Bölüm 554: Doğaüstü Güç

Editör: Kinyas

“Ne? Benimle dalga mı geçiyorsun?” Mutlu dövüş sanatçısı bir anda şok oldu. Xue Man'a meydan okuyan kişinin Saber Cadısı veya Çılgın Köpek değil de Lin Ming olması daha da şaşırtıcıydı!

Saber Cadısı'nın gücü az çok belliydi ama Lin Ming tam bir muammaydı. O, Xue Man ile savaşabilir, hatta onunla denk seviyeye gelebilirse, bu muhteşem bir başarı olurdu! Bu doğruysa, sadece İmparator seviyesi yetenek değil, seviyesinde üst sıraları zorlardı!

“Bana bir yer ayırt! Hemen geliyorum!” Dövüş sanatçısı seksi Sevimli kadını itti. Sevimli Kadın poposunun üstüne düştü ve aniden acıyla ciyakladı. Dövüş sanatçısı kadının çekici tatlılığını görmezden geldi ve kıyafetlerini giyerek dövüş arenasına koştu.

Bu sahne birçok yerde kendini tekrarladı. Bu dövüş sanatçıları sadece eğlence için değil, Xue Man ve Lin Ming'in gizli gücünü de öğrenmek istiyordu. Bu ikisinden biri, ikinci katın süperstarı, diğeri ise yükselen bir yıldızdı. Onları daha iyi anlamak, ikinci kat için çok faydalıydı. Gelecekte, bu gibi bir durumla karşılaştıklarında kendileri daha iyi tepki verebilirdi.

Hakem, dövüş sanatçılarının arenaya yetişmesi için kasıtlı olarak maçı bir süre başlatmadı. İçeri olan dövüş sanatçılarının izleme ücreti ödemesine gerek yoktu ama dışarıdan gelen diğer dövüş sanatçıları 80 Kan Şeytanı Kristali ödemek zorundaydı.

Arenadaki seyirciler giderek arttı. Xue Man aç gözlerle Lin Ming'e baktı. “Hehe, küçük çocuk, gerçekten cesaretin varmış, oldukça iyisin! Fena değil. Gelecekte belki de bir İmparator olabilirdin....

Neden dahileri öldürmeyi sevdiğimi biliyor musun? Sebebi, gelecekte buraların güçlü insanlarının kendi ellerime öldüğünü düşününce kanım kaynıyor!”

Xue Man konuştuğu anda gülümseyen yüzünden çılgın bir ışık çıktı.

Ama Lin Ming ona sadece kayıtsızca baktı ve söyledi. “Yani savaşımızda pes etme olmayacağını söylüyorsun. Bu kazananın yaşayacağı, kaybedenin ise öleceği anlamına mı geliyor?”

“Kazanan ve kaybeden mi? Hehe, içinde bulunduğun durumu anlamamışsın. Başladığımızda, bu benim büyük öldürme festivalim olacak!” Xue Man aniden baltasını çıkardı ve yere vurdu. Bir patlama sesiyle yerde örümcek ağı gibi çatlaklar oluştu. Taşların altındaki garip altın zemin bile parçalandı. Bu sıradan hareket, yerde büyük bir boşluk oluşmasına neden oldu; Xue Man'ın kaba gücü gerçekten şaşırtıcıydı.

Lin Ming yerde oluşan deliğe baktı. Yavaşça Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'yla onu işaret etti ve söyledi. “Bana nelerin varmış göster bakalım!”

Xue Man'ın gücünün sınırını gerçekten bilmiyordu. Bu maçta rakibini hafife alamazdı.

“Hehe, nasıl istersen! Toprak Delici!” Xue Man bağırdı. Hakemin başlama duyurusunu beklemeden baltasını kaldırdı ve Lin Ming'e atıldı!

Dev vücudunun fiziksel gücü, Dev Şeytanlar'dan aşağı değildi ve Xue Man'ın kendi gücü aşırı bir usta seviyesindeydi. İleri atıldığı anda darbe gücü herkesin üstünden geçti.

Xue Man ileri atıldığı anda ayaklarının altındaki bütün taşlar parçalandı. Ondan korkunç bir aura yayıldı, karşı konulamaz bir ordu gibiydi. Tüm seyirciler korkuyla titredi.

Lin Ming, koşan Xue Man'a baktı ve zihninde bilinçsizce savaş dizi diskindeki sahneye döndü. Sekizinci aşama Hayat Yıkımı ustası da benzer bir durumun içerisinde kalmıştı. Yarı İmparator Dev Şeytan ona atıldığı anda, kıdemli Dev Şeytan'ı geriye doğru tek kılıç hamlesiyle uçurmuştu!

Bu hamlenin yörüngesi, Lin Ming'in zihninde ortaya çıktı. O anda Lin Ming aydınlandı. Kafir Tanrı Gücü'nü açmadı. Bunun yerine, Xue Man ile doğrudan mızrak gücüyle karşılaştı!

Hamlesi, nehirleri ve dağların potansiyelini aştı!

Kimse Lin Ming'in Xue Man ile kafa kafaya savaşa gireceğini tahmin edememişti. Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı esnek bir mızraktı. Mızrak sapı kol kadar kalındı ve dokuz feet dokuz inç uzunluğundaydı. Bu silah, on binlerce feet ağırlığındaki bir dağ baltası ile karşılaştı!

Üstelik Lin Ming sadece bir insandı. İnsanlık, kafa kafaya savaşta veya saf güç konusunda asla üstün gelemezdi.

Çılgınlık! Tamamen çılgınlıktı bu!

O anda herkesin kalbinden aynı düşünce geçti! Ancak bu saniye içinde kimse bir şey söyleyemedi. Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı, engin denize giren mor ejderha gibi dağ baltasıyla çarpıştı!

Bang!

Mızrak ucu ve balta ağzı çarpıştı, iki silah birbirine tamamen orantısız şekilde çarptı. Her yere bir ışık yayıldı. Gerçek öz ve şeytan özü, gökyüzüne yükselen bir girdaba dönüştü. Çevredeki tüm talar parçalandı ve oklar gibi her yere fırladı.

Önlerde oturan dövüş sanatçıları, bu enerjinin şok dalgasına maruz kaldı ve kanlarının dönmesine yol açtı. Fiziksel gerçek özlerini sınırına kadar ittiler ve bu güce zorlukla direndiler. Bu insanlardan hiçbiri zayıf değildi. Böyle zorlanmalarının tek nedeni, enerji dalgasının çok güçlü olmasıydı.

Taşlar kuma dönüşene kadar patladı. Lin Ming birkaç adım geri çekildi ve boğazında yükselen kanı bastırdı. Ama Xue Man karşılığında geriye doğru uçtu. Eli parçalanmıştı ve sağ elindeki kan damarları patlayarak her yere kan saçıyordu!

Bang!

Xue Man ağır şekilde yere çarptı. Tek dizinin üstüne çökerken kendini baltasıyla destekledi. Altındaki taşlar tamamen patladı!

Sağ elinden damlayan kana baktı ve Lin Ming'e döndü. Gözlerinde korku, panik ve inançsızlık vardı!

Elbette uzun yıllar boyunca yenilgiyi tatmıştı. Ama genç nesli arasından kimse onu saf güç konusunda aşamamıştı. Xing Tian bile bunu yapamamıştı!

Ama bugün sadece genç değil, ayrıca bir insan tarafından geriye doğru uçurulmuştu! Bu nasıl mümkün olabilirdi!?

Şok olan tek kişi Xue Man değildi. Diğer tüm dövüş sanatçılarının vücudu titredi ve büyük sessizlikte boğuldular. Bu savaş başlangıçta belirsizdi. Sonuçta Lin Ming'in Xue Man'ı yenebileceğini düşünen az da olsa bir grup vardı. Bunun nedeni, Lin Ming'in bir ay önce Lan Xing'i rahatça yenmesiydi.

Ama hiçbiri Lin Ming'in Xue Man'ı kafa kafaya savaşta yenebileceğini hayal etmemişti. Lin Ming üstelik Xue Man'ın elini parçalamış ve kan damarlarının patlamasına neden olmuştu. Lin Ming ise sadece birkaç adım geri gitmek zorunda kalmıştı.

Bu nasıl bir güçtü böyle? Bu adam gerçekten insan mıydı?

“Bu Lin Ming denen çocuk, bir vücut dönüşümü yasası çalışmış olabilir mi?” Siyah kıyafetli hakem kendi kendine mırıldandı. Antik zamanlarda insanların bazı vücut dönüşümü yasaları uyguladığını duymuştu. Ama Dev Şeytanlar'ın çalıştıkları ile arasında büyük farklar vardı. Onu çalışmak son derece zordu. Birey bu konuda yüzlerce kaynak harcamak zorundaydı ve bu Öz Toplama Sistemi'nden daha zayıftı. Bu nedenle vücut dönüşümü yasaları zayıf olarak kabul edilmiş ve zamanla değerini kaybetmişti.

“Böyle olmamalı. İnsan vücut dönüşümü yasalarının acınası olması bir yana, çalışması da çok zor. Yapsa bile böyle muhteşem bir güce sahip olamaz. Bu adamın yeteneği, gerçekten şok edici olabilir mi? Belki de ilahi bir materyal veya hazine kullandı?”

Bunu tahmin eden tek kişi siyah kıyafetli hakem değildi. Kısa süreli bir sessizlikten sonra, seyirciler bu beklenmedik sahneyi tartışmaya başladı.

Lin Ming, Xue Man'i doğrudan püskürtmüştü. Ayrıca yetişimi ve yaşı Xue Man'dan düşüktü!

İnsanlık bu kadar zaman boyunca sadece hızına ve algısını güvenmişti. Ne zaman bu kadar vahşi olmayı başarmışlardı?

Xue Man dövüş sanatçılarının tartışmalarını dinlerken kalbi utanç ve öfkeyle kaynadı. Bir insan tarafından püskürtülmek, hayatının en büyük utancıydı!

“Aferin çocuk! Beni kızdırmayı başardın... şimdi, senden geriye kemiklerin bile kalmayacak!”