Bölüm 1040: Güney Turkuaz Ormanının Umudu

avatar
3009 11

Martial God Asura - Bölüm 1040: Güney Turkuaz Ormanının Umudu


 

Çeviri: Wolfcobain

 

 

"Koruyucu Lord efendim lütfen biraz merhamet. Han ailesinin Güney Turkuaz Ormanına ne kadar sadık olduğunu bir düşünün. Kendimizi ne kadar adadığımızı. Lütfen Koruyucu Lord bize bir şans daha verin."

 

Koruyucu Lordun dediklerini duyan Han Qingyu ve Han ailesinin kalanları donup kalmıştı. Sanki on binlerce ton ağırlığında bir örs üzerlerine düşmüştü.

 

Han ailesinin üyelerini Güney Turkuaz Ormanından uzaklaştırıp Han ailesinin torunlarını Güney Turkuaz Ormanına adım atmaktan yasaklamak çok acımasızcaydı. Han ailesinin Güney Turkuaz Ormanında topladığı gücü sıfıra indirmekle kalmıyor gelecekte herhangi bir güç elde etmesini de zorlaştırıyordu. Han ailesi fertleri bunu kabul edemiyordu.

 

"Koruyucu Lord, Han ailesi suçlu olsa da Güney Turkuaz Ormanına çok büyük hizmetlerde bulundular. Ayrıca Güney Turkuaz Ormanı için Turkuaz Dağına birçok yetenekli genç de yolladılar. Geçmişteki hatalarını affedip bir şans daha vermeye ne dersiniz?" Sadece Han ailesi değil, başka yaşlılar da Koruyucu Lorda Han ailesi adına yalvarıyordu.

 

Han ailesinin zorbalığını kimse sevmezdi belki ama yine de Han ailesi Güney Turkuaz Ormanı için önemli bir aileydi.

 

Han ailesi büyük bir klandı. Güney Turkuaz Ormanından aldığı kaynaklarla gençlerini yetiştiriyorlardı belki ama Güney Turkuaz Ormanı için aynı zamanda birçok yetenek de sağlıyorlardı.

 

Örneğin şu anda Güney Turkuaz Ormanının en iyi müritlerinin üçte biri Han ailesindendi. Chu Feng, Güney Turkuaz Ormanına gelmeden önce en güçlü müritler hep Han ailesindendi. Sadece buradan bile Han ailesinin Güney Turkuaz Ormanı için ne kadar önemli olduğu anlaşılabiliyordu.

 

Suçları ne kadar rezil olursa olsun gerçekten de Güney Turkuaz Ormanına katkıları yadsınamazdı. Han ailesi Güney Turkuaz Ormanından uzaklaştırılır ve ilişkileri kesilirse Güney Turkuaz Ormanı büyük bir kayba uğrardı.

 

Bu yüzden de birçok yaşlı Han ailesini sevmese bile büyük resme bakıldığında Han ailesinin Güney Turkuaz Ormanından gitmelerini istemiyordu. Çünkü Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarında birçok güç vardı. Han ailesi Güney Turkuaz Ormanından uzaklaştırılırsa gidip başka bir güce katılabilirdi. Eğer Güney Turkuaz Ormanının düşmanıyla bir olurlarsa bu Güney Turkuaz Ormanı için büyük bir kayıp olmaz mıydı?

 

"Hepiniz kesin sesinizi!" Yaşlıların yalvarmaları Güney Turkuaz Ormanının liderini sinirlendirmişti. Öfkeyle bağırdığında gök ve yer sallandı.

 

Sesi yüksek ve netti. Gökyüzü bile parçalanacaktı sanki. Orada olan insanların hepsi büyük bir şok geçirdi. Lider bağırdıktan sonra herkes çenesini kapadı. Kimse bir kelime bile etmeye cüret edemiyordu. Çünkü Koruyucu Lordun kararını verdiğini anlamışlardı.

 

"Daha önce de söyledim, tekrar ediyorum: kararıma uymayanlar öldürülecektir. Kendimi bir daha bir daha tekrarlamak zorunda mıyım ben?" Güney Turkuaz Ormanın lideri keskin bakışlarını insanlara çevirdi. Bu sefer kimse bir şey demeye cüret edemedi. Çünkü Güney Turkuaz Ormanının liderinin sözlerinin ardında durduğunu herkes bilirdi. Bir şey demeye cüret edeni öldürme ihtimali yüksekti.

 

İşte böyle Güney Turkuaz Ormanında terör estiren Han ailesi, Güney Turkuaz Ormanından kovulmuştu artık. İster Cezadan Sorumlu Yaşlı Han Qingyu olsun, ister senelerdir yetiştirilen ve Turkuaz Dağına gönderilmesi gereken yetenekli müritler; Han ailesinden olan herkes Güney Turkuaz Ormanından kovulmuştu.

 

Bu günü bekleyenler vardı. Çünkü Han ailesi ne kadar güçlü olursa olsun gerçekten de çok aşırıya kaçmışlardı. Han ailesi neredeyse Güney Turkuaz Ormanının gücünü kendi eline almaya başlamıştı. Güney Turkuaz Ormanının lideri böyle bir şeye müsamaha edemezdi.

 

Ancak bugünden önce kimse Han ailesinin sonunun Güney Deniz Bölgesinden gelen bir gençten olacağını düşünemezdi. Bugünden sonra Chu Feng'in isminin tüm Güney Turkuaz Ormanına yayılacağına şüphe yoktu. İddialı bir giriş yapmıştı.

 

Chu Feng o sırada Lord Saray Salonundaydı. Yaraları tamamen iyileşmişti. Ancak büyük ve şatafatlı saray salonunda oldukça yalnız duruyordu.

 

Chu Feng'i buraya Güney Turkuaz Ormanının lideri davet etmişti. Ama Güney Turkuaz Ormanının lideri bizzat Han ailesini kovmaya ve yeni bir Cezadan Sorumlu Yaşlı seçmeye gittiği için Chu Feng beklemek zorunda kalmıştı. Chu Feng Koruyucu Lordu bayağıdır bekliyordu.

 

"Gıcır~~~” Sonunda salonunun kapısı açıldı. Girişte yaşlı biri belirdi. Bu Güney Turkuaz Ormanının lideriydi.

 

"Chu Feng dostum, beklettiğim için özür dilerim. Acil bir mesele çıktı da. Biraz uzun sürdü." Chu Feng'i gören Güney Turkuaz Ormanının lideri gülümsedi. Yüzünde mahçup bir ifade vardı.

 

"Lafı bile olmaz Koruyucu Lord efendim." Chu Feng hemen ayağa kalktı ve saygıyla lideri selamladı. Ne olursa olsun artık Güney Turkuaz Ormanına katılmıştı. Artık Güney Turkuaz Ormanının müridiydi. Koruyucu Lord karşısında kaba davranabilir miydi hiç? Ayrıca onu Koruyucu Lord kurtarmıştı.

 

"Böyle kibarlıklara hiç gerek yok. Chu Feng dostum, bana bırak Koruyucu Lordu bir yaşlı gibi davranmana bile gerek yok. Beni dostun gibi görmeni isterim."

 

"Adım Sikong Zhaixing. Bana adımla hitap edebilirsin." Dedi Güney Turkuaz Ormanının lideri gülümseyerek. Çok sıcakkanlı biriydi.

 

Güney Turkuaz Ormanının liderinin bunları söylemiş olması Chu Feng için büyük bir onurdu ama yine de bir mürit olan Chu Feng bu sözler karşısında afallayıp kalmıştı. Çünkü nasıl olurdu da Koruyucu Lorda ismiyle seslenebilirdi?

 

Ama bir süre düşündükten sonra Chu Feng'in aklına bir fikir geldi. Saygılı ama aşırı saygılı olmayan bir ses tonuyla Sikong Zhaixing'a "Saygılarımı sunarım Sikong Efendi," dedi.

 

"Haha pekala. Bana efendi diyorsun hâlâ ama Koruyucu Lorddan daha iyi." Güney Turkuaz Ormanının lideri güldü. Çok mutlu duruyordu. Chu Feng'i dikkatle inceledi ve "Chu Feng kardeşim durumun nasıl?" diye sordu.

 

"Efendim bana verdiğiniz şifalı tohumlar çok işe yaradı. Çoktan iyileştim." Dedi Chu Feng.

 

"Harika." Güney Turkuaz Ormanının lideri kafasını salladı. Sonra da "Chu Feng kardeşim benim yüzümden acı çektin o kadar."

 

"Zaten benim için adaleti sağladınız efendim. Birazcık acı çekmiş olsam da buna değdi." Diye cevapladı Chu Feng.

 

"Chu Feng kardeşim, bu Han ailesi Güney Turkuaz Ormanında uzun senelerdir neler neler yapmış bir bilsen. Ama bir kere bile yaptıklarını ne duydum ne de umursadım. Belki beni kafasını kuma gömmüş biri olarak görüyorsundur, Koruyucu Lord olmayı hak etmediğimi düşünüyorsundur?" Diye sordu Sikong Zhaixing.

