Düzenleyen:XLed5

"Evet, benim tarikatımın lideri bile onu yenemedi. Onu tehdit edebilecek güçte kim olabilir ki?"

"Huangfu Haoyue'yi yenemeyen tarikatımın lideri daha fazla güç hırsına kapıldı. Bu yüzden yolundan saptı ve en sonunda öldü." Yaşlı adam iç çekerek konuştu.

Chu Feng bunu duyduktan sonra aklında bazı düşünceler çıktı babasıyla ilgili.

Acaba babası dünya da gizlenmiş bir uzman mıydı? Hatta yaşlı adamın bile bundan haberi yoktu.

"Kıdemli, Huangfu Haoyue'nin bu duruma nasıl düştüğünü biliyor musun?" Chu Feng sordu.

"Ho ho, bu duruma nasıl düştüğünü bilmiyorum. Ama onu tekrar görebileceğimi aklımın ucundan geçmezdi." Yaşlı adam güldü.

"Kıdemli, neden?" Chu Feng'in aklı karıştı.

"Çünkü on yedi sene önce Cennet Ateşi Kilisesiyle beraber Doğu Denizi Bölgesinden tamamen ayrıldı."

Bunu duyan Chu Feng istemsizce sevindi, "Kıdemli, peki nereye gittiğini biliyor musun?"

"Kutsal Savaş Topraklarına gitti." Yaşlı adam cevapladı.

"Kutsal Savaş Toprakları mı?" Chu Feng sordu.

"Kutsal Savaş Toprakları bu dünyanın merkezi gibi bir şey. Ama merkezden çok farklı bir dünya demek daha doğru olur."

"Bizim topraklarımız da bulunan, Köken, Bilge ve Gök Aleminin enerjileri o topraklarla kıyaslanamaz bile."

"O yerde son derece güçlü canavarlar ve bir çok Doğal Tuhaflıklar var."

"Kutsal Savaş Toprakları dövüş yolunda ilerleyen herkesin hayalidir. Ancak oraya gitmek için bir sınavı geçmek gerekiyor."

"Bu sınava Göksel Yol deniliyor."

"Göksel Yol mu?"

"Doğru, Göksel Yol ile Kutsal Savaş Topraklarına gidebilirsin ve bir kez gittiğin de bir insanın gücü kat be kat artıyormuş."

"Göksel Yol yılda bir kez ortaya çıkar ve hırslı olanlar girer. Ancak onların başına ne geleceğini kimse bilmez."

"Bazı insanlar Göksel Yol'un bir kontrol noktası olduğunu ve sadece nitelikli olanların geçebileceğini söyler."

"Bazıları ise Göksel Yol'un bir reenkarnasyon döngüsü olduğunu söyler. Bir kez o yola girince anıları yıkanır ve yeni bir beden de Kutsal Dövüş Toprakların da tekrar doğar."

"Göksel Yol'da sayısız tehlike olduğu biliniyor. Sadece güçlü olanlar geçebilir, zayıflar ise ölür."

"Ancak, bilinen bir gerçek var. Kim o yola girse bir daha geri dönmedi."

"Bunun sadece iki tane ihtimali olabilir."

"Birincisi Göksel Yol'un bir sınav olmadığını ve herkesin Kutsal Dövüş Topraklarına gidebileceğini söyler. Tek sorun var o da geri dönüşün olmadığı."

"Diğer ihtimal ise Kutsal Savaş Toprakları diye bir yerin olmadığıdır. Bu yüzden Göksel Yol'a giren herkesin öldüğü düşünülüyor."

"Bu şeyler bir çok insanı hırslandırmaya yeterdi. Hatta Doğu Denizi Bölgesinin en seçkin gücü Cennet Ateşi Kilisesini de."

"Yetenekleri var olduğu sürece Kutsal Dövüş Topraklarına gidebileceklerine inandılar. Bu yüzden hırslarını Doğu Denizine değil Kutsal Savaş Topraklarına çektiler. Yeteri kadar güçlendiklerini düşündüklerin de ise Göksel Yol'a girdiler."

"Cennet Ateşi Kilisesinin gitmesi ve benim Felç Edici Gece Şeytanı Tarikatımın dağılması yüzünden, insanlar Ebedi İnfaz Takımadalarını en güçlü güç olduğunu iddia etti."

"Ancak şuan da beklenmedik bir şey oldu." Yaşlı adam gülümsedi.

"Kıdemli, Huangfu Haoyue'dan mı bahsediyorsun?" Chu Feng sordu.

"Doğru, Huangfu Haoyue ve Cennet Ateşi Kilisesinde ki insanların Göksel Yola girdikleri gün onları izlemeye gittim. Bizzat Huangfu Haoyue'nin yola girdiğini gördüm."

"Şimdi ise Huangfu Haoyue geri döndü. Eğer hafızasını düzeltebilirsek Göksel Yolla ilgili gizem çözülebilir."

"Savaş sanatının kutsal toprakları var mı yoksa olmadığı ve Cennetteki Yol'un neye benzediği biliniyor, bunların Doğu Denizi'ndeki herkesin bilmek istediği bir şey olduğuna eminim" dedi. Siyah giyimli yaşlı adam hafifçe Gülümsedi, sonra bakışları aniden parladı ve bir şeyler düşünmüş gibi görünüyordu: "Bu doğru. Huangfu Haoyue hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz, birisini arayabilirsiniz. "

"Kutsal Savaş Toprakları gerçekten var mıydı yok muydu ya da Göksel Yol neyin nesiydi? Bu soruları Doğu Denizi Bölgesinde ki herkes merak ediyor." Yaşlı adam konuştuktan sonra gülümsedi ve bir anda gözleri parladı, bir şey hatırladı, "Şimdi hatırladım, Huangfu Haoyue hakkında daha fazla bilgi istiyorsan birisini bulabilirsin."

“Kim?”

"Qiushui Fuyan!"

"Qiushui Fuyan?"

"Doğru. Qiushui Fuyan, Cennet Ateşi Kilisesi'nin Kutsal Kızıydı ve Huangfu Haoyue'nin nişanlısıydı."

"Şu anda hatırladım, Cennet Ateşi Kilisesi insanları arasında Göksel Yola girenlerden Qiushui Fuyan yoktu. Üstelik Qiushui Fuyan ve Huangfu Haoyue oldukça yakındı."

"Daha sonra kaynaklarımı kullanarak Qiushui Fuyan'ı araştırmaya başladım. En sonunda onun Aşıkların Terası diye bir yere gittiğini öğrendim. Ama özel statüsü nedeniyle onu bulamadım."

"Aşıkların Terası mı, bu yer Doğu Denizi Bölgesinde mi?" Chu Feng sordu çünkü kesinlikle gidecekti.

Huangfu Haoyue, Dokuz İl kıtasına geri döndüğünde muhtemelen daha delirmemişti. Aksi takdirde onu Chu Yuan'a vermiş olmazdı.

Bundan dolayı geri döndüğü ilk zaman Qiushui Fuyan'ı görmeye gitmiş olmalıydı. Bu sayede ona bir şeyler anlatmış olabilirdi.

Qiushui Fuyanı ziyaret etmişse  Chu Feng kendisi hakkında da bir şeyler anlatabileceğini düşündü. Bu yüzden kesinlikle gitmesi gerekiyordu.

Siyah kıyafetli yaşlı adamın sözlerinden sonra Chu Feng az çok bir şeyler anladı.

Ailesi ya da en azından babası kesinlikle Doğu Denizi Bölgesinde değildi. Bunun yerine ya Göksel Yol'da ya da Kutsal Savaş Topraklarındaydı. Ancak Chu Feng büyük ihtimalle Kutsal Savaş Toprakların da olduğunu düşündü.

Sonuçta vücudunda ki ilahi Yıldırım çok özeldi ve buradaki insanlar bunu anlayamıyordu. Anlayacak birileri varsa sadece Kutsal Savaş Topraklarında olurdu.

Ama gene de her şey bir tahmindi, gerçekleri sadece Huangfu Haoyue biliyordu.

Huangfu Haoyue dışında muhtemelen Qiushui Fuyan'da biliyordu.

Dolayısıyla Chu Feng kesinlikle Qiushui Fuyan'ı görmeye gidecekti. Kendi ailesini bulmayı çok istiyordu.