Bölüm 75: Bahis Maçı Günü

avatar
10376 45

Martial World - Bölüm 75: Bahis Maçı Günü


 

Çeviri: Xanaphia Düzenleme: Kharsmi

 

Lin Ming eşzamanlı olarak kol kuvvetini kontrol ediyordu ve aynı zamanda şelalenin kemikleri ürperten soğukluğuna direnmek için gerçek özünü döndürüyordu. Kendisini destekleyen ‘Gerçek İlkel Kaos Formülü’ olsa bile bu dayanabileceği bir şey değildi!

 

Kolları titremeye başlamıştı ve ön kollarında mavi damarlar açıkça görülmeye başlamıştı. Bir tütsünün yanış süresinin yarısı kadar bir süre geçmişti ve ağır bir sesle Gökkuşağı Delen kayaya vurmuştu. Sonunda sonu gelmeyen şelale tarafından düşürülmüştü.

 

Lin Ming yarı diz çökmüş şekilde kayaya çökmüştü ve soluk soluğa kalmıştı. İki cansız kolunun artık kendisini dinlemediğini hissetmişti. Ayağa kalkmaya çalıştı ama bedenindeki gerçek özün neredeyse tamamının tüketildiğini fark etti.

 

“Foş!” Şelale taştan aşağı doğru akın ediyordu ve kendisini de sürükledi. Lin Ming mızrağını kaldırdı ve kayaya sapladı, bedenini suda sabitlemişti.

 

“15 dakika kadar. Görünüşe göre sınırım bu kadar. Çok yazık, eğer gerçek öz taşlarım olsaydı daha güzel olurdu. Gerçek özümü hemen eski haline getirir ve çalışmaya devam ederdim. Zhang Cang ile bahis maçım yaklaşıyor. Kazanıp gerçek öz taşlarını alsam bile onlar da çok dayanmaz. Sonrasında bu iş için bir çözüm bulmalıyım.”

 

 

Günler geçiyordu. Lin Ming mızrağıyla her gün iki saat Buzlu Gölet Şelale’sinde çalışıyordu. Mızrak çalışırken aynı zamanda bedenini de sertleştiriyordu. Altın Yılan Kızıl Hapı’nın etkisi sonunda tamamen özümsenmişti. Lin Ming’in gelişimi Beden Dönüşümünün Üçüncü Aşaması’nda duraklamış olsa da, bu aşamayı tamamen sağlamlaştırmıştı.

 

Sekiz gün geçtikten sonra, Lin Ming kalan 16 çalışma saatini de kullanmıştı. Son gün, Gökkuşağı Delen ile birlikte şelalenin altında tek nefeste bir saat kadar durabilir hale gelmişti. Başlarda mızrağı tamamen hareketsizdi ama yarım saat kadar sonra ufak titremeler başlıyordu.

 

Sonrasında iki gün daha geçti. Lin Ming’in Yedi Derin Savaşçı Evi’ne katılmasından itibaren tam bir ay geçmişti. Lin Ming her zamanki gibi yatağından erken saatlerde kalktı. Asırlık ağaçların gölgesi altındaki evinin ahşap kapısında durdu. Mızrağı Gökkuşağı Delen’i kavradı, ve elindeki mızrak ile gerindi. Sonrasında 820 jinlik mızrağın ucu yukarı bakacak şekilde tamamen dik tuttu.

 

Mızrağın  ucunda küçük porselen bir kase vardı. Bu kase ağzına kadar suyla doluydu. Lin Ming’in derin ve sabit gücü altında kaseden bir damla su bile dökülmemişti. Sanki dümdüz bir masanın üzerindeydi.

 

Yedi büyük öldürme dizilimi için kalan sürelerini bitirdiği için Buzlu Gölet Şelalesi’ne gidemiyordu. Onun yerine böyle kendi kendine çalışma yöntemleri uydurmuştu.

 

Lin Ming neredeyse öğlene kadar böyle çalıştı. Bir şeyler yiyip biraz dinlendi, sonrasında Gökkuşağı Delen ile birlikte doğruca Yedi Derin Savaşçı Evi’nin dövüş alanına gitti. Bugün Zhang Cang ile maç günüydü…

 

…………

 

Mevsim sonbahar olmasına rağmen öğlen güneşi kavurucuydu. Günün bu vakti Yang enerjisinin havada en yoğun olduğu zamandı. En uğursuz ve kavurucu güneş ışığı, öğlene üç çeyrek kalaydı. Normal biri genelde bu saatte dışarı çıkmazdı, bunun yerine evinde kalır ve biraz kestirirdi. Ancak şu anda Yedi Derin Savaşçı Evi’nin dövüş alanında büyük bir kalabalık vardı.

 

Bu insanların çoğu Toprak Salonu ve İnsan Salonu öğrencilerindendi. Aynı zamanda bazı Göksel İkamet öğrencileri de gelmişti. Günün bu saati oldukça sıcak olmasına rağmen, bu insanların yüzünde en ufak bir ter yoktu. Sanki gökyüzü berrakmış gibi acelesiz ve sakin görünüyorlardı. Belli ki bu öğrenciler öyle alelâde öğrenciler değildi.

 

Bugün dört kişinin günüydü, Lin Ming, Zhang Cang, Wang Yanfeng ve Liu Mingxiang’ın bahis maçı vardı. Bu dörtlüden ikisi giriş sınavında birinci ve ikinci olmuş isimlerdi ve diğer ikisi de güçlü eski öğrencilerdi.  Sadece bu bile Yedi Derin Savaşçı Evi’ndeki birçok öğrencinin ilgisini çekmek için yeterliydi.

 

İnsan Salonu öğrencileri canlılığı görmek ve eğlenmek için gelmişti, ama Toprak Salonu ve Göksel İkamet öğrencileri gelecekteki rakiplerini görmek için gelmişti. Lin Ming’in de Wang Yanfeng’in de ileride sıralamaları kesinlikle daha iyi olacaktı. Göksel İkamet öğrencileri bile onları küçük göremezdi. Tabii ki bu daha sonraları gerçekleşecek bir şeydi. Şimdilik güçleri daha olgunlaşmamıştı.

 

“Bu maçların sonu muallak değil. Geçmişte yeni öğrencilerin katıldığı birçok maç oldu ve yeniler neredeyse hiçbir zaman eski öğrencilere karşı kazanamadılar, şimdi de yeni öğrenciler Liu Mingxiang ve Zhang Cang gibi iki uzmana karşı. Lin Ming ve Wang Yanfeng’in kazanacağına dair hiçbir umut yok.” Göksel İkamet’ten bir öğrenci, dövüş alanındaki güneş saatine bakarak yavaşça konuşmuştu.

 

“Kesinlikle. Ama bu Lin Ming’i hafife alma. Buraya ilk girdiğinde umrumda olmadı ama en son On Bin Öldürme Dizilimi’nde 126. sıraya ulaştı. Bu sıra dışı bir sonuç. Şimdi de karşısında Zhang Cang var. Eğer karşısnda Liu Mingxiang olsaydı belki Liu Mingxiang sefilce hatalar yapabilirdi.”

 

“Liu Mingxiang’ın Lin Ming’e kaybedeceğini mi düşünüyorsun? Hadi ama, Lin Ming’in yetenekleri kısıtlı. On Bin Öldürme Dizilimi’nde yüksek bir sıraya yerleşmiş olabilir ama Liu Mingxiang’dan gene de çok uzakta. Giriş sınavı ödüllerinden iki tane hap kazanmış ve özümsemiş olabilir ama sence bir ayda Liu Mingxiang’ı yenebilecek seviyeye gelebilir mi?”

 

“Yetenek mi? Lin Ming’in sadece yeteneğine mi bakıyorsun? Ne tür rastlantılar sonucu kıymetli haplar ya da ilaçlar alırsa alsın, şimdiye kadar katlandığı çekişmelerde, yeteneğini tamamen göz ardı etti. Sırf yeteneği yüzünden onu küçük görenler zarar görür!” Göksel İkamet’ten bir öğrenci sertçe konuşmuştu.

 

“Hehe, gerçekten de Lin Ming’i abartıyorsun. Geçen sefer depoya gittiğimde özellikle Lin Ming’in gelişim yöntemi olarak ne seçtiğine dikkat ettim…” Lin Ming’in ne kadar dikkat çektiğini gören Toprak Salonu öğrencileri de seslerini çıkarmaya başlamıştı, “Lin Ming gelişim yöntemi olarak ‘Temel Mızrak Tekniği’ ve Temel Hareket Tekniği’ seçmiş. Aynı zamanda tamamlanmamış bir dövüş becerisi olan ‘Beden Yırtan Kemik Parçalayan Yumruk’ seçmiş. Sadece bunlarla bir ayda ne kadar gelişebilir ki? Bunlardan önce aynı anda iki kıymetli hapı yuttu diye 126. sırayı kapabilmişti. Bir domuzun bile gelişimi o iki hapla artardı. Lin Ming’in yeteneği kısıtlı. Yüksek seviyeli gelişim yöntemlerini ve dövüş becerilerini çalışamaz. Bu temel kılavuza güvenerek neye dayanarak Liu Mingxiang’ı geçebilecek?”

 

Lin Ming On Bin Öldürme Dizilimi’nde bir kargaşa çıkarmıştı, bu yüzden diğer Savaşçı Evi öğrencilerinin de ilgisini çekmişti. Birçok insan ne tür gelişim yöntemi seçtiğine göz atmıştı. Sonuçta ismi yeşim nottaydı, her isteyen görebilirdi.

 

“Ne? ‘Temel Mızrak Tekniği’ ve ‘Temel Hareket Tekniği’ mi? Lin Ming bu ikisini mi seçti? Bu çeşit gelişim yöntemlerinin ne tür bir yüksek gücü olabilir? Kesinlikle ‘Gölgesiz Sanat’ ya da ‘Mutlak Yang Güneşi’ gibi şeyler seçer sanmıştım…”

 

“Ha? ‘Gölgesiz Sanat’ mı? ‘Mutlak Yank Güneşi’ mi? Bu gelişim yöntemleri kesinlikle iyidir ama sence sıradan bir insan onları geliştirebilir mi? Lin Ming’in yeteneğini unuttun mu? Bence bu arkadaşın algısı da kısıtlı; bildiği tek şey kendisi, bu yüzden öğrenmesi kolay bu iki beceriyi seçmiştir. Bekleyin ve görün, Lin Ming’in yükselen namı yerlere düşecek!” Bunu söyleyen öğrencinin ses tonundan ve ifadesinden Lin Ming’in düşüşünden ne kadar zevk alacağı belli oluyordu. Lin Ming daha çok kısa bir süredir Yedi Derin Savaşçı Evi’ndeydi ama sıralaması çoktan bu elemandan daha iyiydi. Bu yüzden gerçekten çekememezlik duygusu kabarmıştı.

 

Bu sırada bir kargaşa ortaya çıkmıştı, Bir grup insan yolu açmak için kenara çekilmişti. İki adam, ikisi de 20 yaşında, yan yana yürüyordu.

 

Bunlardan biri sıska ve soluk yüzlü bir adamdı. Yüz ifadesi soğuk ve kararlıydı. Siyah ağır bir kılıç sırtında asılıydı. Sadece yürüyor olmasına rağmen sanki bir ustura gibiydi. Sanki çekilmiş bir soğuk hazine kılıcı gibiydi. Yanından geçtikleri üzerinde büyük bir baskı hissi oluşturuyordu.

 

Diğer adam gürbüz ve uzun bir adamdı, enerjik bir ifadesi vardı. Tüm vücudu kaslıydı, sırtında sekiz feet uzunluğunda koyu mor bir asa vardı. Attığı her adım düzgün ve sessizdi. Eğer ayak izleri ölçülseydi, görülürdü ki tüm ayak izleri arasındaki mesafe tamamen aynıydı. Her seferinde altı feet boşluk vardı, ne eksik ne fazla! Bu Yedi Derin Savaşçı Evi’nin deposundaki üstün bir hareket tekniği olan ‘Altı Feet Adım’ tekniğinin sonucuydu!

 

“Ling Sen!”

 

“Ta Ku!”

 

“Bu iki kişi de maçı izlemeye gelmiş!”

 

Maçı izlemeye gelen öğrencilerden çoğu Toprak Salonu’ndandı. Göksel İkamet’ten de gelen olmuştu ama sıralamaları en fazla 50-60 arasındaydı. Bu sıralar Göksel İkamet’in sonlarıydı. Bugün burada dövüşecekler tarafından ilerde geri atılacakları korkusundan, durumu görmek için gelmişlerdi.

 

Ama Ling Sen ve Ta Ku, sıralama taşındaki sarsılmaz en yüksek iki varlıktı. Bu ikili de Toprak Salonu içinden olanların bahis maçını görmeye mi gelmişti?

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44255 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr