Martial World - Bölüm 404: Sonsuz Nehir

---

 

Bölüm 404: Sonsuz Nehir

Editör: Kinyas

 

Lin Ming şu anda Zirve Nabız Yoğunlaştırma yetişime sahip olsa da, Parçalanan Şeytan Kalbi Kristali'nin enerjisini emmek önceki gibi büyük acı verdi. Sanki kalbine bir kılıç saplanıyor gibiydi.

 

Bu enerji, Büyük Cehennem İmparatoru'nun iradesini içeriyordu. Acımasız, zalim ve kibirli iradesini. Lin Ming bunu kendisi için kullanabilmek için bu iradeyi silmesi gerekiyordu.

 

Lin Ming'in yapabileceği şey, kendi ruhunu kullanarak Büyük Cehennem İmparatoru'nun iradesini yavaşça silmesiydi.

 

Lin Ming her yerinden ter akarken dişlerini sıktı. Gözeneklerinden düzenli olarak enerji çıkıyordu ama bu enerjinin hepsi tıbbi yazıt sembolünde depolanıyor ve vücudunda kalıyordu.

 

Bu tıbbi yazıt sembolünün arkasındaki ilke, tıbbi etkinliğin kaybını azaltmaktı. Cennet Açan Hap'da tam etki gösteren tıbbi yazıt, Parçalanan Şeytan Kalbi Kristali'nde çok az bir etki gösterebiliyordu.

 

Bu nedenle, Lin Ming'in bedenindeki enerji giderek vahşileşiyordu.

 

Lin Ming zorlukla ilik sıkıştırma yöntemini kullandı ve Parçalanan Şeytan Kalbi Kristali'nin enerjisini iskeletinin içine girmesi için yönlendirdi. Bu enerji kalın ve cıva kadar ağırdı, ayrıca son derece yayılmacıydı. Lin Ming'in kemikleri son derece sert olmasına rağmen enerji kolayca yayılıyordu.

 

Enerji iliğe girerken, Lin Ming kemiklerinden gelen chi chi seslerini duydu. Bu, enerjinin iliği yakan ve yavaşça arıtmasını sağlayan yapısıydı. Bu, bir demircinin ahşap bir mızrak sapını içindeki tüm kirliliklerden kurtulmak için büyük bir yağ kütlesinde kızartmasına benziyordu. Bu acı, kemiklerinin derinliklerine kadar indi veçok acı veriyordu.

 

Lin Ming'in alnından ter damlıyordu. Ama Parçalanan Şeytan Kalbi Kristali'ni emdiği diğer sefere kıyasla, şu anda daha iyi durumdaydı. İlk seferde neredeyse tüm kanı boşalmış ve vücudu tanınmayacak dereceye gelmişti. Ama bu sefer sadece acı ve ter vardı.

 

Terin içinde solgun gri maddelerin izleri vardı ama miktarı çok azdı. Bunlar Lin Ming'in vücudundaki safsızlıklardı. Lin Ming iliğini ve kaslarını yıkamak için çeşitli süreçlerden geçtikten sonra çıkan sonuç buydu. Lin Ming'in fiziksel saflığı Mu Qianyu gibi biriyle kıyaslanamasa bile, içinde fazla yabancı madde yoktu.

 

Zaman yavaşça geçti. Sonunda, iki tam saat geçtikten sonra Lin Ming enerjiyi emdi. Ağzını açtı ve bir ağız dolusu siyah kan kustu.

 

 

Bu kusma durmadı. Lin Ming bütün toprak kanla kaplanana kadar kusmaya devam etti. Bu oldukça rahatsız edici bir manzaraydı. Sonunda Lin Ming bitirdi ve ağzını sildi. İçine baktı ve kanının son derece parlak ve cıva kadar yoğun olduğunu fark etti.

 

İlik ve kan ayrılmaz şekilde bağlantılıydı. İlik kan üretiyor, kansa iliği yeniliyordu. Bir kişinin iliğini yenilemesi için yeni kana ihtiyacı vardı.

 

Lin Mig, Parçalanan Şeytan Kalbi Kristali'nin yarısını yuttuktan sonra iliğinin altın rengi öncekinden daha da zengin hale geldi; Sıkıştırılmış İlik'te %5 civarında ilerlemeye kaydetmişti.

 

Parçalanan Şeytan Kalbi Kristali'nin yarısı %5 ise, tamamı %10 civarında olacaktı. Şimdi Lin Ming'in Sıkıştırılmış İlik'inin %25'i tamamlanmıştı. Bu hapların gelecekte tıbbi etkisi zayıflayacak olsa da, sekiz Parçalanan Şeytan Kalbi Kristali'ni yemeyi bitirdikten sonra Lin Ming Sıkıştırılmış İlik'in %70 civarında tamamlanacağını ön gördü.

 

Sıkıştırılmış İlik büyük bir sınırdı. Bunu tamamlamak, Lin Ming'in varsaydığından çok daha zordu. İliğini sertleştirdikten sonra Lin Ming ne kadar güçlendiğini bilmiyordu.

 

Lin Ming yarım saat meditasyon yaptıktan sonra karnının guruldadığını hissetti.

 

Lin Ming İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi'ne girmeden önce uzaysal yüzüğünü her türlü yiyecekle doldurmuştu. Terbiye edilen etleri ve kuru yiyecekleri çıkardığı sırada, mağaranın içinden gelen hafif bir damlama sesi duydu, yakında su var gibiydi.

 

Lin Ming'in kafası karıştı. Kuru yiyecekleri bıraktı ve mağaranın içine doğru yürümeye başladı. Birkaç yüz feet yürüdükten sonra mağaranın aslında bir yeraltı nehri olduğunu gördü.

 

Nehir suyu eşsiz derecede berrak ve güzeldi. Ancak Lin Ming bir şeylerin yolunda gitmediğini fark etti. Bir avuç su aldığı anda soğuk bir havayı içine çekti. Bu nehir suyu çok ağırdı. En azından cıva kadar ağırdı. Üstelik suyun sıcaklığı korkunç derecede yüksekti, kaynama derecesinin birkaç kat üstündeydi.

 

Lin Ming biraz su aldığı anda vücudunu koruyan gerçek özün büyük miktarının eridiğini fark etti.

 

“Bu nasıl bir nehir böyle!?”

 

Lin Ming'in ten rengi hiç iyi değildi. İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi'nin içinde bulduğu her şey, garip ve tehlikeliydi.

 

“Mm? O ne?”

 

Lin Ming nehirde yaratıklar olduğunu fark etti. Bu yaratıklar dev yengeçler gibi görünüyordu ve bedenleri, suyun altında gizlendikleri sırada kırmızı kemiksi zırhla kaplıydı. Geniş gözlerle Lin Ming'e baktılar.

 

İki pençeleri vardı ve iki feeti geçiyordu.

 

“Böyle bir yerde hayatta kalabiliyorlarsa, dostane hayvanlar değillerdir.” Sıcaklık, kaynama noktasının birkaç kat üzerindeydi ama bu yengeçler hâlâ hayattaydı. Lin Ming bile bunu yapamazdı. Suyun altında uzun süre kalabilirdi ama uzun süre sonra gerçek özü tükendiğinde çıkması gerekecekti. Ama bu yengeçler, nehri evleri olarak kabul etmişlerdi ve yüksek sıcaklıktan korkmuyorlardı.

 

Dört veya beş feet uzunluğunda vücudu olan dev bir yengeç aniden yükseldi. Lin Ming'i belinden kesmek istiyormuş gibi iki feetlik pençelerini savurdu.

 

“Beni av olarak mı görüyor?”

 

Lin Ming alaycı şekilde güldü. Beden Yırtan Kemik Parçalayan Yumruk ile yumruk attı; azur gerçek öz patladı!

 

Bang!

Pençeler geriye doğru uçtu ve yuvarlandı. Sonunda durdu ve atlayarak kaçtı.

 

“Ölmedi mi?”

 

Lin Ming şok oldu. Bu yumruk, bir Geç Aşama Houtian dövüş sanatçısını öldürebilirdi. Ama bu yengeç buna direnmişti!

 

Çok güçlü!

 

Yakında yedi veya sekiz yengeç nehirde bir araya geldi. Lin Ming bir süre için sersemledi ve yengecin geri gidip dostlarını topladığını gördü. (Kardeş bizim çocuğa şekil yapmışın...)

 

Bu yengeçler, nehrin efendileriydi. Daha önce hiç böyle bir hareket görmemişlerdi. Şimdiyse Lin Ming'i ortadan kaldırmaya yemin etmişlerdi!

 

Pu! Pu!

Yedi veya sekiz tane yengeç, Lin Ming'i öldürmek için nehirden dışarı çıktı!

 

O anda Lin Ming artık geri kaçamazdı. Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'nı çıkardı ve mızrak sapında Kutsal Şeytan Yıldırım Ruhu belirdi. Yıldırım gücü patladı ve mızrağın savrulmasıyla tüm mağara mor ışıkla parladı.

 

Kacha!

Gökyüzünden yedi veya sekiz yıldırım düştü ve her biri dev yengeçlere çarptı. Tüm yengeçler, Lin Ming'in hamlesiyle öldü.

 

Lin Ming yengeçlerin yerde yattığını görünce aniden bir şey hatırladı. Saray Ruhu, bu mağaranın general seviyesi izabe denemesine katılanların konağı olduğunu söylemişti; bu ona sağlanan yemek ve su muydu?

 

 

Lin Ming bir süre tereddüt etti ve daha sonra yengeçlerden birine doğru yürüdü. Eline aldı ve büyük bir efor sarf ederek avuç boyutundaki kabuğu açtı. İçinde narin kırmızı ve beyaz et vardı. Lin Ming büyük bir parça kopardı ve ateşte kızartmaya başladı.

 

Lin Ming zaten tuz ve baharat taşımaya alışkındı. (O nasıl alışkanlık la) Yengeç etinin üzerine biraz baharat serpti ve lezzetli bir koku yayılmaya başladı.

 

Lin Ming dikkatli şekilde bir ısırık aldı. Bu garip dev yengecin eti son derece lezzetli ve güzeldi ama çok çiğnemesi gerekiyordu.

 

Bu, Lin Ming'in biraz zamanını aldı. Herhangi bir yan etkisi olmadığını fark ettikten sonra hızla yemeye başladı.

 

Bu garip dev yengecin eti, sıcaklığa karşı çok dayanıklıydı. Ne kadar kızartılmış olsa da, yanmamıştı. Lin Ming tattığı anda son derece lezzetli bir tat aldı, bu ünlü restoranların yemeklerinden bile daha iyiydi.

 

“Bu gerçekten iyi oldu.”

 

Yemek konusunda uzman olan Lin Ming bile bu garip dev yengeç etini övmeden edemedi.

 

“Mm? Mideme giren yengeç eti gerçek özümü mü besliyor?” Lin Ming bunu fark edince şaşırdı. Yengeç eti midesine girdiği anda hafif bir ısı yayılmaya başladı. Bu son derece rahatlatıcı bir histi. Lin Ming vücudundaki ateş özellikli gerçek özün yavaş yavaş güçlendiğini hissetti.

 

Bu yengeç etinden elde edilen büyüme haplara oranla çok azdı ama saflık açısından çok daha zengindi. Hiçbir yabancı madde veya toksin içermiyordu.

 

Ruhsal sebze ve meyve yemekle eşdeğerdi. Ancak etkisi İlahi Anka Kuşu Adası'nda bulunan gıdalardan en az 100 kat fazlaydı!

 

Lin Ming şok oldu. Antik Anka Kuşu Klanı'nın general seviyesi izabe denemesine katılanlar bunları mı yiyordu?

 

Antik Anka Kuşu Klanı. Lin Ming bu ismi sadece Tanrı Canavarı kan soyunu tahmin etmek için duyuyordu; yeteneklerinin ne kadar muhteşem olduğunu hayal etmek zordu. Buna ek olarak Antik Anka Kuşu Klanı'nın teknik ve yeteneklerini çalışıyorlardı, İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi'nin izabe denemesi gibi yerlerle eğitim yapıyorlardı ve her türlü muhteşem ilaç ve yemeği yiyorlardı.

 

Yeteneklerin olağanüstü olmama gibi ihtimali mi vardı?

 

Antik Anka Kuşu Klanı'ndaki en zayıf ve en aşağıdaki kral seviyesi yeteneğin, bir yıl içinde general seviyesi izabe denemesini tamamlamasına şaşırmamak gerekirdi.

 

“Belki de... sadece kral seviyesi kişiler, Antik Anka Kuşu Klanı'nın gerçek üyeleridir? Ve bu general seviyesi yetenekler, Antik Anka Kuşu Klanı'nın astlarıdır!”

 

Lin Ming bunu düşündüğü anda kalbi memnuniyetle doldu.

 

Yürüdüğü bu yol, hâlâ çok uzundu!

 

Ancak böyle olması Lin Ming'in kalbindeki rekabetçi ruhu daha çok heyecanlandırdı. 3000 sonsuz evrenin tüm dahilerinin zirvesinde olsaydı, o zaman hiçbir hedefi olamaz ve sıkılmaya başlardı.

 

 

Ama şimdi çok kısa bir yol almış gibi görünüyordu.

 

Lin Ming büyük bir porsiyon yengeç eti yedikten sonra nehir suyundan içti. Nehir suyu da et ile benzer etkiye sahipti; vücudundaki gerçek özü arıtıp nemlendirmişti.

 

“Su da aynı etkiye sahip. Ayrıca buradaki ateş özellikli gerçek öz, dışarıdan çok daha etkili. Gerçek savaş pratiği yapmak istiyorum ama dışarıda beni bekleyen dev bir savaş var. Burası gerçekten çalışmak için harika bir yer!

 

İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi'nin içinde, savaşmak için sayısız rakip mevcut. Birisi burada yetişim yapmak isterse son derece zengin ateş özellikli gerçek özden faydalanabilir; yemek yemek ve su içmek bile güç artırıyor. Nasıl bir yer, buradan daha etkili faydalar sağlayabilir?”

 

Lin Ming midesini doldurduktan sonra yengeç etinin ve suyun vücudunun içine ısıya dönüştüğünü ve yayıldığını hissetti. Vücudu çılgın bir enerjiyle parladı. Bu enerjiyi yakın bir zamanda serbest bırakmazsa, kendisini rahatsız hissedecekti. Lin Ming gidip savaşmak için sabırsızlanıyordu!

 

Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'nı çıkardı ve hareket tekniğini kullanarak doğrudan mağaradan dışarı çıktı. Mağaranın dışında birkaç yüz tane kaya kuklası, çoktan ovalarda toplanmıştı. Ama bu sefer alevli kaya kuklaları daha fazlaydı. Bu alevli kaya kuklaları, sıradan kaya kuklalarından çok daha güçlüydü.

 

Dev kaya kuklası yığınını görünce, Lin Ming'in savaş ruhu patladı. Doğrudan ileri fırladı, vücudu bir ok gibiydi ve kukla grubunun ortasına inerken mükemmel bir yay çizmişti.

 

Kaya kuklaları kükredi ve alev sütunları Lin Ming'e doğru gelmeye başladı. Lin Ming hafifçe gülümsedi ve hemen Hiçlik Ezici Altın Kuş'u kullandı. Kalabalığın ortasında iğne gibi dans eden fırtınadaki kırlangıç gibiydi!

 

Hu hu hu!

Tüm alev sütunları Lin Ming'i aştı. Göz açıp kapayıncaya kadar 1000 feetlik mesafe geçti. Lin Ming ilk alev kuklasının önüne geldiği anda, Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'nı aşağı doğru süpürdü!

 

Bang!

Yüksek sesli patlamayla alevli kukla, mızrağın altında parçalara ayrıldı!

 

Güç, vücudu boyunca akarken Lin Ming kemiklerinden gelen çatırtı seslerini duyabiliyordu; bu onu sonsuza kadar bağırmaya iten son derece rahatlatıcı bir histi!

 

Savaş!

 

İliği'ni sıkıştırdıktan ve büyük miktarda yengeç eti yedikten sonra, Lin Ming vücudu boyunca akan enerjiyi hissedebiliyordu. Bu enerjiyi boşaltmazsa, sıkıntı yaşayacaktı.

 

Peng peng peng!

Bir mızrak itildi. Yıldırım arkları her yöne doğru fırladı, parlak alevler gökyüzüne sıçradı ve azur bir ışık boşluğu kesti. Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'n geçtiği her yerde parçalanan taşlar havaya fırladı!