Bölüm 1045: Kötü ile İyinin Takası

avatar
3034 10

Martial God Asura - Bölüm 1045: Kötü ile İyinin Takası


 

Çeviri: Wolfcobain

 

"Böyle bir şey yapmaya bir daha asla cüret edemem." Chu Feng bu sözleri söyledikten sonra, Zhao Genshou bütün dünyevi dertlerinden arınmış gibi duruyordu. Gökyüzüne doğru uçarken yüksek bir sesle bağırdı. Bir bedensel Dövüş Becerisi aktifleştirdi ve avludan uçarak uzaklaştı. Geldiğinde gösterdiği vahşi hareketlere kıyasla şimdiki hali sönük kalıyordu adeta.

 

Zhao Genshou'nun tepkisi herkesi şaşırttı. Ancak, Zhao Genshou gittikten sonra etrafı bir sessizlik sardı. Kimse bir şey demiyordu. Kimse bir kelime bile fısıldama cüretinde bulunmadı Herkes sessizlik içinde Chu Feng'e bakıyordu.

 

Özellikle de Zhao Genshou ile birlikte gelen o iki adam. Tıpkı önceden Zhao Genshou'nun yaptığı gibi davranıyor, Chu Feng'den duydukları uçsuz bucaksız korku yüzünden bacakları titrer halde karşısında duruyorlardı. Ancak onun izni olmadan burdan ayrılmaya cüret edemezlerdi. O yüzden devasa baskıya dayanarak beklemeye devam ettiler.

 

"Millet gösteri bitti, değil mi?" Aniden, Chu Feng bakışlarını on sekiz kişiden oluşan gruba çevirdi. Bakışlarında iyi niyetten eser yoktu.

 

"Kardeş Chu Feng bizim amacımız..." Bunu gören kadınlar ve erkeklerden oluşan on sekizli grup paniklemeye başladı. Chu Feng'in gücünü gördükten sonra ona karşı saygı ve korku karışımı bir duygu beslemeye başlamışlardı. Chu Feng'in onlara dair kötü bir izlenimi olmamasını istediler Bu yüzden, açıklama niyetiyle çabucak konuşmaya başladılar.

 

"Kaybolun. Hepiniz, kaybolun. Güney Deniz Bölgesi'nden olmayan birisi bu avluya bir daha adım atmaya cüret ederse affetmem." Chu Feng'in kılıç gibi kaşlarını çattı.

 

Chu Feng'den bu tepkiyi gören on sekiz kişi şaşırdı. Ama bunu bekliyorlardı. Bu yüzden bir şey demeden tek tek gökyüzüne süzüldüler.

 

Kenardan izleyen yaşlılar ve gösteriyi izlemeye gelen talebeler de tek tek gökyüzüne doğru süzüldü. Chu Feng'i öfkelendireceklerinden ve Zhao Genshou gibi dövüleceklerinden korktular.

 

Ne de olsa, Chu Feng Han Ailesi'ni bile uzaklaştıracak kadar güçlüydü. Chu Feng kendilerini öldürse bile ona en ufak bir şey olmazdı.

 

Bir anda avluda sadece Güney Deniz Bölgesi'nden gelen insanlar ve Chu Feng ile Li Lei'ye hizmet etmekle görevli olan hizmetçiler kaldı.

 

Bu hizmetçiler gitmediyseler bile yaşadıkları korku yüzlerinden okunuyordu. Chu Feng'in yaptıklarından ölesiye korktukları açıkça anlaşılıyordu. Hepsi Chu Feng'den korkunç bir şekilde sakınıyordu.

 

"Ne, yeterince diz çökmediniz mi?" İnsanların hâlâ diz çöktüğünü gören Chu Feng sordu nefret dolu bir ses tonuyla.

 

Chu Feng'in sorusunu duyduktan sonra herkes durumun farkına vardı ve ayağa fırladı. Durdukları yerden bir adım öteye gitmeye bile cesaretleri yoktu. Bunun yerine sorgulanmayı bekleyen suçlular gibi Chu Feng'in karşısında durdular.

 

"Chu Feng, senin dönüşünden önce o on sekiz kardeş bizim adımıza konuşuyordu. Senin onlara böyle davranmanın sıkıntı olmayacağından emin misin?"

 

"Ne olursa olsun, hepimiz kardeş müritleriz. Özellikle senin olağandışı gücün ve ilerleyen zamanlarda Turkuaz Dağı'na gireceğin için, onlarla şimdi iyi bir ilişki kurarsan orada birbirinize göz kulak olursunuz, iyi olmaz mı?" Li Lei, Chu Feng'e doğru yürüdü. Chu Feng ile olan ilişkisi gayet iyiydi. Bu yüzden kendini tutmadan konuştu.

 

"Sizin için konuştular ama Zhao Genshuo'nun sizi aşağılamasına karşı geldiler mi?" Diye sordu Chu Feng.

 

"Hayır, yapmadılar." Li Lei kafasını salladı.

 

"Peki bundan önce buraya sizi görmeye hiç geldiler mi?" Diye sordu Chu Feng.

 

"Böyle bir şey söz konusu bile olmadı. Onlar çekirdek müritlerin üstündedir ve Güney Turkuaz Orman'ındaki en üst varlıklardır. Bir sebep olmaksızın bizi görmeye neden gelsinler ki?" Li Lei kafasını sallarken bir yandan da acı bir şekilde gülümsedi.

 

"Madem durum öyle, bugün neden geldiler?" Chu Feng sormaya devam etti.

 

"Doğal olarak... Senin için. Güney Turkuaz Orman'ında ünlü oldun bile. Artık sen Koruyucu Lord'un favori müritisin Ne kadar olağandışı olsalar da günün sonunda hepsi senin aşağında kalıyor. Ben onlardan biri olsam senle iyi bir ilişki kurmanın yollarını arardım." Li Lei cevap verdi.

 

"Onların niyetlerinin ancak yarısını temize çıkarabildin." Chu Feng kafasını salladı. Sonra da "Önceden ne yaptıkları önemsiz, gerçekten beni arkadaş olarak karşılama niyetiyle gelmiş olsalardı onları samimiyetle kabul ederdim. Ancak bence onlar benimle arkadaş olmak için gelmediler. Bunun yerine, Zhao Genshuo gibi beni test etmeye geldiler."

 

"Söylentiler doğru çıkar ve benim gerçekten güçlü olduğum ortaya çıkarsa, bana iyi davranacaklardı. Ancak, söylentiler yalan çıksaydı bana iyi davranmamayı bırak, muhtemelen Zhao Genshou gibi aşağılamaya çalışacaklardı."

 

"Bu tarz insanları sence gerçekten de dost edinmeli miyim?" Chu Feng, Li Lei'ye bakarak sordu.

 

"Aiya, ben gerçekten safmışım. Gerçekten de çok safmışım." Chu Feng'in söylediklerini duyan Li Lei bir farkındalık yaşadı. Alnını o kadar sert ovuyordu ki alnından ses çıkmaya başlamıştı. Gerçekten kendisini aptal hissediyordu. Chu Feng'e bu insanları dost edinmesini söylemişti.

 

Bu insanların karaktersiz olduğunu anlamalıydı. Şanın varsa sana yaklaşırlardı. Ancak durumun kötüyse arkalarına bakmadan seni bırakırlardı. Doğal olarak bu insanlardan olabildiğince uzak durmak en iyisiydi.

 

Li Lei'nin durumun farkına vardığını gören Chu Feng gülümsedi. Daha fazlasını söylemeye gerek duymadı ve bakışını Shen Lang, Shen Hong ve diğerlerine çevirdi. Ve şunu dedi: "Bugün burda yaptıklarınız ve gittiğiniz yol gerçekten aşağılık bir şeydi. Ancak Güney Deniz Bölgesi'nden olduğunuz için size dokunmayacağım."

 

"Bu konuyu zaten Koruyucu Lord ile görüştüm. Yarından itibaren hepiniz çekirdek mürit ile aynı yetişimi göreceksiniz. Üstelik, buraya gelen idari yaşlılar olacak. Rica ederseniz sizleri, kişisel müritleri olarak kabul edebilirler."

 

"Konutlarınıza gelince saat geç olduğu için, Koruyucu Lord'un kafasını onlarla meşgul etmek istemedim. Ancak Koruyucu Lord yarın size yeni konutlar inşa edilmesi için gerekli kişileri yollayacak."

 

Chu Feng'in dediklerini duyan herkes çok şaşırdı. Sanki rüya görüyorlarmış gibi kendilerini tokatladılar.

 

Chu Feng'e bu kadar şey yaptıktan sonra, Chu Feng'in hem kendilerini cezalandırmaması, bir de üstüne böyle fırsat sağlaması onları afallattı.

 

Çekirdek müritler ile aynı yetişimi görmek Güney Turkuaz Orman'ındaki insanların en büyük hayaliydi. Müritlerin çoğunun hayatı boyunca asla dokunamayacağı bir şeydi.

 

"Chu Feng, biz..."

 

Bu noktada herkes aşırı heyecanlıydı. Ancak Chu Feng'e kendilerini nasıl ifade edeceklerini bilemediler. Ne de olsa, Chu Feng'e yaptıklarını geri alamazlardı. Ama Chu Feng kendilerine çok iyi davranıyordu. Bu onların büyük bir utanç hissetmelerine sebep oldu.

 

"Gereksiz kelimelerle kendinizi yormanıza gerek yok. Güney Deniz Bölgesi'nden olanlar için Cennet Yolu'ndan geçip buraya gelmek yeterince zor. Bu yüzden ileride birlikte olmamızı istiyorum. En azından kendimizden olanlara karşı zorbalık taslamayalım." dedi Chu Feng

 

"Chu Feng, gönlün rahat olsun. Bugünden itibaren ben, Shen Lang, bir kişiye bile zorbalık taslarsam hayatım senin ellerinde son bulacak." Shen Lang göğsünü ovdu ve garanti verdi.

 

"Umarım sözünü tutabilirsin." Chu Feng, Shen Lang değiştiğini görünce memnun bir şekilde kafasını salladı.

 

Chu Feng'in liderliği altında Güney Deniz Bölgesi'nden gelenlerin yaşadığı bu avludaki zorluklar yavaş yavaş ortadan kayboldu ve huzur yerini buldu. Herkes Chu Feng'in yaptıklarından etkilenmişti. Herkes Chu Feng'e hürmet ve minnet duyuyordu.

 

Avludaki insanlar kutlarken uzaklardaki büyük bir ağacın üstündeki iki figür Chu Feng'i izliyordu.

 

Bu iki figür Güney Turkuaz Orman'ının baş öğretmeni Sikong Zhaixing ve yeni Cezadan Sorumlu Yaşlı Gongsun Kuo idi.

 

"Kötüyü iyiyle takas ediyor, sadece güçlü değil aynı zamanda art niyetli olanlara karşı sert davranmasını biliyor. Chu Feng'in bu işleri yapma yöntemi oldukça anlayışlı. Güney Turkuaz Orman'ında Güney Deniz Bölgesi'nden gelenleri koruyabiliyor. Güney Turkuaz Orman düşmanlarla karşı karşıya gelirse Chu Feng onları korumaya gelecektir."

 

"Koruyucu Lord gözünüz çok iyi görüyor. Bu çocuk herkesten çok farklı. Hiç bu kadar erken yaştan bu kadar olağandışı bir güç görmemiştim. Sadece akıllara zarar bir güce sahip değil, aynı zamanda üstün bir algı ve zihne de sahip." Gongsun Kuo, Chu Feng'i bu şekilde övdü.

 

Ancak, Sikong Zhaixing Gongsun Kuo'nun söylediklerine karşılık vermedi. Sadece gülümsedi. Sonra kafasını çevirdi ve sordu: "Bulut Yıldırımı Köşkü'nün bizimle beraber Antik Çağın Ölümsüz Göleti'ne gelmek istediklerini söyleyen bir mektup var demiştin?"

 

"Mn, artık on gün oldu ve Antik Çağın Ölümsüz Göleti'nin açılmasına az kaldı. Bulut Yıldırımı Köşkü'nün önümüzdeki günlerde Güney Turkuaz Orman'ına varacağına inanıyorum." Diye cevap verdi Gongsun Kuo.

 

"Bulut Yıldırımı Köşkü'nün görünüşte Güney Turkuaz Orman'ı ile iyi bir ilişkisi var gibi dursa da, bizim Antik Çağın Ölümsüz Göleti'ne olan yolculuğumuza katılma istekleri gerçekten ciddi." Sikong Zhaixing kafasını salladı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44329 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr