Bölüm 397: Antik Anka Kuşu Ana Salonu

Editör: Kinyas

İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi'ndeki çevre inanılmaz derecede karmaşıktı. Burada yüz, hatta birkaç yüz bin yıldır fırsat birikmeye devam etmişti.

İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi'nin içindeki ateş köken enerji benzersiz derecede saf ve zengin olduğu için, Alev Özleri de dahil olmak üzere burada tüm ateş köken enerji tabanlı hazine ve materyalleri bulmak çok kolaydı.

Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nın içinde Alev Özü bulmak çok zor bir şeydi, özellikle de böyle nadir bir Alev Özü'nü. Ama İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi'nin içinde oraya kıyasla çok vardı. Ancak İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi'ne girmenin sınırlı olması çok üzücüydü. Zaman sadece birkaç günle sınırlıydı ve daha sonra bir kişi Alev Özü bulmak isterse, gerçekten büyük zorluklar çekecekti.

Lin Ming, Düşen Yıldız Alevi'ni aldıktan sonra iki gün boyunca lav havuzunda sadece sıradan bir Alev Otu sapı buldu. Bunun dışında hiçbir şey bulamadı.

Üçüncü gün sona erdiğinde, İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi'nin geniş alanını keşfetme şansı da sona erecekti.

Güneş yere düşmeye başladı ve yükseldi. Lin Ming'in görüşünde ateş kırmızısı bir saray belirdi. Bu saray, çöldeki serap gibi gözlerinde sallanmaya başladı.

“Burası Antik Anka Kuşu Ana Salonu.”

Lin Ming gözlerini kıstı ve uzaysal yüzüğünden bir yeşim tablet çıkardı. Bu, Antik Anka Kuşu Ana Salonu'na girmenin anahtarıydı. Toplamda 16 yeşim tablet vardı. Bu tablet olmazsa, bir kişi Antik Anka Kuşu Ana Salonu'na girdiği anda İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi'nin dışına atılacak ve böylece denemesi sona erecekti.

Aynı anda Mu Dingshan, Mu Xiaoqing ve diğer 16 kişi de karşısında Antik Anka Kuşu Ana Salonu'nı gördü. Son üç günde, herkes kendi hazinelerini toplamıştı. Mu Dingshan çok değerli bir ateş özellikli cevher bulmuştu. Ayrıca kişinin vücudundaki ateş özellikli gerçek özü artırabilecek değerli bir materyel de bulmuştu. Mu Xiaoqing ise bir buz özellikli ruh canavarını bastırdıktan sonra, Kar Nilüferi Buz Çiçeği elde etmişti.

Ancak bunların hepsi Lin Ming'in elde ettiği Düşen Yıldız Alevi'nden daha kötüydü. Kaderi güzel olan tek kişi Lin Ming değildi. Mu Dingshan da Orta Aşama Dünya Adım Alev Özü'ne rastlasa da, gücü onu ele geçirmeye yetmemişti; sadece aceleci şekilde kaçmayı başarabilmişti.

Şansın durumuna göre, bireylerin şanslarını yakalama avantajları da söz konusuydu.

Lin Ming, Antik Anka Kuşu Ana Salonu'na doğru baktı, hareket tekniğini kullandı ve oraya doğru uçtu.

İnsanlar, dağa koşan birinin oraya ulaşamadan öleceğini söylerdi. Lin Ming, Antik Anka Kuşu Ana Salonu'nun sadece bir saray olduğunu ve bir tütsü çubuğu süresinde oraya ulaşabileceğini düşündü. Ancak bütün bu fikirlerinin yanlış olacağını beklemiyordu; saraya ulaşması neredeyse iki saat sürdü!

Antik Anka Kuşu Ana Salonu'na yaklaştığı anda Lin Ming nefes nefese kaldı. Bu çok ama çok büyüktü! Onu korkutacak kadar büyüktü! Yakın görünmesine rağmen neden bu kadar uzun sürdüğü şimdi anlaşılıyordu!

Antik Anka Kuşu Ana Salonu'nun duvarları gökyüzü deliyordu ve tamamen koyu kızıl kayalardan yapılmıştı; yüksekliği 1000 feetten az değildi. Bunun üstünde 200-300 feet çaptan küçük olmayan dairesel bir anka kuşu görüntüsü vardı.

Antik Anka Kuşu Ana Salonu'nun duvarlarını sarmak, en az bir düzine insanın ellerini birleştirmesini gerektirirdi. Bu sütunlarda türlü türlü resimler vardı. Aziz Canavarları, Tanrı Canavarları, insanoğlu ustaları, her türlü hazine, hap, değerli materyaller ve binekler. Sütunlar arasında hain görünümlü şeytan grupları bile vardı. Büyük baltalarını veya tırpanlarını kavramışlardı, tüm vücutları kalın zincirle kaplanmış ve derilerinin altındaki kaslar ejderha gibi şişmişti.

Lin Ming sütunların sütündeki bu tasvirleri görünce göz bebekleri küçüldü. Daha önce bu varlık ırkını görmüştü. Parçalanan Şeytan Kalbi Kristali'ni yuttuktan sonra, Büyük Cehennem İmparatoru'nun büyük baltasını ve neredeyse sonsuz sayıda şeytan birliklerini yok ettiğini görmüştü. Birini öldürdükten sonra onun kanını içiyordu.

Büyük Cehennem İmparatoru'nun katlettiği şeytanlar, bu sütunlardaki tasvirlerle aynı görünüyordu.

Ancak Büyük Cehennem İmparatoru'nun katlettikeri küçük kızartmalardan başka bir şey görünmüyordu. Sütunlarda tasvir edilenler, yüce uzmanlardı. Onların binekleri, Sel Ejderhaları, Boynuzsuz Ejderhalar ve diğer Aziz Canavarları'ydı. Sütunlardaki şeytanlar, en az Dönen Çekirdek Âlemi ustaları, hatta birçoğu aşırı Dönen Çekirdek ustası ve yüce Kusursuz İmparator olmalıydı.

Lin Ming daha geniş açıyla bakarak, yüzlerce, hayır binlerce şeytanın resmini gördü. Lin Ming şok oldu. Bu yüzlerce ve binlerce büyük ustanın Aziz Canavarları vardı. Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nın Kutsal Toprak olan bir bölgesi bile böyle büyük çapta bir güce sahip olamazdı!

Bu kabartmalar olmasaydı, o zaman sadece Antik Anka Kuşu Klanı'nın şu andan bir kat daha korkunç olduğu söylenebilirdi.

Lin Ming iç çekti. Bugünkü Gökyüzü Düşüşü Kıtası varlıklarının, geçmiştekilerden katlarca zayıf olduğu görülüyordu.

“Küçük Acemi Kardeş Lin, çok çabuk gelmişsin!”

Lin Ming kabartmalara bakarken, arkasından nazik ve tatlı bir ses duydu. Lin Ming arkasını döndü ve Mu Dingshan'ın Antik Anka Kuşu Ana Salonu'na girdiğini gördü. Mu Dingshan tozla kaplanmıştı ve yıpranmış bir ifadesi vardı; kıyafetleri parçalanmış ve birkaç tarafı yanmıştı. Saçları bile yanmıştı. Bu son üç gün içinde büyük zorluklarla karşılaştığı belli oluyordu.

Mu Dingshan, Lin Ming'in kendisine baktığını görünce parlak şekilde güldü.  “Küçük Acemi Kardeş Lin, lütfen bana gülme. Oldukça şanslıydım. Ateş özellikli gerçek özü artırabilecek bir Alev Kalbi Çiçeği buldum. Ancak neredeyse altıncı seviye Ateş Pitonu tarafından korunuyordu. Gücüm sınırlıydı. Bu yüzden Ateş Pitonu'nu zorlukla yaraladım ve Alev Kalbi Çiçeği'ni çok zor bir şekilde aldım. Ama bu süreçte ağır yaralandım.”

Mu Dingshan kendini küçümseyen bir ifadeyle gülümsedi. O sırada Mu Xiaoqing ve diğer öğrenciler birbiri ardına geldi. Vermillion Kuşu Bölümü de, Mavi Luan Bölümü de şu an Antik Anka Kuşu Ana Salonu'nun önünde toplanmıştı.

16 öğrencinin hepsi gelmişti, biri bile ölmemişti. Bu kesinlikle iyi bir haberdi!

16 öğrenci de çeşitli yaralar almıştı ama hepsinin yüzü heyecanlı ve tutkulu gülümsemelerle doluydu. Özellikle üçüncü sıradaki direkt öğrenci Sun Yu, yüzündeki mutlu gururu gizlemekte zorlanıyordu.

“Kıdemli Acemi Kardeş Sun, İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi'ne çok büyük bir fırsat yakalamış gibisin? Ne aldın? Neden bu kadar mutlusun?” Neşeli görünümlü bir genç sordu. O, sekizinci direkt öğrenci Zhang Yan idi.

Antik Anka Kuşu Ana Salonu'na girdikten sonra dinlenmek için bir saat süre kalmıştı. Bu süre içinde, İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi'nin içindeki gezintileri boyunca elde ettiklerini konuşmamaları kaçınılmazdı.

San Yu gülümsedi ve daha sonra İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi'nden elde ettiği hazineyi çıkardı. Bu öğrenciler aynı tarikattan geldikleri ve aralarında dostane ilişkiler olduğu için, bu durumlar sorun oluşturmuyordu. Üstelik İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi'nden çıktıktan sonra bulduklarını kaydetmeleri gerekiyordu. Tarikatın onlara karşılık teklif edeceği şeyler de vardı.

San Yu, zarif bir yeşim kutu çıkardı ve dikkatle açtı. Loş, puslu bir kırmızı ışık aniden gökyüzüne yükseldi ve tüm öğrencilerin heyecanla haykırmasına neden oldu.

“Yanılmıyorsam bu Gün Ateşi Yeşimi!”

“Doğru! Daha önce ustamda görmüştüm, kesinlikle haklısın!”

Zarif yeşim kutunun içinde, longan büyüklüğünde küçük kırmızı bir yeşim vardı. Sürekli çevredeki ateş köken enerjiyi çekerek küçük bir girdap oluşturuyordu.

“Bu gerçekten Gün Ateşi Yeşimi! Küçük Acemi Kardeş Sun, gerçekten çok şanslısın!” Mu Dingshan bile şaşırdı. Buna karşılık, onun elde ettiği şey kötüydü.

“Haha, gerçekten şanslıyım. Eminim sizin hazineleriniz de benden kötü değildir.” Sun Yi alçakgönüllülükle konuştuğu anda, gözleri bastırması zor gurur ve heyecan yayıyordu, vücudu sevinç içinde titriyordu.

Bu Gün Ateşi Yeşimi, ne arıtılabilir, ne de kişinin gücünü artırabilirdi. Ama bir yerde kişi vücuduna giydiği anda topladığı ateş köken enerji miktarını artırabilirdi. Bu nedenle yetişim hızları da belirli bir seviyede artabilirdi. Savaşta, dövüş sanatçısının yenilenme hızını da artırabilirdi; bu gerçekten nadir bir hazineydi.

Gün Ateşi Yeşimi söylendikten sonra, diğer öğrenciler elde ettiği hazineleri çıkarmaya başladı. Daha çok şey elde edenler, doğal olarak hepsini gösterdi. Daha kötü şansa sahip olanlar ise kıskançlık ve özlem içinde izledi. Üzgün görünen, hatta konuşmak bile istemeyen iki öğrenci bile vardı. Son üç gün boyunca yetenekleri yettiğince her şeyi aramışlar ama hiçbir şey bulamamışlardı.

Bir öğrenci için İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi'nin içinde bir şey bulamamak kaderinin kötü olduğunu gösterirdi; bu iyiye işaret değildi.

Sessiz ve düşük profildeki Mu Xiaoqing bile elde ettiğini gösterdi. Kar Nilüferi Buz Çiçeği değerli olmasına rağmen, Sun Yu'nun Gün Ateşi Yeşimi'yle eşdeğer olmaktan uzaktı. Sun Yu gülümsemesini gizleyemiyordu. Mu Dingshan ve Mu Xiaoqing ondan daha güçlü olmasına rağmen, ondan daha iyi bir hazine elde edememişlerdi. Bu onun daha büyük bir kadere sahip olduğu anlamına geliyordu.

Mu Xiaoqing de bulduklarını gösterdikten sonra, Sun Yu sütunlardaki kabartmalara bakan Lin Ming'e döndü. “Küçük Acemi Kardeş Lin, sen ne buldun? Hadi göster bize!”

“Öyle mi?” Lin Ming kafasını çevirdi. “Şansım iyiydi. Bir Alev Özü buldum.”

“Alev Özü mü?”

Herkesin ilgisi hemen bu tarafa çevrildi. Alev Özü gibi bir şey, düşük aşama insan adım olsa bile iyi fiyata satılabilirdi.

“Küçük Acemi Kardeş, gerçekten şanslısın.”

“Alev Özü çok temel seviyede olsa bile birçok gerçek öz taşına değer. Küçük Acemi Kardeş Lin'in şansı da şaşırtıcı.”

“Küçük Kardeş Lin'den beklediğimiz gibi.” Sun Yu gülümseyerek konuşmaya devam etti. “Küçük Acemi Kardeş Lin, peki Alev Özü'nün seviyesi ne? Çıkar, görelim.”

“Evet, evet, görelim!” Mu Dingshan da dahil birçok öğrenci heyecanla görmek için bekliyordu.

Lin Ming bir şeyi saklamadı. Hemen uzaysal yüzüğünden yeşim kutuyu çıkardı ve azur gerçek özden oluşmuş kozayı aldı. Gerçek öz ipliklerini çıkarınca, sıkıca mühürlenmiş Düşen Yıldız Alevi belirdi.

Bu mor alev, mühürlenmesine rağmen kişinin kalbini hızlandıracak seviyedeydi. Azur gerçek öz çekildiği anda Düşen Yıldız Alevi bir kez daha şamata içinde mücadele etmeye ve küçük bir leopar gibi kükremeye başladı. Sembol rünleri birbiri ardına chi chi chi sesleriyle üzerine düştükçe, Düşen Yıldız Alevi hepsini yıpratmaya devam ediyordu.

O anda çevredeki ateş köken enerji anında huzursuzlandı ve Düşen Yıldız Alevi'ne doğru ilerleyip dev bir ateş köken enerji girdabı oluştururken kükredi. Bu girdap, Gün Ateşi Yeşimi'nin oluşturduğu girdaptan çok daha muhteşemdi.

Mu Dingshan'ın ifadesi tamamen değişti. Vücudundaki ateş köken enerjinin, sanki vücudundan çıkmak istiyormuş gibi çekildiğini net olarak hissediyordu.

Sun Yu'nun gözleri de genişledi ve ifadesi şok ile doldu. Önündeki gerçeği tekrar tekrar inkar ettikten sonra sonunda bunu kabullendi.

“Orta Aşama Dünya Adım Alev Özü!”

“Küçük Acemi Kardeş Lin, Orta Aşama Dünya Adım Alev Özü'nü bastırmayı başarabildin mi!?”

Mu Dingshan ve Sun Yu neredeyse aynı anda konuştu. Sesleri kesildiği anda Alev Özü'nün seviyesini anlamayan diğer öğrencilerin gözleri genişleyerek kalpleri sallandı.

Orta Aşama Dünya Adım Alev Özü mü?

Bu tür bir Alev Özü birini öldürebilirdi. Bununla karşılaşsaydılar, ölmemeleri bile iyi bir sonuç olurdu. Ama Lin Ming bunu ele geçirmeyi başarmış mıydı?