Bölüm 339: Çorak Dağ Çıkmazı

Editör: Kinyas

“Bay Lin... Ben...” Zhou Xinyu ağzını açtı, Lin Ming'e bir şey söylemek istiyordu ama nasıl söyleyeceğini bilemiyordu. “Bay Lin... bu sizin bineğiniz mi?”

Zhou Xinyu bunu sorduktan sonra biraz utandı. Bu cevabı açık olan bir soruydu. Sadece konuşmaya başlamak için konu açmaya çalışıyordu.

Lin Ming başını salladı. “Evet, adı Chi Yan.”

“Ne kadar güzel bir Kanatlı Sel Ejderhası. İlk defa görüyorum. Daha önce sadece antik metinlerde okumuştum.” Zhou Xinyu, Kanatlı Sel Ejderhası'nın alev renkli kanatlarına dibi düşmüş şekilde baktı.

Bu uzun kızıl tüyler gerçekten mükemmeldi.

“Kanatlı Sel Ejderhası'nın Kanatlı Yağmur Ejderhası kan soyuna sahip olduğunu ve büyüdükten sonra Xiantian ustası ile karşılaştırılabileceğini duydum.” Zhou Xinyu'nun gözleri, Kanatlı Sel Ejderhası'nın soğuk ve sert ejderha pullarına bakarken genişledi.

“Evet ama Chi Yan şu an sadece çocuk. Bu yüzden gücü sadece Orta Houtian Seviyesi'nde.” Lin Ming, biraz önce Zhou Xinyu'yu kurtarırken Kanatlı Sel Ejderhası'nı hemen çağırmaya cesaret edemedi. Kanatlı Sel Ejderhası'nın siyah kıyafetli adam veya herhangi birisi tarafından engelleneceğini düşündü. Ayrıca Kanatlı Sel Ejderhası'nın gücüyle, dizi bariyerini kırması kolay olmazdı.

“Neredeyse unutuyordum. Bay Lin bariyer dizisini nasıl geçtiniz?” Bu düşünce Zhou Xinyu'nun zihnine şimdi girdi. Biraz önce bir dizi inanılmaz olay gerçekleştikten sonra, Zhou Xinyu bunların nedenini sormak istemişti ama Lin Ming'in gizlerini açığa çıkarmak istemeyeceğinden sormadı.

Lin Ming kabaca açıkladı. “Bariyer dizisini yapan adam çok amatördü ve daha önce dizi oluşumlarını hafiften incelemişliğim var.”

Normalde böyle büyük bir dizinin yerleştirilmesi için Xiantian Âlemi'nde olmak gerekiyordu. Örneğin Yedi Derin Savaşçı Evi'nin On Bin Öldürme Dizilimi ve yedi büyük öldürme dizilimi Xiantian ustaları tarafından oluşturulmuştu. Huang Zixuan Dizi Bölümü'nden değildi ve yetişimi o kadar yüksek değildi. Dizi oluşumunu zorlukla oluşturmuştu ve bu nedenle çok fazla kusuru vardı.

Lin Ming ise Tanrılar Âlemi'nden gelen dizi ustasının hatıralarını almıştı ve Ata Chi Yan'ın sekiz trigram ateş dizi oluşumundaki birçok kusuru ortaya çıkarabilmişti. Daha sonra neredeyse bir ay boyunca Ata Chi Yan ile diziler hakkında tartışmıştı.

Ata Chi Yan'ın dizi oluşumları hakkındaki anlayış ve bilgisi, Huang Zixuan veya Yedi Derin Vadi'nin Dizi Bölümü'nden herhangi birisi ile karşılaştırılamazdı. Lin Ming, Ata Chi Yan ile yaptığı konuşmalardan büyük bilgi elde etmişti. Tanrılar Âlemi'nin ve Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nın dizi ilkelerini yavaş yavaş birleştirmeye başlamıştı.

Lin Ming'in şu anki durumuyla, dizi oluşturması mümkün değildi ama dizi oluşumlarının ardındaki ilkeleri öğrenme seviyesi son derece iyiydi. Sonuçta, Tanrılar Âlemi ve Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nın dizi oluşumlarının temelleri aynıydı. 

Kaçmadan hemen önce Lin Ming Uhrevi Savaş Niyeti'ne girmişti ve bariyer dizisini incelemişti. Bariyer dizisini incelerken rahat bir şekilde geçmesine olanak sağlayan önemli bir kusur fark etmişti.

Aksi takdirde Lin Ming ona direkt çarpsaydı, dizi oluşumlarının arkasındaki ilkeleri ne kadar anlasa da hiç durmadan kıramazdı.

Lin Ming'in üstünkörü açıklamasını dinleyince Zhou Xinyu sadece gülümsedi. Bu sadece ‘hafiften inceleme’ olarak adlandırılabilir miydi?

Huang Zixuan dizi oluşumlarını çok iyi bilmese de, bu bariyer dizisi hiç yokmuş gibi geçilemezdi.

Bu olayla birlikte, Lin Ming'in dizi oluşumları bilgisinin Huang Zixuan ile aynı seviyede olduğu söylenebilirdi. Zhou Xinyu, Lin Ming'in sadece 16 yaşında böyle mükemmel bir dövüş sanatları yetişimine ek olarak Dao dizi oluşumlarını bileceğini düşünmemişti. Antik çağlardan bu yana, hangi dizi ustası Dao dizi oluşumlarını sadece 16 yaşına kadar öğrenebilmişti?

Zhou Xinyu sadece iç çekebilirdi. Lin Ming'in yeteneği, zaten onun anlayışının çok ötesindeydi.

Bu sırada Zhou Xinyu aniden arkadan bir kartal çığlığı duydu. Kalbi dondu ve arkasına baktı. Parlak ayın altında, onları kovalayan altın bir nokta vardı.

Zhou Xinyu'nun kalp atışları hızlandı ve endişeli şekilde söyledi. “Bay Lin, bizi takip ediyorlar!”

“Mm. Biliyorum.” Lin Ming arkasına bakmadı. Altın Kanatlı Göksel Rüzgâr Kartalı, terbiyecisi tarafından ele geçirildiği için bunu zaten bekliyordu.

Altın Kanatlı Göksel Rüzgâr Kartalı, sıradan bir Göksel Rüzgâr Kartalı'ndan birkaç kat hızlıydı ve Aziz Canavarı kan soyuna sahip bir binekti. Kan soyu, Altın Kanatlı Roc'a kadar ulaşabilirdi.

Altın Kanatlı Göksel Rüzgar Kartalı'nın kan soyu saflığı Kanatlı Sel Ejderhası'ndan daha kötü olmasına rağmen, Lin Ming'in sırtına bindiği Kanatlı Sel Ejderhası sadece bir çocuktu. Ay Kavrama Mezhebi'nin Altın Kanatlı Göksel Rüzgâr Kartalı'na karşılık hayatının başındaydı.

Bu nedenle Kanatlı Sel Ejderhası'nın hız açısından hiçbir avantajı yoktu.

“Bay Lin, ne yapacağız?” Zhou Xinyu, Lin Ming'e güvenmeye alışmıştı. Biraz önceki olaylardan sonra, Lin Ming Zhou Xinyu'ya nasıl bir tehlikede olurlarsa olsunlar, kurtulabilecekleri hissini vermişti.

“Önce kaçacağız, bunu daha sonra çözeriz.” Lin Ming'in cevabı çok mantıklıydı. Önce Yeşil Dut Şehri'ni terk etmelilerdi, onları bu felaketin içine sürüklemek istemiyordu.

Kanatlı Sel Ejderhası ve Altın Kanatlı Göksel Rüzgâr Kartalı çok büyük bir hız farkına sahip olmadıkları için bu çok kolaydı. Qin Ziya çok uzakta değildi. Eğer Qin Ziya'nın yakınına geldiklerinde bir ses iletim tılsımı kullanır ve ona doğru ilerlerse, Kanatlı Sel Ejderhası'nın hızıyla onlara ulaşmak sadece birkaç saat alırdı.

Qin Ziya geldikten sonra hiçbir sorun kalmayacaktı.

O sırada, Zhou Xinyu şaşırdı. “Bay Lin, durum kötü. Aniden hızlandılar.”

“Mm?” Lin Ming arkasını döndü ve ufuğa baktı. Altın Kanatlı Göksel Rüzgâr Kartalı'nın figürünün daha da büyüdüğünü gördü ve çok uzak olmalarına rağmen, Altın Kanatlı Göksel Rüzgâr Kartalı'nın kırmızı bedenini görebiliyordu.

“Bu Altın Akupunktur Tekniği. Altın Kanat'ın tam potansiyelini ortaya çıkarmak için üç feet uzunluğunda bir iğne kullanıyorlar ve hızının sınırına ulaşıyor.” Zhou Xinyu bunu söylerken dişlerini sıktı, kalbi öfke ve nefret ile doluydu. Bu teknik, Göksel Rüzgâr Kartalı'nda geri dönülemez hasara yol açacaktı ve uzun süre uçarsa yaşam gücünü bile kaybedebilirdi.

Zhou Xinyu'nun şu anda bu durumda olmasının nedeni Göksel Rüzgâr Kartalı olmasına rağmen, Altın Kanat'ın hiçbir suçu yoktu, sadece ona verilen emirleri uyguluyordu. Bu onun hatası değildi. Suçlanacak birisi varsa, o da zalim Huang Sanping'di.

Altın Kanatlı Göksel Rüzgâr Kartalı giderek hızlanıyordu. Bir anda Lin Ming ile arasındaki farkın yarısını kapatmıştı. Zhou Xinyu bile Altın Kanat'ın sırtındaki figürleri net olarak görebiliyorlardı. Huang Sanping'in yüzü kanla doluydu.

Huang Sanping'in yetişimi sadece Zirve Nabız Yoğunlaştırma Aşaması'ydı. Lin Ming onu öldürme niyetiyle vurmuştu ama Huang Zixuan bunu engellemişti. Sonunda ciddi yara alarak kurtulmuştu.

Huang Sanping, birçok hap ve ilaç aldıktan sonra uyanınca, hâlâ birçok kırığı vardı, çürüklerle kapılıydı ve meridyenleri bile zarar görmüştü.

Böyle ağır bir yaralanma ile gelecekteki yetişimi etkilenmeyecekti ama birkaç ay boyunca yatması gerekiyordu. Her dakika ve saniyeyi önemseyen yetenekler için bu asla kaybedilmemesi gereken uzun bir süreydi. Huang Sanpng, Lin Ming ve Zhou Xinyu'yu yakalayarak onları sakatlamak istiyordu. Lin Ming'e ölmeyi isteyecek kadar işkence edecek ve Zhou Xinyu'ya tecavüz edecekti.

Sadece bu, onun kalbindeki nefreti dindirebilirdi.

Öfkesi vücudundaki gerçek özden taştığı için, Huang Sanping sert şekilde öksürdü ve neredeyse kan kusacaktı. Uzaysal yüzüğünden bir hap çıkardı ve yuttu. Daha sonra küçük adama sordu. “Daha hızlı gidebilir mi?”

Altın Kanatlı Göksel Rüzgâr Kartalı'nın değeri, Lin Ming ve Zhou Xinyu'nu yakalamaya yaklaşamazdı bile. Ayrıca burası Gökyüzü Talihi Krallığı'ydı. Yedi Derin Vadi'nin bölgesiydi. Bu ikisini yakalayamazlarsa ve destek gelirsek, her şey daha da zorlaşacaktı.

“Mümkün değil. İğneyi tekrar batırırsam, dayanamayabilir.” Küçük adam bir iğne tutuyordu. Altın Kanatlı Göksel Rüzgâr Kartalı'nın sırtında kırmızı bir katman vardı ve altın tüyleri titriyordu.

“Ping'er, endişelenme. İleride çorak bir dağ var. Destek çağırsalar bile, o kadar hızlı gelemez. Çorak dağlara ulaşmadan onları yakaladığımız sürece, hiçbir yere kaçamazlar.” Huang Zixuan'ın gözleri soğuk bir ışıkla parladı. Lin Ming'den nefret ediyordu.

“İkinci Amca, bu çocuk kim? Biliyor musun?” Huang Sanping sordu.

“Bilmiyorum. Huang Zixuan başını salladı. ”Ama yetişimi Houtian Âlemi'nde değil. Büyük bir mezhebin dahisi olduğu için böyle dünya adım bir yetenek olmalı. Durum böyle olduğu için gitmesine izin veremeyiz. Verirsek, bir daha güvenli bir şekilde yaşayamayabiliriz.”

Huang Zixuan huysuzdu. Bir süre düşündü ve söyledi. “Belki de şu durumda çoktan bir ses iletim tılsımı kullanmıştır. Bu kumarda her şeyimizi vereceğiz ve ne olursa olsun kazanacağız. Kaynakları elde ettikten sonra, İlahi Anka Kuşu bölgesinden ayrılarak kimliklerimizi gizleyeceğiz. Ay Kavrama Mezhebi kaynaklar ile kendi mezhebimizi kurabiliriz.”

Huang Zixuan bunu söylediğinde vücudundaki kanın hızlandığını hissetti. Kendi mezhebini kurmak ve mezhep ustası olmak kadar heyecanlı ne olabilirdi?

...

Rüzgâr esti. Lin Ming, zaten çorak dağlara kadar gelmişti. Burası Gökyüzü Talihi Krallığı'ndaki sıra dağlardan birisiydi, kimse buraya gelmezdi.

Ama takipçileri gittikçe yaklaşıyordu. Böyle devam ederse, yarım tütsü çubuğu süresinde yetişeceklerdi.

Zhou Xinyu, Lin Ming'in arkasındaydı ve Göksel Rüzgâr Kartalı'nın yetiştiğini görünce endişelendi ve aynı zamanda suçluluk hissetti. Lin Ming'e baktı, kafası karışıktı ve söyledi. “Sizi tehlikeye soktuğum için özür dilerim.

”Özür dilemeni gerektiren bir şey yok. Her şansın, beraberinde getirdiği riskler vardır. Bu kendi verdiğim bir karar; sadece yapmam gerekeni yapıyorum.”

“Oh...” Zhou Xinyu dudaklarını ısırdı ve kalbinde iç çekti. Lin Ming'e karşı suçlu ve minnettar hissetmesine rağmen, sadece yapması gerektiğini yaptığını söylemesi kalbinin çok rahatsız hissetmesine neden oldu. Hatta bu duygunun gülünç olduğunu ve hiç mantıklı olmadığını düşündü. Belki de bu ölüm kalım anında zihnini teselli etmeye çalışıyordu ama bu durumda başkalarına böyle teklifler sunmayı istemiyordu.

Zhou Xinyu bunu düşündüğü sırada, kendini küçümseyerek başını salladı.