Bölüm 1032: Üçüncü Seviye Dövüş Kralını Dövmek

avatar
3115 11

Martial God Asura - Bölüm 1032: Üçüncü Seviye Dövüş Kralını Dövmek


 

Çeviri: Wolfcobain

 

 

Üçüncü seviye Dövüş Kralı, ikinci seviye Dövüş Kralına kıyasla çok daha üstün bir seviyeydi. Ayrıca siyah saçlı yaşlı kıyasla daha gençti ve savaş gücü de sıradan değildi. Diğer dört Han ailesi yaşlılarına kıyasla birkaç kat daha güçlüydü.

 

Bu yüzden onun saldırıya geçmesi öyle ufak bir olay değildi. Sınırsız baskın güç, şekil şemalsiz bir canavar ordusu gibi kükreyerek Chu Feng'in baskınlığını bastırmayı başarmıştı.

 

Bu baskın gücü kullanan siyah saçlı yaşlı, Chu Feng'in kullandığı yöntemin aynısını kulalndı.

 

Katman katman dövüş gücü yolluyordu. Kuvvetli dövüş gücü sonra şekil aldı. Dört büyük kılıç oluşmuştu. Kılıçların boyu on metreden uzundu, parlıyorlardı. Büyük kılıçlar Chu Feng'in oluşturduğu dört ele doğru harekete geçti. Chu Feng'in ellerini keserek yaşlıları kurtarmayı planlıyordu.

 

Üçüncü seviye Dövüş Sanatı Kralı hafife alınacak bir güç değildi. Chu Feng'in savaş gücü olağanüstüydü ama yine de daha sadece dokuzuncu seviye Dövüş Lorduydu. Siyah saçlı yaşlıyla savaşmasının zor olacağını biliyordu.

 

Ama Chu Feng korkmuyordu. Bedeninden dışarı kükreyen üç yıldırım fırladı. Göz açıp kapayıncaya kadar yıldırımlar her yeri parlayan bir zırh oldu. Zırh, Chu Feng'i tamamen kaplıyordu.

 

Yıldırım Zırhı belirdikten sonra Chu Feng'in yetiştirmesi birden yükseldi. Herkesin gözleri önünde dokuzuncu Dövüş Lordundan birinci seviye Dövüş Kralı oldu.

 

“Heeyaa~~~”

 

Yetiştirmesi yükselen Chu Feng'in yaydığı aura da değişmişti. Dövüş Lordu ve Kraliyet Dövüş Sanatı gücü arasındaki fark dövüş gücünün farkıydı. Chu Feng, Dövüş Sanatı Kralı alemine girdiğinde kontrolündeki dövüş gücü de kral seviyesine çıkmıştı.

 

Bu nedenle artık dört kılıç onun için artık bir tehdit unsuru değildi. Chu Feng bağırarak ellerini açtı. Bir avuç saldırısı yollamıştı.

 

"Buum."

 

Avuç saldırısıyla birlikte enerji dalgaları gökleri salladı. Katman katman enerji belirmişti. Her şeyi yok edebilirdi bu enerji katmanları. Geçtikleri her yerde çatlaklar oluşuyordu. Dört büyük kılıç ise anında parçalanmıştı.

 

"Dövüş Lordundan Dövüş Kralına geçebildiği bir yöntemi mi var? Bu çocuk gerçekten de Güney Deniz Bölgesinden mi? Güney Deniz Bölgesinde böylesine güçlü biri nerede saklanıyormuş? Dövüş Sanatı Kutsal Toprakları için bile nadir bulunan bir dâhi bu."

 

Chu Feng'in Yıldırım Zırhıyla seviyesini değiştirdiğini gören siyah saçlı yaşlı yine şok olmuştu. Chu Feng'in gösterdiği güç kendisini gittikçe zorluyordu.

 

Ancak yine de Han ailesinin onurunun ayaklar altına alınmasına izin veremezdi. Chu Feng ne kadar nadir bulunan bir dahi olursa olsun Han ailesinin herkes içinde aşağılanmasına izin veremezdi. Bu nedenle tek eliyle bir beceri kullandı. Sağ eliyle saldırıya geçtiğinde sınırsız dövüş enerjisi sayısız garip kuş şeklini aldı.

 

Bu kuşlardan her biri birkaç metre boyundaydı. Kuşlar simsiyahtı ve tüyleri keskin hançerler gibiydi. Keskin gagaları her şeyi delip geçebilir gibi duruyordu. Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarının uzay dokusunu bile delip geçebilirdi bu gagalar.

 

Bu nedenle garip kuşlar gökyüzünü kapladığında etraftaki uzay dokusu da çatlamaya başlamıştı. Bulutsuz, güneşli gökyüzü birden kararmıştı. Sanki korkunç kudretten oluşan bir gece yaşanıyordu.

 

Bu, yedinci seviye bir Dövüş Sanatı Becerisiydi Han ailesinin özel Dövüş Sanatı Becerisiydi. Siyah saçlı yaşlının ellerinde Dövüş Sanatı Becerisinin benzersiz kudret ve gücü tam olarak ortaya çıkıyordu.

 

“Jijijiji.”

 

Gökyüzünü kaplayan garip kuşlar, Chu Feng'in etrafını sarmıştı. Sonra da garip çığlıklar atarak Chu Feng'e doğru saldırıya geçtiler.

 

"Boşluk Ejderhası Hançerinin Çığlığı." Gökyüzünü kaplayan garip kuşlar, Chu Feng'i birazcık bile korkutmamıştı. Dövüş gücüyle elini kaldırıp sıktı. Elinde büyük altından bir kılıç belirdi.

 

Altın kılıç belirdikten sonra bir de ardından ejderha kükremesi duyuldu. Ejderha kükremesinin ardından da anında şekli şemali olmayan baskın bir kudret belirdi.

 

Bu kudret o kadar güçlüydü ki yok edemeyeceği şey yoktu. Şekilsiz şemalsiz baskın kudret karşısında herkes üstünde büyük bir baskı hissetmeye başlamıştı. Savaşı izleyen kalabalık gerilemek zorunda kalmıştı. Yetiştirmesi düşük olanlar ise korkuluklar gibi etrafa saçılmıştı.

 

En önemlisi ise bu baskın kudret karşısında garip kuşlar da sağlam kalamamıştı. Garip çığlıklar atmaya devam ede ede parçalandılar. Sonunda hepsi sis gibi dağılmıştı.

 

"Seni pis ihtiyar, Li Lei'ye ne yaptın sen? Kana karşı kan dökülecek!"

 

Garip kuşlardan oluşan Dövüş Sanatı Becerisini yok eden Chu Feng durmamıştı. Harekete geçti. Boşluk Ejderhası Hançerinin Çığlığıyla birlikte siyah saçlı yaşlıya doğru hareket ediyordu.

 

“Woosh woosh woosh woosh.” Chu Feng çok hızlıydı. Birinci seviye Dövüş Kralı olmasına rağmen bu hız karşısında üçüncü seviye Dövüş Kralları bile dikkatli olmak zorundaydı.

 

Ancak Chu Feng'in en korkutucu yanı hızı değildi. Asıl korkutucu olan saldırılarıydı. Chu Feng, elindeki Boşluk Ejderhası Hançeri Çığlığını çok iyi kullanıyordu. Artık sıradan bir Dövüş Sanatı Becerisi değildi, sıradan bir silah değildi. Kişinin ruhunu alma yetisine sahip keskin bir hançerdi artık.

 

"Seni velet!"

 

Chu Feng'in saldırısını gören siyah saçlı yaşlının yüz ifadesi değişmişti. Gözlerinde korku vardı. Çünkü artık pasif bir duruma geçmiş, savunma yapmak zorundaydı. Chu Feng'in saldırılarına karşılık verme fırsatını yakalayamıyordu.

 

Dövüş Sanatı Becerisi kullanacak ya da silah çıkaracak vakti bulamıyordu. Yapabildiği tek şey Chu Feng'in saldırılarından kaçmaktı. Ama bir süre sonra kaçmayı da becerememeye başladı.

 

Dikkatsiz olmanın sonucu işte buydu. Siyah saçlı yaşlıda bunun sonuçları gayet net görülebiliyordu . Chu Feng'e karşı tüm gücünü kullansa o zaman Chu Feng galip gelemezdi.

 

Ama dikkatsiz olduğu için Chu Feng fırsattan istifade etmişti. Bir sürü güçlü yöntemi olmasına rağmen bu yöntemleri kullanmasına izin vermiyordu. Bu yüzden eli kolu bağlanmıştı.

 

Siyah saçlı yaşlı tuzağa düşmüş bir kaplan gibiydi. Belki keskin dişleri vardı ve gücü akıl almaz derecelerdeydi ama bunları kullanamıyordu. Bu, dayanması zor bir durumdu.

 

“Wooshuaa”

 

Birden Chu Feng'in elindeki Boşluk Ejderhası Hançeri Çığlığı ileri doğru harekete geçti. Altından bir ışık parladı. Etrafa kanlar sıçradı. İnsanların gördüğü tek şey siyah saçlı yaşlının uçan koluydu. Chu Feng'in kılıcı, siyah saçlı yaşlının kolunu kesmişti.

 

“Ahhh~~~ Seni küçük şerefsiz! Geberteceğim seni!"

 

Kolunu kaybeden siyah saçlı yaşlı, acıdan mantığını da kaybetmişti. Chu Feng'e küfürler yağdırıyor, tehditler saçıyordu. Yaydığı öldürme niyetinin haddi hesabı yoktu. Eline fırsat geçse Chu Feng'i oracıkta öldürürdü.

 

Ancak Chu Feng ona bu fırsatı vermiyordu. Boşluk Ejderhası Hançeri Çığlığı bir kez daha sallandı. "Kacha." Bir kez daha kan fışkırdı. Siyah saçlı yaşlının diğer kolu da kopmuştu. Chu Feng bir de havada uçan kolu kılıç darbeleriyle kuşbaşı haline getirmişti.

 

"Ahhhhh~~~~ Seni şerefsiz! And içerim ki seni paramparça edeceğim, on binlerce parçaya böleceğim seni!"

 

Kolunun kuşbaşı hâline geldiğini gören siyah saçlı yaşlı öfkeden dişlerini sıkıyordu. Kalbi ve ciğerleri neredeyse patlayacaktı. Çünkü Chu Feng'in yaptığı sadece kendini değil, Han ailesinin de onurunu ayaklar altına almaktı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44309 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr