Bölüm 377: Şeytan Bölgesi'nin Aziz Oğlu

Editör: Kinyas

Mola, iki saat olarak karar verildi. Sahneye kalın ve uzun bir tütsü, zamanlayıcı olarak yerleştirildi.

Lei Jingtian sandalyesine oturdu ve gözlerini kapattı. Yanında Zhou Lie vardı. Aniden ziyafet masasının diğer tarafındaki solgun genci gördü. Bir elinde 100 yıllık bir şarap şişesi bulunurken, diğer elinde yeşim bir bardak vardı ve rahatça içiyordu.

“Xiaoling, Lei Mubai'nin kim olduğunu düşünüyorsun?” Zhou Lie uzun süre boyunca kalbinde bu sorudan şüpheleniyordu ve küçük kardeşine sormadan edemedi.

“Ne? Kim?” Zhou Xiaoling bir ruh meyvesini alıp ısırdığı sırada şaşkın görünüyordu. “Kıdemli Acemi Kardeş Lei, ustanın kuzey bölgelerinden bulduğu bir Aziz seviyesi yetenek değil mi? Hehe, bahsi açılmışken Beş Element Bölgesi'nin son birkaç yüz yıldır Aziz seviyesi yeteneği yoktu. Bu sefer, diğer altı mezhep gerçekten korkacak. Şaşırmış ifadelerini görmek için sabırsızlanıyorum, ne kadar komik olacak?”

Zhou Lie kaşlarını çattı, bunun doğru olmadığını düşünmüyordu. Zhou Xiaoling gururla söylemeye devam etti. “Büyük Kardeş, bilmiyorsun ama ziyafet başladığında aptal Zhan Yunjian Lin Ming hakkında konuşuyordu. Mu Qianyu ve Mu Bingyun'un ne kadar büyük olduğu hakkında iç çekiyordu. Hehe, o anda gülmek, onu bastırmak ve Kıdemli Acemi Kardeş Lei'den bahsetmek istedim. Aksi halde Zhan Yunjian, Kıdemli Acemi Kardeş Lei'nin Mu Qianyu ve Mu Bingyun'dan daha vahşi olduğunu bilseydi, ifadesi nasıl olurdu acaba?”

“O ukala Zhan Yunjian'ın Yıldırım Zirvesi Tarikatı'mızın yeteneklerini iyi tanıdığını zannediyor. Bu sefer çenesini yerden toplayacak!” Zhou Xiaoling konuştuğu anda, yüzünde aşırı derecede kendini beğenmiş bir ifadesi vardı. Küçük yüzü, övünürken kızarmıştı. Ruh meyvesini yemeyi bıraktı ve uzun ifadesiyle dalgın dalgın baktı. “Kıdemli Acemi Kardeş Lei'nin sahneye çıkıp herkesi yenmesini istiyorum. Mu Dingshan'ı, Mu Xiaoqing'i özellikle de Lin Ming'i. Umarım Lin Ming bir daha yürüyemeyecek şekilde dayak yer!”

Zhou Xiaoling konuştuğu anda, öfkesi daha da şiddetlenmiş gibiydi. Konuştuğu sırada Zhou Lie'nin ifadesi son derece çirkinleşti. Kalbinde, azabı gelirken karanlık bir his varmış gibi görünüyordu. Zhou Xiaoling'in ifadesinin zevk ve heyecanla kırmızıya döndüğünü görünce, korkunç bir önseziyle doldu. Gerçek öz ses iletimi kullandı ve sordu. “Xiaoling, bana o çocuğu sevdiğini söyleme!”

Xiaoling aniden dondu ve hemen kızardı. Kuyruğuna basılan yavru bir kedi gibiydi. “Büyük Kardeş, saçmalamayı kes!”

