Martial World - Bölüm 519: Kanlı Salon

---

 

Bölüm 519: Kanlı Salon

Editör: Kinyas

 

Lin Ming'in çadırı, Sessiz Yeşil Kabile'nin en kuytu köşesindeydi. İki Dev Şeytan'ın ölümü hemen fark edilmedi. Lin Ming çok hızlıydı. Sadece birkaç nefeste köle kayıt bürosuna geldi.

 

Lin Ming'in uzaysal yüzüğünün olduğu Dev Şeytan tam olarak burada çalışıyordu. Lin Ming karakteriyle bu aşağılayıcı hakareti unutabilir miydi? Mu Qianyu'nun verdiği uzaysal yüzükten bahsetmiyorduk bile.

 

Yaralı yüzlü Dev Şeytan köle kayıt bürosunda arkasında yaslanmış hiçbir şeyden habersizdi. Yarı açık gözleriyle bir kadın köle dövüş sanatçısına bakıyordu.

 

Bu kadın dövüş sanatçısı 24, 25 yaşlarında ve çok güzel görünüyordu. Bu korkunç yaralı yüzlü Dev Şeytan ile göz göze gelince yüzü soldu. Sadece Geç Aşama Nabız Yoğunlaştırma Aşaması'ndaydı. Yaralı yüzlü Dev Şeytan ile karşılaştırılınca gücü çok zayıftı.

 

“Sen... çok ileri gitme!” Kadın söyledi.

 

“Humph! Ne dediğine dikkat etsen iyi olur. Gelecekte küçük kardeşinle birlikte antik Kan Şeytanı Kristali cevherlerine madencilik yapmaya gideceğini hatırlatayım. Madenlerde sayısız tehlike vardır. Ölümün eşiğine geleceğin yerler bile olacak! İş planlarına ben karar vereceğim. Sen ve küçük kardeşin ölüme yürümek istemiyorsan, iyi bir kız olman en iyisi olur!”

 

Kadın yüzü aşağılanmayla kırmızıya döndü. Dişlerini sıktı ve uzaysal yüzüğünü çıkararak yaralı yüzlü Dev Şeytan'a attı.

 

“Evet.” Yaralı yüzlü Dev Şeytan dudaklarını yaladı. Sadece Nabız Yoğunlaştırma Aşaması bir dövüş sanatçısının uzaysal yüzüğünü aslında umursamıyordu. Sadece başkalarıyla oynamaktan zevk alıyordu.

 

Yaralı yüzlü Dev Şeytan uzaysal yüzüğü aldı ve duyusunu daldırdı; gerçekten de kötüydü. İçinde yaralı yüzlü Dev Şeytan'ın önemseyeceği hiçbir şey yoktu.

 

“İçinde bana yarar bir şey yok!”

 

Kadın yüzü mavi bir gölgeye döndü. Dudaklarını ısırdı ve kalbindeki öfkeyi bastırdı. “Madem içinde iyi bir şey yok, onu geri ver!”

 

“Haha, biraz bekle. Çok da fena değil...”

 

Yaralı yüzlü Dev Şeytan tiksindirici bir şekilde gülümsedi. Uzaysal yüzüğe eline attı ve pembe renkli bir karın kuşağı çıkardı. Eliyle oynamaya başladı. “Mükemmel!”

 

“Sen! Seni aşağılık herif!” Kadın şu anda kalbindeki öfkesini artık bastıramadı. Düşük aşama insan adım uzun kılıcını çıkardı ve yaralı yüzlü Dev Şeytan'a doğru itti.

 

Yaralı yüzlü Dev Şeytan'ın ifadesi anında soğudu. “Demek yüzünü önemsemiyorsun. Kim olduğunu sanıyorsun sen!?”

 

Yaralı yüzlü Dev Şeytan elini uzattı ve kadının uzun kılıcını doğrudan yakaladı. Zorlukla kavradı ve ‘ka ka ka’ sesleriyle düşük aşama insan adım hazine kılıcı demir çubuk gibi büktü. Daha sonra şeytani şekilde sırıtarak kadını yakasından kavradı ve onu yere attı.

 

“Humph! Sen de beni ilgilendiren bir şey yok ama biraz oynaşabiliriz. Aklın varsa birkaç gece benle kal. Beni mutlu edebilirsen, sen ve küçük kardeşine iyi bir iş verebilirim! Hehe!”

 

Yaralı yüzlü Dev Şeytan açgözlü şekilde kadının güzel ve dolgun vücuduna baktı. Dev Şeytan ırkı şeytan sanatlarını uyguluyordu. Katliamı sevdikleri gibi, kadınları da seviyorlardı. Güzel insan kadınlara olan arzuları, kendi ırklarının Dev Şeytan kadınlarına olan arzusunu bile aşmıştı. Bu, birçok insanın Dev Şeytan kan soyuyla doğmasından kaynaklanıyordu.

 

Kadın, gözlerindeki nefret ile Dev Şeytan'a baktı. Biraz kan tükürdü.

 

Peh!

