Martial World - Bölüm 103: Momentumu Topla

---

 

Çeviri: Emloveer Düzenleme: Kharsmi

 

 

K.N: Savaşın tamamı gelecek burada bitirilir mi yazmayın aşağıya  :D

Zhu Yan'ın kılıcından kızıl bir hava yayılıyordu. Zhu Yan'ın ismi, parlak kırmızı alev anlamına geliyordu ve gerçek özü de bu özelliği yansıtıyordu. Bu yüzden Zhu Yan'ın kılıç becerileri genellikle alev ile bağlantılıydı! Gerçek özünün karakteristik özellikleri sayesinde, ateş özellikli savaş becerisi kullanırsa gücü de artacaktır!

 

Zhu Yan'ın kılıcından kızıl hava dalgaları yayılırken serin bir hava Savaş Sahnesini sardı ve sonrasında kavurucu bir rüzgara dönmeye başladı. Zhu Yan hamlesini yaptı!

 

Ateşten olan gerçek öz, Kızıl Alev Kılıcına doğru aktı. Zhu Yan'ın kılıcı, sanki havada duran bir ateş bulutu gibi gökyüzüne büyük bir ağ ördü.

 

''Savaş Becerisi - Sınırsız Günbatımı Işığı!''

 

Kıvılcımlar dışarıya doğru fırladı ve büyük bir sıcaklık artışı gerçekleşti. Tüm Savaş Sahnesinin sıcaklığı yukarıya doğru fırladı. Sahneye yakın oturan öğrenciler geri adım atmak zorunda kaldı. Önemli kişiler ise muhafızları tarafından korunuyordu. Muhafızlar onları korumak için gerçek öz bariyeri kurmuştu.

 

Zhu Yan başlar başlamaz savaş becerisi kullanmıştı. Kazanmak için her şeyi yapıyordu!

 

Sıcak bulutlarla dolu olan gökyüzü kırmızı bir hal almıştı ve Lin Ming'in vücudundaki sayısız küçük şey çınlamaya başladı. Vücudundaki gerçek öz, kendiliğinden titremeye başlamıştı. Bu, Lin Ming'in Gerçek İlkel Kaos Formülünün İkinci Seviyesine ulaşarak elde etmiş olduğu yoğun gerçek özdü!

 

Bu yoğun gerçek öz titreşirken, 820 jinlik mızrak olan Gökkuşağı Delen de titremeye başladı.

 

Bu titreşimler giderek güçledni ve Lin Ming'in aurası ile birleşmeye başladı. Ve ardından, her yöne doğru dağılan güçlü bir rüzgar halini aldı!

 

Kızıl bulutlar ona doğru gelirken Lin Ming hareketsiz kaldı. Sonra aniden sağ elini hareket ettirdi ve  dışarıya doğru hareket etti!

 

Peng!

 

Sağır edici bir ses çıkartan patlama ortaya çıktı. Mızrağın momentumu tıpkı bir çığ gibiydi ve sınırsız miktarda kızıl bulut, bitmek bilmeyen bir rüzgarla birleşti ve alevden bir kasırga haline geldi. Bu ateşin ortasında,  mızrağın ucunda yoğunlaşmış bir alev girdapı vardı. Bu hava akımı, birden Zhu Yan'a doğru ilerledi!

 

"Pah!" Bu girdap, Zhu Yan'ın vücudunu delip geçen bir koni gibiydi!

 

Alarma geçmeye fırsat bulamadan,  Alev Rüzgarı tarafından delinen Zhu Yan, yavaşça kaybolan bir gölgeye çarpmıştı.

 

''Ardışık Görüntü mü?''

 

''Bu Tanrının Gölge Adımı!'' Zhu Yan, böylesine derin bir hareket tekniğini geliştirmeyi başarmıştı!

 

Zhu Yan altı aydır toplumun önünde savaşmıyordu. Sadece Yedi Derin Savaşçı Evinin öğrencileri, Sıralama Taşı sayesinde onun gücünü biliyordu. Ama onlar da On Bin Öldürme Dizilimine bakamıyorlardı ve bu yüzden, Zhu Yan'ın nasıl savaşacağını ve ne tür beceriler kullanacağını bilmiyorlardı.

 

Zhu Yan tıpkı rüzgarın içinde hareket eden bir hayalet gibiydi. Aniden Lin Ming'in olduğu yerde ortaya çıktı!

 

Daha doğrusu Zhu Yan'dan önce kılıcının ortaya çıktığını söylemek daha doğru olurdu!

