Bölüm 119: Fırtınadaki Çiçekler

avatar
8585 36

Martial World - Bölüm 119: Fırtınadaki Çiçekler


 

Çeviri: Yicooo Düzenleme: Kharsmi

 

Lin Ming zırhı kitabe platformuna yerleştirdi, sonra on adım geri çekildi. Mızrağı sıkıca tuttu. Oradaki herkes Lin Ming’in bir sonraki hamlesinin ne olacağını sabırsızlıkla beklemeye başladı.

 

Yazıt sembolünün iç yapısını saf güçle yok etmek için el iyi yol bir oyma bıçağı kullanmaktı. Bunun sebebi ise kitabe sembolünün iç yapısının bir örümcek ağı gibi olmasıydı. Lin Ming bu kadar büyük bir mızrakla nasıl düzgün bir iş ortaya koyabilirdi ki?

 

Tam o anda Lin Ming mızrakla nişan aldı, bileğini oynattı ve yazıt sembolüne doğru hızlıca sapladı. Mızrağın o delici ve uğultulu sesi odada yankılandı. Sadece bu değil, aynı zamanda inanılmaz bir momentumla, tıpkı dört nala giden bir at gibi acımazsız bir dalgayla ilerliyordu, bu buda-öldüren hiddet ve şiddetli öldüren nefretti.

 

Mızrak kolaylıkla zırhı delip geçebilirdi.

 

Orta yaşlı adamın gözleri yerinden fırladı, dur demek istedi fakat Lin Ming aniden mızrağı geri çekti. Korkutucu momentum da o anda bastırıldı. Mızrak, zırhın biraz üzerindeydi ve aslında onu parçalamamıştı.

 

Orta yaşlı adam bir şeyler söylemek istedi fakat kelimeler boğazında kaldı. Lin Ming’in mızrağının ucuna doğru gözlerini çevirdi. Ne kadar anormal bir güç kontrolüydü bu.

 

Mızrağın ileri hareketiyle birlikte momentumu tıpkı bir at sürüsü gibiydi fakat aniden momentumu azaltıp fazla azıtmasına izin vermedi, yine de mızrak tam doğru noktaya nişan alınmıştı. Koyu pembe esnek demirden yapıldığı söylenen ağır uzun mızrağın ağırlığı en az 800 jin olmalıydı. Bu çocuk da neyin nesiydi böyle?

 

Böyle bir gücü bu yaşta elde etmesi, kesinlikle sıradan biri değildi.

 

Fakat gencin harika mızrak kullanma yetenekleri olsa da, ne yapmayı planlıyordu acaba. Mızrağı saplaması ve aniden durdurması, aslında zırhtaki yazıt sembolüne zarar vermemişti. Bunun bir yazıt tekniğiyle ne alakası vardı? Genç adam sadece mızrak yeteneklerini mi göstermek istemişti?

 

Sadece orta yaşlı adam değil, Wang Xuanji de Lin Ming’in mızrağının arkasındaki anlamı çözememişti. Lin Ming’in mızrak kullanma yeteneklerine hayran kalmıştı fakat onun gerçek kimliğini bildiği için çok da şaşırmamıştı.

 

O anda Lin Ming ikinciye mızrağı sapladı. Tıpkı az önceki gibiydi. Mızrak durdurulamaz bir momentuma sahipti fakat tam zırha değmeden önce durmuştu.

 

Sonra Lin Ming mızrağı tekrar tekrar ve daha hızlı şekilde saplamaya başlamıştı. Mızrağın hızı ve momentumu her saldırıyla daha da artıyordu. Zaman içinde mızrağı yarattığı rüzgar, cennetten çıkma bir fırtına gibi olmuştu fakat Lin Ming’in mızrağının ucu hâlâ narin bir yağmur damlası gibiydi. Bu da başka bir yetenek olan “Asıl Mızrak Tekniği-Fırtınadaki Çiçekler”di.

 

Orta yaşlı adam her saniye daha da paniğe kapılıyordu. Bu 15 16 yaşlarında görünen genç adam, böyle bir gücü nasıl elde edebilmişti? Böyle genç bir yaşta bu mızrak yeteneğini geliştiren, Yedi Derin Savaşçı Evi’nin yükselen genci, Gökyüzü Servet Şehri’nin yükselen yıldızı, tek bir isim aklına geliyordu.

 

Böyle bir şey olması olanaksızdı…

 

Lin Ming çoktan anormal ve cennete bile meydan okuyan bir güce sahipti. Ayrıca yazıt tekniğine karşı böyle bir öngörü, o zaman tek bir açıklaması vardı; bu adam bir şeytan kralının yeniden doğmuş haliydi.

 

Bu genç adam ne yapıyordu?

 

Lin Ming devamlı bir şekilde düzinelerce kere saplamıştı. Şu ana kadar en az 100 saplayış yapmıştı. 800 jin ağırlığındaki mızrakla böyle yüksek hızdaki hareketler kasları üzerine büyük bir yük bindiriyordu. Eğer sağlam temelli, saçma derecede güçlü olmasaydı, kaslarına ağır zararlar verebilirdi.

 

Yavaşça Wang Xuanji Lin Ming’in her saplayışının ardındaki derin ve gizemli prensiplerini anlamaya başlamıştı. Ruh gücünü zırhı incelemek için kullanmıştı ve her ne kadar bu duruma şaşırsa da, Lin Ming aslında her saplayışla zırha gerçek öz işliyordu.

 

Ve Wang Xuanjin’i en çok şaşkınlığa uğratan şey, Lin Ming’in işlediği gerçek özü ruh gücüyle takip etmesiydi. Gerçek özün yazıt sembolüne işlediğini ve benzersiz bir güçle sembolün yapısını parçaladığını fark etti.

 

Bunu nasıl yapabiliyordu.?

 

Wang Xuanji derin bir nefes aldı, fakat konuşmak için fazla şaşkındı.

 

Her saldırıyla, gerçek öz yazıt sembolünün içinde bir ipek ipliğine dönüşüyordu. Onun için zaten bu olay hayal bile edilemezdi fakat sonradan bu ipek iplikler yazıt sembolünün iç yapısını gizemli bir şekilde paramparça ediyordu. Böyle ince gerçek öz akıntıları nasıl böyle esrarengiz bir güce sahipti?

 

Lin Ming, tabi ki, “Kaotik Meziyet Savaş Meridyenlerinin” “İpek Gibi Süzül” tekniğini kullanıyordu. “Kaotik Meziyet Savaş Meridyenleri” güce odaklanıyordu, fakat bu gücü kontrol etmeye daha çok odaklıydı.

 

Güç Eğitimi’nin “İpek Gibi Akış” metodu güç kontrol metoduydu. Buradaki ‘güç’ insan vücudunun ve aynı zamanda gerçek özün gücünü kapsıyordu. “İpek Gibi Akış”ın ufak başarısına ulaştıktan sonra ipek gibi olan gerçek öz artık sahibinin emrindeydi.

 

Bu ipeğe benzer gerçek özler aslında çok fazla etkiye sahip değildi. Çünkü ufak gerçek öz parçalarının çok fazla saldırı gücü yoktu. Saldırı gücü kazandırmak içinse tek bir yol vardı, o da “titreşim”di.

 

Wang Xuanji yazıt sembolünün yapısını yok eden gizemli gücün aslında gerçek öz titreşimi olduğunu keşfetti.

 

Bu titreşimler herhangi bir savunmanın içinden geçebilir ve her objenin içinden rahatlıkla süzülebilirdi. Gerçek öz sayısız ipliklere ayrılır ve her bir iplik objenin içinden geçerken titreşim yaratırdı. Her bir iplik ufak bir yapıda etkili olsa da, bu küçük iplikler birleşerek korkutucu miktarda yıkım yaratabilirdi.

 

Lin Ming’in savaş sahnesinde taştan sütuna mızrağını saplamasıyla sütun anında parçalanmış ve sayılamayacak kadar fazla ufak taşa bölünmüştü. Bunun sebebi Lin Ming’in “İpek Gibi Akış” gelişiminin tam olmaması, gerçek öz ipek ipliklerinin azlığı ve titreşim frekansının az olmasıydı.

 

Eğer “İpek Gibi Akış” tekniğinin mükemmel aşamasına ulaşmayı başarabilirse, gerçek öz ipliklerinin sayısı trilyonlarca olacak ve bu iplikler bir objenin molekül veya partiküllerine girdiğinde, titreşimlerin frekansı başka bir seviyeye ulaşacaktı. Böyle bir durumda eğer saplanan mızrak taş sütuna dokunursa, rüzgar tarafından uçurulacak şekilde toza dönüşürdü.

 

Tabi ki Lin Ming’in bu uzak diyara çok yolu vardı. Eğer gerçekten böyle rüya-gibi bir sınırı geçerse, bütün yazıt sembollerini hazinelere hiçbir zarar vermeden silebilirdi.

 

Bu elinden gelmediğinden şu anda saplamaların sayısını arttırıyordu, hazine buna dayanmak zorundaydı.

 

Wang Yuhan Wang Xuanji’nin yüzünün şaşkınlıkla renk değiştirdiğini fark etti. Kendisi tutamadı ve gerçek öz ses aktarımıyla sordu, “Büyükbaba, Lin Ming ne yapıyor?”

 

Wang Xuanji içini çekercesine nefes aldı ve dedi ki “Zırhtaki yazıt sembolünün iç yapısını hissetmek için ruh gücünü kullan, o zaman anlayacaksın.”

 

Wang Yuhan zırha ruh gücünü aktararak neyi fark edeceğini merak etti. Ruh gücünü zırhın içinden geçirdi.  Wang Yuhan’ın ruh gücü göreceli olarak zayıf olsa da, zırhın içinde neler olup bittiğine dair zayıf bir his vardı içinde.

 

Şaşkınlıkla ağzını kapatarak “Büyükbaba… Bu nasıl mümkün olabilir?”

 

Wang Xuanji kafasını salları ve kederli bir gülümsemeyle dedi ki “Benim de bu tekniği ilk görüşüm. Tek tahminim bunun özel bir gerçek öz manipülasyon metodu olduğudur. Bu manipülasyon sayesinde gerçek özler birer ipliğe dönüşüyor ve iplikler zırhın içine işleyip titreşerek yazıt sembolünü yok ediyor. Bu teknik inanılmaz düzeylerde gerçek öz kontrolü istiyor. Birisinin bunu yapabildiğine inanamıyorum.”

 

Wang Yuhan daha fazla şey sormadı. Sadece gözlerini kapatıp hazinenin içindeki enerji değişimlerini hissetmeye çalıştı. Bu sefer baktığında, gerçek öz ipliklerinin yazıt sembolünün incecik, örümcek ağı gibi olan yapısını kopardığını fark etti. Kendini gizli bir hisle sarılmış gibi hissetti. Karşısına dünyanın sonsuz gizemlerini içeren büyük bir kapı çıkmış gibiydi. Fakat ne kadar bakarsa baksın, net bir şekilde göremiyordu.

 

Sanki cennet ve dünyanın bütün gizemleri parmaklarının ucundaydı fakat onlara dokunamıyordu, bu yüzden Wang Yuhan heyecanlı, fakat dayanılmaz derecede gergindi.

 

Lin Ming tek nefeste 600 700 saplama gerçekleştirmişti. İnanılmaz bir fiziki gücü olmasına rağmen “Gerçek İlkel Kaos Formulü”yle gerçek özünü destekliyordu ve alnındaki tek damla terden bir parıltı saçılıyordu.

 

Lin Ming durdu, mızrağını geri çekti ve Delici Gökküşağı mızrağı uzaysal yüzüğe geri döndü.

 

Hazine zırha gelince, yüzeyinde birkaç ufak beyaz çizgi olması dışında herhangi bir hasar almamıştı.

 

Sonunda bitirmişti. Her ne kadar “İpek Gibi Akış” karşılaştırılamaz derecede nefis yapılmış olsa da, kitabe sembolünün yapısı ve zırh tek parça haline gelmişti. Lin Ming kaçınılmaz şekilde zırhın iç yapısına zarar vermişti. Yok ettikleri arıtma ustasının hazineyi yaratırken koyduğu gerçek öz dizisiydi.