 

“Siktir! Senin için neyin iyi olduğunu bilmiyorsun. Seni... mm?” Yaralı yüzlü Dev Şeytan şu anda onu cezalandırmak üzereydi. Yukarı baktı. Yaklaşık 50 feet uzaklıkta, soğuk bir kayıtsızlıkla ona bakan bir genç vardı.

 

“Sen...” Yaralı yüzlü Dev Şeytan, Lin Ming'i çok iyi hatırlıyordu. Eğlencesi bozulduğu için şu anda hiç mutlu değildi. “Sen ne sikime buradasın? Kaybol!”

 

“Buraya uzaysal yüzüğümü geri almaya geldim. Düşük aşama dünya adım uzaysal yüzüğüm...” Lin Ming yavaşça söyledi. Gözleri, yaralı yüzlü Dev Şeytan'ı delen hançerler gibiydi.

 

Yaralı yüzlü Dev Şeytan'ın ifadesi bunu duyduğu anda değişti. Bu çocuk! Uzaysal yüzüğün ne olduğunu açıkça biliyordu ama aptala yattı! Zihninde karanlık ve açıklanamayan bir duygu yükseldi. Lin Ming'i anında öldürmeyi ve bu durumu örtbas etmeyi düşündü. Yaralı yüzlü Dev Şeytan homurdandı. “Neden bahsetttiğini bilmiyorum. Sanırım ölmek istiyorsun!”

 

“Ölecek kişi ben değil, sen olacaksın. Sadece uzaysal yüzüğümü geri almakla kalmayıp, seninle de biraz ilgileneceğim. Senin... hayatınla ilgileneceğim!”

 

“Siktir! Derini canlı canlı yüzeceğim!”

 

Yaralı yüzlü Dev Şeytan uzaysal yüzüğünden uzun saplı bir balta çıkardı. Lin Ming'e doğru koşarak öne çıktı!

 

Yaralı yüzlü Dev Şeytan'ın karşısında Lin Ming sadece yumruk attı.

 

Beden Yırtan Kemik Parçalayan Yumruk!

 

Çıplak yumruğu, düşük aşama dünya adım hazine balta ile çarpıştı!

 

Yaralı yüzlü Dev Şeytan bunu görünce sırıttı. Yere düşen kız ise ağzını kapatarak bağırdı! Lin Ming'in yumruğunun kaderini zaten görebiliyordu. Eli parçalanacak ve ortadan ikiye ayrılacaktı!

 

Peng!

 

Lin Ming'in yumruğu, baltaya vurdu. Balta üç feetlik ağıza sahipti ve birkaç bin jin ağırlığındaydı. Ancak Lin Ming yumrukladıktan sonra düşünülemez bir manzara gerçekleşti. Yüksek bir ses çıktı ve uzun saplı balta doğrudan parçalanarak havaya uçan sayısız metal parçasına dönüştü!

 

Lin Ming'in yumruğu ise baltayı parçaladıktan sonra değişmeden kaldı. Yumruğu, yaralı yüzlü Dev Şeytan'ın göğsünü etkiledi.

 

Peng!

 

Kasları patladı. Kaburgaları çöktü. Lin Ming'in yumruğu, yaralı yüzlü Dev Şeytan'ın göğsüne nüfuz etti ve ciğerlerine kadar deldi!

 

“Sen... sen...” Yaralı yüzlü Dev Şeytan'ın mavi yüzü acı içinde büzüldü. Güvensizlikle elindeki kırık baltaya baktı. Az önce olanlara inanamadı. Tek bir yumruk, onun düşük aşama dünya adım hazinesini parçalamıştı... bu nasıl bir insan gücüydü böyle?

 

Çat! Çat!

 

Lin Ming'in dirseğinden kan aktı ve yere damladı. Bu sıfır sessizlikte yüksek bir ses çıkarttı. Yaralı yüzlü Dev Şeytan'ın dudakları titredi. Yüzü, Lin Ming'in omzunu titreyen eliyle kavrarken büküldü.

 

“Siktir! Sanki onun önünde cehennemden bir şeytan çıkmış gibiydi.

 

”Hayır... hayır...” Yaralı yüzlü Dev Şeytan korkuyordu. Lin Ming'in elinin akciğerlerini geçtiğini ve kalbine doğru ilerlediğini hissedebiliyordu!

 

“Hayır... beni öldürme... ben gencim... sana yalvarıyorum... her şeyimi sana vereceğim. Her şeyimi saklamıştım. Beni öldürürsen onları elde edemezsin....” Yaralı yüzlü Dev Şeytan'ın alnından ter damladı. Sesi titriyordu. Konuştuğu sırada dudaklarının köşesinden kan akıyordu.

 

Lin Ming alaycı şekilde güldü. Gözleri ve sesi konuşurken acımasız tondaydı. “Senin eşyalarınla ilgilenmiyorum.”

 

Peng!

 

Lin Ming yumruklarını sıktı. Yaralı yüzlü Dev Şeytan'ın kalbi, et yığını içinde patladı.

 

“Ahhhh!”

 

Yaralı yüzlü Dev Şeytan sefil bir şekilde ağladı. Göğsünden büyük miktarda kan fışkırdı ve Lin Mİng'e sıçrayarak onun tamamen koyu kırmızı kan içinde kalmasına neden oldu.

 

Dev Şeytan yere düştü. Lin Ming ise elini geri çekti ve ifadesi değişmedi. Eli ezilmiş et ve kan ile kaplıydı; göz kamaştırıcı şekilde kırmızıydı.

 

Kadın bunu gördüğünde başının döndüğünü hissetti. Az önce gördüğü şey bir rüya gibiydi. Bu çocuk, bir dünya adım silahı yok etmişti ve ayrıca Dev Şeytan'ı tek bir yumrukla öldürmüştü! Ama bu genç sadece 20'lerinde görünüyordu. Görünüşüne bakarsak ondan daha genç gibiydi.

 

Kimdi bu çocuk? Neden buraya gelmişti?

 

O anda kadının artık düşünecek zamanı yoktu. Çadırın dışından yüksek sesli ayak sesleri geldi. Bir grup Şeytan General ve Şeytan Asker oraya koşuyordu. “Tüm bu soruna neden olan kişi kim!?”

 

Bu muhafızların lideri dört yıldızlı bir Şeytan General idi. Koştuktan sonra kalbi parçalanmış sefil bir şekilde yerde yatan yaralı yüzlü Dev Şeytan'ı gördü. Öfkesi patladı. Birisi buraya kadar gelmiş ve Dev Şeytan'ı öldürme cesareti göstermişti.

 

Muhafızın gözleri Lin Ming'e bakarken öfkeden kızarmıştı. Algısını yaydı ve Lin Ming'in dantianına baktığı anda onun yetişimini gördü. Erken Xiantian bir dövüş sanatçısı. Erken Xiantian bir dövüş sanatçısının yaralı yüzlü Dev Şeytan'ı anında öldürebilmesine şaşırdı ama bu adamın buradan canlı çıkacağına hiç ihtimal vermedi.

 

Bu muhafızların lideri, Orta Xiantian Âlemi insan dövüş sanatçısını rahatlıkla öldürebilirdi.

 

Lin Ming'e sanki ölü bir adama bakıyormuş gibi baktı. Ama Lin Ming ellerine düştüğü için ölümü o kadar kolay olmayacaktı.

 

“Tutun onu! Tendonlarını parçalayın ama öldürmeyin! Ölüm cezası için onu geri götürmeliyiz!”

 

Beş tane bir yıldız Şeytan General, Lin Ming'e koşarak etrafını sardı. Lin Ming bir silah çıkarmadı. Sadece yaralı yüzlü Dev Şeytan'ın cesedine doğru uzandı.

 

Peng!

 

Ceset patladı ve kanlı bir sise dönüşürken, anında Kan İçen Mühür'e dönüştü. Bir hışırtı sesiyle Kan İçen Mühür anında beş Dev Şeytan'ın bedenini deldi. Bu Dev Şeytanlar anında kan bulutu içinde patladı!

 

Havaya kan özü yayıldı ve yeni bir Kan İçen Mühür'e dönüştü!

 

Bir göz açıp kapayıncaya dek, Lin Ming'in elinde beş tane Kan İçen Mühür oluştu. Bu beş Kan İçen Mühür, elinde dans eden ve yavaşça, sessizce dönen çiçek yaprakları gibiydi. Beş Dev Şeytan anında öldü. Lin Ming ise tek bir adım bile atmadı. Sanki onları öldüren Lin Ming değilmiş gibiydi.

 

Muhafızların lideri bu sahneyi görünce tamamen şok oldu. Soğuk terler içinde dondu. Saberının kabzasını sıkıca kavradı ama hareket etmeye cesaret edemedi. Karşısındakinin bir genç değil, ölüm tanrısı olduğunu hissetti. Muhafız liderin kalbi korkuyla doldu.

 

“Sen... sen de kimsin böyle?”

 

Lin Ming ifadesizdi. Sağ elinin beş parmağı aniden genişçe açıldı!

 

Pat, pat, pat!

 

Kan İçen Mühürler her yöne doğru hareket etti ve bir kanlı fırtına oluşturdu!

 

“Ahhhhh!”

 

Tüm köle kayıt salonunu kalp delen çığlıklar doldurdu. Salon kanla doldu ve her yere büyük kan damlaları yağdu. Birkaç düzine yüksekliğindeki çadır, kanlı fırtınayla delik deşik oldu!

 

Ondan fazla muhafız olduğu yerde öldü. Cesetleri havaya uçarak dört yıldızlı Şeytan General'i tek başına bıraktı. Muhafız lideri, saberının kabzasını tutarken yere diz çöktü. Vücudunda birkaç delik oluşmuştu. Lin Ming'e baktığı anda gözleri korku ve umutsuzlukla doluydu. “Sen...”

 

Peng!

 

Muhafız liderin vücudu patladı ve yeni bir Kan İçen Mühür'e dönüşerek kan havuzunda sürüklendi.