Bölüm 589: Kriz

Editör: Kinyas

Lin Ming boyutsal parça kafesinde gözlerini kapattı ve Hiçlik Ezici Altın Kuş ile hareketlendi. Muazzam baskının altında adımları her zamanki gibi uyuşmuş gibi değil de kurşundan yapılmış gibiydi.

Uzay kafesinin içinde gözleri işe yaramazdı. Uzay çatlakları çıplak göz ile görülemezdi.

Algısı bile sınırlıydı.

Lin Ming'in burada güvenebileceği tek şey, Uzay Yasası ve uzay gücündeki ustalığıydı.

Bir uzay çatlağı yaklaştığında, Lin Ming uzaydan gelen hafif dalgalanmalar hissediyordu. Bu dalgalanmalar sanki suyun dalgalanması gibiydi, nereden geldiği belli değildi.

Lin Ming uzay çatlaklarını atlatmak için her seferinde önceden hareket ediyordu.

Lin Ming'in gücüyle Sıkıştırılmış İlik'i tamamlamasına ve vücudu bir hazineyle karşılaştırılabilmesine rağmen veya gerçek özü ne kadar kalın olursa olsun, önündeki bu uzay çatlakları onu bir kağıt gibi parçalayabilirdi.

Woosh!

Mor bir altın mızrak ışığı çıkarak uzay kafesinin bariyerlerine meteor gibi çarptı!

Kacha!

Mızrak ışığı patladı. Uzay bariyeri sanki hiçbir şey olmamış gibi normalde dönmeden önce sadece biraz titredi.

Geçtiğimiz günlerde Lin Ming sürekli uzay bariyerine saldırmıştı. Onu sallayamasa da, Lin Ming bu kesintisiz saldırılarıyla uzay gücüne olan  anlayışını farkında olmadan ilerletmişti.

Ama o anda Lin Ming'in vücudu titredi. Omzundan kızın yağmur gibi kan fışkırdı. Kan görünmez bir havuz gibi kaybolmadan önce kırmızı bir sise dönüştü.

Lin Ming şok oldu, hemen geri çekildi.

Sağ omzu açılmıştı!

“Tanrım, bu çok yakındı!”

Lin Ming'in alnından soğuk terler damladı. Bir süre önce saldırdığı sırada dikkati dağıldı ve kağıt inceliğindeki küçük bir uzay çatlağı ona sessizce yaklaştı. Bu küçüklükte bir uzay çatlağı, boşlukta son derece küçük dalgalanmalar oluşturdu. Lin Ming'in dikkatinin dağılmasıyla, algısı da o kadar hassas olmadığı için bunu hissedemedi.

Uzay çatlağı çok küçük olmasına rağmen korkunç bir yıkıcı güce sahipti!

“Neyse ki, sadece omzuma çarptı!”

Lin Ming'in sırtından bir esinti geçti. Şeytan Tanrısı İmparatorluk Sarayı'nın antik harabelerine girdiği zaman, uzay çatlakları bu kadar korkunç değildi.

O zaman, ikinci aşama Hayat Yıkımı veya üstündeki elderler bu uzay çatlaklarından hiç korkmadan uçuyordu.

Lin Ming mevcut gücünü Hayat Yıkımı ustalarıyla karşılaştırılamayacak olduğunu bilse de, o seviyeye fazla uzak olmamalıydı. Ama buna rağmen kağıt inceliğindeki bir uzay çatlağı omzunu parçalamıştı!

Bu, bu farklı dünyadaki uzay çatlaklarının gücünün tamamen farklı olduğunu gösteriyordu.

Şeytan Tanrısı İmparatorluk Sarayı'nda, çökmüş dünya zaten çökmenin eşiğindeydi. Uzay gücü orada çok zayıftı.

Öte yandan, Kral'ın Kafesi'nin dünyası daha dengeliydi. Uzay daha dengeli olduğu için uzay gücü de daha fazlaydı. Uzay parçalandıktan ve uzay çatlakları oluştuktan sonra boyutsal parçalar çok daha korkunç bir hal aldı!

Uzay Kavramı'nın çarpıcı gücünün zayıf olduğunu kim söylemişti!?

Eğer bir kişi Uzay Kavramı'nı gerçekten kavrayabilirse ve uzayın tüm kaynağına dokunabilirse uzayın kendisini bile parçalayabilirdi. Böyle bir saldırıyı kim nasıl savunabilirdi ki?

Lin Ming, Tanrılar Âlemi'ne uçabilirse ve bu eşsiz gücü silah olarak kullanabilirse, bu yeteneğinin gücü nasıl olabilirdi peki?

Bu olasılık büyüleyici olmasına rağmen Lin Ming'in dikkati artık dağılamazdı. Etrafındaki uzayda, giderek daha fazla ince uzay parçası ve çatlağı oluşmaya başladığını fark ett.

Bir süre 10 feet uzunluğunda olan çatlaklar şu anda 3-4 feet uzunluğundaydı ve bir kağıt inceliğindeydi.

Eğer böyle bir uzay çatlağı koluna veya bacağına çarparsa, Lin Ming anormal yenilenme yeteneğiyle hâlâ hayatta kalabilirdi. Ama kalbini delerse, Lin Ming Kafir Tanrı Tohumu'nu veya Büyü Küpü'nü kurtarabileceğinden şüpheliydi.

“Parçalar giderek artıyor; saldırılarım onları parçalamış olmalı.”

Dengeli uzay, garip bir kuvvet alanıyla parçalanmıştı. Şu anda, buna Lin Ming'in saldırıları da eklenince uzay çatlakları daha fazla artmıştı.

“İlahi Şeytan kuvvet alanının baskısı tekrar arttı!”

Şu anda İlahi Şeytan kuvvet alanı tekrardan güçlenmişti. Bu, şüphesiz kötü şans olarak tanımlanabilirdi!

Sadece vücudu yavaşlamıyor, algısı da sınırlanıyordu. Lin Ming küçük uzay çatlaklarını tespit etmekte zorlandı.

Bu, ok yağmurunun altında olan ve görüşü bulanıklaşan bir dövüş sanatçısını andırıyordu.

“Durum kötü!”

Lin Ming'in sırtı soğuk terler ile kaplandı; durumun kontrolünü tamamen kaybetmişti!

Kral'ın Kafesi'nde geçirdiği 100 günden sonra Lin Ming nihayet direnmekte zorlanmaya başlamıştı!

Boyutsal parça kafesi kırılmıyordu ve ince uzay parçalarını tespit etmek veya savunmak neredeyse imkansızdı.

Bu devasa baskının altında, hızını uzun süre korumakta bile zorlanıyordu.

Lin Ming kaçış tılsımını eline aldı ve tereddüt etti.

Hayatı boyunca Kral'ın Kafesi'ne sadece bir kere gidebilirdi. Bu üç aylık süre boyunca gerçekten çok fazla yarar sağlamıştı. Buradan böyle çıkmak biraz can sıkıcıydı.

Ama bu durumda dikkatli olmazsa ölme ihtimali bile vardı. Bir Soylu Asura Kral'ın Kafesi'nden çıkamadı. Bu gerçekten acınası olmaz mıydı?

Ancak dört beş uzay parçası o sırada Lin Ming'in algısından kaçtığı sırada ifadesi değişti.

Kaçış tılsımını sıktı.

Lin Ming kesin olarak Kral'ın Kafesi'nden ayrılmaya karar verdi.

Ho!

Lin Ming'in ayaklarının altında aniden bir iletim dizisi belirdi. Bir ışık parıltısıyla Lin Ming kaçış tılsımının altın ışığıyla birleşerek figürü bulanıklaştı.

“Mm?”

Lin Ming'in ifadesi değişti. Uzay kanalından geçtiğini ve Gökyüzü Kulesi'ne geldiğini hissediyordu ama etrafındaki alan bir şekilde engellenmişti!

İletim kanalı mühürlendi. Çıkmanın bir yolu yoktu!

“Neler oluyor?”

Peng!

Lin Ming'in elindeki kaçış tılsımı aniden toza dönüştü. Işığı kayboldu ve Lin Ming kendisini bir kez daha uzay kafesinde buldu.

Gökyüzü Kulesi'nin alanının engellenmesi, buradan çıkış yolunun da kapanması demekti.

Acaba...?

Lin Ming'in zihninindeki düşünceler hızlandı. Aptal değildi. Eğer böyle bir durum varsa, tek olasılık vardı; bu Gökyüzü Kulesi'nin önemli bir figürü olmalıydı.

“Bir alan engelleme dizi oluşumu. Gökyüzü Kulesi'nde de birkaç yetenekli kişi var gibi görünüyor. Böyle bir dizi oluşumu, antik diziler arasında bile karmaşık kabul edilir!” Lin Ming, Tanrılar Âlemi'nden bir dizi ustasının anısını almıştı ve dizi oluşumu türlerine karşı büyük bir aşama kaydetmişti. Ama bir iletim dizisini zorla engellemek kolay değildi.

“Demek burada ölmemi istiyorsunuz?” Lin Ming'in gözleri soğuk bir ışıkla parladı ve içinde alevli bir öldürme arzusu oluştu.

Fuu! Fuu! Fuuu!

Uzay kafesindeki uzay parçaları etrafta uçuştu. Lin Ming havadaki birkaç uzay parçasının birbiriyle çarpıştığını ve uzayın kırılma sesini duyabiliyordu.

Bu sesler netti ama aslında ölüm sesleriydi!

“Ne yapacağım!?”

Normalde sakin olan Lin Ming şu an paniklemeye başladı.

Her ne kadar belli bir alanı engelleyen dizilerde çok bilgisi olsa da, onu kırmak başka bir meseleydi. Bu kolay olmayacaktı.

Lin Ming'in kıramaması bir yana, bunu yapabilecek olsaydı da bir koşul olacaktı. Bu, engelleme dizisinin merkezine giden bir iletim dizisine ihtiyacı vardı!

Lin Ming için bu tamamen imkansızdı!