Bölüm 575: Karışıp Karışmamaya Karar Vermek

avatar
9254 11

Martial God Asura - Bölüm 575: Karışıp Karışmamaya Karar Vermek


Bölüm 575 - Karışıp Karışmamaya Karar Vermek

ÇEVİRMEN: Çıngıraklı

DÜZENLEYEN: Kurogane


Chu Feng havada durdu ve aşağıya baktı. Uzun bir süre inceledikten sonra, bırak Ruhsal Damarlar ve Ruhsal Bilinci, Ruhsal Sığınağın bile nerede olduğunu görememişti.


Hiçbir şey yapamadığından Chu Feng'in aşağıya inip aramasından başka seçeneği yoktu. Her yeri tek tek arayıp Ruhsal Sığınağı buymak istiyordu.


*boom, boom, boom*


Tam Chu Feng, dağın sağ tarafından ortasına geldiğinde, kulak yırtan bir ses duydu.


Yaklaşıp iyice baktığında bir insanla, bir Korkunç Canavarın savaştığını gördü.


Canavar yirmi metre uzunluğunda ve onlarca metre genişlikteydi, orada küçük bir tepe gibi duruyordu.


Görünüşü bir pangolin*1 gibiydi. Bütün vücudu yok edilemez bir zırhla kaplıydı, daha da önemlisi 7. seviye Gök alemindeydi.


Hiç de hafife alınacak bir canavar değildi. Attığı her adımda, yüz metre yakınında ki her şeyi titretiyordu. Etraftaki ağaçlar şok etkisinden ikiye ayrılmış ve düşmüştü.


Canavarın elinde ki devasa çekiç çok vahşiydi. Her salladığında bir fırtına ortaya çıkıyordu. Bir yere çarptığındaysa derin bir çukur yaratıyordu. Dağı çoktan tanınamaz hale getiren binlerce çukur vardı.


Ona karşı savaşan kişi de, hiç de normal değildi. O da 7. seviye Gök alemindeydi. Üstelik bir kadındı.


Orta yaşlarını çoktan geçmişti, muhtemelen otuzun birazcık üzerindeydi. Üstelik yaşına göre 7. seviye Gök aleminde olması çok etkileyici bir şeydi.


Ne de olsa Dokuz Eyalet kıtasında, 9. seviye Gök aleminde olanlar bir elin parmağını geçmezdi, ayrıca onların hepsi yaşlı insanlardı. O yaşta o seviyeye ulaşabildiğine göre güçlü olmalıydı. Bu da demek oluyordu ki Doğu Deniz Bölgesindeki yetişimciler, Dokuz Eyalet kıtasındakilerden tamamen ayrı bir seviyedeydiler.


*boom boom boom*


Canavar ve insan dövüşmeye devam etti, etrafa korkunç enerji dalgaları saçıyorlardı. Ama Chu Feng, kadının yenileceğini görebiliyordu. O anda kadının aklında ki tek şey, canavarın saldırı menzilinden nasıl kaçacağıydı fakat canavar ona hiçbir şans vermiyordu.


"Bu canavarda bir sorun var, sanki bilincini kaybetmiş gibi."


Chu Feng Ruh gücüyle inceledi ve canavarın kana susamış ve öfkeli olduğunu fark etti. Kadının ona neden saldırdığını sormasına rağmen, canavar cevap vermiyordu ve yaptığı tek şeyse kadına ölümcül saldırılar yapmaktı.


Bu da demek oluyordu ki ya canavar aklını kaçırmıştı ya da bir sorun vardı. Üstelik Chu Feng hızlıca dağın etrafında dolaşmıştı ve dağda baya bir canavar olduğunu fark etmişti ama çoğu Gök aleminde değildi. O zaman bu kadar güçlüsü bir canavar nereden çıkmıştı?


Bu garip şeyler birbiri üstüne binmeye başladı. Bunların hepsinin bir nedeni olmalıydı. Ancak ne yazık ki "Senle ilgili değilse endişelenmene gerek yok". Chu Feng'in canı, başkasının hayatı önemseyecek kadar sıkılmamıştı. Eğer önünde ki kişi, aralarında büyük bir güç farkı olan düşman, ya da bir köylüye zorbalık eden yetişimci olsaydı o zaman Chu Feng kesinlikle araya girerdi.


Ama o anda güçleri benzer olan iki şey savaşıyordu. Belki de aralarında bir husumet vardı ya da başka bir şey, o yüzden Chu Feng onları rahatsız etmek istemiyordu.


Yetişimcilerin dünyasında güç hükmediyordu. Birçok savaş ve öldürmek vardı. Eğer Chu Feng bunlara her gördüğünde karışsaydı, hem zamanı kalmazdı hem de başa çıkamazdı.


"Bekle, başkalarıda var." Tam Chu Feng gidicekti ki, yakında ki ormanda saklanan iki kişi olduğunu fark etti.


Biri erkek, biri kadındı ve ikisi de yaşlıydı. Yetişimleri de az değildi, ikisi de sekizinci seviye Gök alemindeydi yani o kadından daha güçlüydüler. Kıyafetlerine bakılırsa o kadınla beraberlerdi.


Ama o anda kadına yardım etmemeleri bir yana, sanki bir aslanın avını izler gibi izliyorlardı.


Olaylarda ki değişiklik Chu Feng'in dikkatini çekmişti. Merakı yüzünden tüm izlerini gizledi ve daha da yaklaştı. Aynı zamanda Ruh gücüyle konuşmalarına kulak misafiri oldu.


"İhtiyar, gerçekten de Büyük Hanım öldürülürken oturup izleyecek miyiz? Birazcık fazla kara kalpli değil miyiz? Ne de olsa, o kadar yıl boyunca aile reisi bize iyi baktı." Yaşlı kadın uzağa bakınca, yüzünde bir isteksizlik oluştu.


"Benim bunu istediğimi mi sanıyorsun? Lanet olasıca oğlumuz, Ma ailesinin zindanında çürüyor. Eğer verdikleri talimatları dinlemezsek o zaman ölen kişi bizim oğlumu olacak! Kimin ölmesini istersin bizim velet mi yoksa o mu?" diye çıkıştı yaşlı adam.


"Tanrının cezası velet! Başımıza sorundan başka bir şey çıkarmıyor. Eğer bu duyulursa, dışarı çıkmaya yüzümüz kalmaz!" Bunları duyunca yaşlı kadın küfür etmeye başladı ama Büyük Hanımı kurtarmakla ilgili hiçbir şeyden bahsetmedi. Buradan neye karar verdiği anlaşılabiliyordu.


"Bizim lanet velet bir hayal kırıklığı ama suçlanacak biri varsa o da çok ciddi olduğu için Büyük Hanım. Li ve Ma ailesi çoktan müttefik oldular ve hazineyi açmaya yarıyacak anahtar ellerinde.  Açmak için tam zamanı, Ma ailesiyle beraber açmakta ne gibi bir sorun olabilir ki?"


"Fakat Büyük Hanım bunu istemiyor. Onlara engel olmak için elinden gelen her şeyi yaptı, hatta yüksek fiyata askerler kiraladı. Açık bir şekilde Li ailesinin gücünü yükseltip, hazineyi kendisi açmak istiyor."


"Tabii ki Ma ailesi yaptıklarını onaylamayacak. Büyük Hanımı ortadan kaldırmak için bir yol aramaları normal. İşte bu yüzden Büyük Hanım canına susamış!"


"Yani, eğer Büyük Hanım devam etseydi, çok geçmeden iki aile arasında büyük bir savaş olurdu. Eğer bu olursa bir çok masum kişi de bunun içine sürüklenirdi. Bu yüzden yaptıklarımızla Li ailesine yardım ediyor diyebiliriz. Biz Li ailesini kurtarıyoruz! Kendimizi suçlamamıza gerek yok." Yaşlı adam, ihanetlerini böylece dürüst bir harekete dönüştürdü.


"Hazine?!" Bu kelimeyi duyunca Chu Feng'in gözleri parlamıştı.


Eğer Kurt Dişi Dağında bir hazine varsa bu hazine neredeydi? Chu Feng'in aklına gelen ilk şey Ruhsal Varlığın dağın içinde saklı olduğuydu.


Acaba çoktan bulunmuş olabilir miydi?


"Görünüşe göre bugünkü olaya karışmalıyım."


O anda Chu Feng arkasını döndü ve savaşın olduğu yere doğru uçtu. Bugünkü olaylar muhtemelen Ruhsal Varlık ve Ruhsal Bilinçle ilgiliydi.


Bir ilgileri olmasa bile ortada bir hazine vardı. Chu Feng bunun başkalarının ellerine düşmesini oturup öylece izlemeyecekti. Bugünkü olaya karışmaya karar vermişti.


"Aramızda bir husumet yok. Neden beni öldürmekte bu kadar ısrarcısın?" Tam o anda kadının enerjisi tamamen bitmişti. Canavar onu zorluyordu. Canavarı sorgulamaya devam etti ama sadece kükremelerle cevap verdiğinden bir işe yaramıyordu.


*wuao*

 

Tam o sırada başka bir öfkeli kükreme duyuldu. Canavarın elinde ki devasa çekiç bir kez daha kadına doğru gitti.


O anda, kadın iç güdüsel olarak kaçınmak istedi ama Cennet gücü tamamen bittiğinden hiçbir şey yapamıyordu. Hızı düşünceleriyle aynı anda ilerlemiyordu, o saldırıdan kaçınması imkansızdı.


//ÇN:*1 https://testmaxprep.com/uploads/blog_image/blog_full_lsat-prep-concept-sufficient-necessary-formulas-no-as-are-bs.png

 

&& Kız nasıl biri? Güzel mi? Bizimki neler yapacak? Hazinede ne var?

&& Merak ediyorsanız Takipte kalın:)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44256 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr