Çeviri: Yicooo Düzenleme: Kharsmi

Zhou Dağı’nın kuzeybatı taraflarında, doğal bir dağ vadisi bulunuyordu. Vadinin girişi kuzeye bakıyor ve 300 metre kadar uzanıyordu. İçeriye doğru vadi daralıyordu. Dağ vadisinin şekli huni gibiydi ve yamaca doğru genişliği yaklaşık 3 metre kadar kalıyordu.

Şiddetli rüzgarlar Zhou Dağı’nın kuzeyinden estiği zaman dağ tarafından engellenip, huni şeklindeki vadiye doğru muazzam bir hava basıncı oluşturuyordu. İçeriye gittikçe ve vadi daraldıkça rüzgar her adımda daha hızlı ve basınçlı hale geliyordu.

Yedi Derin Savaşçı Evi kurulmadan önce, dağ vadisinin adı Şiddetli Rüzgar Vadisi idi. Vadinin içinde her yere yuvarlanan kocaman taşlar vardı ve insanlarla hayvanların tek parça halinde kalmaları zorlaşıyordu.

Yedi Derin Savaşçı Evi kurulduktan sonra, yakın çevreyi kullanmak isteyen Xiantian ustaları bu çılgın vadinin içine büyük bir dizi oluşturdular. Bu sadece rüzgarın hızını arttırmakla kalmadı, aynı zamanda rüzgarın akımı ve yönünü de tahmin edilemez hale getirdi. Alt akımlar her yerdeydi ve insan vücuduna zarar verebilecek ilahi fırtınalar bile çıkabiliyordu.

Bu metal, odun, su, ateş, toprak, rüzgar ve yıldırımın yedi ana öldürme serisinden biriydi. Bu Şiddetli Rüzgar Tüneliydi.

Şiddetli Rüzgar Tüneli dövüş sanatçılarının denge ve ayaklarını eğitmesi için kullanılan tercih edilen bir yöntemdi. Bir dövüş sanatçısı için ayak çalışması en temel giriş seviyesi savaş sanatıydı. Dövüş sanatlarına başlayacak birisi önce dengesini geliştirmeliydi. Lin Ming bile resmi dövüş sanatları eğitimine temel at duruşlarını öğrenmeden başlamamıştı.

Fakat Lin Ming bugün Şiddetli Rüzgar Tüneline denge çalışmak için değil, hareketlerini geliştirmek için gelmişti.

Şiddetli Rüzgar Tünelinde hareket çalışmak sıradan bir öğrencinin hayat bile edemeyeceği bir şeydi. Çünkü ne kadar hızlı olursan ol, rüzgardan kaçamazdın. Herhangi birinin, hızı ne kadar etkileyici olursa olsun, Şiddetli Rüzgar Tünelinde hareketleri hızlı rüzgar tarafından engellenirdi.

Hareketlerini çalışmak için bir öğrenci genellikle yedi ana öldürme serisinin Kaya Eğimi serisini tercih ederdi. Kaya Eğimi sayısız küçük taş parçaları içerirdi ve dövüş sanatçısı bunlardan kaçarak hareket becerilerini geliştirirdi. Önceden Lin Ming Kaya Eğimine gidip hareket eğitimi için gerçekten çok iyi olduğunu görmüştü. Fakat, Hiçliği Parçalayan Altın Anka Kuşu için uygun değildi.

Kaya Eğiminde çalıştığında, dövüş sanatçısının pratik yaptığı konular reaksiyon zamanı, güç ve gerçek öz – vücut koordinasyonu olurdu.

Eğer bu konular iyice çalışılırsa, dövüş sanatçısı aynı anda aşırı hızlı ve çevik olabilirdi.

Fakat, hem ekstrem hızlara hem de esnekliğe sahip bir hareket yeteneği bulmak zordu. Örnek olarak, “Kuğu Tüyü Düşüşü”, “Cennet Geçen Merdiven”, “Buluttan Sarkan İp” ve buna benzer diğer hareket yetenekleri hızı hız ve hafifliği diğer şeylerin üstüne koyardı. Bu yetenekler vücudu hafif ve hızlı tutma konusunda titiz yeteneklerdi. Gerçek öz dolaştırıldığında, birkaç on metre yükseğe zıplayabilir ve uçan bir kuşu kolayca tutabilirdin.

Bunların dışında “Yedi Yıldız Kayan Bulut”, “Kayıp Adımlar”, “Altı Ayak Adımı” ve “Yedi Umutsuz Adım” gibi hareket yetenekleri vardı. Bunlar esneklik ve sıvışma becerilerinde yoğunlaşmıştı. Örneğin “Yedi Yıldız Kayan Bulut” yeteneğinde, ayaklar tıpkı bulut üzerinde adımlar gibi, Büyük Ayı takımyıldızı deseni izler. Büyük Başarı evresine gelince, kullanıcı yedi adımı aynı anda atabilir, attığı adımın ilk mi son mu olduğu söylenemezdi bile. Bu yedi adımda hız çoktan son derece üst düzeye ulaşmış olurdu. Bu hareketler, sıvışma konusunda iyiydi ve yakın dövüşte etkiliydiler.

Eğer bir hareket yeteneği bir açıdan üstünlüğe sahipse, o zaman bu üst-düzey kılavuz kabul edilirdi. Eğer bir hareket yeteneği iki açıdan üstünlüğe sahipse, bu en iyi düzey kılavuz olurdu. Böyle bir hareket yeteneği ise sadece Yedi Derin Vadilerin çekirdek öğrencilerine verilirdi.

Fakat Lin Ming “Hiçliği Parçalayan Altın Anka Kuşu”nu yüzeysel olarak okuyunca, bu iki konuda tepe noktasına ulaşmanın gayet sıradan olduğunu fark etti.

Hareket yeteneklerinin tepesine ulaşmak için sadece bu iki konuda zirveye ulaşmak değil, hareketlerine konsept ve kuralları katması gerekiyordu.

Tanrılar Diyarında bile bir harekete bir tür konsept katmak çok değerli ve nadir bir durumdu. Fakat güçlü kıdemlinin “Hiçlik Parçalayan Altın Anka Kuşu” iki konsepti birleştirmeyi başarmıştı, hiçlik ve rüzgar.

Altın Kanatlı Anka kuşu aynı zamanda Dokuz Gün Leviathan Anka Kuşu olarak da bilinirdi. O on bin rüzgarın atası olan rüzgar özellikli bir tanrı canavardı. Efsaneler Altın Kanatlı Anka Kuşunun sel ejderhalarını yemek olarak tükettiği ve onların güçlerinin bir Gerçek Ejderha ya da Gerçek Anka Kuşu seviyelerinde olduğunu söylerdi. Bu rüzgar özellikli tanrı canavarın rüzgarı şüphesiz en iyisiydi.

Hiçlik konseptine gelince, bu Hiçliği Parçalayan Altın Anka Kuşunu yaratan kıdemlinin altın kanatlı anka kuşunu uzayı parçalayıp sonsuz hiçliğe daldığını gördüğünde anladığı konseptti.

Hiçlik konsepti son derece aldatıcı bir ideaydı. Lin Ming’in bu konsepti anlaması için çok yol alması gerekiyordu, o sadece rüzgar konseptine yaklaşmayı başarabilirdi.

Ve rüzgar konseptini anlamak için en iyi yer tabi ki Şiddetli Rüzgar Tüneliydi.

“Ne? Ast Öğrenci Lin kardeş yedinci seviye zorluğa mı geçmek istiyor?” Şiddetli Rüzgar Tünelini koruyan yardımcı papaz üst öğrenci kardeş Lin Ming’in geniş gözlerine baktı. Bir anlığına yanlış duyduğunu düşündü.

Şiddetli Rüzgar Tüneli 12 farklı bölümden oluşuyordu ve her bir bölümün zorluğu ayarlanabilirdi. Yedinci seviye Sıralama Taşında 100 civarı olan Dünya Salonu öğrencilerine uygun bir zorluktu. Lin Ming Cennet Evi seviyesinin üstlerinde olduğundan 10. Seviye zorlukta başlamalıydı.

Zhu Yan’ın pratik için 10. Seviyeyi kullandığı bilinirdi. Cennet Evi’nin ilk 10 öğrencisi genelde 11. Seviyeyi kullanırdı.

12. seviyeye gelince, içerdeki kızgın rüzgara karşı kimse duramazdı. Ling Sen bile sadece ufacık bir zaman dilimi dayanabilirdi.

Eğer Lin Ming 10. Veya 11. Seviye zorluğu seçseydi yardımcı papaz şaşırmazdı. Fakat Lin Ming niye burdaydı? O geleceğin çekirdek öğrencisi ve yakında Ling Sen, Ta Ku ve Zhang Guanyuya karşı savaşacak olan kişiydi, yine de yedinci seviye zorluğu seçmişti. Bu gerçekten yardımcı papazı şaşırttı. “Ast Öğrenci Lin kardeş, yedinci seviye zorluk genelde düşük seviye öğrenciler için kullanılır. Acaba Ast Öğrenci Lin kardeş bana şaka mı yapıyor?”

Lin Ming gülümsedi ve dedi ki “Yedinci seviyeyi istediğime eminim, şaka yapmıyorum.”

“Pekala.” Yardımcı üst öğrenci kardeş omzunu silkti ve yedinci seviyeyi açtı. Sonuçta zaman onundu ve hangi zorluğu seçeceği ona kalmıştı. Düşük zorluklarda gerçek öz taşlarını da kullanmazdı.

Şiddetli Rüzgar Tüneline giden yol açıldı ve Lin Ming anında içeri girdi.

Şiddetli Rüzgar Tüneline girer girmez Lin Ming sanki içerde yıldırımlar çakıyormuş gibi kükreyen ve yuvarlanan rüzgarın sesini duydu. Yakınlarda 10. Seviye ve üstünü açmış insanlar vardı. Şiddetli kükreme sanki on bin askerin ileri koşarken çıkardığı gürültü gibiydi. Sadece bu sesi dinleyerek, içerdeki korkuyu tahmin edebilirdin.

Fakat Lin Ming’in girdiği 7. Seviye göreceli olarak daha sakin bir ortamdı. Onun gelişiminde birisi kolaylıkla burada yürüyebilirdi.

Lin Ming Şiddetli Rüzgar Tünelinin ortasında belirdi. Bu uzaklıkta rüzgar ortalamaydı. Durdu, gözlerini kapattı ve kemikleri bile donduran soğuk dağ rüzgarını hissetti.

‘Konsept’ kelimesi kulağa belirsiz ve soyut geliyordu.

Gökyüzü Servet Krallığı’nda eğer bir dövüş sanatçısı rüzgar konseptini kavramak isterse, nerden başlayacağını bilemezdi. ‘Konsept’ neydi? Bu kolaylıkla anlaşılabilecek bir şey değildi.

Fakat Lin Ming ruh parçasını yuttuktan sonra, bir konseptin ne olduğuna dair bilgiyi de elde etmişti. Tabii ki anlamak için, kişi kendine güvenmeliydi.

Konsept gerçeğin bir kuralıydı. Doğanın gücüydü, bir kere anlaşıldığında, kişi gücün kaynağını kontrol edebilirdi.

Her şey kendi kuralını miras alırdı.

Örneğin, su en alçak seviyedeki vadiye akardı, ateş en yüksek tepelere çıkardı. Yin ve yang birbirini destekler ve dizginlerdi, yaşam ve ölüm birbirini izlerdi. Bunlar en temel kurallardı.

Kuralları en derin ruha yaymak ve her şeyin kaynağını kontrol etmek. ‘Konsept’in anlamı buydu.

Lin Ming için rüzgar konseptini kavramak için rüzgara karşı çıkmak değil, onunla uyumlu bir şekilde karşılaşmak ve gücünü sezmekti.

Eğer Lin Ming gerçek özünü, herkes tarafından övülen fiziksel gücü ve Gökkuşağı Delen ile harmanlayıp, faydalı şekilde kullanırsa, 10. Seviyeye kolayca direnebilir, belki de 11. Seviyeye karşı koyabilirdi. Fakat bunlar onun için bir önem taşmıyordu.

Yedinci seviye zorluğu seçmişti. Tamamen durmaya yakın, Lin Ming rüzgara direnmeyi bıraktı ve vücudunu tamamen rahat bıraktı. Sonra, hiç endişe hissetmeden, şiddetli rüzgarlar arasında uçmaya başladı.

Lin Ming havada süzülen vücudunu rüzgara uydurmaya devam etti ve onun gücünü ödünç aldı. Fakat, başlangıçtan beri sınırı aşmadı hiç.

Peng!

Lin Ming taşlara sert bir şekilde çarptı. Vücudu fiziksel açıdan güçlü ve gerçek öz tarafından korunmuş olmasına rağmen, kan vücudunda dalgalanınca sersemlemiş hissetti.

Lin Ming ayağa kalktı ve rüzgarla bir kere daha birleşti ve bir kere daha rüzgar tarafından savrulup duvara çarptı.

Bu deneyi tekrar tekrar yaptı ve tekrar tekrar duvarlara çarptı. Lin Ming kaç kere duvarlara tosladığını unutmuştu. Vücudu morluk, kesik ve yaralarla doldu. Yüzünde sıyrıklar ve kıyafetlerinde kesikler vardı. Neredeyse çıplaktı ve berbat görünüyordu.

Lin Ming çoktan o gün Yazıt Derneğine gitmeyeceğine dair Wang Yuhan’a haber vermişti. Tek nefeste Şiddetli Rüzgar Tüneline 8 saatlik bir randevu ayarlamıştı, bütün bu süre boyunca rüzgarın gücü ve asilliğini hissedecekti.

Bu tamamen mazoşist bir gelişim metoduydu. Lin Ming bir sürü ilacı yanında götürse de çok utanç verici bir görünümü vardı.

“İhmalkar davrandım, kıyafetlerimin bu hale geleceğini düşünmemiştim ve yanımda yedek de getirmedim.” Lin Ming zoraki bir gülücükle kafasını salladı yardımcı papaz olan Üst Öğrenci kardeşe kendisine kıyafet getirmesini isteyecekti.

Öğleden sonraya yakın bir zamandı. Yardımcı papazın canı sıkılmıştı ve meditasyonda bıkkın bir görüntü çiziyordu. Zaman zaman Lin Ming’e dikkatini veriyordu. Lin Ming 8 saatlik bir randevu almıştı, sabahtan güneş batana kadar. Böyle uzun bir zamanı 7. Seviyede geçirdi üstelik. Ast öğrenci kardeş Lin Ming ne düşünüyordu acaba? Yüksek seviyelerle başa çıkamıyor muydu yoksa oynamaya mı gelmişti.

“Oynamak mı? … Hayır hayır… Ast öğrenci kardeş Lin Ming 15 yaşındaki bir çocuğun kişiliğine sahip değildi. Şiddetli Rüzgar Tüneli’nde ne yapıyordu?”

Yardımcı papaz olan Üst Öğrenci kardeş bir türlü cevabı bulamadı ve bunu unutmaya karar verdi.

“Bu yüksek statülü insanlar başımı ağrıtıyor. Bu yedi ana öldürme serilerinde geçirilen zaman çok önemlidir. Birçok isteksiz dövüş sanatçısı bile birkaç günde bir gelir. Geldiklerinde, yanlarında birkaç arkadaş olur ve hepsi yarım saat kadar içerde kalır. Fakat Ast Öğrenci kardeşi Lin bir ayda kullanabileceği on gün var, yani bu değerli zamana değer vermeyip 8 saatlik bir randevu aldı. Yedinci seviye zorluğa girdiğine inanamıyorum, ikimizde insan olsak da bu beni çok sinirlendiriyor.”

Yardımcı papaz Üst Öğrenci kardeş öfleyip püflerken Lin Ming Şiddetli Rüzgar Tünelinden kafasını çıkarıp sordu, “Kusura bakma Üst Öğrenci kardeş, bana fazladan birkaç kıyafet hazırlar mısın?”

O anda Lin Ming neredeyse çıplaktı, eğer biraz daha pratik yaparsa, kabine gitmesine imkan kalmayacaktı.

Yardımcı papaz aniden çıkagelen Lin Ming’in üstündeki paçavraya ve kan ve çiziklerle dolu vücuduna baktı. Yardımcı papaz Üst Öğrenci kardeş salak gibi bakakaldı, şaşkınlıktan açık kalan ağzına bir yumurta sığabilirdi.

Uzun süre cevap vermedi, sonunda dilenci gibi görünen genç adamın Lin Ming olduğunu anladı

Bu… Bu…