 

Bir anda kılıcı 24 kere sağa sola savurdu!

 

Cha cha cha cha...

 

Kılıcın ışığı, sert ve ölümcül bir hal almıştı. Zhu Yan'ın kılıç ustalığı, şimdiden mükemmellik noktasına ulaşmıştı!

 

14 yaşındayken, Yeşil Dut Şehrinde Zhu Yan, kılıç ustalığı ile ünlüydü.  Sonrasında bir yıllığına orduya katıldı ve Yedi Derin Savaşçı Evinde iki buçuk yıl kendine eziyet ederek antreman yaptı. Bu üç yıllık süreçte, kılıcını bile iyice kavramıştı. Kılıcı sanki yere doğru eriyormuş gibiydi. Kimse kılıcı göremiyordu. Sadece kılıcın ışığı gözüküyordu!

 

Zhu Yan bile kılıcın izlediği yolu göremiyordu, Bu nasıl engellenebilirdi ki?

 

Yedi Derin Savaşçı Evi sıralamasının en üstündeki kırk öğrenci ve önemli insanları korumaya gelen Kemik Dövme Aşaması Ustaları bile bu kılıcın ışığını izlerken tüyleri diken diken olmuştu. Onlar savaşıyor olsaydı, bu kılıcın çıkardığı ışık yüzünden onlar bile yenilebilirdi! Lin Ming'in hareket tekniği yalnızca Temel Hareket Tekniğiydi. Nasıl bundan sıyrılabilecekti?

 

Tüm bu düşünceler bir anda ortaya çıktı. Kılıç ışığının parıltısının arasında, bunları düşünmek için oldukça geçti. Ama o sırada, Lin Ming mızrağını kaldırdı.

 

Gökkuşağı Delen, tıpkı bir siyah ejder gibi dışarı fırladı. Bu hamle esnasında gerçek öz, dalgalı bir deniz gibi titredi ve kılıç ışığının olduğu her yöne doğru saçıldı.

 

Ding ding ding ding ding ding ding!

 

Çok kısa bir sürede, Gökkuşağı Delen'in Zhu Yan'ın kılıcına kaç keç vurduğu bilinmiyordu. Bu sırada Zhu Yan, sanki kılıcıyla bir dağı kesiyormuş gibi hissetti. Lin Ming'in mızrağı gerçek özü titretmeye devam ediyordu. Sanki dağda bir deprem oluyormuş gibiydi ve kılıç ışığına doğru saçılıyordu.

 

Zhu Yan, Lin Ming'in mızrağını kıpırdatamıyordu. Kılıcını geri çekemezse, Lin Ming'e batırabileceğini hissetti. Ama sonrasında biraz ağır davranırsa, vücudunun bu yoğun titreşimler yüzünden parçalara ayrılacağını düşündü.

 

Bu garip titreşim, Zhu Yan'ın kılıcına büyük bir baskı uyguluyordu.

 

Bu titreşim yüzünden vücudunun da etkilendiğini fark eden Zhu Yan, gerçek özünü topladı ve geri çekilmek zorunda kaldı.

 

Dong dong dong dong! Zhu Yan sendeledi ve yere düştü. Birkaç adım geriye atmak bile zordu. Hareketleri, onun tüm ışığını ve canlılığın kaybettirmişti.

 

"Mm? Zhu Yan'a ne oldu?''

 

''Ne oldu öyle? Zhu Yan o kadar kılıç hareketi yapmıştı, nasıl oldu da Lin Ming'in mızrağıyla geriye doğru düştü?''

 

''Nasıl o kılıcı ona batıramadı? Kılıç hareketleri o kadar hızlı ki gölgesini bile göremiyoruz. Lin Ming'in mızrağından daha hızlı olması lazımdı!''

 

Orada bulunanlardan hiçbiri, Lin Ming'in mızrağındaki gizemi anlayamamıştı. Onlara göre, Zhu Yan'ın üstün hareket kabiliyeti ve kılıç hızı, kolayca Lin Ming'in mızrağından kaçınacak ve Lin Ming'i parçalara ayıracaktı. Ancak olay tam tersine döndü ve Zhu Yan, Lin Ming'in mızrağı yüzünden perişan bir hale düştü. Lin Ming sakin bir şekilde sahnede duruyordu. Tek bir adım bile atmamıştı!

 

Kemik Dövme aşamasındaki muhafızlar bile neler olduğunu anlamamıştı.

 

İnsanların kendi aralarındaki konuşmalarını duyan Hong Xi gülümsedi. İçinden düşünüyordu, ''Lin Ming, bu çocuk gerçekten bir canavar. Mızrağına Beden Yırtan Kemik Parçalayan Yumruğu entegre etmeyi başardı. Birisi bu korkunç mızrağı tatmadan, o korkutucu duyguyu hayatta anlayamaz. Başlangıçta, babası da bu hamle sayesinde birçok kişiyi yerle bir etmişti. Şimdi bu çocuk da Zhu Yan'a bu korkunun nasıl bir şey olduğunu hissettiriyor.''

 

Zhu Yan, büyük bir zorlukla kanamayı durdurmayı başardı ve alnından soğuk terler akıyordu. O sırada, kalp atış ritminin değiştiğini hissetti. Sanki vücudunda akan tüm kan, terse doğru iten bir şeyle engelleniyor gibiydi. Neler oluyordu?

 

Lin Ming'e doğru baktı. Lin Ming öylece duruyordu, Gökkuşağı Deleni tutarak onu işaret ediyordu.,

 

Öylece durarak, derin bakışlarla Zhu Yan'ı inceliyordu. Bu his, Zhu Yan'ı sardı ve Zhu Yan bir an için hareket bile edemedi.

 

"Mm? Korktun mu?'' Zhu Yan ürküyordu. Kalbinden tamamen bilinçsizce ortaya çıkan bir korku duygusu yayılıyordu! Korku, bir Dövüş sanatçısı için kötü bir haberdi. Amaç Testinin ilk aşaması, korkuların üstesinden gelebilmek için bir cesaret testiydi!

 

Ve bu korku hissi, Lin Ming'den gelmişti!

 

''Bu çocuk!''

 

Zhu Yan'ın kalbindeki öfke arttı. Bu durumu kabullenemiyordu! Karınca olarak gördüğü bir çocuk tarafından çiğnenmeyi gururune yediremiyordu!

 

Zhu Yan'ın gözlerinde soğuk bir ışık parladı. Öfkesi, korku hissinin kesilmesine sebep oldu. Dışarıya doğru fırladı ve birkaç ardıl görüntü onu takip etti.

 

Zhu Yan ileriye doğru koşarken, kılıcından üç tane kızıl alev püskürdü. Bu alev, Zhu Yan'ın kılıcına doğru akan büyük miktarda gerçek öz ile oluşmuştu.

 

Hızı yeterli olmadığı için Zhu Yan güç kazanacaktı!

 

Zhu Yan bağırdı ve yukarıya doğru zıpladı. İki eliyle kılıcını kavradı ve aşağıya doğru indi!

 

''Kayan Yıldız Kesiği!''

 

''Bu orta-sınıf-insan-adımı 'Kayan Yıldız Kesiği'! 'Sınırsız Günbatımı Işığından daha güçlü bir savaş yeteneği!"

 

Kalabalıktan birkaç söz çıktığı sırada, Zhu Yan'ın kılıcı etraftaki tüm alev özünü emmişti. Kılıcın görünümü tıpkı gökyüzünden yere doğru düşen, sert ve yanan bir meteor gibiydi!

 

Lin Ming dudağını büktü. Güce karşı güç mü? Bu onun en sevdiği şeydi!

 

Lin Ming mızrağını kullandı. Gökkuşağı Delenini havaya doğru savurdu ve yere doğru dairesel bir yay çekti, sonrasında Savaş Sahnesinin yüzeyinde bir ay deseni ortaya çıktı.

 

Lin Ming, Zhu Yan'ın kılıcının olduğu noktayı hedef aldı ve oraya doğru ilerledi!

 

Her iki taraf da şimşek gibi hızlı hamleler yaparken, savaşın ortasında bir ustanın kılıç noktasını bıçaklamak, bunu dile getirmekten daha zor bir meseleydi. Ancak Lin Ming, uzun yıllar boyunca bunun için pratik yapmıştı ve bir ay boyunca çılgınca mızrak antremanı yapmıştı. Yani becerilerinde sağlam bir temel elde etmişti. Mızrağını sanki koluymuş gibi hareket ettirebiliyordu. Gizli bir iğne ya da gizli bir silah olsa bile, Lin Ming mızrağının noktasıyla onu bulabilirdi!

 

Ding!

 

Lin Ming mızrağını, Zhu Yan'ın kılıç noktasına doğru sürükledi!

 

Bu üç ayaklık Kızıl Alevli kılıç, nasıl 820 jinlik bir Gökkuşağı Delen mızrakla kıyaslanabilirdi ki?

 

Gökkuşağı Delen ve Kızıl Alev kılıcı temasa girdiğinde, metaller sürtünüyormuşcasına bir ses ortaya çıktı. İkisinin çarpışması sonucu ortaya çıkan büyük basınç yüzünden, bir dolunay gibi eğildiler!

 

Bu olduğu sırada Lin Ming, Zhu Yan'ın Kayan Yıldız Kesiğine karşı koymak için gerçek özünü titretti. Yoğun titreşimler, Zhu Yan'ın kan akışının daha da hızlanmasına sebep oldu!

 

Peng! Kızıl Alev Kılıcı şeklini tekrar kazanırken Zhu Yan'ı geriye uçurdu!

 

Ama 'Kayan Yıldız Kesiği' orta sınıf insan adımı savaş becerisiydi. Lin Ming de Zhu Yan'ın momentumu yüzünden üç adım gerilemek zorunda kaldı!

 

''Bu Lin Ming'in geri adım atmak zorunda kaldığı ilk andı!''

 

''Geriye uçurmayı geçtim, sahneye çıktığından beri ilk defa adım attı adam!''

 

Herkes doğal olarak bu detayı fark etti. Bundan önce Lin Ming, tek bir adım bile atmamıştı.

 

''Kelimeler bunu anlatmaya yetersiz.. Lin Ming'in dirençli aurası, bir dağ gibi sabit ve kararlı. Onun bu şekilde hareket etmesi, Zhu Yan'ın momentumunun nasıl bir basınca sahip olduğunu kanıtlıyor.'' Yaşlı öğrenciler söyledi. Onlar Zhu Yan'ın kaybetmesini istemiyorlardı. Ünlü ve eski bir öğrencinin, yükselen yeni bir öğrenciye kaybetmesi...Sanki Zhu Yan ile aynı gemide gibi hissediyorlardı.

 

…

 

''Büyük Kardeş, Lin Ming ile Zhu Yan'ın arasındaki savaş tıpkı Zhang Cang ile yaptığı savaşa benzemiyor mu? Zhu Yan ne bıçaklandı ne de parçalara ayrıldı, ama yine de büyük bir etkinin altında.'' Ta Ku maçı izlerken Ling Sen'e söyledi. Onlar Savaş Sahnesinin köşesinde duruyorlardı.

 

''Mm. Lin Ming'in mızrağının içinde bir gizem var. Daha önce bazı eski metinleri okudum ve mızrak becerilerinin büyük başarısına ulaşmış olan dövüş sanatçılarının dünya kurallarını anlayabildiğini ve bazı yasaları anladığını fark ettim. Bu yasaları mızraklarına yerleştirip 'mızrak potansiyellerini' oluşturabiliyorlar. Kılıçlar için de benzer şeyler geçerli. Bu tür ustalar, bir düşmanla karşılaşırken herhangi bir silaha ihtiyaç duymaz. Bu potansiyele bağlı oldukları sürece, düşmanlarını tamamen öldürebilirler! Lin Ming'in mızrak becerileri bana bunları hatırlatıyor.''

 

''Büyük kardeş, konuştukça sözlerin daha garip bir hal alıyor. Lin Ming kaç yaşında? Bu mızrak potansiyelini nasıl kavrayabildi ki?''

 

''Tabii ki kavramadı, yoksa Zhu Yan ile başa çıkmak için mızrağa gerek duymazdı. Tek yapacağı düşmanını öldürmek için bir şey düşünmek olacaktı. Lin Ming'in mızrağı, Zhu Yan'a çarpmadı bile ama Zhu Yan yine de etkilendi. Bu kısım cidden mızrak potansiyeli gibi gözüküyor!''

 

Ling Sen ve Ta Ku konuşurken, Zhu Yan yine Lin Ming ile savaşıyordu. Zhu Yan artık savaş becerisi kullanmıyordu. Hatta o güzel kılıç ışığını bile kullanmamıştı. Tek yaptığı sıradan kılıç hamleleriydi. Ancak bu şekilde bile, kılıcı görünmez bir güç tarafından baskıya uğruyormuş gibi hissetti ve yaptığı her vuruş engellendi.

 

Tam tersine Lin Ming'in hamleleri gittikçe şiddetlenmişti!

 

Momentumunu topluyordu!