 

Bu tarz bir hasar zırhın savunma kabiliyetine zarar vermezdi fakat gelecekte kullanıcı gerçek özünü zırhta biriktirirken ayak bağı olabilirdi.

 

Fakat öyle olsa bile bu Wang Xuanji’yi etkilemeye yetti. Eğer sembolü silen kişi usta bir simyacı olsaydı da bu tarz bir hasardan kaçınamazdı.

 

Eski yazıt sembolünü aradan çıkardıktan sonra, Lin Ming yeni bir tanesini çizmeye hemen başlamadı. Onun yerine meditasyon durumuna geçti ve “Gerçek İlkel Kaos Formulünü” yeniden döndürdü ki gerçek özü uygun düzeye ulaşsın.

 

“Gerçek İlkel Kaos Formulü” gerçek öz sağlamakta çok faydalıydı. Çok kısa bir süre içinde Lin Ming'in enerjisi doldurdu.  Bir para kağıt çıkardı ve gerekli materyalleri yazmaya başladı. Yakın zamanda, Lin Ming Gökyüzü Servet Krallığı’nın kitabe teknikleri ağında sıklıkla bulunmuştu ve gereken materyallerin ismini biliyordu. Gökyüzünden Düşen Kıta ve Tanrıların Diyarından farklı olması onun için kafa karıştırıcı ve değişik bir deneyimdi.

 

Listeyi yazmayı bitirdikten sonra, Yazıt Derneği’ndeki genç resepsiyonist kadına listeyi uzattı ve “Zahmet olmazsa bu materyalleri hazırlayabilir misiniz?”

 

“Ah, tabii ki” dedi genç resepsiyonist kadın listeyi alırken.

 

Wang Yuhan aniden dedi ki “Ben de sizinle geliyorum.”

 

Artık Lin Ming’in asistanıydı sonuçta, materyalleri hazırlamak ana görevlerinden biriydi.

 

Yazıt Derneği Gökyüzü Servet krallığındaki en büyük ve en zengin materyal deposuydu. Her ne kadar Lin Ming bazı bulunması zor materyaller yazsa da, hazırlaması kolay olurdu.

 

Lin Ming’in çizmeyi düşündüğü yazıt sembolü “Buz Tutmuş Gardiyan”ın basitleştirilmiş haliydi.

 

Bu tarz bir kitabe sembolü hem dövüş sanatçısının gerçek özünü geri kazanmasını hızlandırır, hem de ufak bir savunma avantajı kazandırırdı. Eğer “But Tutmuş Gardiyan”ın orijinalini yaparsa, kullanan kişi “Donmuş Buzun Yüzüğü” yazıt tekniğini de kullanabilirdi. Bu teknik saldırı sırasında aktifleştirildiğinde dondurucu bir gerçek öz akımı salar ve rakibin hareket hızını sert bir şekilde düşürürdü.

 

Fakat orijinal “But Tutmuş Gardiyan” bazı çok nadir ve değerli materyallere ihtiyaç duyuyordu. Bunlar arasında Yazıt Derneği’nin bile bulamayacağı birkaç parça vardı. Sadece bu değil, aynı zamanda Lin Ming’in ilk “Buz Tutmuş Gardiyan” denemesi olacağı için bir miktar başarısız olma olasılığı da vardı.

 

Bu yüzden, basit versiyonunu kullanmaya karar verdi.

 

Lin Ming’in şu andaki gelişimi ve tekniğinin seviyesine bakıldığında, basit versiyonu görece daha kolaydı.

 

Lin Ming gerçek öz ses aktarmasıyla Wang Yuhan’a “15 gram yıldız taşının tozunu alıp yarım kase üçüncü seviye canavar kanıyla iyice karıştırın. Siyah kemik çimeninin suyunu alıp bunun üç katı kadar soğuk kaynak suyuna koyun…” Lin Ming gerçek öz ses aktarmasıyla istediği materyalleri hızlıca söyleyip nasıl işleyeceğini anlattı. Bu materyallerin hazırlanması çok karışık ve detaylıydı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44253 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr