Bölüm 276: Sıkıştırılmış İlik Âlemi

Editör: Fullbringer

“Savaş niyeti mi?”

Shi Zongtian'ın söylediği bu söz ile birlikte, oradaki tüm elderler tamamen şok içinde kaldı. Dikkatle baktıklarında Lin Ming'in gerçekten garip bir duruma girdiğini gördüler, sanki etrafındaki hiçbir şeyden etkilenmiyor gibi gözüküyordu. Bu durum antik metinlerde anlatılan savaş niyetleri ile aynı görünüyordu.

Bir savaş niyeti sadece keşfedilebilirdi, arayarak bulunamazdı. Bir kişi bunu sadece kendi şanslı kaderiyle kavrayabilirdi ve bunun dövüş sanatçısının yeteneğiyle hiçbir alakası yoktu. Sıradan bir kişinin vücudunda ortaya çıkabilir veya tamamen gereksiz bir insanda oluşabilirdi.

Dahiler, yetişim ile nesiller boyunca yükselebilir ve süzülebilirdi ama bir savaş niyeti böyle oluşamazdı. Aslında, Yedi Derin Vadi'nin genç neslindeki sayısız yetenek arasında, bir savaş niyeti kavramayı başaran tek kişi bile yoktu.

“Bir savaş niyeti kavramış, bu velette tam bir köpek şansı var! Atalarının mezarından çıkan bir reenkarne falan olmalı!” Zither Bölümü Hükümdarı kudurmuş bir köpek gibi dişlerini sıktı, gözleriyle Lin Ming'e baktı, göğsü yükseldi ve bir kurbağa gibi düştü. Şu anda konuşamayacak derecede öfkeliydi. 36 ülkeden gelen bu ahmak çocuk onun en sevdiği öğrencisini yenmişti ve Zither Bölümü'nün çekirdek yetişim yöntemi olan Derin Rüzgâr Sekiz Melodisi'ni kırmıştı.

Ve en rahatsız edici olan durum bu veledin savaşın ortasında atılım gerçekleştirmesiydi. Şimdi de bir savaş niyeti olduğunu gösteriyordu; bunların hepsi birer birer yüzüne tokat gibi çarpmıştı. Zither Bölümü'nün sadece Lin Ming'in özel yeteneklerinin gösterimi olan bir yermiş gibi olduğunu hissetti; onun gibi birisi bunu nasıl kabullenebilirdi ki?

Shi Zongtian, yaşlı kadının tepkisini umursamadı, sadece endişeli gözler ile Mu Qinghong'a baktı. Shi Zongtian'ın ruh hali şu anda çok çelişkiliydi. Lin Ming'in giderek çok daha iyi olmasını isterken, İlahi Anka Kuşu Adası'nın yeteneklerini yağmalamak için buraya gelmesinden de korkuyordu. Şu anda pozitif ve negatif etkilerle mücadele ettiği söylenebilirdi.

Mu Qinghong gülümsedi ama bir şey söylemedi. Lin Ming'in meridyenlerinin bağlandığını zaten biliyordu. Bu nedenle Lin Ming Kemik Gelişimi ve Nabız Yoğunlaştırma Aşaması arasında bir darboğaza girmeyecekti. Fakat o da atılımın bu kadar hızlı bir şekilde gerçekleşeceğini bilmiyordu.

“16 yaşında girdikten hemen sonra Nabız Yoğunlaştırma Aşaması'na ulaştı. Qianyu'ya kıyasla, yaklaşık sekiz ay daha yavaş. Yine de, bu aşırı hız son derece nadir. Bu çocuğun geleceğinin nasıl olacağını hayal bile edemiyorum.”

Mu Qinghong'un kalbi beklenti ile doluydu. Mu Qianyu, ateş özellikli, Mu Bingyun ise buz özellikli bir yetenekti. Lin Ming'in yıldırım özellikli yeteneğiyle birlikte, gerçekten üç kusursuz yetenek vardı. Gelecekte, Güney Ufku Bölgesi'nde tüm durumu değiştirebilecek güç merkezleri haline gelebilirlerdi. Belki de Güney Denizi'ni ele geçiren devler olabilirlerdi.

...

Dokuzuncu tur bittiği anda, öğle yemeği vakti geldi. Lin Ming hala meditasyon yapıyordu, önceki gibi uhrevi savaş niyeti durumundaydı. Elbette Qin Xingxuan öğle yemeğine çıkmamıştı. Bir dövüş sanatçısı birkaç öğünü kolaylıkla atlayabilir, hatta birkaç gün boyunca uyumadan durabilirdi.

Jiang Baoyun da gitmedi. Bunun yerine, yarışmacı bekleme alanında oturuyorken ve Lin Ming'e bakıyorken hazine kılıcını parlattı.

“Nabız Yoğunlaştırma Aşaması...” Jiang Lanjian, Jiang Baoyun'un yanında otururken mırıldandı.

“Mm...” Jiang Baoyun başını salladı. Dahi bir dövüş sanatçısı için, atılım gerçekleştirmek için gerçek savaşın baskısını kullanmak kolaydı. Bu aynı zamanda pek çok dövüş sanatçısının Toplam Bölüm Savaşçı Toplantısı'na gelme sebebiydi.

“İşler giderek daha ilginç hale geliyor. Lin Ming'e karşı biraz daha ciddi olmam gerektiğini düşünüyordum ama şimdi...” Jiang Baoyun bunu söylediği anda, iki gözü sert bir dövüş ruhu ile parladı.

“Seni yenebileceğini mi düşünüyorsun?”

“Bunu kesin olarak söyleyemem!”

Jiang Lanjian şaşırdı. Deneyimlerine göre, Jiang Baoyun her zaman yüksek görüşlü çok kibirli bir adamdı; rakibi olarak kabul edeceği çok az akranı vardı. Ama şimdi Lin Ming hakkında çok düşünüyormuş gibiydi.

Jiang Lanjian söyledi. “Ona karşı savaştım. Onun dengi olmamama rağmen, onunla savaşabildim. Rüzgâr Kavramı'm onu yaralayabildi. Ama sana karşı, Rüzgâr Kavramı'm ile senin giysine bile dokunamıyorum...”

“Haha, bazen böyle eşitsizlikler o kadar kolay açıklanamaz. Qin Wuxin ile savaştıktan sonra gücünün sürekli büyüdüğünü görmedin mi?”

“Fark ettim ama... Gelişiminin ikiniz arasındaki boşluğu kapatabileceğini sanmıyorum. Nabız Yoğunlaştırma Aşaması'na geçmiş olsa bile daha yeni geçti, güç miktarı sınırlı olmalı.”

“Bekleyelim, neler olacak göreceğiz. Eğer bir kaza olmazsa, Lin Ming kesinlikle benden önce Mugu Buyu ile karşılaşacak. Mugu Buyu'nun gücü, hafife alınamaz. Onun saldırıları çok garip ve değişik. Ben bile onu yenebileceğimi garanti edemem! Lin Ming ve Mugu Buyu birbiriyle karşılaştıktan sonra, gücünün sınırının ne olduğunu görebileceğim.”

Zaman geçtikçe, Lin Ming'in atılımı daha kritik bir sürece girdi. Gerçek öz, vücuttan organlara, organdan kemiklere ve kemikten meridyenlere aktı. Her bir inç etten geçmeye başladı, tam bir devir yaptı ve tekrardan organ ve kaslara dönmeden önce tam bir tur döndü.

Gerçek öz meridyenlere akarken, vücutta bir dolaşım haline girdi. Kemik Gelişimi ve Nabız Yoğunlaştırma Aşaması arasındaki en büyük fark buydu. Gerçek öz organlara ve kemiklere akması, bir taşıtın denizde ve bataklıkta gitmesine benzerdi. Bu sadece bu şekilde açıklanabilirdi. Fakat gerçek öz meridyenlere nüfuz eder ve oraya akarsa, geniş yolda koşan bir yarış atı gibi olurdu. Aralarında mukayese bile olamazdı.

Bu dolaşım bir kaç devir boyunca devam ettikten sonra, Lin Ming aniden kalbini hissetti.

“Mm? Bu...”

O anda, Lin Ming kemiklerinin en dip kısmında mikroskobik bir gerçek öz miktarının sızdığını net olarak hissedebiliyordu, iliklerine akıyordu.

Gerçek Öz Sıkıştırılmış İlik!

Lin Ming buna çok mutlu oldu!

Kaotik Meziyet Savaş Meridyenleri, Tanrılar Âlemi'nde nesilden nesile aktarılan üst düzey bir Vücut Dönüşümü yetişim yöntemiydi ve milyarlarca yıllık bilgi birikime sahipti. Bu yetişim yöntemi Tanrılar Âlemi'nde çok değerli olarak kabul edilmese bile, Vücut Dönüşümü aşaması açısından, en mükemmel ve tam yöntemdi, var olan en yüksek seviyeli yetişim yöntemiydi. Ondan daha iyisi yoktu!

Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nın Vücut Dönüşümü yetişim yöntemleri sadece altı aşamayı içeriyordu. Altıncı olan Nabız Yoğunlaştırma Aşaması'ndan sonra,  Houtian ve Xiantian Âlemleri vardı. Bunlar, Vücut Dönüşümü'nden ayrı bir yetişim branşıydı, aksine gerçek öz yetişimi ve ruh yetişimine odaklıydı.

Fakat Kaotik Meziyet Savaş Meridyenleri, Nabız Yoğunlaştırma'ya ek olarak başka aşamalar içeriyordu. Buna gerçek özün iliklere girdiği Sıkıştırılmış İlik de dâhildi. Bu daha sonra Sekiz İç Gizli Kapı ve Dao Sarayı'nın Dokuz Sarayı'na geçiyordu. Bir kişi bunları başardıktan sonra yumruğuyla gökyüzünü parçalayabilirdi, ayaklarıyla dünyayı çatlatabilirdi ve kükremeleri ilahi felaketlere yol açabilirdi. Tek bir tüm gücünü verdiği saldırıyla, uyduların çökmesine ve yıldızların batmasına sebep olabilirdi!

Anılarda böyle abartılı açıklamalar olsa da, Lin Ming bunların olabileceğine inandı. Fakat bilinçaltında her zaman endişeliydi.

Nabız Yoğunlaştırma Aşaması'nın üstü olan Sıkıştırılmış İlik Âlemi'ne geçmeyi başarabileceğinden veya yetişim yaptığı Kaotik Meziyet Savaş Meridyenleri'nin kusurlu olabileceğinden endişeleniyordu. Sonuçta, Tanrılar Âlemi'nde yaşayan insanlar ile Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nda yaşayanların bedenleri farklı olabilirdi; ya Lin Ming'in Sıkıştırılmış İlik Âlemi'ne ulaşma imkânı yoksa?

Şimdi Lin Ming Nabız Yoğunlaştırma Aşaması'na geçtiği anda, nihayet gerçek özünün bir kısmının iliklerine girdiğini hissetti, nasıl heyecanlanmayacaktı?

Eğer Sekiz İç Gizli Kapı ve Dao Sarayı'nın Dokuz Yıldızı'nı açabilirse, Lin Ming Houtian veya Xiantian Âlemi'ne ulaşmaya çalışmasa bile, Vücut Dönüşümü yetişimi kendi neslinin en üstün gücü haline gelebilirdi.

Gerçek özün bu küçük miktarından sonra, Lin Ming sürekli gerçek özünü Sıkıştırılmış İlik sınırına itmeye çalıştı. Fakat gerçek özünü hareket ettirmek istemesine rağmen hiçbir hareket izi algılamadı ve öz kemikte kalarak iliğe girmedi.

Sonunda gerçek öz taşıması sona ermişti ve sadece küçük ve önemsiz miktarda gerçek özü iliğine itmeyi başarmıştı.

Lin Ming iç çekti ve başını salladı. “Kaotik Meziyet Savaş Meridyenleri'nde yazılanlar gibi yapılması gerekiyor sanırım. Kasları yıkamak ve iliği arındırmak için üst düzey kalite haplar kullanmam gerekecek ve kötü Houtian havasını atmam gerekecek. Bunun ne kadar zor olabileceğini bilmiyorum ama Houtian veya Xiantian Âlemi'ne geçmekten daha zor olabilir...

En kaliteli haplar, en kaliteli haplara ihtiyacım olacak. Ne tür haplar, Tanrılar Âlemi'nden gelen Yüce Elder için en kaliteli olarak adlandırılabilir? Cennet Açan Hap yeterli olur mu?”

Lin Ming'in makul bir yol bulabileceğine dair kendine güveni yoktu. Yedi Derin Vadi'de çekirdek öğrenci olsa bile, Cennet Açan Hap'ın değeri şaka değildi. Değeri hesaplanamazdı ve hiçbir yerden satın alınamazdı.

“Peki. Eğer Savaşçı Toplantısı'nı kazanabilir ve şampiyon olabilirsem, gelecekte bir Cennet Açan Hap elde edebilirim. Fakat onu elde etmek için Zirve Houtian Âlemi'ne girmem gerekecek. Daha aönce almak için bir yol bulmam gerek, aksi halde Zirve Houtian Âlemi'ne ulaşmanın ne kadar süreceğini bilmiyorum...”

