Bölüm 246: Umut

“Eğitmenim, ne tür bir haber 36 gerçek öz taşı harcamaya değer? Savaş alanından bir rapor falan mı?” Askeri bir aileden gelen genç sordu. Ona göre sadece Gökyüzü Talihi Krallığı'nın bir savaş raporu 36 gerçek öz taşı harcamaya değerdi. Sonuçta savaştaki zafer ya da yenilgi bir ulusun kaderini belirleyebilirdi.

Orta yaşlı eğitmen kafasını salladı ve söyledi. “Cepheden gelecek savaş raporu için ses iletim dizisi kullanılmaz. Yedi Derin Savaşçı Evi'miz, Gökyüzü Talihi Krallığı'na mesaj göndermez.”

Birkaç yüz bin mil uzaklıktan gönderilecek bir mesaj için ses iletimi dizisi, sadece heves uğruna kullanılabilecek bir şey değildi. Gökyüzü Talihi Krallığı'nın İmparatorluk Sarayı bile böyle bir şey inşa etmeyi düşünemezdi.

“O zaman ne tür mesajlar gönderiliyor?” Genç erkek ve kızın gözleri merakla doluydu. Her şeye meraklandıkları yaştaydılar.

“Bu iletim dizisi, Toplam Bölüm Savaş Toplantısı'ndan bir zafer raporu gönderecek. Bu gece gönderilecek.” Orta yaşlı eğitmen yanıtladı.

“Mm... Toplam Bölüm Savaşçı Toplantısı mı?” Birçok öğrencinin yüzü şaşkınlıkla doluydu, hiçbiri bunun ne olduğunu bilmiyordu. Sonuçta sıradan bir insan nadiren böyle üst düzey bir oluşumu duyardı. Yedi Derin Savaşçı Evi'nin arkasında duran Yedi Derin Vadi bile kıyaslanamayacak kadar belirsiz bir kavramdı. Yedi Derin Vadi'nin aslında ne kadar güçlü olduğunu bilmiyorlardı.

“Yedi Derin Vadi bir Toplam Bölüm Savaşçı Toplantısı düzenledi ve tüm ülkelerden gelen yeteneklerin güçlerini karşılaştırmak için bir araya geldiler.” Orta yaşlı eğitmen, bunun yeni öğrencilere pek mantıklı gelmeyeceğini ve onlar için önemli olmadığını bilse de sabırla açıkladı.

“Ne? Bütün ülkelerin dahileri bir araya mı geliyor?” Bir genç bunu duyduğunda gözleri aniden parladı. Huayu adlı yeni öğrenci, bu giriş sınavının ilk sırasını alan kişiydi. Huayu büyük, saygın bir aileden geliyordu ve 15 yaşındaydı. Yetişimi İç Organ Eğitimi Aşaması'ydı ve gücü de oldukça iyiydi. Orta yaşlı eğitmen tüm ülkelerden gelen yeteneklerin bir araya geldiğini söylediğinde, Huayu'nun savaş arzusu kıyaslanamayacak bir istek ile arttı. Söyledi. “Eğitmenin ben de katılabilir miyim? Hangi sırayı elde edebilirim?”

Orta yaşlı eğitmen ağlamak ile gülmek arasında kaldı. Söyledi. “Gidemezsin...”

“Neden?” Huayu tokat yemiş gibi hissetti. Yedi Derin Savaşçı Evi'nin giriş sınavının birincisi olmuştu. Gökyüzü Talihi Krallığı'nın son yarım yıldaki en yetenekli genç dövüş sanatçısı olarak biliniyordu. Böyle gururlu ve değerli bir ünvanla, neden katılamıyordu?

Orta yaşlı eğitmen acıyla iç çekti. Bu genç sadece üstün dördüncü yeteneğe sahipti. Sadece Ling Sen veya Lin Ming gibi paha biçilemez bir sürpriz olursa, Toplam Bölüm ile bağlantı kurabilecek bir seviyeye erişebilirdi.

Gençlerin özgüvenini bozmak istemedi, bu yüzden farklı bir yöntem denedi. “İletim dizisinin yanındaki güzel giyinmiş adamı görüyor musun?”

“Mm? Görüyorum.” Huayu başını çevirdi ve sırmalı giysili adamı gördü. Sunağın yanında bir maun ağacı sandalyede oturuyordu ve biraz endişeli görünüyordu.

“O şimdiki hanedanlığın Veliaht Prens'i. Toplam Bölüm Savaşçı Toplantısı'ndan gelecek haberler sadece akşam ulaşır. Ama o öğle vaktinden beri burada bekliyor. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun?”

“Ne? Veliat Prens mi?”

“Ekselansları Veliaht Prens mi? O şu anki hanedanlığın Veliaht Prens'i mi?”

Tüm gençler, tamamen şaşırtıcı bir sürpriz ile karşılaştıkları anda, gözleri gördüklerine inanamıyormuş gibi açılırken yutkundular. Sıradan bir insan için Veliaht Prens, hiç duymadıkları efsanevi bir figürdü.

Veliaht Prens, haber akşam gelecek olsa bile burada bekliyordu. Üstelik, bu iletim dizisinin bedeli 36 saf gerçek öz taşıydı. Bunların hepsi gelecek haberin ne kadar önemli olduğunu açıklıyordu!

Bu aynı zamanda Toplam Bölüm Savaşçı Toplantısı'nın olağanüstü bir öneme sahip olduğunun da kanıtıydı!

Orta yaşlı adam iç çekti. Üstlerindeki sayısız yeteneğin hüküm sürdüğü bu büyük sahnenin ilahi ayrıcalıkları olan yetenekleri gösterince onlara gıpta etmedi, burası gerçek dünyaydı. Bu yeteneklerden herhangi birini seçmek, büyük bir taş dağından küçük bir taş almaktı.

“Şimdi anlıyor musun? Bu Toplam Bölüm Savaşçı Toplantısı, hayal edebileceğinden de büyük. Tüm ülkeler ve sayısız dövüşçü ailesinden gelen yetenekler, dahiler ve genç kahramanlar, Yedi Derin Vadi'nin Toplam Bölüm'ünde toplanıyor. Bu sahnede durmanız imkansız! Seni geçtim, Savaşçı Evi'nin çekirdek öğrencileri bile yapamaz. Gitme umudu bile olmayan aşağı beşinci seviye ve orta beşinci seviye yetenekler bile var.”

“Orta beşinci seviye yeteneğin bile şansı yok mu?” Huayu şok oldu. Doğrudan söylemek gerekirse, o sadece üstün dördüncü seviye yetenekti. Bir beşinci seviye yetenek, tüm Gökyüzü Talihi Krallığı'nda senede sadece bir kez doğardı. Ona göre bu tür bir varlık sadece tanrının oğlu olabilirdi.

“Ama... bu turnuva bu kadar önemliyse neden daha önce hiç duymadık?” Huayu, diğer tüm yeni öğrencilerin merak ettiği bu soruyu sordu. Bu Savaşçı Toplantısı bu kadar büyükse, neden hiç kimse bunu daha önce duymamıştı?

Orta yaşlı eğitmen açıkladı. “Bunun nedeni, tüm bu yıllar boyunca bu Savaşçı Toplantısı'nın bizim Gökyüzü Talihi Krallığı'mız adına bir önem teşkil etmemesi. Her üç yılda bir, Yedi Derin Savaşçı Evi bu turnuvaya katılması için 5 tane öğrenci gönderir. Fakat, gönderilen 5 öğrenciden dördü Gökyüzü Talihi Krallığı'nın yanında yaşayan dört dövüşçü ailesinden gelir. Hatta sıklıkla, beşi birden dört dövüşçü ailesinden gelir ve bizim Gökyüzü Talihi Krallığı'mızın bu konuda hiçbir hakkı olmaz.

Orta beşinci seviye yeteneğin bile Savaşçı Toplantısı'na katılmak için yeterli olmadığını söyleyebilirim. Bu diğer ülkeler ve dövüşçü aileleri için de geçerli. Gökyüzü Talihi Krallığı'mız, sadece 10 yılda bir beşinci seviye yetenek üretiyor. Onların katılma şansı yüksek ama...”

Orta yaşlı eğitmen burada durdu ve devam etmeden başını salladı. “Bu sadece göndereceğimiz insan sayısını doldurmak için. Aslında çoğu kişinin geçemeyeceği bir dağ kapısı denemesi bile var ve onlar Savaşçı Toplantısı'ndan eleniyorlar. Birkaç yıl önce, dört dövüşçü ailesi ismi Mu Yinzhou olan ve ilk 100'e girebilen bir öğrenci çıkardı. Yedi Derin Savaşçı Evi'miz için en neşeli ve gururlu anıydı. Fakat, Savaşçı Evi'nin ve dört büyük dövüşçü ailesinin gururu oldu. Gökyüzü Talihi Krallığı'mız ile hiçbir ilgisi yoktu.”

Bir dövüşçü ailesinin tek bir soyadı olmazdı. Bir çocuk babasının soyadını alırdı ve bir kızı başka biriyle evlenecek olursa, çocukları kocasının soyadını alırdı. Mu Yinzhou yetenekliydi, çünkü babası dünyayı dolaşan ve Gökyüzü Talihi halkından olmayan bir dövüş sanatçısıydı.

Dışarıdan bir öğrencinin, ana soydan olan dövüşçü ailesinden gelen biriyle karşılaştırılamaması kaçınılmazdı. Mu Yinzhou, dört büyük dövüşçü ailesinin gerçek bir üyesi olarak kabul edilmezdi.

“İlk 100'e ulaşmaktan gurur mu duyuyorlar? Gökyüzü Talihi Krallığı'mızın birçok yetenekli üyesi var, nasıl olur da ilk 100'e ulaşamazlar? Toplam Bölüm Savaşçı Toplantısı'na kaç ülke katılıyor?”

“Asıl sorun kaç ülkenin katıldığı değil. Gökyüzü Talihi Krallığı'mızın bu antik ve görkemli dövüşçü aileleri ve mezhepleri arasında çok geniş bir boşluk var. Sizin yaşınızda olan Yedi Derin Vadi öğrencilerinin, Zirve Kas Değişimi Aşaması yetişime sahip olması son derece sıradan olarak kabul edilir.

”Ha.…” Huayu, geniş gözlerle baktı. Henüz 16 yaşına gelmemişti ve yetişimi Orta İç Organ Eğitimi Aşaması'ydı. Bu zaten Aile Lideri'nin bile onu övmesine yetecek kadar iyi kabul ediliyordu. Ama... 15 yaşında Zirve Kas Değişimi Aşaması mı? Bu ne tür bir kavramdı böyle? Ve bu sadece sıradan bir şey miydi? Bu bir çeşit şaka mıydı? Yalan mı söylüyordu?

Orta yaşlı eğitmen iç çekti. “Bunu söylemek çok utanç verici ama Gökyüzü Talihi Krallığı'nda doğan birisi en son 50 veya 60 yıl önce ilk 100'ün içine girebildi. Hatta dağ kapısı denemesini bile en son 15 yıl önce geçebildik. Bu Gökyüzü Talihi Krallığı'mız ve Yedi Derin Savaşçı Evi'miz adına gerçekten utanç verici. Ben Gökyüzü Talihi Krallığı'nda doğan bir Savaşçı Evi eğitmeniyim ve bu konudan bahsederken iğreniyorum. Bu yüzden Toplam Bölüm Savaşçı Toplantısı'ndan bahsetmek istemedim.”

Sohbet ettikleri sırada, sonunda Sıralama Taşı'nın önüne gelmişlerdi. Yukarı bakınca Sıralama Taşı'nın üzerine kazınmış sayısız ismi görebiliyorlardı. Bunlar Gökyüzü Talihi Krallığı Yedi Derin Savaşçı Evi'nin yetenekleriydi.

Ne kadar yüksekte olurlarsa, isimleri de o kadar büyük olurdu. İlk satırda sadece bir isim vardı; Lin Ming!

Lin Ming'in arkasından Ling Sen ve Ta Ku geliyordu. Bir buçuk ay içinde, bu üç isim Sıralama Taşı'ndan çıkarılacaktı. Ling Sen ve Ta Ku mezun olacaktı ve Lin Ming ise bir çekirdek öğrenciydi.

Bunu düşününce, orta yaşlı eğitmen hüzünlü hissetti. Lin Ming bir zamanlar onun öğrencisiydi. Her ne kadar ona birkaç gün boyunca eğitim vermiş olsa da, Lin Ming onun tüm hayatında karşılaştığı en sıra dışı ve mükemmel öğrenciydi; onun üzerinde derin ve büyük bir izlenim bırakmıştı.

“Lin Ming! Bu Lin Ming!

”Vay canına, çok heyecanlıyım! Direk olarak idolümü ilk sırada görebiliyorum!”

“Eğitmen Hong, Usta Lin Ming bu yılki Toplam Bölüm Savaşçı Toplantısı'na katıldı mı?”

Lin Ming adı, bu genç dövüş sanatçılarının kulaklarında yankılandı. O şüphesiz her genç dövüş sanatçısının etrafına dizilecek tam ve eksiksiz bir ilham kaynağıydı. Bu genç çocuklar ve kızlar, bu soruyu sormadan edemedi.

“Katıldı! Elbette katıldı!”

Hong Xi derin bir nefes aldı ve biraz kederli gözleri, uykusundaki aslanın uyanması gibi bir anda müthiş bir parlaklıkla parıldamaya başladı.

“Lin Ming ilk 100'e ulaşabilir mi?” Genç bir kız sordu.

“Tabii ki, kesinlikle ulaşacak! Sadece bu da değil, ilk 100'e veya ilk 50'ye hatta ve hatta ilk 30'a bile ulaşabilir!” Hong Xi bilinçaltında yumruklarını kavradı, duyguları gelgit gibi kabarmıştı. Sanki Toplam Bölüm Savaşçı Toplantısı'na katılan Lin Ming değil de kendisiymiş gibiydi. Tüm umutları Lin Ming'e bağlıydı.

Gözleri Yedi Derin Vadi'nin olduğu yöne doğru kaydı. Tüm nehirler, vadiler ve miller boyunca, Lin Ming ve onun üç kişilik grubu arasında büyük bir umut vardı. Bu sadece Yedi Derin Savaşçı Evi eğitmenlerinin umudu değildi. Ayrıca Gökyüzü Talihi Krallığı'nın tüm nesillerinin umuduydu....

...

Üçüncü tur başladığında Lin Ming üç kere kaybetmişti. Sadece o değil, Jiang Lanjian ve Bi Tinghua ile karşılaşan tüm rakipleri maç başladığı anda yenilgiyi kabul etmişti. Grup aşamalarında, sadece ilerlemek için ilk 10'a girmek yetiyordu, her maç savaşma zorunluluğu yoktu.

Şu anda öğle yemeği zamanıydı.

Lin Ming, beş maçta beş zafer elde etmişti.

Ling Sen de beş maçta beş zafer elde etmişti.

Qin Xingxuan'ın şansı oldukça kötüydü. Zaten şimdiye kadar üç maçını kaybetmişti. Bir sonraki elemelere geçme şansı giderek azalıyordu.

Her ne kadar uzun bir zamandır bu sonucu beklese ve kaybetmesinin asıl nedeni yeteneği değil de yaşı olsa da, Qin Xingxuan hala biraz hayal kırıklığı hissediyordu. Savaşçı Toplantısı sırasında, yolculuğu büyük olasılıkla grup aşamalarında sona erecekti. Ama bundan üç yıl sonra, burası onun sahnesi olacaktı.

Beş maç sonra, Lin Ming zaten biraz şöhret kazanmıştı. Ling Sen'in ise karşılaştığı kişiler daha zayıftı ve bu yüzden ünü ona göre daha düşüktü.

Bu durumdan yararlanmaya çalışan ve gelecekteki sıralamalarını tahmin etmeye başlayan insanlar vardı; hatta bir kumar evi bile açmışlardı.

Yedi Derin Vadi, böyle şeylere müdahale etmezdi. Aslında, bu kumar evlerini açanlar genellikle Elder çocuklarıydı, arkaları sağlamdı. Onlar için kumar evleri sadece eğlenceli zaman geçirmek içindi. Bir yarışmacının grup aşamalarındaki gücünü tahmin etmek zordu. Bu yüzden kumar evleri işe yarar bir kâr elde edemezdi.

Yemek saati sırasında Qin Xingxuan, Lin Ming'e gülümsedi ve onu övdü. “Lin Ming, kumar evlerinde seri başı olarak seçilenlerden birisin. İhtimalin fena değil.”

“Ne? Hepsini kazanma ihtimalim ne?” Lin Ming öylesine sordu. Kâr oranı iyi olursa, kendisi bile bahse girmeyi düşünebilirdi.

“Uh... Şey... Şampiyonayı... Kazanma ihtimalin yok....” Qin Xingxuan, Lin Ming'in ilk soracağı sorunun tüm Savaşçı Toplantısı'nı kazanması ihtimali olacağını düşünmüyordu. Lin Ming'e tamamen onun için bile, Lin Ming'in turnuvayı kazanma olasılığı çok iyimser bir tahmin değildi.