Çeviri: Xanaphia Düzenleme: Kharsmi

Zhu Yan, Zhang Cang’ın kendisine iyi haberler iletmesini beklerken, kar beyazı porselen kaşığını kuş yuvası çorbasına batırıp çıkarıyordu. Ancak ses iletim tılsımı hala aydınlanmamıştı.

Yemeği dinlenirken, kapı çalmıştı.

“İçeri gel.” dedi Zhu Yan.

Kapı yavaşça açıldı ve Zhu Yan’ın yaşlı hizmetkarı saygıyla kendisine doğru yürüdü. Bu yaşlı hizmetkar İç Organ Eğitimi aşamasındaydı. Zhu Yan’a fısıldamak için eğildi.

Duyduklarından sonra Zhu Yan’ın yüzünün rengi tamamen değişmişti!

Peng!

Elindeki küçük, altın işlemeli kaseyi ikiye ayırmıştı! “Ne dedin sen!?”

Lan Yunyue korkarak yerinden zıplamıştı ama yaşlı hizmetkar bu tür tepkilere alışıktı. Yarım adım geri attı ve bir kez daha konuştu, “Genç Usta, Zhang Cang, Lin Ming tarafından üç hamlede yenildi. Kan kusacak derecede ağır yaralı ve bilinci hâlâ kapalı.”

Böyle beklenmedik bir sonucu duyunca Zhu Yan hayret ve kızgınlık içindeydi, ama Lan Yunyue tamamen şok olmuştu. Lin Ming gerçekten kazanmış mıydı? Zhang Cang’ı sadece üç hamlede mi yenmişti? Ağzından kan getirecek kadar kötü mü yaralamıştı?

Bu nasıl olabilirdi? Aslında Zhang Cang’ın Lin Ming’e karşı fazla zalim davranacağından dolayı endişe içindeydi ama bu sonuçlar tam tersiydi.

Zhu Yan kasvetli ve ürkütücü görünüyordu. Lin Ming'e ne kadar yüksekten değer biçmiş olsa da, Savaşçı Evi’ne geldikten sadece bir ay sonra, sıralaması 100 civarında olan Zhang Cang’ı yenebileceğini düşünmemişti. Eğer Lin Ming’e daha fazla zaman verirse, bu çocuk tepesine çıkabilir miydi?

Şimdiye kadar Zhu Yan, Lin Ming’e sadece eğlenceli bir meşgale gözüyle bakmıştı, sıkıldığı anda kurtulabileceği küçük, tatlı bir avdı. Lin Ming’in yeteneği kendisinden aşağıydı, gücü aşağıydı ve hatta aile geçmişi bile aşağıydı. Bazı değerli malzemeler ve ilaçlar almış olsa da kendisine tehdit olabileceğini bir anlığına bile düşünmemişti. Lin Ming ile uğraşma konusunda bile kendisini onun seviyesine düşüremezdi, bu yüzden önüne engeller ve tuzaklar koyuyordu. Ama hiçbiri Lin Ming’i durduramamıştı! Ve şimdi Zhu Yan’ın içinde derin bir kriz hissi doğmuştu.

Lin Ming’in gelişimi fazla hızlıydı. Hayal edilemeyecek kadar hızlı! Dört ay önce Beden Dönüştürmenin sadece birinci aşamasındaydı, yaralarını sarmak için nasıl ilaç bulacağı konusunda endişelenen acınası bir dövüşçüydü. Ama sonraki görüşünde giriş sınavlarındaki birinci kişi olmuştu!

Bu bile Zhu Yan için bir sorun değildi ama sadece bir aylık bir süre sonunda Zhang Cang’ı yenebileceğini beklemiyordu!

Lin Ming cidden bir sorun olmuştu!

Yeteneğinde bir yanlışlık yoktu; şüphesiz orta üçüncü seviye dövüş yeteneğine sahipti.

Böylesi kısa sürede bu gelişimi göstermek için, ne çeşit bir kıymetli malzeme yemiş olabilirdi!?

Yoksa… dövüş sanatları için atan kalbine güvenerek, gerçekten gelişimin özel durumunu mu kavramıştı?

Eğer önceden olsaydı, korkulacak hiçbir şey olmazdı. Ama şimdi…

Zhu Yan bunları düşünürken yumruklarını sıkmıştı ve parmakları çıtırdamıştı. Kalbine güçlü bir huzursuzluk hissi akın ediyordu. Lin Ming hayatının düşmanı olacak gibiydi!

“Daha fazla gelişmeden önce onu öldürmeliyim! Ama… Yedi Derin Savaşçı Evi’nde kalmaya devam ederse, teyzemin itibarını kullansam bile bir şey yapamam. Bu meseleyi nasıl halledeceğim…?”

…

Yedi Derin Savaşçı Evi’nin dağlarının sırtında etrafında yıldızların dolandığı yuvarlak ve parlak bir ay gökyüzünde asılıydı.

Sonbaharın gecelerinden birinin geç saatleriydi ve gökyüzü lacivert, koyu mavi renkleriyle eşsiz görünüyordu. Sadece bu doğa harikasına bakmak bile insanın içinde berrak ve ulvi bir his uyandırıyordu.

Geçenin bu ışıldayan perdesinin altında, Lin Ming soğuk bir taşın üstündeydi. Bir elinde mızrağını tutuyordu ve ön kolu sapı ile paraleldi. Dirseği ile mızrağın sonuna bastırmıştı ve mızrak bedeninden yatay olarak uzuyordu. Bu ‘Temel Mızrak Tekniği’nin temel duruşu olan ‘Nehir Durduran Demir Köprü’ydü.

Ancak bu sefer mızrak sapı düz değildi, biraz titrer vaziyette hafifçe aşağı eğimliydi. Lin Ming mızrağın ucuna 100 jinlik bir kaya asmıştı mızrağı aşağı doğru eğen şey bu kayaydı.

Kaya sadece 100 jin olsa da, mızrağın ucuna asılı olduğundan hissedilen gerçek ağırlık bunun 10 katıydı. Gökkuşağı Delen’in ağırlığına ek olarak Lin Ming’in koluna asılı olan ağırlık 4000 jinden fazlaydı. Lin Ming’in Beden Dönüşümünün Üçüncü Aşaması’nın başındaki durumuyla, yer çekimiyle aşağı çekilen 4000 jinlik ağırlık Lin Ming’in sınırıydı.

K.N: Yetişim yapmaya özenenler aşağı yorum yazsın :D

Sağ elinde mızrak varken, sol eli bir gerçek öz taşını kavramıştı. Gözleri kapalı bir şekilde tüm bedeninde gerçek öz dolaşımını sağlıyordu. Bu saf gerçek öz durmaksızın Lin Ming’in bedeninde dolaşarak onun bir parçası oluyordu.

Dövüş sanatçıları genelde gerçek özlerindense, bedenlerini geliştirirdi. Gerçek öz bir suysa beden de bu durumda bir su haznesi oluyordu. Dövüş sanatçıları sık sık bedenlerini geliştirerek güçlerini arttırıyordu. Bu şekilde gerçek öz kapasiteleri de giderek artıyordu. Dolayısıyla kişi gerçek özü nasıl tüketirse tüketsin, son damlasına kadar tüketse bile gelişimini etkilemiyordu. Bir ya da iki gün gelişim yaptıkları sürece, vücutları tekrar en uygun kondisyonuna yenileniyordu. Ancak bedene gelirsek, eğer kişinin bedeni hasar alırsa, dövüş sanatları gelişiminin tam bir aşama gerileme ihtimali bile oluyordu.

Güç eğitimi ve Vücut Eğitimi aşamasındaki dövüş sanatçılarının bedenleri su birikintisi gibi düşünülürse, İç Organ Eğitimi aşamasındakiler bir gölet olarak düşünülebilirdi. Kas Değişimi ve Kemik Gelişimi ise bu durumda bir göle benzer. Ondan sonraki meridyenlerin yoğunlaştığı Nabız Yoğunlaştırma Aşamasında, gerçek öz dolaşımı hızlanır ve beden nehirler ve köpüren akıntılar gibi olur. Bedende akan tüm gerçek özler toplanır ve aynı anda akarsa, engin bir okyanusa dönüşür. Bu durum da Houtian ve Xiantian aşamalarıdır.

Gerçek öz taşlarının gerçek özünün bedene akışı, tıpkı hazneye zorla su doldurmak gibidir. Bu işlem hazneyi genişletip büyütür. Böyle bir gelişim yönteminin yan etkileri, haplara göre daha azdır ama farkları ise bu işlemin yavaşlığı ve gerekli olan kaynağın daha fazla olmasıdır.

Lin Ming iki günde çoktan üç gerçek öz taşını kullanmıştı. Lin Ming’in gelişimi arttıkça gerçek öz taş kullanımı da gittikçe artıyordu ve Yedi Derin Savaşçı Evi bile kendisine yeteri kadar temin edemeyebilirdi.

“En üst seviyelerdeki Ta Ku ya da Ling Sen gibi Göksel İkamet öğrencisi bile olsam yine de gelişimim için yeterli gerçek öz taşı edinemeyebilirim.”