Bunu düşününce Lin Ming'in gözleri aniden açıldı. Nabız Yoğunlaştırma Aşaması'na resmen geçmişti.

“Lin Ming, gerçekten geçtin.” Qin Xingxuan gülümsedi. Sürekli onun yanında kalarak onu korumuştu, yanından bir saniye bile uzaklaşmamıştı. Normal olarak böyle kritik bir dönemde kimsenin Lin Ming'i rahatsız etmesine izin veremezdi. Bu, Lin Ming'in kendisine tamamen güvendiğini gösteriyordu. Qin Xingxuan bunu fark ettikten sonra çok mutlu oldu.

“Yeni geçtim ve yetişimim daha bitmedi. Gücüm fazla artmamış olmalı.” Lin Ming bunu söylediği anda, kazara Jiang Baoyun'un uzaktan kendisine baktığını fark etti. Jiang Baoyun gülümsedi ve onu selamlayarak başını salladı.

Lin Ming de gülümsedi. Kalbinde düşündü. ‘Bu Jiang Baoyun'un görüşü keskin bir kılıç gibi, beni tam olarak görmüş gibi. Tam gücümün sınırını anlayamasa da, ne kadar güçlü olduğumu yaklaşık olarak tahmin edebilir. Bana böylesine güvenle baktığına göre, onu hafife almamam gerekiyor.’

O anda, öğle yemeği vakti sonra erdi ve yarışmacılar arenaya geri dönmeye başladı. Lin Ming'e bakan insanların çoğunda, kıskançlık, gıpta, korku, hayranlık ve içerlenme vardı.

Lin Ming zaten çok güçlüydü ama şimdi daha güçlü ve anormal olmuştu.

Öğle maçları sonunda başladığı sırada, sadece Lin Ming, Huo Yanluo, Mugu Buyu, Ouyang Ming ve Jiang Baoyun yenilgi yüzü görmemişti. Savaşlar son derece ateşliydi ve ustaların çarpışması giderek sıklaştı. Jiang Lanjian ve Qin Wuxin gibi güçler bile sık sık ortaya çıkıyordu.

Onuncu tur surasında, beşinci maç Huan Xiaodie ve Huo Yanluo arasındaydı. Huan Xiaodie tüm saldırı tarzlarını kullandı ve sayısız illüzyon oluşturdu. Fakat Huo Yanluo gerildi, gerçek özünü döndürdü. Saldırıları defetmek ve tekrardan saldırmak için Alev Özü'nü çağırdı.

Orta aşama insan adım Alev Özü, Huo Yanluo'nun etrafında erimiş kayalar dairesine döndü; tüm illüzyonlar ve hayaletler, Cehennem Alevleri tarafından tamamen yutuldu!

Huo Yanluo adım adım yaklaştıkça, Huan Xiaodie'nin hareketleri geçerliliğini yitirdi. Sonunda yenildi.

Seyirciler, özellikle Arıtım Bölümü öğrencileri tezahüratlar yaptı, heyecan içerisinde deliriyorlardı.

“Haha, Büyük Kıdemli Acemi Kardeş yine çok vahşi, tekrardan kazandı! Arıtım Bölümü'müzün bu sefer ilk beşe ulaşma konusunda umudu var gibi görünüyor!”

“Elbette, Kıdemli Acemi Kardeş'imiz yenilmeyen beş yarışmacından bir tanesi. Diğer dört kişiye bakarsak, Jiang Baoyun ve Mugu Buyu şüphe yok ki farklı seviyedeki ucubeler. Lin Ming ve Ouyang Ming ise tam bir çiftlik hayvanı. Ama Kıdemli Acemi Kardeş'imiz onlardan daha zayıf değil. Elinde orta aşama insan adım Alev Özü var, onu kim durdurabilir?”

Arıtım Bölümü öğrencileri büyük bir keyifle konuştu. Diğer tarafta olan Zither Bölümü'nden genç bir kız o kadar mutlu değildi. “Ne demek istiyorsun? Eğer Kıdemli Acemi Kız Kardeşimiz anormal bir ucubeyle karşılaşmamış olsa, o da yenilmeyecekti. Kıdemli Acemi Kız Kardeş'imizin Huo Yanluo'dan daha zayıf olduğunu mu söylüyorsun?”