Martial World - Bölüm 580: Yeterlilik Denemesi

---

 

Bölüm 580: Yeterlilik Denemesi

Editör: Kinyas

 

10.000 yılda sadece üç kişi mi Soylu Asura oldu? Lin Ming'in kaşları büzüldü. Gökyüzü Kulesi, Güney Ufku Bölgesi'yle karşılaştırılamazdı. Güney Ufku Bölgesi, bir milyon mil genişliğinde küçük bir bölge vardı. Gökyüzü Kulesi ise, Kutsal Şeytan Kıtası'ndaki her genç dahinin öldürme yolunda yürümek için geldiği yerdi. Şeytani sanatları çalışan bütün sıradışı gençler buradaydı.

 

Kutsal Şeytan Kıtası'nın çok karmaşık ırksal bir durumu vardı. Burada neredeyse her yıl büyük savaşlar oluyordu ve Gökyüzü Düşük Kıtası'nı bastıracak yetenekleri vardı. Ayrıca Dev Şeytan dövüş sanatçılarının %70-80'i öldürme yolunda yürüyordu. Kan Kıyım Bozkırları, bunların hepsinin toplandığı bölge olarak adlandırılabilirdi.

 

Bu şekilde bile Gökyüzü Kulesi'nde son 10.000 yıldır sadece üç tane Soylu Asura çıkmıştı. Diğer 11 Gökyüzü Kulesi'yle birlikte en fazla 30'a kadar vardı. Gerçekten de bu son derece nadir bir ünvandı.

 

Lin Ming sordu. “Son 10.000 yıldır sadece üç kişi oldu demek... Peki bu üçü Kusursuz İmparator oldu mu?”

 

Orta yaşlı adam kendini beğenmiş şekilde sessiz kaldı. Kralın Kafesi denemesine ilk giren dövüş sanatçıları, Soylu Asura ünvanını duyduğunda her zaman heyecan ile dolardı. Sonuçta bu makul bir tepkiydi.

 

Bu genç kahramanlar kıyaslanamayacak kadar gururlu ve kibirli kişilerdi. Onların arasında, kendisinin Soylu Asura olacağını düşünenler bile vardı.

 

Ancak gerçekte, yeterlilik denemesine girdikten sonra hepsi sıradan Asura veya Aziz sıralamasını alıyordu.

 

Lin Ming'in tepkisi diyakozun beklentileri dahilindeydi. Diyakoz normalde bunu önemsemez ve ona soran normal bir kişiyse cevap vermeyi reddederdi ama Lin Ming'in yeteneğini daha önce duymuştu. Gelecekte Lin Ming'in Gökyüzü Kulesi'nin büyük figürlerinden biri olması mümkündü. Bunu düşününce söyledi. “Hayır. Bunların ikisi kayboldu, kimse nereye gittiklerini bilmiyor. Diğeri ise Kusursuz İmparator oldu. Ama o kişi sıradan bir İmparator seviyesi usta değildi. Kusursuz İmparator olduktan sonra aynı seviyedeki bir İmparator seviyesi kişiyi anında öldürebilirdi.”

 

“Anladım!” Lin Ming şaşırmadı. Son 10.000 yılda sadece üç tane Soylu Asura çıktıysa, onlar doğal olarak zirve İmparator seviyesi yetenek olacaktı. Aslında bir İmparator seviyesinin tanımı olarak, gerçek bir İmparator seviyesi usta olmak için gerçekten çok az umut vardı. İmparator seviyesi yetenek olarak adlandırılan dahilerin çoğu bir Kusursuz İmparator olamazdı. Belki potansiyellerini tüketecekler, belki buna dayanamayacaklar, belki de kaderleri yetersiz olacak ve yok olacaklar. Ama İmparator seviyesi yeteneklerin arasında bile büyük boşluklar vardı. Aksi halde İmparatorlar bu kadar nadir olmazdı.

 

“Hehe, çocuk, Soylu Asura mı olmak istiyorsun?” Yan Chi'nin sesi Lin Ming'in kulaklarında yankılandı.

 

Lin Ming arkasını döndü ve söyledi. “Soylu Asura olmak isteyip istemememin önemi yok. Denedikten sonra öğreneceğiz.”

 

“Haha!” Yan Chi neşeli bir kahkaha patlattı ve ifadesi sessizleşti. “Diyakoz Bai, çocuk denemeye girdikten sonra hangi aşamada olduğunu görmek istiyorum!”

 

“Genç Kahraman Lin, isterseniz beni takip edin.”

 

Orta yaşlı adam, arka duvara doğru yürürken bir ifadesi olmadan söyledi. Bu yetişim alanı çok büyüktü. Genişliği ve uzunluğu 1000 feetti, kubbesi de düzinelerce feet yüksekliğindeydi. Bu duvarda yan yana koyulan dokuz tane kalın taş sütun vardı. Sütunların her birinde kabartmalar ve oymalar vardı. Sarmal ejderhalar, şeytanlar, çeşitli vahşi canavarlar, bunların hepsi yaşıyormuş gibiydi.

 

Orta yaşlı adam üçüncü ve dördüncüsünü seçerek arasında yürüdü. Bir simge çıkardı ve duvara koydu. Bir guruldama sesiyle bu duvar yavaşça yükselmeye başladı.

 

Duvar 10 feet kalınlığındaydı ve bilinmeyen bir metal türünden inşa edilmişti. Bu yüksekliğiyle, birkaç yüz bin jinden hafif olmamalıydı!

 

Bu gerçekten korkunç bir duvar ağırlığıydı. Onu hangi güç kaldırabilirdi? Duvar yüksekdikçe, gök gürültüsü gibi guruldamalar oluştu ve sesler herkesin kulaklarında yankılandı.

 

Duvar tamamen yükseldikten sonra büyük bir taş odaya çıktı. Bu taş oda 200 feet genişliğindeydi ve tarif edilemez düzeyde sağlam ve güçlü bir enerji içeriyordu. Başka bir boyuta açılan ve sonsuz antik doğaya giden mistik bir kapı gibiydi.

 

“Burası Kral'ın Kafesi mi...” Lin Ming şok oldu. Burayı nasıl bir insanın yaptığını bile hayal edemiyordu.

 

“Aynen öyle.” Yan Chi yüzündeki zevkli ifadeyle Lin Ming'e baktı. Yalnız ve gururlu Feng Shen de adımlarını durdurdu ve Lin Ming'e baktı. Başından sonuna kadar tek kelime etmemişti. Feng Shen gibi birisi için rakibi olabilecek ilahi bir dahinin olması dikkatini çekebilecek değerdeydi.

 

Lin Ming taş odaya yürüdü. Bu odanın duvarlarında ışık kapıları vardı; nereye gittikleri bilinmiyordu.

 

Bu ışık kapılarının yakınında 100 feet yüksekliğinde bir taş tablet vardı. Bu taş gibiydi ama metal gibi de görünüyordu. Birisi ona baktığında, köken enerjiden bir Yasa içerdiğini ve ayaklarının titrediğini hissederdi.

 

Baştan aşağı taş tablet tamamen sayısız isimle doluydu. İlk üç sıranın her birinde sadece bir isim vardı.

 

İlk sıra; Gökyüzü Hayalet Asurası Shentu Hongxi.

 

İkinci sıra; Cehennem Asurası Mo Kun.

 

Üçüncü sıra; Sekiz Savaş Asurası Hao Gan.

 

Bu üç isim sırası, gerçekten acayip ve çarpıcı el yazısıyla yazılmıştı. Bu el yazısı, Yasa ve dünyanın iradesini içeriyor gibi görünüyordu. Görkemli ve parlaktı.

 

Orta yaşlı diyakoz söyledi. “Bu taş tablete Kral Tableti deniyor. Bir dövüş sanatçısı Kral'ın Kafesi'ne her girdiğinde ve bir yüksek aşama Aziz seviyesi sıralama elde ettiğinde isimleri Kral Tableti'nde ortaya çıkar.

 

Adı burada 10.000 yıl boyunca kalır!”

 

10.000 yıllık bir süre gerçekten isminin sonsuza kadar görünmesi için yeterliydi. Lin Ming'in gözleri aşağı doğru devam etti ve üç Soylu Asura isminden sonra isimlerin küçüldüğünü gördü.

 

Üç Soylu Asura'dan sonra cennet adım Asura geliyordu!

 

Cennet adım Asura'yı birkaç düzine isim takip ediyordu; her biri garip aromalar ile doluydu. Lin Ming ikinci sıradaki isimlere baktığı anda hayrete düştü. Orada etkileyici bir isim vardı; Feng Shen!

 

Lin Ming arkasını dönüp Feng Shen'e bakmadan edemedi. Feng Shen hemen arkasında 100 feet uzaklıkta duruyordu. İki eli de arkasında bağlıydı ve gözleri sakindi. İfadesi netti ve Lin Ming'i önemsediğini belirten bir ifadesi yoktu.

 

“Demek Feng Shen bir cennet adım Asura.”

 

Lin Ming sessizce sayıları saydı. Toplamda 36 cennet adım Asura vardı. Bu 10.000 yıllık birikimdi, bu da her 300 yılda bir ortalama olduğu anlamına geliyordu. Feng Shen'in onlardan birisi olması bile çok nadirdi.

 

Bunun altında dünya adım Asuralar vardı. Orada toplam 150 insan listelenmişti. Lin Ming orada Yan Chi'nin adını da gördü.

 

Onun altında ise insan adım Asuralar vardı. Buradaki listelenen insan sayısı çok daha fazlaydı.

 

Son olarak altında yüksek aşama Aziz seviyesi vardı. Bu isimler tüm taş tabletin kalanını dolduruyordu. Bu isimler çok fazla olduğu için yan yana toplanmış gibi görünüyordu. Ama aslında bunlar nesillerinin benzersiz dahileriydi.

 

“Herkes hazırsa girin lütfen. Yeterlilik denemesinin içeriği her kişiye göre değişir. Her kişi, farklı durumlar ile karşılaşacak. Hepinize bol şanslar diliyorum.” Diyakoz Bai yanındaki bir ışık kapısını işaret ederken söyledi.

 

Lin Ming'in arkasındaki Yan Chi ve Feng Shen ona baktı.

 

“Kardeş Lin, dikkatli ol. Yeterlilik denemesi tehlikelidir ve ölüm mümkündür. Kendini baş edemeyeceğin bir durumda bulabilirsen zorlama.”

 

Da Gu arkadan hatırlattı.

 

“Aklımda tutacağım.” Lin Ming birkaç kere derin nefes aldı. Zihnini uhrevi duruma yakın olacak şekilde ayarladı ve gerçek özünü döndürerek ışığın boşluğuna adım attı.

 

Woosh!

 

Beyaz bir ışık parladı ve Lin Ming kayboldu.

 

Lin Ming'in görüşü bulanıklaştığı anda uzayın büküldüğünü hissetti. Daha sonra yavaşça netleşti. Sonsuz siyah bir alanda duruyordu. Kafasının üstünde yıldızlar parlıyordu ve havada gri kayalar süzülüyordu.

 

Ca!

 

Yanında herhangi bir şey belirtmeden bir beyaz ışık ortaya çktı ve Lin Ming'in göğsünü deldi.

 

“Mm?”

 

Lin Ming'in gözleri genişledi. Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'nı çıkardı ve bir anda bu saldırıya karşı konmaya hazırlandı. Ama o anda Lin Ming etrafındaki alanın büzüldüğünü ve yavaşladığını hissetti. Adımları rüzgâr gibi olmalıydı ama aksine bir bataklığa düşmüş gibi tüm hareketleri kısıtlanmıştı.

 

Uzay Zaman Yasası prangaları!

 

“Bu Uzay ve Zaman Yasası! Bunlar kavradığım Kavramlar. Diyakoz Bai, yeterlilik denemesinin her kişi için farklı olacağını ve farklı durumlarla karşılaşacağını söylemişti. O zaman, bu Zaman ve Uzay Kavramı yeterlilik testi özellikle bana göre olmalı!”

 

Lin Ming bunu düşündüğü anda kalbi savaş ruhuyla yandı. “Çok ilginç! Son 10.000 yıldır sadece üç tane Soylu Asura çıkarabilecek kadar zor olan yeterlilik denemesi ne kadar zormuş bir de kendimiz görelim!”

 

Hiçlik Ezici Altın Kuş!

 

Lin Ming'in algısı her yöne yayıldı ve etrafındaki alana uzadı. Vücudu yörüngesini değiştirirken ve yolundan çıkarken tamamen fizik yasalarını ihlal ederek büküldü.

 

Bu ani hızlanma, ışınlanmış gibi görünmesini sağladı.

 

Woosh!

 

Işık demeti siyah zemine saplandı ve hiçbir iz bırakmadan kayboldu.

 

Lin Ming'in göz bebekleri büzüldü. Ne kadar güçlü bir saldırı! Eğer yeteneğim yetersiz olsaydı, bu ışık beni deler geçerdi. Da Gu'nun bu denemenin ölümcül olacağını hatırlatması iyi olmuştu.

 

Lin Ming hızla etrafında döndü ve ona doğru yaklaşan siyah bir fırtına olduğunu görünce şaşırdı. Bu fırtına, Lin Ming'in antik iletim dizisinden geçerken gördüğü siyah fırtınaya çok benziyordu.

 

Uzay fırtınası!

 

Lin Ming bunu gördüğü anda şaşırmadı, aksine mutlu oldu!

 

Uzay kavramı zor ve esrarengizdi. Bunu algılayabileceği herhangi bir yer olmayacağından endişelenmişti ama karşısına bu Kral'ın Kafesi çıkmıştı!

 

“Gelin bakalım!”

 

Lin Ming sadece kaçmadı, ayrıca Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'nı alarak doğrudan uzay fırtınasına ilerledi!

 

Lin Ming antik iletim dizisinden ilk defa geçerken Uzay ve Zaman Yasaları hakkında en ufak bir anlayışı bile yoktu. Uzay fırtınalarını yaşamış olmasına rağmen, Lin Ming onlardan bir şey kazanamamıştı. Ama şu anda, Zaman ve Uzay Kavramı'nı anlamak için ilk eşiğe gelmişti. Eğer bu uzay fırtınasını bir kez daha yaşarsa, o zaman bir önceki zamandan tamamen farklı olan bir doğanın anlayışını keşfedebilirdi.

 

Xiu!

 

Fırtınanın içine bir mızrak girdi. Lin Ming onu çeken, yırtmak ve parçalamak isteyen bir çekme kuvveti olduğunu hissetti.

 

Lin Ming bu hissi daha önce yaşamıştı. Sakin ve kararlı şekilde uzay zamanın bozulmasına adapte olmak için zihnini uyardı ve gerçek özünü döndürdü.

 

“Kan Mührü Büküm Cinayeti, dönme gücü!”

 

Lin Ming'in yanındaki Kan İçen Mühürler bıçak gibi uçtu ve doğrudan etrafında döndü. Bu mühürlerin dönme yöntemi, uzay fırtınasına benziyordu. Bu gücün gelmesiyle Lin Ming hızla uzay fırtınasının içinde vuruldu!

 

Gerçek özü sürekli olarak yoğunlaştı ve dağıldı. Bu girdabın içinde Lin Ming çevik ve sakin şekilde yüzen bir balık gibiydi.

 

“Çok güzel!”

 

“Tekrar!”

 

Lin Ming'in figürü hareketlendi. O anda, önünde daha da korkunç bir uzay fırtınası oluşmaya başladı. Bu uzay fırtınasının kenarlarında bile zaman bükülmüş gibiydi...