Çevirmen:calosa     Düzenleyici:XLed5

"Demek öyle."

"Muhtemelen birisi İmparator Mezarının derinliklerine girdi ve bir şeye dokunarak üç girişin kapanmasına neden oldu."

"Asıl konu bunu yapabilecek derecede güçlü kişi kim?" Maymun Kral, Chu Feng'in sözlerini duyduktan sonra düşünmeye başladı.

Bir süre düşündükten sonra bakışları daha da tedirginleşti ve kesin bir ses tonuyla konuşmaya başladı, "Hayır gidemezsin."

"Engeller muhtemelen içeriye giren kişi tarafından yok edilmiş olacaktır ve aynı zamanda hazineler de alınmış olacaktır."

"O mezardan yarar kazanmak istiyorsan en azından daha önce gitmediğin noktalara gitmelisin. Ama bu çok tehlikeli! Bu yüzden kesinlikle olmaz."

"Maymun kardeş, sakin ol. Bu kişi yanımda varken eminim İmparator Mezarlığındaki tehlikeler bile bizi etkilemez." Chu Feng bakışlarını yanında tavuk yiyen gizemli adama çevirdi.

O gizemli adama bakan Maymun Kral'ın kan çanağına benzer gözleri bile korkuyla titredi. O gizemli adamın ne kadar güçlü olduğunu gayet iyi biliyordu. Yeryüzü ve Gökyüzünü basit bir şekilde yok edebilecek güçteydi.

Maymun Kral'ın şu anda baktığı adam ile gücünü gördüğü adam arasında  en ufak bir benzerlik bile yoktu. Ama gene de Maymun Kral korkuyordu.

Çünkü bu adamın gücünü o anda bizzat tanık olmuştu. Şu an bile hatırlayınca korkmadan edemiyordu. Maymun Kral'ın da düşüncesine göre bu gizemli adam Dövüş Lordu'nun üstündeki alem olan Dövüş Kral'ındaydı. Krallar içerisinde gerçek bir Kral'dı!

Hala Chu Feng'in o adamı kontrol edebilmesi onu şaşırtıyordu. Chu Feng'in konuşmasından sonra Maymun Kral umutsuzca kafasını salladı, "Yanında o varken, seni nasıl tutabilirim ki?"

"Ama gene de kendine dikkat et. Yanında o var diye kendine çok güvenme. Her hangi bir zor durumda hemen kaç, oyalanma."

"Ben de Kıdemli Azure Ejderha Kurucusu ile Azure Ejderha Okulunda kalacağım yani rahat olabilirsin."

"Teşekkür ederim Maymun kardeş, hızlı gidip hızlı döneceğim." O anda Chu Feng rahat bir nefes aldı. Abisinin ona izin vermesi gerçekten mutlu etti onu.

Chu Feng hemen ardından en ufak bir zaman kaybı olmadan Vermillion Kuşu Sıradağlarına giderek İmparator Mezarına giriş yaptı.

Chu Feng daha önce hissettiği şeyi hissetmiyordu.

Daha önce girdiğinde Dövüş İmparatorunun bizzat yaptığı mezarda tedirgin olmuştu.

Ama bu gün farklıydı yanında çok güçlü bir yardımcısı vardı. Siyah kapşonlu adamla karşılaşsa bile korkmazdı.

O anda Chu Feng, Gizemli Adamın alnındaki yaraya dokundu ve gizemli adamın saçları bir anda uçmaya başladı.

Gizemli Adam anında Chu Feng'i koruyacak bir savunma formasyonu oluşturarak kafasının üstüne koydu.

“İleri git, gördüğün her şeyi öldür." Chu Feng parmaklarıyla işaret ederken emir verdi.

"Nasıl istersen." Gizemli Adam itaatkar bir şekilde konuştuktan sonra bir ışık çizgisine dönüştü.

Gizemli Adam çok hızlıydı ve sadece göz açıp kapayıncaya kadar Chu Feng'in yürüdüğü tüm yolu geçmişti. Saniyeler içerisinde Vermillion Kuşu Tekniğinin mühürlendiği binayı geçmişti.

"Öl."

Gizemli Adam daha önce Maymun Kral ve Chu Feng'in saklandığı yere geldiğinde bağırdı.

* Wuao *

O anda sefil bir çığlık yankılandı. Büyük bir toz dumanı yükseldi ve toz dumanı kaybolunca çığlığın kimden geldiği anlaşıldı yerde büyük bir vücuda sahip Kötü Ruh vardı.

O anda Kötü Ruh'un bedeni sayısız ışık parçacığına dönüştü ve rüzgarla beraber dağıldı. Artık geriye her hangi bir canlılık belirtisi kalmamıştı.

"Ne kadar güçlü olursa olsun Gök Aleminin dokuzuncu seviyesindeki birisini sadece bir düşünceyle öldürebilmesi inanılmaz." O anda Chu Feng şok oldu. Çünkü ne olursa olsun bu kadar güçlü olmasını beklemiyordu.

Dokuz İl kıtasında Tanrılardan farksız olan Gök Alemi’ndekiler onun önünde sadece bir karıncaydı.

Chu Feng'in emrinden sonra Gizemli Adam önüne geleni öldürmeye devam etti.

Her seferinde daha güçlü Kötü Ruh geldi ve en sonunda artık Kötü Ruh değil bunun yerine bazı doğal organizmalar ve Ruh gücü ile yapılmış canavarlar geldi.

Chu Feng yolda ilerlerken mezarlığın büyüklüğüne hayran kalıyordu. Sanki bir mezarlık değilde kocaman bir yeraltı şehriydi.

Aynı zamanda Chu Feng çok mutluydu çünkü yolda ilerlediği süre boyunca çok fazla Ruh Oluşum Özü bulmuştu. Bazı yerlerde bir su damlası bazı yerlerde bir su birikintisi kadar fazla vardı.

"Garip, burayı komuta eden birisi olmadığı halde Kötü Ruhlar neden düzenli olarak koruyor?" O anda Chu Feng'in aklına bu soru takıldı.

"Çok basit, buna caydırıcılık denir." Eggy cevapladı.

“Caydırıcılık derken ne demek istiyorsun?" Chu Feng gene de anlamadı.

"Bir kişi yeteri kadar güçlenirse ondan güçsüz birini sadece tek bir kelimeyle ömür boyu bir köle yapabilir."

"En iyi örnek şu anda yanındaki gizemli adam olur. O senin her dediğini dinliyor, ama neden? Senin için mi? Tabi ki hayır." Eggy konuştu.

"Demek öyle." Chu Feng anlamıştı.

Gizemli adamın Chu Feng'i dinleme sebebi Chu Feng değildi. Chu Feng'in tahminine göre Chu Feng'in babası yüzünden onu dinliyordu.

Buradaki Kötü Ruhlar ise burayı düzenli olarak korumalarının nedeni bu mezarlığı yapan kişi yüzündendi. Mezarlığı yapan kişi on bin yıldır ortadan kaybolmuş olsa da hala onun emirlerine itaat ediyorlardı.

Chu Feng ve Gizemli Adam yolda ilerlerken her seferinde daha güçlü koruyucu çıktı.

Her ortaya çıktıklarında Chu Feng korkuyordu çünkü her biri inanılmaz derecede güçlü ve korkunçtular.

Ama ne kadar korkunç veya güçlü olursa olsun hala Gizemli Adamın tek bir darbesine dayanamıyorlardı.