Martial World - Bölüm 595: Saberimin Altında Ezeceğim

---

 

Bölüm 595: Saberimin Altında Ezeceğim

Editör: Kinyas

 

20 feet yüksekliğe bir kan yığını fışkırdı. Dev Şeytan'ın gözleri çan gibi büyümüştü. Ağzı ve gözleri büzülmüş, son ifadesi acılıydı, huzur içinde ölmediğini belirten şekilde Lin Ming'e bakıyordu.

 

“Lin Ming!

 

Diğer tüm dövüş sanatçıları aptal gibi korkmaya başladılar. Lin Ming savaşın yasaklandığı bir bölgede birini öldürmüştü!

 

”Herkes ayrılsın ve koşsun! Infaz ekibinin gelmesini bekleyelim!”

 

Bir dövüş sanatçısı aniden bağırdı. Şu anda ölümün kıyısında duruyordu. Korkmasına rağmen sakin kalmaya çalıştı.

 

Bir Cüce dövüş sanatçısı bir ses iletim tılsımı çıkarıp koşmaya başladığı anda Yüksek Lordlar'ın sorumlu olduğu infaz ekibini çağırmaya hazırlanıyordu.

 

Ancak ses iletim tılsımını yakmaya hazırlanırken, aniden hızının yavaşladığını ve her şeyin yavaşladığını gördü. Ne kadar koşmak istese de hızını koruyamıyordu. Bu türde bir his onu deliye çevirdi.

 

Ses iletim tılsımını kaldırdığı anda arkasında soğuk bir şey hissetmeden onu kullanacak zamanı bile olmadı. Çaresizce göğsünden vurulduğunu ve kanların sıçramasını izledi. Bu korkunç hız kesinlikle içindeki bulunduğu durum ile tam zıtlık oluşturuyordu.

 

Vücudu yere düştü... etrafında bir kan havuzu oluştu.

 

Kaçan üç dövüş sanatçısı da Lin Ming tarafından anında öldürüldü. Dev Şeytan'ı öldürmesiyle diğerlerini de öldürmesi, sadece birkaç nefes sürmüştü.

 

“Lin Ming... beni... beni... öldürdün... sen de öleceksin!” Cüce dövüş sanatçısı daha ölmemişti, son nefeslerini veriyordu. Kalbi tamamen parçalandı ve kan vücudundan fışkıye gibi fışkırdı.

 

Son tehdidini tükürürken dişlerini sıktı ama Lin Ming'in yüzünde herhangi bir panik olmadığını, sadece sinsice gülümsediğini fark etti.

 

Peng!

 

Bir ayağıyla boğazını ezdi ve Cüce dövüş sanatçısının nefesi durdu!

 

Ölen bu beş kişinin dördü dövüş sanatçısıydı, hepsi güçlü kıdemlilerdi. Öldükten sonra vücutlarındaki şeytani enerji dağılmaya başladı ve Lin Ming'e doğru uçan İlahi Şeytan hayaletlerine dönüştü.

 

Lin Ming soğukça homurdandı. İlahi Şeytan kuvvet alanı patladı!

 

Dört İlahi Şeytan hayalet doğrudan kuvvet alanının etkisi altında kalarak Lin Ming'in vücuduna giren saf şeytani enerjiye dönüştü.

 

Lin Ming zirve altı kanatlı İlahi Şeytan'dı. Bu dört kişinin hepsi özel yetişim alanlarına girebilecek kişiler olduğu için şeytani enerji miktarı Lin Ming'den az değildi.

 

 Dördü birleşerek Lin Ming'in ruhsal denizine akın etti. Tehditkar bir aurayla hücum ederek Lin Ming'in zihnini yutmaya çalıştılar!

 

Lin Ming soğukça homurdandı. Samsara Savaş Niyeti'ni döndürdü ve bu enerjileri parçaladı!

 

Şeytani enerji nihayet tamamen dağıldı ve yavaşça emildi. Kolundaki İlahi Şeytan Dövmesi hızla dördüncü kanat çiftini oluşturmaya başladı. Kanatların bulanıklığı giderek azaldı, daha belirgin hale geldi. Sonunda, büyümeyi bıraktıktan sonra erken sekiz kanat seviyesine ulaştı.

 

Erken sekiz kanat, İlahi Şeytan Yedi Yıldızlar'ın ortalamasına yakındı.

 

Lin Ming uzun bir nefes vererek başını salladı. Kalbi doymak bilmez önlenemez bir öldürme arzusuyla yanıp tutuşuyordu.

 

Lin Ming, Samsara Savaş Niyeti'ne sahip olsa ve kalbini ile zihnini savunabilse bile, uzun yıllardır yaptığı tüm ölüm savaşlarından sonra durdurulamaz bir kana susamış olmuştu.

 

Sadece bununla da sınırlı kalmıyordu. 108 gün Kral'ın Kafesi'nde kalmış ve sürekli İlahi Şeytan kuvvet alanının baskısı altında kalmıştı. Ruhu ve mental odağı, tüm zaman boyunca yüksek oranda gerilmişti, tüm bunları 12 Yüksek Lord'un komplosuna borçluydu!

 

İsimsiz İlahi Hap ve Şeytan Tanrı Kemiği olmasaydı ve ikisinin enerjisini birleştirerek Sekiz İç Gizli Kapı'nın içinde savaştırmasaydı, Lin Ming muhtemelen Kral'ın Kafesi'nde ölecekti.

 

Bu kin, düşmanlık ve öldürme arzusunu uzun süredir bastırıyordu.

 

Şu anda Lin Ming'in zihni kısa süre içinde patlak vermişti.

 

Lin Ming dört ölüyü uzaysal yüzüğüne koydu ve yeni Kan İçen Mühürler'ini oluşturdu. Sonra onlara bir ateş topu yollayarak onları küle çevirdi.

 

Lin Ming bu odadan çıkarken ağır taş kapıyı açtı ve özel yetişim alanının büyük salonuna geldi.

 

Salon çok genişti, 1000 feet uzunlukta ve genişliğindeydi. Tek kollu Diyakoz Bai birkaç kişiyle yoğun bir konuşma halindeydi.

 

Bu savaş kısa sürdüğü ve yüksek sesler çıkmadığı için taş kapı da büyüyle mühürlendiği için dışarıdaki dövüş sanatçıları bunu fark etmemişti.

 

Taş kapı açıldığı anda, Diyakoz Bai şaşkın şekilde taş kapının oraya baktı. Mavi cübbe giyen, uzun saçlı ve yüzünde ifade olmayan genç bir adam gördü.

 

Diyakoz Bai o anda neye uğradığını şaşırdı.

 

Onunla birlikte odadaki birkaç dövüş sanatçısı da hayretler içinde kaldı.

 

Lin... Lin Ming!

 

İlahi Şeytan Savaş Niyeti'yle birleştikten sonra, Lin Ming'in vücudu istese de istemese de inanılmaz bir aura yayıyordu. Bu, ona bakan kişilerin kalp atışlarının düzensizleşmesi ve nefes almakta zorlanmasına neden oluyordu.

 

Şu anda bu baskı tüm odayı sarmıştı. Oradaki birkaç insan aniden sessizliğe düştü.

 

Lin Ming ölmemiş miydi?

 

Neredeyse dört ay boyunca Kral'ın Kafesi'nde kalmıştı!

 

Yaşıyor muydu!?

 

...

 

Lin Ming'in çıkma haberi, tüm Gökyüzü Kulesi'ne ışık hızıyla yayıldı. İnsan olsun, Dev Şeytan olsun veya diğer ırklardan herkes tamamen şoka uğradı.

 

Bu, şu ana kadar olan hatta gelecekte bile aşılması imkansız bir başarıydı!

 

Bu antik zamanlardan beri eşi benzeri görülmemiş bir olaydı!

 

Sekiz Aşama Savaş İmparatoru, Kral'ın Kafesi'nde sadece iki ay kalabilmişti.

 

Cehennem Asurası ise bir buçuk ay!

 

Bu ikisinden Cehennem Asurası kaybolmuştu ve kimse ne yaptığını bilmiyordu. Sekiz Aşama Savaş İmparatoru ise bir İmparator seviyesi Yüce Elder olmuştu, hatta seviyesindeki tüm İmparator seviyelerini küçük düşüren birisi olmuştu!

 

Bir İmparator sınırına ulaşan herkesin, neslinin benzersiz genci ve yenilmez İmparator seviyesi yetenek olduğu bilinmeliydi. Ayrıca İmparator seviyeleri arasında bile büyük farklar vardı, kendisinden üstün bir kişiyi yenmek çok zordu!

 

Bu şartlar altında bile Sekiz Aşama Savaş İmparatoru seviyesindeki bir İmparator'u anında öldürebilirdi!

 

Ve bir veya iki âlem üstündeki birisiyle eşit seviyede savaşabilirdi!

 

Böyle bir yetenek herkesin korkuyla titremesine neden oluyordu!

 

Sekiz Aşama Savaş İmparatoru'nun Kutsal Şeytan Kıtası'ndaki bir numaralı güç olma umudu hiç de abartılan bir durum değildi.

 

Ve şimdi Lin Ming Kral'ın Kafesi'nde Sekiz Aşama Savaş İmparatoru'nun iki katı kadar süre boyunca kalmıştı!

 

Hem de Kral'ın Kafesi ilerledikçe zorlaşıyordu! Bu, Lin Ming'in yeteneğinin Sekiz Aşama Savaş İmparatoru'nu bile aştığı anlamına geliyordu!

 

Bu bütün dövüş sanatçılarının sınırlarını aşmıştı bile.

 

“Buna inanmıyorum...”

 

Gökyüzü Kulesi'nden ayrılmayı planlayan Muk Gu mırıldanmaya başladı. Rüya gördüğünü hissetti. Bir ay önce Lin Ming'in çıkabileceğini umuyordu ama her geçen gün umudunu kaybetmişti.

 

Ama Lin Ming gerçekten de gelmişti. Bu onu elbette şaşkına çevirmişti.

 

Lin Ming, Kral'ın Kafesi'nde tek başına 108 gün boyunca kalmıştı.

 

O bir insan olamazdı!

 

...

 

Gökyüzü Kulesi, dördüncü kat, İmparator Yolu!

 

Ka ka ka!

 

Bir taş kapı açıldı ve siyah cübbeli bir Cüce, İmparator Yolu'na doğru ilerledi. Tüm vücudu siyah sisle kaplıydı, gözleri parlaktı ve yüzü vahşi bir görünüme sahipti.

 

“Yan Chi, nasıl oldu, atılım mı yaptın?”

 

Yan Chi güldü. “Evet! İmparator Yolu'nun en derinliklerine kadar indim! Şu anda Feng Shen ile savaşmayı iple çekiyorum, bakalım onun seviyesine çıkabilmiş miyim! Hahaha!”

 

Yan Chi özgüvenle vahşi kahkahalar attı.

 

Birkaç ay önce İmparator Yolu'na girmek için onay almıştı. Gökyüzü Kulesi'ne bağlılık yemini eden ve tüm yetişim kaynaklarının tadını çıkarak İlahi Şeytan Yedi Yıldız bile İmparator Yolu'na istediği gibi giremezdi. Kısa sürelik de olsa Yüksek Lordlar'ın verdiği görevleri tamamlamaları gerekiyordu.

 

Derin bir arka plana sahip Feng Shen bile İmparator Yolu'na girme yetkisini elde edememişti.

 

İmparator Yolu'na girmek, dövüş sanatçısının sadece biraz büyümesini sağlamıyordu. 12 Yüksek Lord, kölelerinin gücünü çok fazla arttıracağını ve onları kontrol edememekten korktukları için girişe her türlü sınırı koymuştu.

 

Ancak şu ara Lin Ming meselesini halletmek için Yüksek Lordlar İlahi Şeytan Yedi Yıldız arasından kölesi olanların gücünü artırmaları gerektiğini düşünmüştü.

 

Yan Chi'nin yanında duran Maha güldü ve söyledi. “Hehe, İmparator Yolu gerçekten sıradan bir yer olmadığını kanıtlıyor. Sen atılım yaptın ama benim hasatım senden kötü olmayabilir.”

 

“Öyle mi? Acele etme, dur bir. Feng Shen'i yenmemi bekle sadece, o zaman seninle karşılaşacağım. Bu sefer Feng Shen'i yenebileceğime gerçekten güveniyorum!”

 

“Haha, bu küçük kardeşin bunu görmek için can atıyor” İlahi Şeytan Yedi Yıldız Kai Yang konuşurken güldü.

 

Yan Chi ve Maha, İlahi Şeytan Yedi Yıldız arasından iki ve üçüncü sıradaydı. Ama Kai Yang en zayıflarından birisiydi. İmparator Yolu'nda büyük hasatlar kazanmasına rağmen yeteneklerini göstermedi ve bu ikisini övmeyi tercih etti.

 

Ancak bu onun kendine güvenmediği anlamına gelmiyordu. Yüksek Lordlar'dan daha fazla kaynak alarak herkesi bir anda şaşkına çevireceği bir anı bekliyordu.

 

‘Hehe, siz ikinizden daha zayıf olabilirim ama fark çok değil. Bir tane daha Şeytan Tanrı Kemiği alabilirsem, o zaman sizi bastırabilirim! O zaman geldiğinde, Gökyüzü Kulesi'nin ilk üçüne gireceğim!’

 

Kai Yang planlarını yaparken mutlu oldu. Ama o sırada büyük salondan gelen bir ses iletim tılsımı duydu.

 

Üçüne de aynı anda ses iletim tılsımı gelmişti. Bu sesi duydukları anda hepsi olduğu yerde kalakaldı.

 

“Ne!? Lin Ming yaşıyor mu!?”

 

Üçü daha önce Kral'ın Kafesi'ne girmişti ve içeride en uzun kalan kişi 20 gün ile Yan Chi idi. Doğal olarak Kral'ın Kafesi'nde yaklaşık dört ay kalmanın ne demek olduğunu biliyorlardı!

 

“Bu... bu nasıl... imkansız...” Kai Yang kendi kendine mırıldandı. Bu tamamen inanılmazdı. Lin Ming'in girdiği Kral'ın Kafesi, diğerlerinden farklı mıydı? Zorluğu daha mı düşüktü?

 

Bunu sormadan edemedi. Sekiz Aşama Savaş İmparatoru içeride sadece iki ay kalmıştı. Lin Ming ne kadar canavarca bir yetenek olsa da, içeride dört kalması mümkün değildi!

 

Belki de... Kral'ın Kafesi'nde iki ay sonra zorluk seviyesi düzelmeye başlıyordu? Kai Yang bunun dışında bir durum ile Kral'ın Kafesi'nde dört ay kalmayı kafasına sokamadı.

 

Bunu açıklayabilecek tek kişi Lin Ming idi. Tarih boyunca kimse içeride iki aydan uzun süre kalmamıştı.

 

Maha bir süre düşündü ve aniden giderek çılgınlaşarak gülmeye başladı. “Kral'ın Kafesi'nde ne yaşarsa yaşasın, İmparator Yolu'nda öğrendiklerim çok daha iyi! Bu muhteşem! Gücümü artırdıktan sonra hangi seviyeye yükseldiğimi görmeyi iple çekiyordum. Şu anda Lin Ming, beni bu seviyeye çıkartabilecek birisi. Onu saberimin altında ezeceğim!”