Zhou Lie'nin kalbi titredi, bu kötüydü! Küçük kardeşi bu çocuktan hoşlanıyorsa, bu son derece trajik olurdu! Lei Mubai'nin statüsü bir sorun çıkarmayacak olsa da, Zhou Lie bu sinsi adamın kardeşini ciddiye almayacağını biliyordu. En kötüsü de onunla oynaması olurdu. Ama şimdi, Zhou Xiaoling'in hiçbir sözünü dinlemeyeceğini biliyordu. Ayrıca bunlar sadece varsayımda kalmıştı. Şüphelerini kanıtlayacak hiçbir kanıtı yoktu.

‘Bu adam!’

...

Yarım saat geçti. Ziyafetin birçoğu zaten odalarına dinlenmeye, muhabbet etmeye ve küçük maçlar yapmak için gitmişti. Tüm dağ, etkinliklerle doluydu.

Lei Mubai tüm bu süre boyunca ziyafet masasında oturmuş ve yavaşça içiyordu.

“Mu Yuhuang beni fark etti.” Lei Mubai gerçek öz ses iletimiyle söyledi.

Lai Jingtian'ın gözleri meditasyondayken kapalıydı. “Mu Yuhuang Geç Aşama Dönen Çekirdek Âlemi'ne ulaştı. Enerjini gizlemek istesen bile, duyularını ve kalın gerçek özünü gizleyemezsin.”

Lei Mubai kıkırdadı. “Sadece yetişimimin derin olduğunu görüyor, antik Şeytan Sanatları çalıştığımı göremez. Yıldırım Zirvesi Tarikatı'na üç yıl önce 14 yaşımdayken katıldım ve uzun süre geçti. Yıldırım Zirvesi Tarikatı'nın çekirdek yetişim yöntemlerini de çalıştım. Gerçek bir öğrenciden farksızım. Yıldırım Zirvesi Tarikatı'nın Aziz seviyesi yeteneği olduğumu fark edince şüphelenecek ama bende herhangi bir hata bulamayacak.”

Solgun genç kendinden çok emin görünüyordu. Usta Ata'nın 300 yıl önce Güney Denizi'nin antik harabelerinin içinde bulduğu bir yetişim yöntemini çalışıyordu. Mu Yuhuang, Kusursuz İmpartor olsa bile, şu anda durumunu göremezdi.

Şeytan Sanatları'nın konusu açılınca Lei Jingtian aniden hareket etti. Gözlerini açtı ve sesini kıstı. “Ustan sözünden geri dönmeyecek değil mi?”

Solgun genç sinsice gülümsedi. “Elbette hayır. Güney Denizi Şeytan Bölgesi ve İlahi Anka Kuşu Adası arasında olacak bu savaş, tüm Güney Ufku Bölgesi'ni kapsayacak ve bir iki yıl içinde çözülemeyecek bir savaş olacak. O zaman geldiğinde Yıldırım Zirvesi Tarikatı'nın Hükümdarı'nın yardımına güveneceğiz, ustam sözünden nasıl dönebilir? Usta, Şeytan Sanatı'nın ilk katmanını Yıldırım Zirvesi Tarikatı Hükümdarı'na vermek için söz verdiğine göre, bundan iki ay sonra elinize geçecek.”

Lei Jingtian iç çekti ve soğukça söyledi. “Numara yapmazsanız iyi olur. Aksi halde, sözleriniz konusunda pişman olursunuz!”

“Haha, elbette! Aksi takdirde Beş Element Bölgesi ve İlahi Anka Kuşu Adası ittifak olma yolunda ilerlerse, Güney Denizi Şeytan Bölgesi bu savaşta daha çok zorlanacak. İlahi Anka Kuşu Adası ve Beş Element Bölgesi arasındaki ittifakı bozmanız, bizim için çok değerli bir hareket. Bunu ustama rapor edeceğim ve Hükümdar hak ettiğini alacak.”

“O zaman Aziz Oğlu'na birkaç sorun çıkaracağım. Bu yaşlı adamın koşulları yerine getirildiği sürece, her şey yolunda gidecek.”

“Emin olun, Güney Denizi Şeytan Bölgesi, Beş Element Bölgesi'yle sadece iş birliği yapmak istemiyor, çatışmaya girme niyetinde değiliz. Beş Element Bölgesi, Güney Ufku Bölgesi'nden milyonlarca mil uzakta. Güney Denizi Şeytan Bölgesi, gelecekte Kutsal Topraklar olsa bile, Beş Element Bölgesi'ne tehdit oluşturmayacağız.”

Lei Jingtian bir şey söylemedi. Güney Denizi Şeytan Bölgesi'nin Aziz Oğlu soğuk ve planlı bir yılan gibi olmasına rağmen, konu hakkındaki sözleri doğru gibiydi. Çağlar boyunca başkalarını fethetmek isteyen Kutsal Topraklar duymamıştı. Aslında Sessiz Şeytan İmparatoru Şehri Güney Ufku Bölgesi'nde dalgalanmalara bile sebep olmuyordu.

Lei Jingtian gözlerini kapattı ve yavaşça söyledi. “Güney Denizi Şeytan Bölgesi, İlahi Anka Kuşu Adası'nı fethederse, Kutsal Topraklar seviyesine mi erişecek?”

“Bu muhtemelen çok daha zor olacak. Kutsal Toprak olmak için muhtemelen Derin Toprak Tarikatı ve Yüce Gizem Tapınağı'nı da yutmamız gerekecek.” Lei Mubai başını sallayarak söyledi. Normal bir beşinci seviye mezhep için, Kutsal Toprak olmak çok zor bir meseleydi. Muhtemelen binlerce yıllık birikmiş güce ihtiyaç duyacaklardı.

“Kutsal Toprak olmak için daha fazla kaynak işe yaramaz. Önemli olan Kusursuz İmparator yetiştirmek. Ekselanslarının Aziz Oğlu'nun bunu başarabileceğine güvenimiz yüksek!” Lei Jingtian, Lei Mubai'ye bakarak söyledi.

“Haha!” Lei Mubai söyledi. Onu sadece gururlandırdığını bilse de, bu ruh halinin daha iyi olmasına neden oldu. “Geçmişte, bu kadar emin olmayabilirdik. Ama şimdi elimde Şeytan Kitap Cildi var ve yedinci seviye yıldırım köken enerji birleşim oranımla, başarma şansım var! Ancak büyük bir kadere de ihtiyacım olacak!”

Kader gibi bir şey, gerçekten zor ve esrarengiz bir fikirdi. 100.000.000 millik Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nda, trilyonlarca insan vardı. Bu kadar insanın içinde sayısız dahi vardı. Ancak Kusursuz İmparator ünvanını elde edenler son derece nadirdi. Kendi bölgesinde saklanan ve atılım gerçekleştirmek isteyen yaşlı canavarların yanı sıra, dünya çapında 10 kişiden az oldukları biliniyordu.

Bu 10 kişinin hareketleri ve yerleri son derece gizliydi. Belki de daha yüksek âlemlere ulaşanlar da vardı.

Bu sıfıra yakın şans, birçok dahinin hayal kırıklığı içinde iç çekmesine neden oluyordu. Aziz seviyesi yetenek olmalarına rağmen Geç Aşama Dönen Çekirdek Âlemi'nde duracaktı, en fazla aşırı Dönen Çekirdek Âlemi'ne ulaşabiliyorlardı.

Kusursuz İmparator olmak isteyen bu dahiler, çok sayıda büyük şanslı fırsatlar yaşamak zorundaydı. Bu ihtiyaç duyulan ‘kader'di. Lei Mubai beşinci seviye tarikatta doğmuş, tarikat ustasının öğrencisi olmuş ve hatta antik Şeytan Kitap Cildi ile yetişim yapmış olabilirdi, bunlar da kader olarak nitelendirilebilirdi.

Her Kusursuz İmparator vücutlarında büyük fırsatlar biriktirirdi. Gençler olarak büyük olaylar, sonsuz şanslı fırsatlar ve başkalarının gücünü aşacak güç artırımları yaşayan dahiler vardı. Onlar tüm dünyayı sallayarak herkesi küçük görmek istiyordu!

