Bölüm 358: Yetenek Yarışması

Editör: Kinyas

Yaşlı hanım Yuhuang'ın etkisi altında, herkes ziyafet atmosferinin etkisinde kılıcını çekmiş gibiydi. Lin Ming bile yaşlı hanım Yuhuang'ın gözlerindeki şiddetli ateşi hissedebiliyordu. Bu ziyafet neydi böyle? Ziyafetten çok patlamalar yaşanan savaş alanı gibiydi.

Şimdi, yaşlı hanım Yuhuang gerçekten patlamaya hazır barut gibiydi. Bu yaşlı zombiler, kendi iyilikleri için açgözlülük yapıyordu. Birkaç usta göndermeleri istendiği anda ağızlarını açan ve doyumsuz olan aslanlar gibilerdi. İlahi Anka Kuşu Adası, Güney Denizi Şeytan Bölgesi'ne karşı savaşa tek girse ve kazansa bile, zirve dördüncü seviye mezhepten sıradan dördüncü seviye mezhebe gerileyecekti. Beşinci seviye bir mezhep eşiğine ulaşmak istiyorlarsa, bu muhtemelen bin yıl daha sürecekti. Yaşlı hanım buna nasıl dayanabilirdi?

Müzakereler üç gün boyunca devam etti ve bu yaşlıların sadece önemsiz koşulları vardı. Bu temel faydaların ise onlardan gitmelerine asla izin vermiyorlardı. Sanki İlahi Anka Kuşu Adası'nın Güney Denizi Şeytan Bölgesi'ni yenemeyip onlardan yardım dilendiğini falan zannediyorlardı.

Yaşlı hanım Yuhuang gururunu hiçe sayıp onların çizgisine inmişti; durumun bu yaşlı moruklarla bu noktaya geleceğini zaten biliyordu.

Bir yıl boyunca bir Erken Dönen Çekirdek ustasını ödünç almak için 30 Cennet Açan Hap ödemek zorunda kalacaktı. Bu normal zamanlarda olsaydı, böyle gökyüzünü delen bir istek hırsızlık yapmaya eşdeğer olurdu!

Eğer Yaşlı hanım Yuhuang, onlara gerçekten bu fiyatı ödeseydi, İlahi Anka Kuşu Adası bin yılını kaybedecek ve sıradan dördüncü seviye mezhepliğe gerileyecekti.

Ama şu anda Yıldırım Zirvesi Mezhebi Hükümdarı, yaşlı hanım Yuhuang'ın neredeyse patlamasına neden olacak şeyleri söyledi.

“Sıradan dördüncü seviye mezhepliğe gerilemek, tüm mezhebin yok edilmesinden daha iyidir.”

Yaşlı hanım Yuhuang bu sözleri hatırladığı anda parmakları öfkeden titremeye başladı. Yıldırım Zirvesi Mezhebi Lei Jingtian'a baktı ve bu yaşlı moruğu yerin dibine sokmak istedi.

Ancak yaşlı hanım Yuhuang'ın öldürücü bakışları altında, Lei Jingtian sakindi, gönül rahatlığıyla içkisini içti ve onu tamamen görmezden geldi.

“Lei Jingtian! Senin için harika olanı görmek istiyorum!” Yaşlı hanım Yuhuang kadehini salladı ve içindeki şarap kaynamaya başladı; yanlışlıkla ateş özellikli gerçek özünü dışa vurmuştu.

Yaşlı hanım Yuhuang'ın yanında oturan bir İlahi Anka Kuşu Adası çekirdek öğrencisi, şarabın kaynadığını görünce dehşet içine düştü.

Bunun sonu gerçekten korkunç görünüyordu. Yaklaşan maçlarda, hayatları ince bir pamuk ipliğine bağlıymış gibi savaşmaları gerekiyordu. Yaşlı hanım Yuhuang'ın itibarını yitirmesine neden olacak kişi, kesinlikle kötü bir kaderle karşılaşacaktı.

O sırada Lin Ming kafasını gömmüş, midesi alabildiğince yemek yiyordu. Aniden Mu Qianyu'nun sesi kulaklarında yankılandı. “Lin Ming, usta şu anda mutlu değil. Bu yarışma sırasında ortamın ısısı yükselecek gibi. Tek yapman gereken, başkalarına göre hareket etmemek. Hata bazı dövüş sanatçıları arasında gerçek savaşlar bile olabilir, yaralanmamaya dikkat et.”

“Buna ek olarak sadece dövüş sanatçıları değil, yetenekler de yarışacak. Örneğin, Gün Ateşi Mezhebi bizim ateşi kontrol etme yeteneğimize meydan okuyabilir. Rekabet için seni zorlayanlar olursa, hemen cevap verme. Gün Ateşi Mezhebi, binlerce yıldır ateşi kontrol etme teknikleri üzerinde uzmanlaşmıştır. Sen ise daha yeni başladın, bu yüzden onların dengi olamazsın.”

Mu Qianyu'nun sesi, endişeyle doluydu ve bu duygu Lin Ming'in kalbini ısıttı. Yanıtladı. “Ne yapacağımı biliyorum.”

“Mm.”

Üç tur içki içildikten sonra, atmosfer canlandı ve heyecanlandı. Yaşlı hanım Yuhuang aniden gülümsedi ve söyledi. “Herkes şenlikten keyif alıyor mu acaba?”

“Haha, ben sonuna kadar eğleniyorum! Böyle büyük bir misafirperverlik karşısında, nasıl mutlu olmam?” Lei Jingtian ayağa kalktı, güldü ve söyledi. “Şarap ve yemekler güzel olmasına güzel de, dans ve savaş olmadan sıkıcı oluyor. Yıldırım Zirvesi Mezhebi'min öğrencilerinin bazı kötü yeteneklerini sergilemesine ne dersiniz, hem ortam da biraz canlanır.”

Lei Jingtian konuşmasını bitirdikten sonra, 16 veya 17 yaşlarındaki bir çocuk sahneye atladı. Mor kıyafetler giyiyor ve altın bir taç takıyordu. Yumruklarını birleştirdi ve herkesi selamlayarak söyledi. “Kıdemliler, dövüş sanatçıları, adım Lei Yu. Yıldırım Zirvesi Mezhebi öğrencisiyim ve yaşım 17. Bazı yetersiz yetenek ve tekniklerimi göstermek istiyorum, umarım beğenirsiniz.”

Lei Yu konuştuğu sırada, parmaklarını şıklattı ve ellerinde bir yıldırım patladı. Bu yıldırım, sürekli büyüyen, parlayan, bazen titreyen ama son derece muhteşem bir mor yılan gibiydi.

Bir düzine nefes sonrasında Lei Yu elini salladı ve mor yıldırım mor yeşim bir kurdeleye dönüştü. Bu yeşim kurdele, çok zengin bir yıldırım köken enerjisi yayıyordu ve mor ipekten farklı görünmüyordu.

“Güzel!”

“Güzel!”

Beş Element Bölgesi'nin dövüş sanatçılarının çoğu alkışlamaya başladı. Ancak İlahi Anka Kuşu Adası'ndan alkışlayan tek bir dövüş sanatçısı yoktu. Bunun nedeni, onur koltuğunda oturan yaşlı hanım Yuhuang idi. Yaşlı hanım Yuhuang böyle soğuk ve buzlu bir ifade sergilerken, kim alkışlamaya cüret edebilirdi?

Vermillion Kuşu Bölümü'nden bir öğrenci oturamadı ve sahneye atladı. “Kardeş Lei Yu'nun oldukça iyi yetenekleri var. Ben de küçük şeyler göstermek istiyorum, Kardeş Lei Yu ile karşılaştırılabilir mi acaba?”

Öğrenci, Lei Yu'nun elini sallayıp cevap vermesini beklemedi ve gökyüzünde şiddetli bir yılan belirdi. Parladıktan sonra bir alev zincirine dönüştü. Zincir birleşti ve gerçek zincirden farkı olmayan bir alev zincirine yoğunlaştı, metal gibi ışığı bile yansıtıyordu. Alevler içinde dövülmüş güzel bir demir zincir gibiydi.

Bu, kesinlikle Vermillion Kuşu Yasak İlahi Tarihi'nin ilk katmanından olan Alev Zincirleri'nden geliyordu. Lin Ming de bu tekniği biliyordu.

Huala!

Kırmızı zincir, mor ipek kurdele ile iç içe geçti. İki öğrenci birbirine karşı dostça görünüyordu ama zincir ve ipek birbirine girdiği anda, ikisi de vahşileşti ve tüm güçlerini yansıtmaya başladı.

Zincir ipek kurdeleyi sıktı ve gerildi. Yıldırım ve ateş parladı. İkisi de tam güçlerini kullanarak bir adım bile geri atmadı. On nefes sonra, mor ipek kurdele biraz yırtılıyor gibi göründü ama kırmızı zincir iyi durumdaydı.

“Haha, Kardeş Lei Yu ile gücümü karşılaştırmak istedim ve bu ziyafetten bolca bilgi elde ettim. Fakat Kardeş Lei Yu'nun yıldırım ipek kurdelesini parçalayacağımı düşünmemiştim. Gerçekten özür dilerim.”

Lei Yu'nun ifadesi küle döndü. Soğukça homurdandı ve sahneden indi. İlahi Anka Kuşu Adası öğrencilerinin yüzlerinde kendini beğenmiş ve gururlu bir ifade vardı. İlahi Anka Kuşu Adası, biraz övgü talep ederken yaşlı hanım Yuhuang'a döndü ama onun soğuk ifadesini gördüğü anda umutları toz oldu.

Bu sadece bir başlangıçtı. Önemsiz iki öğrenci arasındaki savaşın hiçbir önemi yoktu. Mezheplerin yüksek seviyeli kişileri savaşırsa eğer, gülmeye değebilirdi.

“Patlayacak gibi duruyor...” Zhang Zhen dilini ısırdı. Lin Ming'e döndü ve söyledi. “Çıkıp kendini göstermek istemez misin? Çıkmak istiyorsan acele etmelisin. Şu anda temel çekirdek öğrenciler çıkacak. Yakında, orta sıradakiler gelecek ve daha sonra da zirve öğrenciler yer alacak. Bunların üstünde ise direkt öğrenciler var!"

"O zaman gelince kendini gösterme şansın olmayacak. Dediğimi yap ve şu andan faydalan. Git ve indirebileceğine emin olduğun birine meydan oku, yoksa kendini utandıracaksın.”

Lin Ming, oradakilerden en küçük olanıydı. Yenilen öğrenci 17 ve 18 yaşlarında olduğu için, Zhang Zhen'e göre şu anda sahneye çıkmak için en iyi andı.

“Acelem yok.” Lin Ming gülümsedi. Fırtına Vadisi'nden insanların ve özellikle Yıldırım Zirvesi Mezhebi'nden mor kıyafetli kızın onu izlediğini hissetmişti.  Tüm bu süre boyunca, kızın gözleri aşırı bir kışkırtma isteğiyle ona bakıyordu. Lin Ming çıkmasa bile, ona meydan okuyacak insanlar vardı.

Maçlar başladıktan sonra durmadı.

İkili arasındaki maç bittikten sonra, insanlar sahneye çıkmaya başladı.

Bir İlahi Anka Kuşu Adası Mavi Luan Bölümü çekirdek öğrencisi, Buz Kutbu Sarayı'nın buz pateni tekniğine sahip bir öğrenciye meydan okudu. Buz pateni, buza çıktığı anda soğuk bir ışık parladı. Ancak sonunda Mavi Luan Bölümü öğrencisi, rakibinin patenini kırmayı ve zafer kazanmayı başardı.

Bu yetenekler ile baş başa geçen bir karşılaşma olmuştu.

Bir parlamayla, 6 veya 7 maç daha bitti. Zhang Zhen de sahneye çıktı. Yıldırım Zirvesi Mezhebi'nden mor kıyafetli kız tarafından seçildi. Adı Zhou Xiaoling idi ve 17 yaşındaydı. Bebek yüzlüydü ve zararsız bir gülümsemesi vardı.

Lin Ming, Zhou Xiaoling'in ona kilitlendiğinin farkındaydı. Bu ziyafet sırasında, onunla savaşması kaçınılmazdı. Zhang Zhen'e meydan okumasının nedeni, muhtemelen kendisi ile birlikte yürümesi ve ona bir savaş ilan etmek istemesiydi.

“Beni tanıyor musun?” Zhang Zhen bir süre için sersemledi. Rakibi sadece sevimli ve çekici bir kız olarak tanımlanabilirdi; çok hoş bir aura yayıyordu.

Zhang Zhen mükemmel bir ruh halindeydi. Güzel genç kızın aslında onu tanıdığını biliyordu.

Genç kız gülümsedi ama cevap vermedi. Zhang Zhen oldukça kalın kafalı birisiydi.

‘Güzel kızın çok tatlı bir gülümsemesi var. Adımı bildiğini sanmıyorum ama bana ismimle meydan okudu. Benim hakkında olumlu izlenime sahip olduğu, bana sorular sormak istediği ve dövüş sanatlarını yarıştırmak istediği için mi meydan okudu?’

Bu hayal, kişinin narsist olduğunun göstergesiydi. Özellikle de rakibi böyle tatlı gülümsüyorsa.

“Vermillion Kuşu Bölümü çekirdek öğrencisi Zhang Zhen, bu sene 18 yaşına girdi. Lütfen bana tavsiyede bulun.”

Zhang Zhen de kendini tanıttı. Sahneye çıkan herkes yaşını bildirmek zorundaydı. Normal öğrenciler savaşırken, aralarındaki yaş farkı en fazla bir olabilirdi. Bu en iyi yöntemdi, kaybetseler bile çok kötü sonuçlar olmayacaktı.

Zhang Zhen bu kız hakkında iyi izlenimlere sahip olmuş olsa da, onu hafife almaya cesaret edemedi. Sahneye girmeye cesaret eden kimse zayıf olmazdı. Sadece bir kere sahneye çıkacağını ve bu şekilde kaybetmesine tahmin etti. Elini salladı ve bir ateş pitonu havaya fırlayarak gökyüzünü soktu.

Bu, yetenek karşılaştırması demek oluyordu.

Zhou Xiaoling'in iki eli de hareket etti ve ince bir mor kurdele belirdi. Bu hareket, Lin Ming'in kalbinde iç çekmesine neden oldu; bu kız, yıldırımı kontrol etme konusunda gerçekten ustalaşmıştı. Doğrudan mor ipek kurdelenin gevşemesine izin verdi, yıldırıma çevirmesine bile gerek yoktu.

Zhang Zhen'in ifadesi ciddiydi. Ateş pitonu ve mor ipek kurdele bir süre savaştı ve birkaç nefes sonra, mor ipek kurdelesinin ateş pitonunu yırtma sesi geldi.

Zhang Zhen hemen kızardı. Hâlâ havada mücadele eden ateş pitonuna baktı. Genç kız Zhou Xiaoling'e baktı ve zayıf bir noktasını bularak onu indirmeyi diledi.

‘Bu küçük kız gerçekten çok anormal! Yetişimi benimkiyle aynı ama bir yaş daha genç. Daha birkaç nefes içinde, ateş pitonumu kesmeyi başardı!’