Bölüm 569 - Ölüm Yolu

ÇEVİRMEN: Weed

DÜZENLEYEN: Kurogane

Ertesi sabah, Chu Feng uyandığında, Su Rou'nun artık orada olmadığını farketti, fakat yatakta vücut kokusunu geride bırakarak Su Rou'nun ona bir gece eşlik ettiğini hatırladı.

Odadan çıkıp Su Rou ve Su Mei'yi tekrar gördüğünde, kız kardeşlerin birbirlerinin elini tuttuğunu ve sohbet ederken gülümsediğini gördü. Sakin görünüşleri sanki dün gece hiçbir şey olmamış gibi görünüyordu.

Chu Feng'in kalbindeki endişenin parçası ortadan kalktı. İki kız kardeşin birbirlerini ne kadar çok sevdiklerini sanki hiçbir şey onların kavga etmesini sağlayamaz gibi hissetti.

"Nasılsın? Dün gece rahat uyudun mu? " Su Mei, küçük elleri arkasında Chu Feng'i gördükten sonra Chu Feng'e doğru yürüdü ve kulağına yaklaşarak sordu.

"Ee, Küçük Mei ..." Yüreğinde suçluluk vardı, bu yüzden biraz utanıyordu. Yakındaki Su Rou bakış atmadan edemedi, ancak kızın dudaklarını kıvırarak, güzelce gülümsediğini gördü; sonra başını çevirdi ve artık Chu Feng'e dikkat etmedi.

O anda, Chu Feng gerçekten hiçbir şey yapamadı. Hatta Su Rou, dün gece ne yaptıklarını Su Mei'ye anlatarak Su Mei, onun ve Su Rou'nun ne yaptığını öğrendi.

Ancak Su Mei'nin kırmızı dudakları titriyordu, Chu Feng suskundu.

"Bir dahaki sefere, gizli bir yer bul, o zaman sana kendimi vereceğim. Ancak dikkat et, kız kardeşim tarafından keşfedilmeyi kabul edemeyiz, aksine beni kesinlikle affetmez. "

Ay Festivali gibi özel bir günde Chu Feng, Su Mei ile "birleşemediği" halde Su Rou ile bir kez daha aynı yatağı paylaştı. Bunun gerçekleştiği süreçte Chu Feng kendini biraz kaybetse de, kız kardeşlerin onu ne kadar sevdiğini bir kez daha anladı.

Bu davranışlarının nedeni, onunla birlikte olmaktan nefret ettikleri için değildi. Sonuçta, bugün itibariyle, Chu Feng Dört Deniz Akademisini terk edip belirsiz bir geziye çıkacaktı.

Bu gün aynı zamanda Dört Deniz Akademisinin öğrenci sınavının son günüydü. Sınavı geçenlerin zaten kendi eğitmenleri vardı ve şu anda Dört Deniz Akademisine girmek üzerelerdi.

Bu insanlardan en önemlileri elbette Su Rou ve Su Mei idi. Öğretmenleri İlahi Eğitmenlerdi! Gerçekten gıpta ediliyordu.

Ancak Su Rou ve Su Mei'den başka, takdir edilen birçok kişi vardı ve bunlar arasında Zhang Tianyi ve Jiang Wushang yer alıyordu. Dört Deniz Akademisine girmek için yeterlilikleri kazanmışlardı ve İlahi Eğitmenlerin öğrencisi olma şansını elde ettiler.

Bu şans şu anda kendi ellerinde kavranmış durumda. Başarıyla İlahi Eğitmenlerin öğrencisi olsalar da, o andan itibaren konumlarını yükseltebilmeleri kendi yeteneklerine bağlıydı.

İlahi Eğitmenlerin öğrencileri olmak için mücadele edenler hepsi genç nesilden çıktı. Güçleri zayıf değildi ve hepsi dahiydi. Bununla birlikte, Chu Feng'in gözünde, tek bir kişi bile onu yenemezdi.

Genç kuşaktan olanlara bakıldığında, ekimi en yüksek olanlar sadece Gök Aleminin altıncı aşamasındaydı ve Chu Feng'de şimşek gücünü kullandığı zaman, ekimi Gök Aleminin altıncı aşamasına çıkıyordu. Aynı seviyede, Chu Feng'i kim yenebilirdi? En azından şu ana kadar sadece Zi Ling yapabildi.

Gerçekte, sadece Chu Feng değil, Jiang Wushang ve Zhang Tianyi'nin üstünde de çok fazla baskıya yoktu. Sınavdaki tüm engelleri geçecekler mi, yoksa tüm rakipleri mağlup edip İlahi Eğitmenlerin öğrencileri mi olacaklar?

Bu süreçte, Gök Aleminin üçüncü aşamasında ki ekimi ile ikisi de Gök Aleminin dördüncü aşamasında olan Shen Tu Jiang ve Shen Tu Hai'yi şiddetle yendi. Bu iki savaş, insanların hayranlıkla haykırmalarını sağlayan çok sayıdaki kavganın azıydı.

Chu Feng ayrıca, İlahi Eğitmenlerin öğrencileri olduklarında, Su Rou, Su Mei, Zhang Tianyi ve Jiang Wushang'a yönelen sayısız hayranlık ve övgü dolu bakışlarla mutlu olduklarını ve Dört Deniz Akademisi'nde ki en mükemmel öğrenci olduklarını hissettiler.

En azından sadece dokuz il kıtasında dahi oldukları anlamına gelmiyordu. Doğu Denizi Bölgesi'nde bile benzer şekilde kendileri için ayakta kalabilirlerdi.

Jiang Wushang ve Zhang Tianyi başarılı bir şekilde İlahi Eğitmenlerin öğrencileri olduktan sonra Chu Feng, aynı gün ayrılmaya karar verdi, çünkü bugün Dört Deniz Akademisi'ne girmesi mümkün olmayan insanların ayrılması gerekiyordu.

Ancak Chu Feng ayrılırken, onları üzgün bir şekilde görmek istemediği için onu yolcu etmelerine izin vermedi. Bir sonraki yolculuğuna adım atmadan önce neşeli olmak istedi.

Teleportasyon Dizisi'nin önüne geldiği sırada Chu Feng tanıdık iki kişiyi gördü. Shen Tu Jiang ve Shen Tu Hai idi. Şu anda, Zhang Tianyi ve Jiang Wushang tarafından vurulan burunları maviydi ve yüzleri şişti. Kalabalığın arasında yürürken, birçok fısıltı duyuldu. Son derece utanç vericiydi.

Dudakları hafifçe hareket etse de ses çıkmadı, Chu Feng zihinsel mesajlar gönderdiklerini biliyordu.

Böylece Chu Feng, Ruh gücünü yaymış ve muazzam gücü ile seslerini yakalamış ve bu sayede zihinsel sohbetlerini dinlemişti.

"Lanet olsun, gerçekten de Gök Aleminin üçüncü aşamasında olan iki adam tarafından yenildik. Bu sefer, gerçekten yüzümüzü kaybettik. "

"Hah. Büyük Kardeş Shen Tu Lang burada olsaydı, kesinlikle o ikisine bir ders verebilirdi. "

"Tabii ki! Eğer o burada olsaydı, bu yılın yeni öğrencileri arasından kesinlikle en tanınmış kişi olurdu."

"Ama neden hâlâ gelmedi? Dört Deniz Akademisine de gireceğini söylemedi mi? Ne yapıyor o ?! "

"Kim bilir? Fakat eminim Büyük Kardeş Shen Tu Lang'un kendi planları olmalıdır. "

Gerçekten de Shen Tu Jiang ve Shen Tu Hai, savaştaki yenilgileri yüzünden sürekli şikayet ediyorlardı. Dahası, Chu Feng, sözlerinden dolayı, aslında Shen Tu Jiang ile aynı grupta olduklarını doğruladı.

“Ah? Bunlar Shen Tu Jiang ve Shen Tu Hai değil mi? Ne oldu? Sizi sadece bir gün görmedim, suratlarınız nasıl bu hale geldi? "

"Ah, biliyorum. Bugün kavga sırasında bir şekilde birkaç darbe almış olmalısınız değil mi? Zhang Tianyi ve Jiang Wushang'ın yapmış olmalı değil mi? "

"Bu gerçekten utanç verici! Dün gece, kelimeler saçıyordunuz, Zhang Tianyi ve Jiang Wushang'ı yeneceğinizi söylemiştiniz. Nasıl olur da bugün gerçekte dövüşte, bu hale geldiniz? Yani yalnızca övünmekten başka bir şey biliyor musunuz? " Zihinsel sohbetlerini dinledikten sonra, Chu Feng kasıtlı olarak onlara doğru yürüdü ve sanki tüm dünyaya duyurmak ister gibi yüksek sesle bağırdı.

//ÇN: Bu Chu Feng harbi piç amk.. :D

"Sen!" İkisi zaten öfkeliydi, bu yüzden Chu Feng'in aşağılamaları yüzünden daha da öfkelendiler.

"Hmph" Ama ikisi de Chu Feng'i dinlemedi ve yamuk bir burnu ile döndüler, çünkü gerçekten yenildiler. Herkesin bildiği bir şeydi. Kendilerini savunmaya devam etseler ya da hakaret etmeye yeltenseler, daha alay konusu olurlardı. Yani, sadece dayanabilirlerdi.

"Ahh, gitmeyin! Biraz sohbet edelim! "

"Ne yani? Birkaç kelime söyleyemez misiniz?"

"Çöpler! Eğer ikinizin yerinde olsam, kendimi derin bir deliğe sokardım. Bay Shen Tu Hanedanı, köpek gibi. Dolayısıyla çöp toplama konusunda uzmanlaşmış bir yer! " İkisi gideceği anda, Chu Feng onların kolayca gitmesine izin vermedi. Hakaretleri son derece yüksekti ve ikisi de görüş hattından kaybolduktan sonra Chu Feng hafifçe gülümseyerek sanki kötü bir komplo başarmış gibi gülümsedi.

Hızlıca Teleportasyon Dizisi'ne giderek Chu Feng, Dört Deniz Akademisi'nden ayrıldı. Bununla birlikte, iki kişinin gizlice onu takip ettiğini fark etti.

O ikisinin kim olduğuna gelince, Chu Feng gözleri kapalı olsa bile, kesinlikle Shen Tu Jiang ve Shen Tu Hai idi. İkisi Chu Feng'i sevmiyordu ve şimdi de onlarla öyle bir şekilde alay etti. Bunu nasıl kaldırabilirlerdi?

Bu sefer onu takip ederek, doğal olarak Chu Feng'e ders vermeyi hedeflediler. Az önce yapılan küçük düşürmenin sadece Chu Feng tarafından kurulan bir plan olduğunu bilmiyorlardı. Hatta Chu Feng'i şiddetle yenebileceklerini düşündüler, ancak gerçekte bir ölüm yoluna yönlendirildiklerini bilmiyorlardı.

&& Şimdi neler olacak? Chu Fengi takip edenler ne yapacaklar? Chu Feng şimdi nereye gidiyor ?

&& Merak ediyorsanız Takipte kalın:)