Çeviri: Xanaphia Düzenleme: Kharsmi

Bu tabii ki harika bir şeydi. Lin Ailesi her zaman Zhu Ailesi tarafından bastırılıyordu, hatta genç nesilleri de Zhu Yan tarafından bastırılıyordu. Şimdi ise Lin Ming acımasızca adaleti yerine getirebilecek durumdaydı, hatta Zhu Yan’a mızrağının ucuyla meydan okumuştu. Lin Ailesi’nin genç nesillerini bastıran bu dağın devrilmesi tabii ki kendilerini çok mutlu ederdi.

O akşam Lin Ailesi’nin Göklerin Talihi Şehri dalına 12 uzun menzilli ses iletim tılsımı daha kullanılmıştı, “Elinizdeki her kaynağı Lin Ming için kullanmaktan çekinmeyin. Lin Ming için en iyi ve en ideal şartları yerine getirmeliyiz ki bundan bir ay sonra Zhu Yan’ı yenebilsin.”

Yani bugün Lin Ailesi’nin başının talimatlarıyla, Lin Ailesi’nin buradaki dalı Lin Wu’dan Lin Ming’i desteklemek için olan kaynakları iletmişti.

“Bu…” Lin Ming, Lin Wu’nun elindeki küçük porselen şişeye ve küçük yeşim kutuya bakıyordu.

“Lin Ailesi’nin başı, 12 uzun menzilli ses iletim tılsımı ile ailenin buradaki dalına bir mesaj yolladı. Senin iyi antrenman yapmanı istiyor ve Zhu Yan’ı yenmen için elinden geleni yapmanı istiyor.”

Lin Ming porselen şişeyi ve yeşim kutuyu aldı. Porselen şişeyi açtığında, içinde on hap gördü. Haplar parlak ve yuvarlaktı, aynı zamanda zarif ve güzel kokuyorlardı. Bunları gördüğü anda bu hapların üstün ilaçlar olduğunu anlamıştı.

“Yüksek seviye Ruh Toplama Hapı mı?”

Ruh Toplama Hapı’nın ana malzemesi 100 yıllık Yuan meyvesidir. Değeri 100 yıllık Kan Lingzhi’sinden daha az değildir.

Ama bir yüksek seviye Ruh Toplama hapı, 300 yıllık Yuan meyvesinden yapılıyordu. Değeri de bu yüzden sıradan bir Ruh Toplama Hapı’ndan yedi kat daha fazlaydı. Dahası bunları her önüne gelen satın alamazdı!

Bir Ruh Toplama Hapı doğrudan kişinin gücünü arttıramaz, ama dövüş sanatçısının gerçek özünü yoğunlaştırma yeteneğini geliştirir, böylelikle gelişim hızını da arttır.  Bu tür haplar kişinin gücünü yavaş arttırırdı ama herhangi bir yan etkisi olmazdı. Bu yüzden bu tür haplar sık sık yutulabilirdi.

Bu yüzden dövüş sanatçılarının kullandığı haplar arasında Ruh Toplama Hapı en fazla tüketilen haptı. Lin Ailesi’nin yollamış olduğu bu yüksek seviyeli Ruh Toplama Hapları’nın olduğu şişe yaklaşık 20 bin altın tael değerindeydi.

Aile gerçekten de kesenin ağzını açmıştı.

Lin Ming, Lin Wu’ya baktıktan sonra yeşim kutuyu da açtı. Açtıktan sonra içinde titizlikle yerleştirilmiş iki kat kristal kadar berrak taş gördü. Gerçek öz taşlarıydı bunlar!

Lin Ming kutunun içinde 30 tane gerçek öz taşı saymıştı!

30 gerçek öz taşı az değildi! Ayrıca bu gerçek öz taşları sanki yarı şeffaf bir camdan yapılmış gibi parlıyordu. Yedi Derin Savaşçı Evi’nin verdiklerine göre biraz daha saflardı.

Bu gerçek öz taşlarının da ederi fazlaydı!

Bu Ruh Toplama Haplarını ve gerçek öz taşlarını görünce Lin Ming anlamıştı ki, eğer bu büyük hediyeyi kabul ederse, sözsüz bir şekilde Lin Ailesi’nin doğrudan öğrencisi olmak istediğini onaylamış olacaktı.

Lin Wu, Lin Ming’in bakışlarının değiştini fark etmişti, Lin Ming’in aklındakini az çok tahmin edebiliyordu. Biraz utanarak ve aynı zamanda özür mahiyetinde konuştu, “Genç Kuzen, biliyorum ki, bu kek üzerindeki krema gibi tam zamanında gelen yardım tamamen gönüllerinden kopan bir şey değil. Göklerin Talihi Şehri’ne ilk geldiğinde, ailenin gölgesinin bile sana yardım etmediğini ya da destek çıkmadığı biliyorum. Şimdi genç kuzen erkekler arasında bir ejderha olunca, hapları ve gerçek öz taşlarını gönderiyor. Bu gerçekten onurluca ve adil bir davranış değil ama bunların da bir nedeni var. Ailenin kaynakları kısıtlı…  Lin Ailesi’nin çok fazla çocuğu var. Eğer her nesle aile servetinden eşit şekilde pay verilseydi, Lin Ailesi çoktan kaybolup giderdi.”

Lin Ming, Lin Wu’nun ne demek istediğini anlıyordu. Lin Ming’in büyük büyük ninesi, aile reisi gibi bir kadın olan Madam Fang’dı. Bu akrabalık Lin Ming’e geçti. Büyük ailenin çocukları birçok eş alırlardı ve böylece büyürlerdi. Her yeni nesil ile mirasçıların sayısı ve torunların sayısı katlanarak artardı. Aile geleneklerinin devam edebilmesi için, aile servetinin dağılmaması gerekiyordu.

Aile, küçük aile dallarına yönetmeleri için bazı işletmeler verirdi ve bu uzak aileler bu şekilde maaş alırdı. Sadece bu bile, aile dallarına yapılan bir nezaket sayılırdı. Aslına bakıldığında bu çok cömert bir hareketti. Eğer Lin Ming’in dövüş sanatları ile uğraşmasa, ailesi hayatlarını oldukça varlıklı bir şekilde devam ettirebilirdi.

Lin Ming, Lin Ailesi’nin soyadını taşıdığı için biraz şükran duyuyordu ama kendini gerçek manada onlara ait hissetmiyordu. Ama Lin Ming biliyordu ki, ebeveynleri çok geleneksel ve ciddi bir zihniyete sahipti. Her zaman bir gün ana aileye dönmenin hayalini kurarlardı. Onların gözünde atalarını tanımak ve ana aileye dönmek en doğru, olması gereken şeydi.

Ailesinin statüsü yükselebilir ve hatta ailenin başından saygı ve hürmet görebilirlerdi!

Ebeveynleri için bu bir şerefti ve bu şerefi kendisi getirebilirdi. Hangi aile çocuğunun büyük şeyler başarmasını ve evine zenginlik ile onur getirmesini istemezdi ki? Lin Ming Yedi Derin Savaşçı Evi’nde yüz yıldır görülmemiş bir yetenekti. Yükselen yıldızı atalarını onurlandırmaya yeterdi.

Bunu düşündükten sonra, Lin Ming hapları ve gerçek öz taşlarını kabul etti. “Ailenin başına benim için teşekkür edersin.”

“Çok mütevazisin genç kuzen. Lin Ailesi sana teşekkür ediyor ve bizim için kazanmanı umuyor.” Lin Ming’in hediyeleri kabul ettiğini görünce Lin Wu rahatlamıştı ve derin bir nefes almıştı. Lin Ming’in aileye karşı soğuk ve yalnız bir kalbi olmasından korkuyordu.

Yıl sonuna sadece birkaç ay kalmıştı. Lin Ming kafasında çoktan hesaplamalar yapıyordu. Yedi Derin Savaşçı Evi’nin okul dönemi sonunda bir tatil dönemi olurdu. Savaşçı Evi öğrencileri genelde eve döner ve yeni yılı kutlardı. Kendisi de bundan faydalanıp ailesini ziyaret etmek istiyordu. Babası ve annesi hayatları boyunca çok çalışmıştı; rahat ve konforlu bir emeklilik hayatını hak etmişlerdi.

Lin Wu ile vedalaştıktan sonra, Lin Ming hapları ve gerçek öz taşlarını alarak Gökkuşağı Delen ile bir kez daha Buzlu Gölet Şelalesi’nin yolunu tuttu.

“Genç acemi Lin.” Buzlu Gölet Şelalesi’nden sorumlu diyakoz Lin Ming’i görür görmez karşılamak için yüzüne aydınlık bir gülümseme bürünmüştü. “Genç Acemi Lin gerçekten de göz alıcı ışıkların tadını çıkarıyor. Ama gerçekten de fazla mükemmel; 62. sıra! Korkunç, korkunç ve kesinlikle eşi görülmemiş bir durum!”

Lin Ming gülümsedi ve cevap vermedi. Son iki gündür benzer şeyleri çok sık duyuyordu.

“Genç Acemi Lin, hangi zorluk seviyesini istersin?”

“Dokuz!”

Buzlu Gölet Şelalesi diziliminin en zor seviyesi 12. Seviyeydi. Kişi daha derine ve daha yüksek seviyeye gittikçe, dizilimin zorluğu da artıyordu. On ikinci seviyenin zorluğuna dayanabilen tek kişi Ling Sen’di. O bile en fazla bir tütsü çubuğunun yanış süresi kadar dayanabiliyordu ve sonrasında yüzeye çıkıp meditasyon yapmak zorunda kalıyordu. Bu yüzden Ling Sen 11. Zorluk seviyesinde çalışıyordu.

Bir ayda Lin Ming iki zorluk seviyesi atlamıştı, yedinci seviyeden dokuzuncu seviyeye çıkmıştı. Bu gerçekten inanılmaz bir şeydi ama Lin Ming sıralaması, kelimelerden daha çok ses getiriyordu.

“Tamam.” Diyakoz tereddüt etmeden hemen dokuzuncu zorluk seviyesini açtı.

Lin Ming, gelişim hızına yardımcı olması için yüksek seviye bir Ruh Toplama Hapı yuttu ve sonrasında Gökkuşağı delen ile buzlu gölete daldı.

Buzlu gölete girdiği gibi, bir kez daha kemiklerini dondurabilecek o soğukla karşılaşmıştı, sanki her yönden minik iğneler kendisine batırılıyordu. Bu zorluk seviyesi işleri kızıştırmıştı!

Yedi Derin Savaşçı Evi’nin kaynakları arasında, Ruh Toplama Hapları ve gerçek öz taşları tam anlamıyla bir hazine sayılamazdı. Sadece yedi büyük öldürme dizilimi bir hazine olarak düşünülebilirdi. Her dakikası ve saniyesi çok kıymetliydi; buradayken saniyenin onda birini bile boşa harcayamazdı!

Sadece iki saati vardı. Lin Ming şelalenin altındaki büyük kayada durdu. Gökkuşağı Deleni sabit ve eşit tutuyordu. Dokuzuncu zorluk seviyesinde, şelalenin etki gücü çok fazla artmıştı. Lin Ming mızrağını şelalenin altında kavradığında, birden bu fena baskıyı hissetmişti, kolu her an bu ağırlığın altında kırılabilecek gibiydi.

Şelale diziliminin etkileri altında dayanmak kolay değildi. Su da dondurucu soğukluğa sahipti. Durmadan akan su, vücut ısısını sürekli olarak düşürüyordu. Şelalenin altında yatay olarak tuttuğu 820 jinlik mızrağı da ekleyince, kendi kalın gerçek özü ve muhteşem gücü bile göz açıp kapayıncaya kadar tükenmişti!

Lin Ming bile, gerçek öz taşından gerçek öz özümseyerek kendine destek olmak zorunda kalıyordu.

“Mm? Özümseme hızı %50 artmış!” Lin Ming şaşırmıştı ama sonrasında hemen anladı ki bu Yüksek Seviye Ruh Toplama Hapı’nın etkisiydi.

1800 altın taellik, yüksek seviye Ruh Toplama Hapı’nı yemek, ufak çapta bir hazineydi. Bu tür lüks ve muhteşem bir hapın etkileri özellikle daha iyiydi!

Gerçek öz taşı ve yüksek seviye Ruh Toplama Hapı, ne kadar zengin olursanız olun satın alması zor şeylerdi. Bu iki malzeme ile Lin Ming, son derece şiddetli olan durumda beklenmedik şekilde dayanabilmişti!

Normalde, en fazla yarım saat kadar nefesini tutmayı düşünmüştü, ama şimdi gerçek özü tükenmiş olsa da, yüksek seviye Ruh Toplama Hapı’nın ve gerçek öz taşının bedenini desteklemesine güvenip, zar zor da olsa devam edebiliyordu.

Lin Min’in duyduğu acı katlanılması zor olsa da, kendisi hâlâ dayanıyordu.

Bu durumunu sürdürmesinin muazzam etkileri oluyordu. Mızrak becerileri hızla gelişiyordu ve bedenindeki gerçek öz de sertleşiyordu, aynı zamanda bedenindeki minik birimlerin senkronizasyonu da artıyordu!

Kaslarının ve organlarının her noktası, bağımsız olarak gerçek öz emiyordu. Bedeni durmaksızın bu vahşi soğuğa direniyordu. Normalde bir dövüş ustası çalışırken, vücudundaki bazı noktaların gelişmemesi kaçınılmazdır. Ama bu şekilde vücuttaki her noktanın bağımsız bir şekilde gerçek öz emmesiyle, öyle bir durum yaşanmıyordu.

Lin Ming tek nefesiyle çokta yarım saat dayanmıştı!

İnsanı ısıran dondurucu soğuk yüzünden vücut sıcaklığı çok düşük derecelere düşmüştü. Normal bir insan olsa çoktan ölmüş olurdu ama bir dövüş sanatçısı gerçek özü ile kan akışını koruyabiliyordu.

Çok uzun süredir bu durumda olmasından dolayı Lin Ming’in bilinci kaybolmaya başlamıştı. Yavaşça, şelalenin gürültülü sesi zayıflamıştı ve sonunda tamamen kaybolmuştu. Lin Ming’in zihni, tamamen sessiz ve sakin bir boşluktaydı. Burada sanki her etkinin sesini açıkça duyabiliyordu, yavaşlamış olan kendi kalp sesini bile duyabiliyordu. Kalbi bir davul gibi atıyordu.

O sırada, Lin Ming ruhunun bedeninden bir kez daha çıktığını hissetmişti. Bedeninde bir kez daha, daha önce yaşayıp akıl erdiremediği şey yaşanıyordu. Kendi bilinciyle bedenini kontrol edemediği için, gerçek özü içgüdüleriyle uyum içinde dolaşıyordu. Bu dolaşım rotası, Lin Ming’in gerçek özünü kendisinin dolaştırmasına kıyasla, kusursuzdu!

Lin Ming bilmiyordu ama, bu durum ‘Savaşçı Niyeti’nin tam gelişmemiş haliydi.