Savaşçı Evi’nin yönetmeliğine göre, yeni öğrenciler giriş sınavındaki sonuçlarına göre gerçek öz taşı alıyordu. Sonrası ise kişinin Sıralama Taşı’ndaki sırasına göreydi. Kişinin sırası 150’den kötüyse ayda bir gerçek öz taşı alıyorlardı. 120 ile 150 arası ayda iki tane alıyordu. 100-120 arası ayda üç taş, 72-100 arası ayda dört taş alıyordu… Ling Sen ve Ta Ku gibi en üst sıradakiler bile ayda en fazla bir düzine kadar alıyordu. Bu rakam sıradan öğrencilere göre çok daha fazla olsa da, eğer kişi gelişimi için sadece gerçek öz taşlarına bel bağlarsa, günlük ihtiyacını karşılayacak kadar taşa sahip olamazdı.

“Qin Xingxuan gibi bir çekirdek öğrenci ayda kaç tane gerçek öz taşı alıyordur acaba? Ya da Yedi Derin Vadi’nin gerçek öğrencileri kaç tane alıyor?”

Göklerin Talihi Krallığı’nın genel halkı için, Yedi Derin Vadi gibi büyük bir tarikat basitçe uzaktaki bir serap gibiydi ve eşit ölçüde anlaşılmaz bir şeydi. Göklerin Talihi Krallığı ile Yedi Derin Vadi’nin arasındaki mesafe söylenenlere göre yüz bin mil kadardı. Böylesi uzak bir mesafeyi kat etmek isteyen biri en kaliteli atların sırtında, gece gündüz gitse ve her durakta atını değiştirse bile, oraya varması yarım yıldan fazla sürecektir!

Geniş dünyada seyahat etmek için tek varlığı ayakları olan halkın geneli için, yüz bin mil hayatları boyu yürümelerini gerektirecek bir mesafeydi.

Lin Ming başını iki yana sallayarak böyle uzak konular hakkında düşünmeyi bıraktı. Çok daha yakın bir mesele üzerine odaklanmalıydı; sonraki On Bin Öldürme Dizilimi değerlendirmesi. Lin Ming kesinlikle buna katılıp iyi bir sonuç almalıydı. Ne kadar iyi sıralama, o kadar bol kaynak demekti!

Sıralama savaşının başlamasına sadece üç gün kalmıştı. Bu üç gün içinde gücünü keskin bir şekilde arttırması gerçekçilikten uzaktı. Tabii eğer… Kırmızı Altın Ejderha İliği Hapı’nı yutmazsa.

Eğer Lin Ming tıbbi yazıt sembolünü bu hap üzerinde kullanmayı düşünmüyor olsaydı çoktan onu da yutardı. Ama tıbbi yazıt sembolünü kullanırsa, Kırmızı Altın Ejderha İliği Hapı’nın etkisi birkaç kat artacaktı. Lin Ming Altın Yılan Kızıl Hapı’nı yutmuştu ve etkisi hâlâ tamamen özümsenmemişti ve hala tamamen arınmamıştı. Eğer şimdi Kırmızı Altın Ejderha İliği Hapı’nı da yutarsa, hafif bir sonuç olarak ilacın etkisi boşa gidecekti. Ağır bir sonuç ise, rafine ettiği gerçek öz saf olmazdı ve gelişiminin temelinde istikrarsızlıklara neden olabilirdi. Böylesi tehlikeli bir riski sırf sıralama değerlendirmesi için almaya değmezdi. Geri kalan birkaç gününü Güç Eğitimi ‘İpek Gibi Akış’ın alemini sağlamlaştırmak için kullanma niyetindeydi. Mızrak hareketlerini çalışmaya devam etti. Vücudunu gerçek özle daha da güçlendirmek için, öncelikle sıralamasını yedi büyük öldürme diziliminde daha çok süreye sahip olabilmek için arttıracaktı. Sonrasındaki ilerleyişine bunlardan sonra karar verecekti.

Bam!

Lin sonunda daha fazla dayanamamıştı ve 100 jinlik kaya yere düşmüştü. Yere düştüğü gibi her yer bir toz bulutuyla kaplanmıştı. Sonrasında sol eliyle mızrağını tuttu ve kayayı hedef alarak ileriye doğru itti!

Peng!

Metalin kayaya çarpmasıyla kuvvetli bir ses çıkmıştı. Sonrası ise inanılmazdı; kaya sadece Lin Ming’in mızrağıyla delinmemişti, aynı zamanda parçalara ayrılmıştı. Sanki kayanın tam merkezinde patlayıcı barut infilak etmişti. Kaya küçücük parçalara ayrılmıştı ve her yana dağılmıştı!