 

"Hayır. Sikong Efendi Han ailesini şimdiye kadar cezalandırmadıysanız bir sebebi mutlaka vardır." Chu Feng kafasını salladı. Güney Turkuaz Ormanının liderini kısa bir süredir tanıyordu ama Chu Feng Sikong Zhaixing'i kafasını kuma gömmüş biri olarak görmüyordu. Oldukça yetkin birine benziyordu.

 

"Heh, Chu Feng kardeş beni şımartıyorsun. Özel bir sebebim vardı denebilir evet. Ama bencilce davrandığım da doğrudur."

 

"Güney Turkuaz Ormanının lideriyim sonuçta hiç Han ailesinin yaptıklarını bilmem mi?"

 

"Peki neden umursamadım o zaman? Çünkü Han ailesine bağlıydım. Han ailesi büyük bir aile. Burada geçmişleri eskiye dayanır. İlk başta bölgesel bir güçtü. Güney Turkuaz Ormanının yaşlılarından biriyle bağ kurdular ve sonra da anlaşmaya vardıktan sonra sıra dışı gençlerinin bir kısmını yetiştirme yapmaları için Güney Turkuaz Ormanına yolladılar."

 

"Uzun süredir böyle devam ediyordu. Güney Turkuaz Ormanına gönderdikleri müritler dışında Han ailesi kendi müritlerini kendi eğitirdi. Han ailesinin fertlerinin başka güçlere katılmaları kesinlikle yasaktı."

 

"Han ailesinin böyle davranmasının sebebi Güney Turkuaz Ormanıyla yaptıkları anlaşmaydı. Ama aslında Han ailesi kendini Güney Turkuaz Ormanımızın yetiştirme kaynaklarından ayıramıyordu. Başka bir güce geçecek olsalar şu andaki statülerini elde etmeleri çok zor olurdu. O gücün yetiştirme kaynaklarını Han ailesine aktarmaları daha da zor olurdu."

 

"Han ailesinin yaptıklarını görmezden gelmemin sebebi yaşlımızın yaptığı anlaşma değildi. Çünkü Güney Turkuaz Ormanımız bölgesel bir güç değil."

 

"Güney Turkuaz Ormanının kökleri Turkuaz Dağındadır. Hakikidir, başka bir güç tarafından oluşturulmamıştır. Biz bizzat Turkuaz Dağının alt gücüyüz. Güney Turkuaz Ormanının bu bölgede kurulmasının sebebi muhteşem yetenekleri bulup Turkuaz Dağına göndermekle görevli olmamızdır. Amacımız genç nesilleri toplayıp Turkuaz Dağına yollamaktır. Böylece Turkuaz Dağının şanı şöhreti asla sönmez."

 

"Ancak burada çok fazla güç var. Ayrıca yetenekli insanlar da sınırlı sayıda. Belki de bu bölgede gerçekten yetenekli insanlar vardır. Ancak onları Turkuaz Dağına yolladığımızda hep küçük görülürler."

 

"Han ailesinin yaptıkları rezilce olsa da Han ailesinin genç nesli diğerlerine kıyasla daha iyi. Her sene Güney Turkuaz Ormanımız için iyi bir miktarda mürit yolluyorlardı."

 

"Böylece Güney Turkuaz Ormanı çok olmasa da Turkuaz Dağına mürit yollayabiliyordu. Diğer Turkuaz Ormanlarına kıyasla hem müritlerimizin sayısı hem de kalitesi çok daha düşüktür. Ama yine de kabul edilebilir bir seviyedeyiz."

 

"Ama Han ailesi olmazsa... Korkarım Güney Turkuaz Ormanı olarak Turkuaz Dağına yolladığımız müritlerin sayısı büyük ölçüde azalır. O zaman da Turkuaz Dağının hakiki bir alt gücü olan Güney Turkuaz Ormanı hakiki olmayan alt güçlerden daha az mürit sağlıyor olur. Onurumuz falan kalmaz, insan içine çıkamayız."

 

Bu konuyu anlatan Sikong Zhaixing'in yüzünde çaresizlik vardı. Chu Feng ise bu hikâyeyi zaten biliyor olmasına rağmen mahçup oldu. Sikong Zhaixing'in niyeti ne olursa olsun Han ailesi onun yüzünden Güney Turkuaz Ormanından kovulmuştu. Bilmeyerek Güney Turkuaz Ormanına büyük bir zarar verdiğini düşünüyordu.

 

"Ama Han ailesini o kadar kararlı bir şekilde Güney Turkuaz Ormanından kovmamın sebebi Güney Turkuaz Ormanımız için umudu görmüş olmamdır. Bu umut sensin." Dedi Sikong Zhaixing. Chu Feng'e bakıyordu. Bakışlarında büyük beklentiler vardı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44323 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr