Çeviri: Xanaphia Düzenleme: Kharsmi

Lin Ming’in bu gelişim yöntemlerini seçtiğini gören Zhang Cang konuştu, “Zhu Yan, bu Lin Ming’i gerçekten de abartmışsın. Sıralama Taşı’nda 126. olduğundan etkileyici biri olduğunu sanmıştım ama görünüşe göre sadece şanslı bir elemanmış. Tesadüfi karşılaşmalarla gücü hızla yükselmiş. Ama er ya da geç yapacağı bir şey kalmayacak. Şu iki kılavuza baksana, bunlara güvenen biri nasıl diğer uzmanlarla yüzleşecek?”

Zhang Cang, Lin Ming’in yeteneğine inanmıştı ama ‘Temel Mızrak Tekniği’ ve ‘Temel Hareket Tekniği’ çalışarak doğru düzgün sonuçlara ulaşmasına imkan yoktu. Bu iki dandik becerileri çalışmakta ısrarcı olursa, büyüyen tek şey aralarındaki fark olacaktı!

“Haha, kendi kalitesinin diğerlerinin altında olduğunun farkına varmış, belli ki zor olan yöntemleri seçmeye götü yememiş. Kendine güveni olmayan böyle biri ne tür dövüş becerileri geliştirebilir ki zaten?”

Zhang Cang’ın alaycı sözlerine karşılık Zhu Yan sıkı kaşlarını çatmıştı. Elindeki yeşim kayışı bırakıp konuştu. “Zhang Cang, sana tavsiyem rakibini küçük görme. Belki kendine güveni yoktur ama unutma ki giriş sınavlarında, kişinin dövüş sanatları için atan yüreğinin ölçüldüğü rüya testinde Ling Sen’in rekorunu kırmıştı.”

Zhu Yan bunu dile getirdiğinde, Zhang Cang konuşmayı kesmişti. Kendisinin rüya testini geçmesi üç çeyrek saat kadar sürmüştü. Lin Ming’den çok daha kötü bir sonuçtu bu. Bu testi bir tütsünün yanma süresinden daha kısa sürede geçmenin ne demek olduğunu biliyordu.

“Bakmaya devam edelim. Ne tür bir dövüş becerisi seçtiğini de görmek istiyorum.”

İkili tekrardan aramaya koyuldu ve uzun bir süre sonra Lin Ming’in adını sadece tamamlanmamış bir yeşim kayışın notunda bulmuşlardı.

“İçeriğinin %70’i kayıp olan ‘Beden Yırtan Kemik Parçalayan Yumruk’ mu?” Zhu Yan genelde sakin bir insandı ama bu notta Lin Ming’in adını görünce gözleri sonuna kadar açılmıştı. Yahu bu Lin Ming kafayı mı yemişti?

Bu ‘Beden Yırtan Kemik Parçalayan Yumruk’ ne seviye bir şeydi bilmiyordu, ama tahminen düşük seviye Toprak-adım bir beceri olmalıydı. Bu seviyedeki bir kılavuz Yedi Derin Vadi ana tarikatında olsaydı bile, dışarı gösterilmeyecek bir dövüş becerisi olurdu. Eğer ana tarikatta bu kılavuzdan ilham alabilecek biri olacağına dair en ufak bir ihtimal olsa,  burada Yedi Derin Savaşçı Evi’nin deposunda olmazdı!

Bu dövüş becerisini görünce Zhu Yan pes etmek konusunda tereddüt etmedi. Onu da geçin, Yedi Derin Savaşçı Evi’nin Göksel İkamet bir numaralı öğrencisi Zhang Guanyu ya da çekirdek öğrencilerden biri olan Qin Xingxuan gibi öğrenciler bile bu ‘Beden Yırtan Kemik Parçalayan Yumruk’ becerisini değerlendirecek kadar küstah olamazdı. Bu dövüş becerisini almaları basitçe açıklarsak, yutabileceklerinden daha fazlasını çiğnemeye benzerdi!

Lin Ming fazla çılgındı. Eğer seçtikleri yöntemler sadece ‘Temel Mızrak Tekniği’ ve ‘Temel Hareket Tekniği’ olsaydı, o zaman Zhu Yan bu seçeneklerin altında daha derin anlamlar düşünebilirdi, ama Lin Ming’in aynı zamanda ‘Beden Yırtan Kemik Parçalayan Yumruk’ gibi bir dövüş becerisini seçtiğini görünce tek düşünebildiği şey, Lin Ming’in yarı pişmiş bir gerizekalı olduğuydu.

“Bu Lin Ming’in sadece yetenekleri zayıf değil, görünüşe göre kafasında da birkaç tahta eksik. Anca domuz beyinli biri böyle bir dövüş becerisini seçer.” Zhang Cang iğneleyici şekilde konuşmaya başlamıştı. Bu sefer Zhu Yan karşı çıkamadı; Lin Ming’in ne düşündüğüne dair hiçbir fikri yoktu.

Zhu Yan konuştu, “Zhang Cang, Lin Ming’in seçmiş olduğu dövüş becerileri ve gelişim yöntemleri normal olmasa da, dikkati elden bırakmaya gelmez. Rakibi küçümsememekle bir şey kaybetmeyiz. Ne olursa olsun Lin Ming’ın sıralama taşındaki sırası 126. Bunun nedeni Altın Yılan Kızıl Hapı ve Kırmızı Altın Ejderha İliği Hapı olabilir ama bu iki hapı özümseyebilmesi beni bile işkillendiriyor…”

“Emin olabilirsin, benim uzaktan bile dengim olamaz. Dövüşe yirmi gün kaldı. Tamamen içinden geçeceğim.”

“Mmm. Sadece kazanmakla olmaz, aynı zamanda kendine olan güvenini de yıkmalısın. Kurallar dahilinde olabildiğince küçük düşmeli. Hatta ciddi yaralayıp sakat bile bırakabilirsin. Bedeni bazı kıymetli ilaçlarla düzeltilse bile, bu sakatlanmalar gelecekteki dövüş sanatları gelişimi için gizli engeller oluşturabilir. Lin Ming bu rastgele elde ettiği başarılara güvenim benimle dövüşmek ve kadınımı almak istiyor. Onu ayağımın altında öyle bir ezeceğim ki bir daha asla toparlanamayacak!” Zhu Yan tüm bunları buz gibi gözlerle söylemişti. Farkında olmadan yumruğunu sıkmıştı, sanki Lin Ming’i toz haline getirdiğini hayal ediyordu.

…

Yedi Derin Savaşçı Evi’nin gelişim odalara yedi büyük öldürme dizilimine bölünmüştü. Bunların temsil ettikleri şeyler ise; altın, tahta, su, ateş, toprak, rüzgar ve yıldırımdır. Odalar da, Altın Asker Salonu, Ahşap Kukla Yolu, Buzlu Göl Şelalesi, Lav Mağarası, Kaya Yokuşu, Şiddetli Rüzgar Tüneli ve Gök Gürültüsü Vadisiydi.

Yedi büyük gelişim odası sıradan büyü dizilimleri gibi değildi. Normal bir büyü dizilimi sadece kişinin zihninde illüzyonlar yaratıyordu. Bu illüzyonlar ne kadar gerçekçi olursa olsun, öldürme dizilimleri gibi değildi ve ölüm sadece kişinin zihninde oluyordu. Bir kez uyandıklarında illüzyon bozuluyordu ve bu yüzden kişinin Beden Dönüşümünü geliştirmesine etkisi olmuyordu. Kişinin bedenindeki potansiyeli açığa çıkartmak için uygun olan dizilimler sadece öldürme dizilimleridir.

Bu yedi büyük öldürme diziliminin her birinde bir seferde 12 kişi çalışabiliyordu. Öldürme dizilimlerinin aktivasyonu ve sürekliliğinin sağlanması için çok sayıda gerçek öz taşı gerekiyordu ve bu yüzden öldürme dizilimleri değerliydi. Kişiye tahsis edilen süre, sıralama taşındaki sırasına göre belirleniyordu.

Eğer kişinin sırası 180’den sonraysa, ayda yarım gün burada çalışabiliyorlardı.

Eğer kişinin sırası 150 ile 180 arasında ise, ayın bir günü tamamen çalışabiliyorlardı.

Sıralaması 150’den iyi olanlar için ise birçok şart vardı ve onlara ayrılan süre saatlerle belirleniyordu. Sıralaması 50’den iyi olanlar için her on sıra atlayışlarında koşulları daha da iyileşiyordu. Sıralamadaki ilk üç isim ise ayda on gün burada çalışabiliyordu. Dinlenme ve gelişim zamanlarını da hesaba katınca, hemen hemen her istediklerinde bu büyük öldürme dizilimlerine gelebiliyorlardı.

Lin Ming yeşim kayışını kontrol etti, sıralaması 126’ydı. İsterse iki gün boyunca çalışabilirdi ya da 24 saatlikleri dilediği gibi bölebilirdi. Eğer çalışmasını bölerse, bir randevu ayarlayıp o zaman gelmek zorundaydı. Doğal olarak kendisine o süre için bir yer ayarlanıyordu. Ama eğer randevusuna gelmezse gene de süresi kullanılmış sayılıyordu.

Yedi büyük öldürme dizilimi, Yedi Derin Vadi’deki yedi ayrı yerdeydi. Oralara gitmek için, her bir dizilimin merkezinde ulaşım dizilimi vardı. Tüm öğrencilerin çalışmaları, ulaşım diziliminin idari ofisi tarafından düzenleniyordu.

“Tüm öğrenciler, istediğiniz birine bir saatliğine girme şansınız var. Bu süre toplam zamanınızdan kesilmeyecektir. Öldürme dizilimine girmeden önce, dizilimlerden sorumlu kıdemlinizden sizin için uygun zorluğu seçmesi için yardım alabilirsiniz. Burada yaklaşık olarak zorluk seviyelerini ve onlara denk gelen sıralamaların olduğu bir tablo var. Bakabilirsiniz.” Öldürme dizilimlerinden sorumlu olan kıdemli yavaşça konuşmuştu. Sonra da herkesin skorunun kaydını yaptı ve öğrencilere yavaşça referans tablosunu uzattı.

Lin Ming tabloya baktı. Sıralaması 126’ydı. Bu da yedinci zorluk seviyesine karşılık geliyordu.

Altın, tahta, su, ateş, toprak, rüzgar ve yıldırım dizilimlerinden hangisini seçmeliydi?

Lin Ming tereddüt içinde kalmışken Hong Xi konuştu, “Sizi uyarıyorum, bu yedi büyük öldürme dizilimi şakaya gelmez. Eğer içerde işleri berbat ederseniz, ciddi şekilde yaralanırsınız. Bu yüzden kaldırabileceğinizden daha yüksek bir zorluk seviyesi seçmeyin. Ayrıca yedi büyük öldürme dizilimi arasından Yıldırım Vadisini seçmeyin. Diğerlerinde sorun yok. Eğer Ruh Toplama Hapınız varsa bir tane almayı düşünün derim. Test etmeniz için sadece bir saatiniz olsa da, bu süre çok değerlidir. Bu çalışma ile belki de vücudunuzun potansiyelini uyandırabilirsiniz.”

Lin Ming’in üzerinde bir Ruh Toplama Hapı vardı. Hong Xi’nin tavsiyesine uydu ve yuttu.

Yıldırım Vadisi’ni neden seçemiyordu? Orası çok mu zorlayıcıydı? Yoksa başka sebepler mi vardı? Lin Ming bu soruları şimdilik kendisine sakladı ve bunun yerine sonunda Buzlu Gölet Şelalesini seçti!

Yedi büyük gelişim dizisinin alemi yerel çevre kullanılarak yaratılmıştı ve dizaynı toprağın yapısına ve araziye uygundu. Bu tasarımlar son derece ustaca yapılmıştı.

Lin Ming Buzlu Gölet Şelalesi’ni seçmişti. Aslında burası Zhou dağlarından akan doğal bir şelaleydi ama dizilim tarafından dönüştürüldükten sonra, şelaleden dökülen su artık müthiş bir enerjiye sahipti. Ayrıca şelaleden dökülen suların oluşturduğu gölet kıyaslanamaz ve olağanüstü bir soğukluğa sahipti, adeta ilik donduran bir soğuktu.

Buzlu Gölet Şelalesi’nin olduğu kanyona vardığında Lin Ming gök gürültüsü gibi bir ses duyuyordu, sanki yer altında bir deprem oluyordu. Zhou Dağı Şelalesi, Göklerin Talihi Krallığı’ndaki en yüksek şelaleydi ve yukarıdan aşağıya 300 feetti. Suyun doğrudan aşağıya yaptığı etki, adeta koca bir balyozun yere vurması gibiydi. Binlerce yıldır şelalenin bu etkisi sonucu gölet iyice derinleşmişti; göletin derinliği çoktan 1000 feete ulaşmıştı. Suyun bu korkutucu baskısı karşısında, Nabız Yoğunlaştırma Aşamasındaki bir uzman bile ürperirdi.

Lin Ming şelaleye ulaşmıştı. Şelale göletin üzerindeki bir perde gibiydi, sanki gölet buharlaşıyordu. Ama bu buhar gibi görünen, düzinelerce feetten aşağıya akan ölçülemeyecek kadar suydu. Şelalenin gürültülü sesi, yankısıyla Lin Ming’in kalbini az da olsa sarsmıştı.

“Harika bir şelale!” diye bağırmıştı Lin Ming. Kalbi tarif edemeyeceği duygularla doluydu. İlk kez böylesine muhteşem bir doğa harikası ile karşılaşıyordu.