Bölüm 566 - Ay Festivali

ÇEVİRMEN: Weed

DÜZENLEYEN: Kurogane

1000 Gök Hapı. Bu fiyatla, kesinlikle bu gecenin son açık artırma aşamasında satılan en ucuz hazine oldu.

Ancak bu kadar düşük bir fiyat, birçok insanın bakış açılarında saçma görülüyordu. Böylece Magma'nın oğlu için Chu Feng'e karşı savaşan kimse olamadı.

Öyle ki, Chu Feng'in gözündeki paha biçilmez hazine, bin Gök Hapı bedeli ile ellerine kolayca geçmişti. Fakat yabancıların gözünde, Chu Feng daha çok aptalmış gibi göründü. Bazıları zihinsel olarak hasta olduğunu düşündü, ancak kimse Chu Feng'in şimdiki heyecanlı duygularını bilmiyordu.

"Teşekkür ederim ihtiyar."

Açık artırmaların sonuçlanmasından sonra, Chu Feng, bin Gök Hapıyla yeraltından gelen Magma oğlu'nu elde etti. Elindeki ezici güce sahip ateş kırmızısı bebeğe baktığında, Chu Feng'in kalbi eşsiz biçimde heyecanlıydı.

Elinde tuttuktan sonra, Magma'nın Oğlu'nun ekiminin büyümesine yardımcı olacağına ve bir atılım yapmada herhangi bir sorun çıkmayacağını düşünüyordu. Ne de olsa İmparator-Mezarı'nda, bedenine bir sürü Gök gücü biriktirmişti.

"Dürüst olmak gerekirse, onların dedikleri doğru. Magma'nın oğlu, uğursuz bir cisimdir. Gerçekten onu toplayacak mısın?" Müzayedeyi yöneten yaşlı, Chu Feng'in yüzünden ki heyecanı fark ederek, Chu Feng'e hatırlattı.

"Büyük Yaşlı merak etmeyin lütfen. Tabii ki Magma'nın Oğlu'nu biliyorum, bu yüzden kesinlikle bir koleksiyon için satın almıyorum. Bununla ne yapmayı planladığımı sormak istiyorsanız, onu tamamen yok edicem. " dedi Chu Feng gülümseyerek.

"Sen bir World Spiritist misin?" Bu sözleri duyunca, şaşkınlık içindeki bir suratla Chu Feng'e baktı. Magma'nın oğlu'nun sahip olduğu güç son derece korkunçtu. Dövüş Kralı olmadığı sürece onu gerçekten yok edebilecek biri yoktu.

Onu yok etmek için tek yöntem, bir World Spiritist'in bir Sızdırmazlık Formasyonu kurması ve Magma'nın Oğlu'nu mühürlemekti. Buna "yok etmek" deniliyordu, ancak gerçekte sadece mühürleniyordu.

Bu nedenle, yaşlı Chu Feng'in bir World Spiritist olduğunu hissetti, aksi takdirde ekimi onun Magma'nın Oğlu'nu yok etme yöntemlerine sahip olmasına izin veremezdi.

Ve bir World Spiritist olmak, nerede olursa olsun, mükemmel bir statüye sahipti. Özdeş yetiştirme göz önüne alındığında, bunlar her zaman diğerlerinden daha yüksek bir seviyedeydi ve başkalarını onlara biraz fazla saygı göstererek davranırdı.

"Ben gerçekten bir World Spiritist'im" dedi Chu Feng gülümseyerek, ancak Su Rou ve diğerleri onu bekliyordu ve dahası, halen mallarını değiştirmeyi bekleyen birçok insan vardı, Chu Feng Yaşlı için birkaç nezaket sözü söyleyerek ayrıldı.

"Bu küçük oğlan hakkında bir şeyler hissetmeye devam ediyorum. Yaşı itibariyle Magma'nın Oğlu'nu gördüğü zaman korkmalıydı, ancak çok heyecanlıydı. Gerçekten Magma'nın oğlu'nu biliyor mu? " Chu Feng gittikten sonra müzayedeyi yöneten yaşlı kendi kendine mırıldandı.

"Birisi satın aldı mı?" Ancak Chu Feng'in ayrılmasından kısa süre sonra, Yaşlının arkasında bir adamın sesi duyulmaya başladı.

Başını çevirince, müzayedeyi yöneten yaşlının başlangıçta rahatsız edilmemiş cildi iyice gerildi. Hızlıca selam verdi ve saygıyla "Lord Taikou'ya saygılarımı sunuyorum!" Dedi.

Gerçi önündeki kişi yaşlı bir adamdı. Yüzü kırışıklarla dolu olmasına rağmen, başı siyah saçlarla doluydu. Dört Deniz Akademisi öğretim görevlisi kıyafetini giyiyordu. En önemlisi, bir bastonu ve tek bir bacağı vardı.

"Lord Taikou'ya saygılarımızı sunuyoruz!" O andan itibaren, Dört Deniz Akademisi'nde o yerdeki herkes, büyükler ya da öğrenci olsalar dahi hepsi saygıyla selam verdi, ancak yüzlerinde korku vardı.

Çünkü o kişi Dört Deniz Akademisinin en güçlü karakterlerinden biriydi. Dokuz İlahi Eğitmeni tek bir elle ile kolayca yenebilen On İlahi Eğitmenin lideriydi.

"Sana soruyorum. Onu sattın mı? " Eğitmen Taikou'nun ifadesi çok soğuktu. Gözünün köşesindeki yara, onu daha korkutucu hale getirdi.

Ona baktığında, müzayedeyi yöneten yaşlı sonsuz dehşete düştü. Kalbi huzursuzdu, artık tereddüt etmeye cesaret edemiyordu ve çabucak "Lordum, zaten satıldı" dedi.

"Oh?" Bu sözleri duyunca, Taikou'nun soğuk ifadesi hafifçe değişti, sonra "Gerçekten Magma'nın oğlunu bin Gök Hapı'na satın alan biri var mı?" Diye sordu.

"Evet Lordum"

"Kim aldı onu?"

"Bu o. Chu Feng adında genç bir adam " Müzayedeyi yöneten yaşlı aceleyle açık arttırma faturaları ve kayıtları karıştırdıktan sonra Taikou'ya bir tane verdi.

“Mm? Dört Deniz Akademisinin öğrencisi değil, neden Akademiye girmek için kayıt yaptırmadı?”Taikou'nun gözleri, Chu Feng'in bilgilerini gördüğünde aydınlandı.

"Evet. Bu genç adam diğerlerinden farklı. Kendisinin biraz özel olduğunu hissediyor." dedi Müzayededen bir yaşlı.

"Haha, ilginç. Bu Chu Feng oldukça enteresan " diye belirtti. O anda, kimsenin beklemediği, soğuk Taikou'nun yüzünün gülümsemelerle sarılmış olmasıydı. Sonra kollarını salladı ve kayboldu.

Ancak o ayrıldıktan sonra, oradaki insanlar sanki üstlerinden ağır bir yük kalkmış gibi rahat bir nefes aldı. Taikou'nun konumu gerçekten çok yüksekti. Onun gücü de çok korkutucu ve Dört Deniz Akademisinde bir anormallikti. Sadece Başkan ve birkaç yönetici yaşlı ondan korkmazdı.

Ancak Chu Feng ve diğerleri açık artırmada olan olayı bilmiyorlardı. Teleportasyon Dizisi'nin gücü sayesinde Yuhe'nin evine ulaştılar.

Yuhe'nin yeri, Dört Deniz Akademisinin diğer öğrencilerine kıyasla kesinlikle küçük sayılıyordu, ancak bir bakışla hala küçük bir dağ ve küçük bir göl vardı. Sahne oldukça güzeldi. Aslında hepsi Yuhe'ye aitti ve bundan, Dört Deniz Akademisi öğrencilerinin aldığı muamelenin gerçekten çok iyi olduğu görülüyordu.

Chu Feng ve diğerlerini ağırlamak için Yuhe özel olarak zengin bir ziyafet hazırladı. Gece gökyüzü altında, şarap içip konuştular.

"Bugünkü ay çok büyük ve çok güzel!" Su Mei normalde şarap dışında içki içmezdi, ancak bugün şarap dışında da içki içmek istiyordu. Alkole direnişi olmayan kız, kırmızı bir elma gibi kızarıyordu. Konuşan sesi çok tatlı, çok çekici davranıyordu.

"Küçük Mei, şarapla başa çıkamazsın, o kadar içme! Çok fazla içersen kendini çok kötü hissedeceksin " diyerek Su Rou yanına çağırdı.

"Abla, bunu söyleyen sen misin? Sen de şarap içmiyor musun? Benden daha mı iyisin sanki, küçüklüğümden beri şarap içtiğini ilk kez gördüm! " Su Mei kıkırdayarak dedi.

"Ben ..." Su Mei konuşmaya başlayınca Su Rou nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.

"İkiniz daha az için. Genellikle ikinizde şarap içtiğini görmedim, bu yüzden bugün niye bu kadar içtiniz? " Chu Feng gülümseyerek daha az içmelerini tavsiye etti.

"Hmph!" Fakat Chu Feng konuştuktan sonra, iki kız kardeş onu duymamazlıktan geldi. Bu Chu Feng'i tamamen kızdırdı ve biraz utanmıştı.

"Hoh, şarap içmekle ilgili bir yanlışlık yok, çünkü bugün her yıl yapılan Ay Festivali! Nadir olan bir olay " Chu Feng'in hafif utandığını gören Yuhe gerginliği dağıtmak için aceleyle konuştu.

&& Şimdi neler olacak? Bizimkiler neler yapacak? İçkiyi fazla içen kızlar neşer yapacaklar?

&& Merak ediyorsanız Takipte kalın:)