Bölüm 391: Yeni Yıldırım Ruhu

Editör: Kinyas

Mu Qianyu, Lin Ming'in yaptığını görünce soğuk terler içinde korkmaya başladı. Lin Ming, Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nı doğrudan göğsüne bastırmıştı! Ama Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı kan özü emebilen şeytani bir varlıktı. Doğrudan kalbe bastırmak çok riskliydi!

“Lin Ming sen...”

Chi chi!

Lin Ming'in göğsündeki kıyafetler tamamen küle döndü. O anda teni de rengini kaybetmişti. Bu, onun Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nın kan özünü doğrudan emmesinin sonucuydu.

Mu Qianyu'nun şok içinde kaldı. Ama son yarım yılda Lin Ming'in gerçekleştirdiği mucizeleri düşününce bir şey demedi. Bunun yerine onun kanını yenilemesine yardımcı olacak hapları çıkarmaya başladı. Bir Dokuz Devrim Kan Canlılığı Hapı çıkardı ve Lin Ming'e verdi.

Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı kişinin kan özünü emebilirdi. Kan canlılığını yenileyen bir hap, Lin Ming'in baskıyı azaltmasına yardımcı olabilirdi.

Lin Ming, Dokuz Devrim Kan Canlılığı Hapı'nı yuttu ve elini salladı. “Ben iyiyim.”

En başında yetişimi sadece Kemik Gelişimi'yken Mor Sel Ejderhası'nın İlahi Yıldırımı'nı emebilmişti. Şimdiyse yetişimi büyük oranda artmıştı, doğal olarak Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı ona bir sorun çıkarmayacaktı.

Aslında Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı kalbine girdiği anda Kafir Tanrı Tohumu tarafından bastırılmıştı. Sertlik ve gücüyle birlikte, Lin Ming'in meridyenleri neredeyse her etkiye dayanabilirdi.

Lin Ming, Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nın kanı veya kan özünü emmesini umursamıyordu. Bu Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nı emmesi için geçmesi gereken bir süreçti.

Kişi, Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nı beslemek için kendi kan canlılığı ve kan özünü kullanmalıydı.

Kişinin kan canlılığı yeterli değilse, o zaman Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı kişinin kanını kurutur ve kişi ölürdü. Bundan sonra Yıldırım Ruhu kaçardı.

Öte yandan kişinin kan canlılığı yeterince iyiyse ve meridiyenleri de sağlamsa, Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nı bastırabilir ve kontrol edebilirdi. Emdiği kan özü ise tamamen onun olurdu. Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı kaçmadığı sürece kaybolmazdı.

Ama Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nın kan özünü emme hissi çok rahatsız edici bir histi. Lin Ming vücudunun yarısının soğuduğunu ve ellerinin uyuştuğunu hissetti. Bu his giderek daha garipleşiyordu ve Lin Ming vücudunun yarısının kendine ait olmadığını hissediyordu.

Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nın içindeki yıldırım gücü, çok güçlü ve aşındırıcı bir etkiye sahipti. Meridyenlerde dolaşan bir asitten farksızdı, benzersiz derecede acı ve yanma hissi veriyordu. Kan özünün büyük tüketimiyle, kişi ölüyormuş gibi hissederdi.

Mu Qianyu, Lin Ming'in kalbinden kelimeler gibi siyah şeritlerin geçtiğini net olarak görebiliyordu, vücudunun her bir yanına yayılıyorlardı. Kollarına, bacaklarına ve hatta boynuna bile yayıldılar.

Bu ölüm nefesiydi; büyük miktarda kan özünün kaybolmasından kaynaklanıyordu.

Mu Qianyu, Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı hakkında bir şeyler biliyordu. Onu emebilecek birçok dövüş sanatçısı olmasına rağmen vücutları kan konusunda büyük sorunlar yaşayacak ve kan yetersizliği yüzünden kangrenler başlayacaktı. Daha sonra iyileşmek için uzun süre yatakta kalmak zorunda kalacaklardı. Mu Qianyu aynı şeyin Lin Ming'e olacağını sanmıyordu. İlahi Anka Kuşu Mistik Âlemi resmen açılırsa ve Lin Ming içeri giremezse, bir üç yıl daha beklemek zorunda kalacaktı. Neredeyse 20 yaşına geldiği zaman, katılmak için en iyi zamanını kaçırmış olacaktı.

Mu Qianyu bunu düşündüğü anda, uzaysal yüzüğünden bir Kan Yang Hapı çıkardı. Bu Kan Yang Hapı, 1000 yıllık bir Kan Lingzhi'siyle arıtılmış paha biçilemez bir hazineydi. Ayrıca Mu Qianyu'nun hayat sigortası olarak belirlediği haplardan bir tanesiydi.

“Lin Ming...”

“Ben iyiyim. Sadece istediği kan özünü emmesine izin veriyorum. Ne yaptığımın farkındayım.”

Lin Ming, Kan Yang Hapı'nı geri verdi. Kan canlılığı son derece muhteşem bir seviyedeydi. Buna ek olarak, sonsuz azur gerçek özü de vardı. Bu şeylerle vücuduna yayılan ölüm nefesini dizginleyebilirdi. Mu Qianyu'nun hayat sigortası olan böyle değerli bir hapı boşa harcamasına gerek yoktu.

Lin Ming'in, Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nın kan özünü çılgınca emmesine izin vermesinin nedeni, kalbinin içinde onunla daha derin bir bağ kurmak ve daha rahat kontrol etmek istemesiydi. Sonunda Kafir Tanrı Tohumu tam olarak birleşebilecekti.

Ama Lin Ming Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nın bu kadar vahşi ve açgözlü bir yapıya sahip olmasını beklemiyordu.

O anda Lin Ming'in vücudundaki Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı kanlı büyük bir parazit gibiydi. Kafir Tanrı Tohumu'na etki eden büyük cazip güçle birlikte, Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı ne kadar sert mücadele ederse etsin, bu emilim girdabından kurtulamazdı.

“Ah”

Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı aniden boğuk bir çığlık attı. Bir ucunda açık bir ağız oluştu. Bu ağız, bezelye büyüklüğündeydi ama yoğun ve keskin dişlere sahipti. Lin Ming vücudunun içine baktığı anda kalbi aniden dondu. Bir Yıldırım Ruhu'nun aniden dev dişlere sahip bir ağız çıkarması son derece sıradışı ve garip bir durumdu.

“Ah! Ah!”

Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı çığlık üstüne çığlık attı ve Lin Ming'in kalp zarını ısırmaya devam etti!

Bir puff sesiyle birlikte et ve kan dışarı sıçradı!

Lin Ming'in vücudu sallandı ve yüzünün rengi attı. Kan canlılığı ne kadar muhteşem olursa olsun, kalbinin bu acıya dayanması son derece zordu!

Lin Ming dişlerini sıktı ve Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nın üzerine düşen bir azur gerçek öz ağı oluşturdu, onu saran bir kozaya dönüştürdü.

“Anlıyorum... demek sorun çıkaran şey sensin!”

Lin Ming, Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nın içine yerleştirilen bir iradeyi fark etti ve gülümsedi. Bir düşüncesiyle gerçek özün çılgın dalgaları, Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nın etrafında belirdi. Bir anda, bir alev çıktığı anda sadece chi sesi çıktı. Bir ruh kalıntısı, Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nın içinde yok olurken sise dönüştü.

Yan tarafta taş zeminde yatan Lei Mubai şiddetli şekilde titredi. Ağız dolusu kan tükürdü ve bu kan, hafif bir kan özü de içeriyordu.

İfadesi artık bir kağıttan farksızdı. Uzuvları titredi; Lin Ming'in Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nın içindeki ruh kalıntısını yok ettiğini fark etmişti!

Keyifsizce gülümsedi, tüm ağzı kanla kaplıydı. Uzun bir süre önce, Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nın içine bir irade kalıntısı koymuştu. Lin Ming'in Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nı emmesini engelleyemese bile, kan canlılığına zarar verebileceğini düşünmüştü. Ama irade kalıntısının bu kadar kolay yok edileceğini düşünmemişti.

Lei Mubai umutsuzluk duygusuyla doldu. Gözleri tavana döndü ve artık içinde bir ışık kalmadı.

...

Lei Mubai'nin irade kalıntısı yok edildikten sonra, Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı son gücünü de kaybetmiş görünüyordu. Artık büyük bir direnç gücü yoktu ve Kafir Tanrı Tohumu girdabının içinde uçtu.

“Ahhh!”

Sarmal Ejderha Çelik İğnesi, Sarmal Ejderha Çelik İğnesi'nin içine girmeden önce son bir sefil çığlık daha attı. İki inç uzunluğundaki Sarmal Ejderha Çelik İğnesi aniden üç inç boyutuna uzadı ve yüzeyinde küçük bir kırmızı yılan oluştu. Bu küçük kırmızı yılan, sekiz kez çelik iğnenin etrafına sarıldı.

Mor Sel Ejderhası'nın İlahi Yıldırımı'yle bağlandı.

Bang!

O anda yeni bir Sarmal Ejderha Çelik İğnesi doğdu ve Lin Ming'in tüm meridyenlerine ilerleyen ve dizginlenemeyecek bir yıldırım gücüne dönüştü. Bu yıldırım gücü o kadar acımasızdı ki, Lin Ming'in tüm vücudu sallandı ve iskeletinden patlama sesleri geldi. Meridyenlerinin içindeki hap toksinleri yıldırımın sıcak alevleriyle yandı ve kül oldu!

Lin Ming ağır bir şekilde öksürdü ve siyah kan kustu.

Mu Qianyu şok oldu. Hızlıca Lin Ming'in yanına gitti ve onu destekledi, erkekler ve kadınlar arasındaki yasağı göz ardı etti. Algısını Lin Ming'in vücuduna yaydığı anda önce şok oldu ama hemen sevindi.

Lin Ming'in meridyenleri bir kez daha bağlanmıştı ve sağlamlığı büyük oranda artmıştı. Sonunda Zirve Nabız Yoğunlaştırma Aşaması'na yükselmişti.

“Lin Ming, sonunda geçtin!”

“Mm, geçtim.”

Lin Ming derin bir nefes verdi. Zaten uzun süredir Geç Nabız Yoğunlaştırma Aşaması'nda kalmıştı. Kara Ay Adası'nda geçirdiği üç ay boyunca çok fazla hap toksini oluşmuştu. Sürekli arıtmasına ve onları atmasına rağmen, hepsini atmak çok zordu. İçinden geçen vahşi yıldırım gücünün hepsini yok edeceğini hiç düşünmemişti. Lin Ming'in tükürdüğü siyah kan, vücudundaki hap toksinleri ve safsızlıklarıydı.

Lin Ming'in yetişimi Zirve Nabız Yoğunlaştırma Aşaması'na yaklaşmıştı. Ziyafet maçları sırasında yetişimi zaten sağlamlaşmıştı ve Vermillion Kuşu Yasak İlahi Tarihi'nin ikinci katmanına geçmesine ek olarak hap toksinlerini de attığı anda, başarılı şekilde Zirve Nabız Yoğunlaştırma Aşaması'na ulaşmıştı.

“Gücümün şu anda bir Erken Xiantian ustasına ulaşıp ulaşmadığını merak ediyorum?”

Lin Ming, Kafir Tanrı Gücü'nü açtığı anda sıradan bir Erken Xiantian ustasını bastırabilecek bir güç elde ettiğini fark etti. Ama Kafir Tanrı Gücü ebediyen dayanamazdı. Uzun süren bir savaşta Lin Ming büyük olasılıkla kaybedecekti. En iyi ihtimalle beraberlik için savaşabilirdi.

Şu anda Zirve Nabız Yoğunlaştırma Aşaması'na geçtiği için, Lin Ming'in gücü tekrar yükselmişti. Bir Erken Xiantian ustası bulmak ve yeni gücünü keşfetmek istiyordu; Erken Xiantian ustasıyla karşılaştırılabilmek ve onu yenmek birbirinden tamamen farklı iki kavramdı.

Duyularını yeni evrim geçirmiş Yıldırım Ruhu'na daldırdı. Lin Ming aniden şaşırdı. “Mm? Bu değişiklik mi yaşandı?”

Yeni Sarmal Ejderha Çelik İğnesi'nde iki farklı enerji hissetti. Durdurulamaz bir güç olan çılgın ve vahşi Mor Sel Ejderhası'nın İlahi Yıldırımı'nın yanı sıra, ayrıca hayat almak için kana susamış şeytani ve acımasız Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nı hissetti.

“İki Yıldırım Ruhu da karakteristiklerini tamamen korudu mu? Aynı zamanda Orta Aşama Dünya Adım Yıldırım Ruhu'na gelişmiş!”

Şu anda bu Orta Aşama Dünya Adım Yıldırım Ruhu en zayıf ve çok temel olsa da, Lin Ming bu durumdan memnundu.

Mu Qianyu, Lin Ming'in heyecanlı tavrını görünce sonunda rahatladı. Lin Ming her şeyi kontrolü altına almış gibi gözüküyordu. O anda Lin Ming'in vücudundaki siyah çizgiler kaybolmaya başlamıştı ve kısa süre sonra tamamen kayboldular. Orijinal sağlıklı görünümüne dönmüştü.

Mu Qianyu'nun güzel gözleri döndü. Aniden Lin Ming'in Yıldırım Ruhu'na yakından bakmak istedi. Ama böyle bir istek, dövüş sanatçıları için çok kaba ve yanlış bir istek olurdu. Arkadaşlar arasında bile, birinin içine bakmak istemesi çok kabacaydı. Üstelik Yıldırım Ruhu Lin Ming'in vücudundaki sırları içeriyordu.

Ancak bir kızın merakı uyandırıldığında, bunu dizginlemek kolay değildi. Mu Qianyu, Lin Ming'in vücudundaki iki Yıldırım Ruhu'nu gerçekten incelemek istiyordu. Gözlerini kırptı ve nazikçe konuşmaya başladı. “Lin Ming, Yıldırım Ruhu'na bakabilir miyim?”

Böyle nazik ve tatlı bir ses tonunu duymak, son derece rahatlatıcı bir his veriyordu. Lin Ming'in, Mu Qianyu'ya karşı tereddütü bulunmuyordu. Doğrudan Kutsal Şeytan Yıldırım Ruhu'nu çıkardı.

Chi!

Üç inç uzunluğunda Yıldırım Ruhu çelik iğne, aniden Lin Ming'in parmak uçlarında belirdi ve avucunun ortasında durarak daireler çizdi.

Çelik iğnenin üstünde, bir Mor Sel Ejderhası'nın yanı sıra kırmızı yılan sembolü de vardı. Bir ejderha, bir yılan; ikisi de çok canlı görünüyordu. Bütün pulları hatlarıyla belliydi ve gözleri bile görülebiliyordu. Tıpkı gerçek ejderha ve yılan, çelik iğnenin içine sıkışmış gibiydi.

Yıldırım Ruhu ortaya çıktığı anda, kırmızımsı mor elektrik arkları her yöne yayıldı ve taş odadaki tüm yıldırım köken enerji, Kutsal Şeytan Yıldırım Ruhu mor kırmızı bir girdap oluştururken çılgınlaşmaya başladı.

Mu Qianyu'nun parlak gözleri genişledi, ifadesinden şok olduğu anlaşılıyordu. “Bu... Bu Yıldırım Ruhu mu?”