Kusursuz İmparator'lar gençken birçok muhteşem rakiple karşılaşabilirdi. Örneğin yenilmez güç olarak bilinen kişiler vardı. Kendi bölgelerinde, tarikatın en iyi genci olarak bilinirlerdi. Ancak böyle bir kişi ayaklar altına alınıp kendi yetişimi seviyesinde birini yenerse, hatta ve hatta kendinden daha yüksek âlemdeki insanları yenerse, bu zafer kemiklerine kadar işler ve gücünün, yeteneğinin bir parçası haline gelirdi!

Her durumda korkusuz olurlardı!

Bu inanç, birleşen kadere ek olarak bu dahinin göklere ulaşmasına yeterli olurdu.

30 yaşından önce Dönen Çekirdek Âlemi'ne girmek ve 50 yaşından önce aşırı Dönen Çekirdek Âlemi'ne ulaşmak ve 100 yaşından önce Kusursuz İmparator olmak!

Ancak bu yaşı geçtikten sonra, yetişimi ilerletmek çok zordu.

Örneğin Mu Yuhuang. Yaşlı Mu Yuhuang, 100 yıl boyunca yetişim yapsa bile sadece küçük bir ilerleme katedebilirdi. Onun için bu zaten büyük bir servetti.

Mesela Lei Jingtian gibi birisi. Zaten 150 yıldır Orta Dönen Çekirdek Âlemi'ne sıkışmış durumdaydı ve delice battığı çamurdan çıkmak istiyordu. Aksi halde, neden Güney Denizi Şeytan Bölgesi'yle iş birliği yapacaktı? Tün bunlar antik Şeytan Kitap Cildi'ni çalışmak içindi.

Lei Jingtian aniden bir şeyi hatırladı. Sakince söyledi. “Lin Ming isimli çocuk gelecekte rakibin olabilir. İlahi Anka Kuşu Adası'nın böyle iyi bir silaha sahip olabileceğini hiç düşünmemiştim. Pozisyonunu ele geçirmesinden korkmuyor musun? Onunla ilgilenmek için nasıl bir planın var?”

“Haha, İlahi Anka Kuşu Adası'nı yok ettikten sonra bu konuyu düşüneceğim.” Lei Mubai söyledi. Normal koşullarda, iki zirve tarikat birbirine savaş ilan ederse önce düşmanın gücünün çekirdeğini yok ederdi. Bunlar Xiantian ve Dönen Çekirdek ustalarıydı. Tarikatın öğrencileri ana hedef olmazdı.

Büyük tarikatlar arasında savaş çıkarsa, en az bir veya iki yıl sürerdi. O zaman, bir genç ne kadar yetenekli olursa olsun Dönen Çekirdek Âlemi olamazdı. Böylece bu savaşın hiçbir etkisi olmazdı.

Aksine savaş bittikten sonra yok edilen tarikatın öğrencileri ölüm tehdidi altında olacaktı. Bu baskı altında, birçok insan tarikatına ihanet edecek ve zaferden pay almak isteyecekti. Kısıtlama mührü koymaya bile istekli olurlardı.

Şeytani bir tarikat savaştıktan sonra böyle yapardı. Kendileri de çok kayıp vereceği için, tarikatlarını yeniden inşa etmek için insan gücüne ihtiyaç duyacaklardı.

Lei Mubai Lin Ming'e baktı, sesinde büyük bir alaycı ton vardı. “İlahi Anka Kuşu Adası yok edildiği anda, kendisi için neyin iyi olduğunun farkına varırsa iyi bir çocuk olacak ve Güney Denizi Şeytan Bölgesi'ne katılacak. Aksi halde kan özünü keseceğim ve dövüş sanatlarını çalışmam için kullanacağım. Onu kendim için bir zombi koruyucuya çevireceğim. Onun en iyi kullanımı böyle olur.”

Lei Mubai konuştuğu sırada kalın ve uzun tütsü, yavaşça bitmeye başladı.