Bölüm 533: İmparatorun Gücü Bir Anlığına Ortaya Çıkıyor

avatar
9358 11

Martial God Asura - Bölüm 533: İmparatorun Gücü Bir Anlığına Ortaya Çıkıyor


 

Çevirmen:Çıngıraklı    Düzenleyici:XLed5

 

 

Devasa alev canavarı çiğnedikçe, dört Gizli Yeteneğin çığlıkları giderek azaldı ve sonunda yok oldu.

 

Bu olanlardan sonra Chu Feng, dünyanın görünüşünün giderek değiştiğini açık bir şekilde görebiliyordu. Sanki bir resim tomarı gibi titremeye ve dönmeye başladı.

 

"Çok güçlü." Chu Feng hafifçe dudaklarını araladı, resmen gözleri parlıyordu çünkü bir kez daha gizemli adamın ne kadar da güçlü olduğunu görmüştü. Mutlak bir güçle, o kadar güçlü bir İllüzyon Formasyonunu darmadağın etmişti.

 

Etraflarındaki dünya normale döndüğünde ve devasa alev canavarı gizemli adamın vücuduna geri döndüğünde, Chu Feng her şeyi açıkça görebilmişti.

 

O anda Chu Feng'in bakışları da ön tarafa odaklanmıştı. Hatta Chu Feng'in gözleri titremeye başlamış ve yüzündeki şaşırmış ifade daha da büyümüştü.

 

Çünkü önünde, yani İmparator Mezarının derinlerinde devasa eşsiz bir kapı vardı. Kapının boyu 3000 metre ve genişliğiyse 300 metreydi. Koskocamandı sanki cennete değecek gibiydi.

 

Kapı altın renkliydi ve altından daha parlak bir biçimde parlıyordu. Ancak yapıldığı şey basit bir altın değildi çünkü yok edilemez ve kutsal bir his veriyordu.

 

İstemeden de olsa Chu Feng devasa kapıdan etkilenmişti. Sadece dışını görse de, sanki içerideki her şeyi görebiliyormuş gibiydi.

 

İçerisi bambaşka bir dünyaydı ama Chu Feng'in daha önce gördüklerine benzemiyordu. Yaşayan her canlının ayak basmak isteyeceği bir dünyaydı.

 

O anda Chu Feng'in aklında tek bir düşünce vardı ve o da kapıyı açmaktı. O dünyaya girmek istiyordu. Oraya girmek zorundaydı.

 

"Evlat, o kapıya bakma!" Ama tam o sırada Chu Feng'in altından yaşlı bir ses geldi ve onu düşüncelerinden kopardı.

 

Sesi duyunca Chu Feng kendine geldi ve aşağı bakmadan duramadı. Basit bir hareket olsa da, bakar bakmaz Chu Feng'in yüzünde bir mutluluk oluştu.

 

Çünkü aşağıda, yüzeyde her tarafa ışık saçan geniş bir formasyon vardı. Formasyonun dört tarafına devasa canavarlar kazınmıştı.

 

Bu dört devasa canavar, Gizli Yeteneklerin vücutlarının asıl şekilleriydi. Dört Gizli Yeteneğin arasında zincirler vardı ve kafes gibi bir Mühür Formasyonu oluşturuyordu.

 

En önemli şeyse formasyonun ortasıydı, orada yaşlı bir adam vardı. Siyah kıyafetler giyiyordu ve birer meşale gibi gözleri vardı. Gizemli siyah kıyafetli yaşlı adamın tıpkısının aynısıydı.

 

"Haha, bu o! Burada hapsolmuş ve bu da Dört Sembollü Bağlama Formasyonunun gerçek hali."

 

"Deli adamın neden bu kadar kolayca kırabildiğini şimdi anladım. Çünkü formasyon, gücünün büyük bir parçasını siyah kıyafetli yaşlı adamı hapsetmek için kullanmıştı." O anda Eggy sevinçle bağırdı, Chu Feng'in konuşmasına izin bile vermemişti.

 

"Hoh gerçekten de, 'dünyanın sonuna kadar gidilse de bulunmaz ama hiçbir şey yapılmazsa bulunur'." Chu Feng de sevinmişti çünkü şu anda yaşlı adamın üstünde, İmparator Mezarından bir çok hazine vardı, ayrıca orada hapsolmuştu. Bu resmen cennetlerin Chu Feng'e yardım etmesiydi.

 

Ancak içten içe mutlu olsa da hemen harekete geçmedi, kafası karışmış gibi bir ifade takındı ve dedi ki, "Kıdemlim, neden bu kapıya bakamam?"

 

"Ahh, böyle çorak bir yerde büyüyen bir velet olarak, ne kadar sıra dışı bir yeteneğin olursa olsun hala kalın kafalısın."

 

"Her neyse gel sana biraz bir şeyler öğreteyim. Burası İmparator Mezarı ve o kapı da İmparator Kapısı."

 

"İmparator Kapısı bir Dövüş İmparatoru uzmanı tarafından şahsen yapılır. Yok edilemez olması bir yana, insanların kalbini çalan bir büyüsü de vardır."

 

"Eğer İmparator Kapısına uzun süre bakarsan İmparator Kapısının İllüzyonu seni cezbeder ve içeri girmek isterken seni istemsizce İmparator Kapısına saldırtır."

 

"Lakin İmparator Kapısını açmak nasıl olur da kolay olabilir ki? İmparator Kapısına saldırarak İmparator Gücünün yansımasını alırsın yani kendi sonunu hazırlarsın." diye hatırlattı siyah kıyafetli yaşlı adam.

 

"Oh?" dediklerini duyunca Chu Feng hafiften kaşlarını çattı ve Eggy'e dedi ki, "Eggy, dedikleri doğru mu? İmparator Kapısı gerçekten de o kadar güçlü mü?"

 

"Dürüst olmak gerekirse ben böyle şeylerden pek anlamam. Sadece İmparator Mezarının tehlikeli olduğunu biliyorum ama içerideki engelleri pek bilmiyorum. Ne de olsa bu dünyaya ilk defa geliyorum, o yüzden sözde İmparator Mezarına ilk girişim olduğunu söyleyebiliriz." Eggy suratını astı ve yaramazca kafasını salladı.

 

"İnanmak, inanmamaktan daha iyidir. Siyah kıyafetli yaşlı adamın üstünde ki hazineleri ele geçirdiğimiz sürece bu yolculuktan karlı çıkarız ve İmparator Kapısına gitmemize gerek kalmaz."

 

Chu Feng arkasını dönüp altın gibi parlayan İmparator Kapısına baktı. Ancak İmparator Kapısının içinden hiçbir tehlike hissetmedi. Aksine İmparator Kapısının arkasında hala son derece güzel bir dünyanın olduğunu hissediyordu ve bu ona kapıyı daha da fazla açtırtmak istetiyordu.

 

Ama durum böyle olunca Chu Feng daha da şüphelenmişti. Siyah kıyafetli adamın kelimelerinin, giderek daha da doğru olduğunu hissetti. İmparator Kapısının hiç de normal olmadığı ve bakanın aklını karıştırıp onu çekeceği sözleri.....

 

"Kapıya bakma. Çok tehlikeli!" Chu Feng siyah kıyafetli yaşlı adama aceleyle hatırlattı. Onun İmparator Kapısının cazibesine kapılacağından korkmuştu.

 

Ancak Chu Feng'in hiç aklına gelmeyen şeyse, hatırlatmasına rağmen gizemli adamın sanki hiç duymamış gibi zıplayıp çabucak İmparator Kapısına doğru uçmasıydı.

 

"Lanet olsun, bu çok kötü!" O anda, Chu Feng korkmuştu çünkü adam açıkça İmparator Kapısının cazibesine kapılmıştı ve Chu Feng'in uyarılarına kulak asmıyordu.

 

"Dur! Çabuk dur! Önünde ki şey çok tehlikeli, eğer oraya gidersen kendini mezara gönderiyor olursun!" Giderek büyüyen İmparator Kapısını görünce, Chu Feng'in sesi daha da yükseldi ama gizemli adamı durdurmada bir işe yaramamıştı.

 

*hmm* Ama Chu Feng ve gizemli adam İmparator Kapısından tam yüz bin metre uzaktayken, içeriden bir dalgalanma geldi.

 

Dalgalanmanın bir şekli yoktu ama açıkça hissedebiliyorlardı, sanki nehirleri ve okyanusları ters çevirip her şeyi yok edebilir gibiydi.

 

"İmparatorun Gücü? Bu İmparatorun Gücü olabilir mi?" O anda Chu Feng'in yüz ifadesi değişti çünkü ölümün kapısında olduğunu hissedebiliyordu. Şekilsiz auranın karşısında, kim olursa olsun karşı koyamazdı.

 

*hmm* Ancak Chu Feng'in beklemediği şeyse şekilsiz auranın direkt olarak onları yutamamasıydı, tam on bin metre uzaktayken durdu ve daha fazla ilerlemedi, değişmeye başladı.

 

Şekilsiz aura şekillenmeye başladı ve auranın kapladığı yerlerde mavi bir gökyüzü, beyaz bulutlar, nehirler ve son olarak yeryüzü oraya çıktı. Göz açıp kapayıncaya kadar uçsuz bucaksız yer altı dünyası tekrar güzel bir dünyaya dönüşmüştü.

 

O kadarla da kalmıyordu. Aura hala değişiyordu ve sonunda manzarada ki altın ışık dışarı uzandı. Altın ışık hızla genişledi ve sonunda insanımsı bir şeye dönüştü.

 

Başı mavi gökyüzüne ayakları yeryüzüne dokunuyordu. Vücudunun her yerinde altın ışık vardı o yüzden yüzü tam olarak gözükmüyordu, öyle bir figür kimin önüne çıkarsa çıksın, hiç kimse gücünü sorgulamaya cüret edemezdi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44329 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr