Bölüm 217: Mor Sel Ejderhası İlahi Yıldırımı'nın Gücü 

… 
 

… 

… 

Mu Qianyu inanmanın ötesinde hayret oldu. Kemik Gelişimi aşaması ve Nabız Yoğunlaştırma aşaması arasındaki darboğaz ne çok büyük ne de önemsiz sayılabilecek bir şeydi. Büyük yetenekli bir dahi için bu darboğaz pek önemli değildi. Buna rağmen, üstesinden gelmek bile yarım yıl ve birkaç ay kadar sürecekti. 

Bu aradaki boşluklar hafife alınmazdı. Bir ay içinde Lin Ming 16 yaşına girecekti. 

Nabız Yoğunlaştırma Aşamasına 15 yaşında geçmek veya 16 yaşında geçmek arasında çok büyük fark vardı. 

Mu Qianyu Nabız Yoğunlaştırma Aşamasına 15 yaşında geçmişti. İlahi Anka Kuşu Adası'nda, bu birinci sınıf bir başarı olarak kabul edilirdi. Ama şimdi Lin Ming ile eşitti. 

Lin Ming'in sıradan kimliğini düşünürsek, Mu Qianyu omurgasında bir titreme hissetti; bu ne türde bir canavarımsı dahiydi? Onunla karşılaştırıldığında, o kadar kibirli şekilde gurur duyduğu yetişimi, gölgede bırakılmıştı! 

Lin Ming'in de kıyaslanamayacak kadar heyecanlı olduğunu söylemeye gerek yoktu. Çok uzun olmayan bir zaman önce, bir Nabız Yoğunlaştırma Aşaması dövüş sanatçısı olmak sadece uzak bir rüyaydı. Fakat, inanılmaz bir durumda bu kadar hızlı bir şekilde Nabız Yoğunlaştırma dövüş sanatçısı olmuştu! 

Lin Ming gerçek özünü döndürdü ve gerçekten resmi olarak Nabız Yoğunlaştırma Aşamasına geçtiğini düşündü. Ama o anda Mu Qianyu tavsiye verdi. "Lin Ming, meridyenlerinin açılması ve Mor Sel Ejderhası İlahi Yıldırımı tarafından gelen yıldırım gücüyle bağlanması senin kendi gerçek öz birikimin nedeniyle olmadı, yani bu şanslı bir tesadüf olarak kabul edilebilir. Bunu Nabız Yoğunlaştırma Aşamasına ulaşmak için bir basamak olarak kullanırsam, temelinin kararsız olmasına neden olabilir. Benim tavsiyem, henüz Nabız Yoğunlaştırma Aşamasına girmemen olur. Kemik Gelişimi gerçek özünün birikmesini ve doğal olarak atılım gerçekleştirmeyi bekle. Daha sonra meridyenlerin kendiliğinden açılacaktır. Bunu yapmak senin en iyi sonuçları elde etmene izin verecek." 

Lin Ming kafasını sallamadan önce duraksadı. Mu Qianyu'nun söylediği doğruydu. Lin Ming Kas Değişimi aşamasından Kemik Gelişimi aşamasına geçtiğinde, gerçek özü doğal olarak akmıştı ve böylece Lin Ming kendiliğinden bir sonraki seviyeye atlamıştı. Bu sayede temeli sağlam ve eksiksiz oldu. Aksi takdirde, hızlı bir şekilde gelişmek için kısa yollar kullansaydı, yetişimi kısa vadeli bir artış yaşayacaktı ama temeli sağlam olmayacaktı. O andan itibaren, yetişim ne olursa olsun, o kadar daha zor olacaktı. 

Mu Qianyu, Lin Ming'in kendi görüşünü dinlediğini gördü, kibir ve özgürlük belirtisi göstermeden Lin Ming kafasını sallamıştı. 

Ateş ile uğraşırken, Mu Qianyu bu durumda ne diyeceğini bilmiyordu. Alevler yükseldi ve çatırdadı. Yanan odunlar alevin ısısının altında çatırdadı. 

Çorba ateşte kaynatıldığı anda, koku mağaraya yayıldı. 

Fakat, bu çorbanın lezzetli kokuyor olmasına rağmen, Mu Qianyu yine de dünkü lezzetli çorbanın çekiciliğini kaybetmişti. İkisinin yollarının ayrılmasının zamanının geldiğini anladı. 

Yarası iyileşmişti ve hala halletmesi gereken işler vardı. Bu kısa, kader sonucu şans birliği sona ermek üzereydi. 

Atmosfer, sessiz bir sükunete dönüştü. Gece karanlıktı ve loş mağarada sadece yanan ateşin ve çorbanın kaynamasının sesi vardı. Vermillion Kuşu bir köşede uykuya dalmıştı. Mu Qianyu zirve gücüne ulaştıktan sonra, Vermillion Kuşu'na büyük bir miktarda ateş gerçek özü aktarmıştı. Vermillion Kuşu'nun kanadı, tam bir iyileşme sürecine girmişti. 

"Bir planın var mı?" Mu Qianyu, sessiz şekilde Lin Ming'i izlerken sordu. 

"Ülkeme dönmem gerekiyor. Halletmem gereken şeyler var." 

"Yedi Derin Vadi öğrencisi misin?" Mu Qianyu bunu tahmin edebildi çünkü buraya en yakın mezhep Yedi Derin Vadi idi. 

“Evet.” Lin Ming tereddüt etti ama söyledi. 

"Oh..." Aslında, Mu Qianyu, Lin Ming'e İlahi Anka Kuşu Adası'na gelmek konusunda istekli olup olmadığını sormak istedi. Kelimeler dilinin ucundaydı ama yine de bir şey söylemedi. Sadece sıradan bir tanıdık nedeniyle onun mezhebine ihanet etmesi tamamen aşırıya kaçıyordu. Üstelik, bu genç çocuk böyle sonuçlar elde ettiğine göre, Yedi Derin Vadi ona çok fazla kaynak yardımı yapmış olmalıydı. 

"Ah doğru. Sormak istediğim bir şey vardı. Neden Sel Ejderhası'nın kanını istedin?" Lin Ming aniden hatırladı ve sordu. 

"Küçük Alev'in evrimi için." Mu Qianyu açıkladı, köşede sessizce uyuyan Vermillion Kuşu'nu işaret etti. Küçük Alev, belli ki Vermillion Kuşu'nun ismiydi. "Küçük Alev benim hayatımın Aziz Canavarı; zihinlerimiz birbiri ile bağlantılı. Küçük Alev'in olgunluğa yaklaştığını ve hızlı bir şekilde gelişmesi için Aziz Ruhu Hapı'na ihtiyacı olduğunu hissettim. Ama Aziz Ruhu Hapı'nı arıtmak için Aziz Canavarı'nın hapına ihtiyacım vardı. Başka bir yol olsaydı, Yıldırım Dağı'na gelmezdim. Aslında zaten yararlı takaslara karşı bir şeyler hazırlamıştım ve Yıldırım Sel Ejderhası'nın biraz kanının onun için büyük bir kayıp olmadığını düşünmüştüm. Fakat, Yıldırım Sel Ejderhası takas yapmak konusunda istekli değildi ve sonunda savaşa başladık. Yıldırım Sel Ejderhası'nın yüz yıldan daha az bir ömre sahip olacağını düşünmedim ve bu yüzden her şeyiyle savaştı. Bu da benim büyük bir kayıp vermeme neden oldu." 

Bunu düşününce Mu Qianyu acı bir şekilde gülümsedi. Bir Aziz Canavarı'nın kendi gururu ve kibri vardı, kanını satması gerçekten onun için ciddi bir hakaretti. 

"Anladım... Küçük Alev'in yaralarının iyileşmesi için birkaç gün daha kalmak ister misin?" Lin Ming başını indirdiği sırada mırıldandı, ayrıca ateşle uğraşıyordu. 

Aslında, Mu Qianyu, gerçek özünü Vermillion Kuşu'na aktardığı sürece, yaraları yarına kadar iyileşirdi. Ama, bunu söylediği gibi, onun kalbinde garip ve anlaşılmaz bir his vardı ve sözlerini değiştirdi. "İki veya üç gün sürebilir..." 

"Mm. O zaman iki veya üç gün beklesem iyi olur; Durumumu geliştirmek istiyorum." Lin Ming parlak şekilde gülümsedi ve baskılayıcı, kasvetli atmosfer aniden güzel bir meltem tarafından süpürülmüş gibi görünüyordu. "Beni bekle, birkaç tavşan yakalayacağım. Dünden kalan geyik ve çorba yeterli değil." 

"Mm. Peki.” Mu Qianyu'nun ruh hali daha rahat ve durgun oldu. Vermillion Kuşu, ustası tarafından satılma nedenini bilmeden yan tarafta sakin şekilde uyuyordu. Önümüzdeki birkaç gün acı çekmeye devam edecekti. 

Fakat Vermillion Kuşu nedenini bilse de, yine de memnuniyetle herhangi bir işkenceye katlanacaktı. Bir saat sonra, ızgara kokusu dışarı fırladı ve Vermillion Kuşu'nun kafasını kaldırmasına, sağı ve solu koklamasına neden oldu. Bakışları, ateşin üzerindeki altın karameli ızgaraya düştü; iki gözü de açgözlü bir ışık ile parlamaya başladı. 

Herhangi bir acı, keder veya tüy kaybı bu lezzetli ızgaranın karşısında buluttan başka bir şey değildi. 

Zaman yavaşça geçti. Her gün, Lin Ming avlanmak için dışarı çıktı ve çorba ile yemek yapıp geri döndü. İkinci günün sabahında, Lin Ming ormanda bir Altın Sel Ejderhası Canavarı ile karşılaştı. 

Altın Sel Ejderhası Canavarı koyu altın renginde ve 20 feet uzunluğundaydı. Tüm vücudu pullar ile kaplıydı, geçilemezdi. 

Sel Ejderhası karmaşık ve aşırı cinsel bir yaratıktı. Bu Altın Sel Ejderhası, Altın Zırhlı Gergedan ve Sel Ejderhası'nın çiftleşmesi tarafından oluşmuştu; böyle birleşimlerden oluşan birçok soyundan bir tanesiydi. 

Aslında direkt olarak Yıldırım Sel Ejderhası'nın soyundan geliyordu. Bu Altın Sel Ejderhası Canavarı'nı görünce Lin Ming biraz şaşırdı. Yıldırım Dağı'nın Yıldırım Kertenkeleleri son derece vahşi ve tehlikeliydi ama çoğu Yıldırım Kertenkelesi direkt olarak Sel Ejderhası soyundan gelmezdi. Aksine, birçok nesilde ayrılmışlardı ve içlerindeki Sel Ejderhası kan soyu zamanla solmuştu. Fakat bu Altın Sel Ejderhası Canavarı'nın varlığı, geçen düzinelerce ve hatta daha fazla yıldır Sel Ejderhası'nın yaban hayatında çiftleşmesinden kaynaklanıyordu. Bu soyun vücudundaki Sel Ejderhası kan soyu, son derece zengindi ve gücü zirve Nabız Yoğunlaştırma aşaması dövüş sanatçısına denkti. 

'Mükemmel bir zamanda geldin, ben de Mor Sel Ejderhası İlahi Yıldırımı'nın gücünü test etmek istiyordum! Burası Yıldırım Dağı'na yakın. Burayı terk ettikten sonra, zirve Nabız Yoğunlaştırma aşaması dövüş sanatçısının gücüne ek bir üst düzey kalitede bir vahşi canavar bulmak çok zor olurdu.' 

Lin Ming parmağını şaklattı ve etrafında Mor Sel Ejderhası sarılı olan çelik bir iğne, aniden parmak ucundan dışarı fırladı. Bu, Mor Sel Ejderhası İlahi Yıldırımı'nın Yıldırım Ruhu idi. Yıldırım gücü vahşi ve şiddetli bir gücü içerse de bir bakış ile çok tehdit edici veya olağanüstü bir şey olarak görülemezdi. Yıldırım gücü, iğnenin içine oldukça sıkıştırılmıştı, birazcık bile sızmıyordu. 

Bir dövüş sanatçısı kesinlikle saf ve güçlü bir ruh gücüne sahip değilse, o zaman bu iğnenin içine sıkıştırılan vahşi ve tehlikeli enerjiyi görmesinin hiçbir yolu yoktu. Bunun sadece sağlam bir çelik iğne olduğunu düşünürlerdi. 

Bu, yüksek seviye yıldırımın sembolüydü, yıldırım dışa vurumu. 

Enerji, her şeyin kökeniydi. Bu enerji son derece sıkıştırıldıktan sonra, somut bir maddeye dönüşecekti. 

Altın Sel Ejderhası Canavarı'nın koyu kırmızı gözleri Lin Ming'e kilitlendi, ondan taşan cani bir aura vardı. Donuk algısı, çelik iğnenin içindeki tehlikeyi kavramamış veya fark etmemişti, bu yüzden Lin Ming'i umursamadı. Lin Ming'i sadece lezzetli bir öğlen yemeği olarak gördü. 

"Kükreme!” 

Altın Sel Ejderhası Canavarı çılgınca Lin Ming'e doğru atıldı, keskin pençelerini onun boğazına hedefledi, bu insanı parçalara ayırmak istiyordu. 

Lin Ming hareketsiz kaldı. Parmağının küçük bir hareketi ile, Sarmak Ejderha çelik iğne aniden Lin Ming'in parmak ucundan kayboldu. Bu küçük ışık, hiçbir ses çıkarmadan olağanüstü bir hızda boşluğu deldi. 

Bu bölünmüş saniyede, ışık, boşlukta ince mor çizgi tarafından ikiye bölünmüştü. Sarmal Ejderha çelik iğne, Altın Sel Ejderhası Canavarı'nın ağzına battı ve hiçbir kan akıtmadan temiz bir şekilde nüfuz etti. 

Altın Sel Ejderhası Canavarı'nın vücudu şiddetle titredi, Lin Ming görüşünden kayboldu. Altın Sel Ejderhası Canavarı, sallanmaya devam ederken şaşkınlık içerisinde yere yığıldı. Ne olduğunu anlamamıştı ve hissettiği acılı ağrı, ateşlenen anlık ışıktan kaynaklanıyordu. 

Tekrardan Lin Ming'e doğru aceleyle hücum etme niyetindeydi. Ama o sırada, mor bir elektrik arkı, ağzından ve yaralarından sızdı, tüm vücudunu gezdi. Deli gibi vahşi ve parıldayan sıcak yıldırım ateşi, Altın Sel Ejderhası Canavarı'nın acı çekmesine neden oldu. Vücudu şiddetli şekilde mücadele etti ve nihayetinde ölümün kaderinden kaçamadı. Yıldırım tarafından kömürleşmiş bir kabuğa dönüştüğü gibi yere düştü ve yandı. 

Lin Ming derin bir nefes verdi. Kendini hazırlamış olmasına rağmen, Mor Sel Ejderhası İlahi Yıldırımı'nın gücü, hayallerinin ötesine geçmişti. Zirve Nabız Yoğunlaştırma aşaması vahşi canavar, tek bir hamlede öldürülmüştü! Elbette bunların çoğunun Altın Sel Ejderhası Canavarı'nın zayıf algısından kaynaklanıyordu. Sarmal Ejderha çelik iğnenin böylesine korkunç bir güç içerdiğini fark edememişti. 

'Mor Sel Ejderhası İlahi Yıldırımı, şu anda Yıldırım Ateşi İmhası'ndan çok daha güçlü. En iyi kısmı da gerçek özü tüketmemesi. Yıldırım Ateşi İmhası gibi gerçek özünün yüzde 30 veya 40'ını tüketmiyor. Şu anda Kafir Tanrı Tohumu'nun Alev Özü, Yıldırım Ruhu'ndan çok daha zayıf. Güç farklı çok büyükse, Yıldırım Ateşi İmhası'nın gücünü etkisi çok zararlı bir etkiye neden olur. Yıldırım Ateşi İmhası'nı tekrar kullanmadan önce Ateş Solucanı Kabilesi'nden Alev Özü'nü elde edene kadar beklemem gerekiyor.' 

Bunu düşününce, Lin Ming rastlantı bir geyik yakaladı ve mağaraya döndü. 

Mu Qianyu'nun pişirme konusunda biraz ilgisi vardı; ızgaradan zevk alıyordu. Mu Qianyu daha önce yemek pişirmemiş olsa da, dikkatle ızgaranın her bölümünü incelemek için ruh gücünü kullanıyordu. Ruh gücünün kontrolüne dayanarak, ızgara etin tek bir yanık olmadan mükemmel bir şekilde kızardığından emin oldu. Fakat, nasıl pişirdiğine bakmaksızın, Lin Ming'in yaptığı ızgaran gelen lezzeti yine de tutturamadı. 

Lin Ming avlanmış, ızgara yapmış ve lezzetli bir çorba pişirmişti. Boş zamanlarda araya girmiş ve Mu Qianyu ile sohbet etmişti, yeni, garip ve eğlenceli şeyler hakkında sohbet etti. Günler huzur içinde geçti, ışık ve sıcaklık ile doluydu. 

Üçüncü günün sabahında, Vermillion Kuşu yükselen güneşin karşısındaydı ve büyük ateşli kızıl kanatlarını uzattı. Lin Ming, onlar ile ayrılmasının vaktinin geldiğinin açıkça farkındaydı. 

"Sana yardım etmemi ister misin?" Mu Qianyu, yüzünü yıkadı ve yükselen güneşe baktı. Elleriyle gözlerini kapattı ve sesi yumuşak bir tondaydı. 

Lin Ming başını sallamak üzereydi ama aniden bir şey hatırladı. Söyledi. "Bir adamı öldürmek istiyorum. Benden daha zayıf ama yine de onu öldürmek kolay olmayacak. Çoğu zaman korumalarla çevrili köşkünde kalıyor. Hareketimi yapmama karar verirsem, yakalanmadan ve herhangi bir kanıt bırakmadan yapmam gerekecek. Bunu yapabilir misin?"