Bölüm 553: Savaş Xue Man

Editör: Kinyas

İnsanlar arasında tartışırken Lin Ming bu iki ustanın adını duydu. Çılgın Köpek ve Saber Cadısı. Bu iki kişinin gücü ilk on sırada olmalıydı. Üçüncü kata geçmek için yeterli niteliklere sahiplerdi ama bunu reddederek ikinci katta kalıyorladı.

O anda sahnedeki maç sona erdi. Dev usta, görevliler tarafından kaldırılmadan önce bir kan havuzunun içinde yüzüyordu. Ama Dev Şeytan ustanın da ondan iyi kalır yanı yoktu. Vücudunda birkaç ağır yarası vardı ve neredeyse tüm şeytan özünü kullanmıştı.

“Zang Gao'yu başka bir zaferi için tebrik ediyorum! Şu anda dördüncü zaferini elde etti bile. Bu zaferi alkışlıyor ve ona gelecekte başarılar diyoruz!” Siyah kıyafetli bir hakem, Zang Gao'nun çıkmasına yardım ederken sahneye çıktı. Daha sonra yüzünde daha da heyecanlı bir ifade belirdi. Yüksek sesle bağırdı. “Şimdi, sahneye ikinci katın 70 zafer serisine sahip yüce bir ustasını davet ediyorum. Hoşgeldin Xue Man!”

Siyah kıyafetli hakemin sesi titreyen bir ton içeriyordu. Xue Man'ın adını duyurduğunda tüm arena sevinçle parladı. Sevimli birkaç kadın delici çığlıklar attı. Xue Man'ın sadece kana susamış yapısından korkmuyorlardı, ayrıca o ihtişamın ve otoriterliğin sembolüydü.

Seyircilerin yüksek sesli bağırışları arasında üst vücudu çıplak Xue Man iki ağızlı baltasıyla sahneye indi. 10 feet uzunluğundaydı ve vücudundaki kaslar patlayacak gibiydi. Teni demir gibi koyuydu ve saçları çok garipti, sıkı bir topuz ile her tel üst üste geçmişti. Kafası, yüzü ve vücudundaki diğer her yer, saberlar, kılıçlar, pençeler veya dişle kesilmiş yaralar ile doluydu. Tüm bu yaralar, bazı değerli ilaçlarla ortadan kaldırılabilirdi ama Xue Man onları isteyerek vücudunda bırakmıştı, çünkü bu onun sayısız cinayetinin sembolüydü.

Xue Man sahneye atladıktan sonra demir bir kule gibi durdu. Etrafındaki sıcaklık, şeytani enerjinin kaynamasıyla birlikte azaldı.

Xue Man'ın yanındaki siyah kıyafetli hakem sadece onun omzuna kadar geliyordu. Hakem bağırdı. “Son dört aydır, Xue Man sahneye dört kere çıktı! Ama diğer üçünde kimse Xue Man'a meydan okuma cesaretinde bulunamamıştı. Bu yüzden Xue Man bu süreçte sadece tek bir maç yaptı! Şu anda Xue Man sonunda 70 zafer serisine ulaştı! Xue Man'ı yenebilen kişi, yedi katliam puanının ve zafer serisinin bir bölümüyle birlikte büyük miktarda şeytani enerjinin sahibi olacak!”

Gökyüzü Kulesi'nin kurallarına göre yenilen kişinin zafer serisi 30'un üzerindeyse, kazanan kişi onun bir bölümünü alabilirdi.

Bu tür bir kural, aşırı güçlü birinin tamamen ezip geçmesini önlemek, birkaç maçtan sonra onunla karşılaşacak birinin çıkabilmesi için koyulmuştu, böylece sahne tamamen sessiz olmayacak ve zafer serisini biriktiremeyecekti.

“Xue Man'a meydan okumaya cesaret eden kişi hangi cesur dövüş sanatçısıdır?”

Hakemin sesi tüm arena boyunca yankılandı. Sözlerine gerçek öz döktü ve bu herkesin kalbinde yankılanmasına neden oldu. Ancak tek bir dövüş sanatçısı bile hareket etmeye cesaret edemedi.

Xue Man insan formuna bürünmüş bir canavardı. En korkunç özelliği, gücünde yatıyordu. Kaba güç açısından Xing Tian'ı bile aşabilirdi!

Xue Man'ın rakiplerinin çoğunun elleri paramparça olmuştu; hatta hazinelerini çıplak yumruklarıyla parçalamıştı! Bu tür bir kanlı ve vahşi öldürmek, herkesi korkuyla titretiyordu! Xue Man'ın yendiği kişinin kaderi bundan böyle sefil bir şekilde devam edecekti!

O normal bir dövüş sanatçısı olsaydı, sahneye çıkmak isteyecek dövüş sanatçıları olabilirdi. Ama Xue Man'a karşı kimsenin bunu yapacak cesareti yoktu. Katliam puanları, şeytani enerji veya zafer serisi, bunların hangisi kendi canlarından daha değerli olabilirdi?

Seyirciler kaos içindeydi. Sahneye çıkmaya yetecek niteliklere sahip dövüş sanatçısına bakıyorlardı. Ama Saber Cadısı ve Çılgın Köpek burada değildi. Gücü ikinci katta beşinci veya altıncı olan Feng Ling vardı ama gözlerini kapatmış halde meditasyon yapıyordu, sahneye çıkmak için harekete geçmemişti.

“Feng Ling de çıkmayacaksa, kim o zaman?” Eğlenmek için gelen dövüş sanatçılarının bazıları hayal kırıklığına uğradı.

Herkes arasında konuşurken, Lin Ming ayağa kalktı ve sahneye çıktı. Sahnenin köşesine geldiği anda anında herkesin dikkatini çekti.

“Lin Ming mi!?”

Gökyüzü Kulesi'nin ikinci katında Lin Ming bir numaralı acemi olmasıyla biraz ün kazanmıştı. Bu nedenle onu tanıyan ve adını bilen dövüş sanatçıları vardı.

Ama bir acemi, sonunda bir acemiydi. Veteran bir rakip ile karşılaşması mümkün değildi. İkisi tamamen ayrı gruptaydı. Aralarındaki fark çok büyüktü.

Lin Ming, Xue Man'a meydan mı okumuştu?

“Haha, Genç Kahraman Lin, Xue Man'a meydan mı okuyacaksınız?” Hakem heyecanlı şekilde sordu. Xue Man ve Lin Ming, bir numaralı acemi, zirve veteran bir ustaya karşı; bu gerçekten muhteşem bir maç olacaktı!

Bu tür bir büyük maç için arena izleme ücreti toplar ve bu ücret son derece büyük olurdu.

“Peki. Xue Man'a meydan okumak istiyorum.” Lin Ming tartışmalara son vermek için söyledi.

Sesi yüksek değildi ama tüm arenada net şekilde duyulabildi. Aniden tüm dövüş arenası sessizlikte boğuldu.

Lin Ming bir ay önce ortadan kaybolmuştu ve inzivaya gitmesi onun için bir şanstı. Ve şimdi dışarı çıktıktan sonraki ilk savaşı Xue Man ile olacaktı!

Xue Man'ın vahşi itibarı, tüm Gökyüzü Kulesi'ne yayılmıştı! Lin Ming, Xue Man'ın kemik yığınından haberdar olmaması imkansızdı ama ona meydan okuma cesaretini gösterebilmişti.

Bu hareket, bu özgüven sadece bir kelimeyle tanımlanabilirdi!

Çılgınlık!

Lin Ming sadece bir acemi olsaydı, diğerleri onun aptal olduğunu söyleyebilirdi. Ama bir ay önce Lin Ming her şeye rağmen Lan Xing'i öldürmüştü. Üstelik, bu tek taraflı bir savaş olmuştu!

Kimse bu savaştan sonra Lin Ming'i aptal olarak nitelendirmeye cesaret edemedi!

Çünkü kibirli davranacak yetkiye sahipti.

Ancak Xue Man'ın 70 zafer serisi vardı. Ve bu durumda, Xue Man'ın kendisi dışında gücünün sınırını kimse bilmiyordu. Lin Ming elinde Xue Man ile ilgili bir bilgi olmamasına rağmen meydan okuma cesareti göstermişti. Bu özgüven, bu kemiklerine kadar inen bu öfke ve soğukluk, seyircilerin korkuyla titremesine neden oldu!

Ne kadar korkutucu bir genç adam!

Hiç kimse Lin Ming'in kazanma şansını tartışmıyordu. Sadece bu adımı atması, tüm dövüş sanatçılarının hayranlığını almasına yol açtı. Altıncı sıradaki Feng Ling'in bile bunu yapacak cesareti yoktu.

Lin Ming'in sahnede sakince duruğunu görünce, bir dövüş sanatçısı aniden bir şey fark etti. Hızlıca bir ses iletim tılsımı yolladı.

“Üçüncü Kardeş, dövüş arenasında patlayıcı bir maç olmak üzere! Çabuk ol ve buraya gel!”

“Şu anda meşgulüm, ne tür bir maç bu? Xue Man'ın maçı yok mu? Kimsenin onunla savaşamayacağını düşünüyordum. Ne tür bir aptal Xue Man'a karşı sahneye çıkarak ölmek istiyor?” Dövüş sanatçısı, şu anda altındaki güzel bir Sevimli kadını bastırıyordu ve tüm duygularını dışa vuruyordu. Bu ses iletim tılsımını aldıktan sonra istemsizce yanıt verdi.

“Ölüp ölmeyeceğini bilmiyorum ama ama sahneye çıkan kişi bir aptal değil! Saber Cadısı, Çılgın Köpek veya Feng Ling değil, acemi Lin Ming!”