yedi Yıldızlar'dandı. Üstüne üstlük hepsi İmparator Yolu'na girerek güçlerini büyük oranda artırmıştı. Başlangıçta kimse Lin Ming'in kazanacağını düşünmemişti. Herkes onun çok küstah ve pervasız olduğunu düşünmüştü ama son maçın sonucu bunu tamamen yalanlamıştı. Üç büyük ustanın üçü de, Lin Ming'in ellerinde can vermişti!

 

Savaşın başından bu yana, Kral'ın Kafesi'ni tamamlayan Lin Ming'in gücünün bu kadar güçlü olduğunu kimse tahmin etmemişti!

 

“Bu beni korkutuyor. Lin Ming'in en az %50 gücünün kaldığını düşünüyorum. İçinde ne kadar gerçek öz olduğunu düşünmek istemiyorum!”

 

“Üç ardışık maç, üç tane İlahi Şeytan Yedi Yıldız rakip. Yan Chi ve Maha gibi kişiler ölürken, Lin Ming sadece küçük yaralarla kurtuldu.”

 

Bu küçük yaralar Lin Ming bir yana üçüncü kattaki diğer herkes için de önem teşkil etmiyordu. Birkaç saat içinde tamamen iyileşeceklerdi.

 

“O gerçekten bir Soylu Asura. Kutsal Şeytan Kıtası'nın son 10.000 yılındaki en büyük yetenek. Yetişimi sadece Aşırı Xiantian Âlemi ama muhteşem bir potansiyele sahip. Kusursuz İmparator olduktan sonra bu kıtada kalmak istemiyorum!”

 

“Hey... çok ileri gitme... Lin Ming'in kaç tane Hayat Yıkımı aşamasından geçebileceğini düşünüyorsun?” Bir dövüş sanatçısı yüksek sesle sordu.

 

İnsanlar zayıftı, özellikle de Kusursuz İmparator olmadan önce. İnsanlar algı konusunda yetenekliydi ve Sevimliler'den sonra yasalarda ikinci sıradalardı. Güçlerinin ana sınırı bedenleriydi. Bu zayıf bedenler, insanların hem güç hem de savunma açısından zayıf olmasına yol açıyordu.

 

Ama tanrılar adildi. Kusursuz İmparator olmadan önce insanların Hayat Yıkımı aşamasını geçmesi gerekiyordu. Hayat Yıkımı, insanlığın ölüm kapısıydı. Her geçişteki ölüm oranı son derece yüksekti. Bu aynı zamanda bütün ırklar arasında en az İmparator'un insanlarda olmasına da neden oluyordu.

 

Ancak buna karşılık, Hayat Yıkımı'ndan başarılı şekilde geçenler vücutlarını yeniden oluşturabiliyordu. İnsan güç seviyesi hızla artacaktı. Eğer birisi Hayat Yıkımı'nın sekiz aşamasından geçebilirse, gücü her ırkın üstüne çıkardı!

 

Lin Ming'in şu anki gücü zaten anormal seviyede güçlüydü. Eğer Hayat Yıkımı'nın sekiz aşamasından geçerse, gelecekte nasıl bir ucube olacaktı öyle?

 

Bunu düşünen tüm dövüş sanatçıları daha ilerisini düşünmeye cesaret edemedi.

 

...

 

Feng Shen diğer dövüş sanatçılarının fikirlerini tartışmasını dinledi.

 

Başını salladı. Bu insanlar, bu savaşın ne kadar korkunç olduğunu anlamamışlardı.

 

Burada bir İmparator savaş ruhu patlamıştı. Lin Ming buna bile dayanmıştı!

 

En küçük miktarı ols bile bir İmparator savaş ruhu son derece korkunç bir patlayıcı güç içeriyordu!

 

Ne yazık ki Yan Chi bu gücü kontrol edemiyordu. Yapabileceği tek şey, bu savaş ruhunun patlamasına izin vermek ve enerjisinin her yöne yayılmasını sağlamaktı. Bu, enerjinin çoğunun boşa gitmesini ve sadece küçük bir kısmının Lin Ming'e çarpmasına neden olmuştu.

 

Ve Lin Ming mızrağıyla bir olduğunda, savaş ruhunun gücünü saptırmak için mızrağının sarmal gücünü kullanmıştı ve küçük yaralar alarak kurtulmuştu.

 

Feng Shen bunu çok iyi görmüştü. Lin Ming'in savaş ruhunun gücünü önlemek için kullandığı derin ve gizemli ilkeleri görmüştü. Bu, Lin Ming'e daha da hayran olmasına neden oldu. Lin Ming sadece korkunç bir güce değil, soğuk bir sakinliğe de sahipti. Çok gergin bir durumda bile, kendisine en uygun taktiği uygulamayı seçmişti!

 

‘O...Onun... rakibi ben değilim.’

 

Feng Shen kendi yetersizliğinde utandı. Yan Chi'yi yenebileceğine güveni tamdı ama zirve durumundaki Lin Ming'i yenmek... bu imkansızdı.

 

Zirve durumunu bırak, Feng Shen şu an sahneye çıksa ve gücünün büyük kısmını tüketmiş Lin Ming'e meydan okusa bile onu yenme şansının %50'den fazla olmadığını düşündü.

 

Lin Ming, Yan Chi'nin uzaysal yüzüğünü ve siyah hazine kılıcını aldı. O sırada Yan Chi'nin şeytani enerjisi de Lin Ming'e geldi. İlahi Şeytan Dövmesi'ndeki dördüncü kanat çifti bir kez daha netleşti. Şu anda sekiz kanadın zirvesindeydi, On Kanatlı İlahi Şeytan olmasına sadece bir adım kalmıştı.

 

Ancak bu adımı geçmek kolay olmayacaktı. Bunun tek yolu İlahi Şeytan Yedi Yıldız arasından daha yüksek seviyeli birini öldürmekti, aksi halde İlahi Şeytan Dövmesi'nin büyümesi imkansızdı.

 

“Bu kötü oldu.” Lin Ming başını salladı. Sadece çok az kalmıştı!

 

“Humph!”

 

Onur koltuğundaki Yüksek Lord Heian homurdandı. Feng Shen'in düşündüğünü o da düşünüyordu. Yarım dakika bile beklemeden kasvetli ifadesiyle kalktı ve arkasını dönerek gitti.

 

O sırada Lin Ming o tarafa baktı. Gülümsedi ve söyledi. “Heian, hemen kaçıyor musun? Gel de birazcık oynayalım.”

 

Ne olmuştu ki?

 

Yüksek Lord Heian şaşırdı ve orada durdu. Diğer tüm dövüş sanatçıları şoka uğradı. Herkesin Lin Ming'e baktığı sırada buna inanamıyormuş gibi bir ifadesi vardı.

 

O... o... az önce... ne dedi?