Bölüm 1031: Han Ailesi Yaşlıların Yediği Dayak

avatar
2955 10

Martial God Asura - Bölüm 1031: Han Ailesi Yaşlıların Yediği Dayak


 

Çeviri: Wolfcobain

 

 

"Bu aura, dokuzuncu seviye Dövüş Lordu! Bu Chu Feng dokuzuncu seviye Dövüş Lordu muymuş?"

 

Chu Feng'in yıkıcı aurasını ve hiddetli öldürme niyetini hissedenlerin yüz ifadesi anında değişmişti. Hepsi gerilemeye başlamıştı. Titreyenler bile vardı. Chu Feng'in kudreti hepsini korkutmuştu.

 

Özellikle de Shen Lang ve Güney Deniz Bölgesinden gelenler korku içindeydi. Ne kadar şok oldukları yüzlerinden anlaşılıyordu.

 

Hepsi Chu Feng'in basit biri olmadığını zaten fark etmişti. Ama hiçbiri Chu Feng'in bu kadar güçlü olduğunu düşünmezdi. Dokuzuncu seviye Dövüş Lordu!

 

Güney Deniz Bölgesinde bu seviye yaşlı nesildeki en iyi uzmanların ulaşabildiği bir seviyeydi. Genç nesilde bu seviyeye ulaşmak akıl almaz bir şeydi.

 

"Gerçekten de dokuzuncu seviye Dövüş Lordu muymuş?"

 

Sadece onlar değil, siyah saçlı yaşlı da suratını asmıştı. Yüzünde karışık bir ifade vardı. Çünkü Güney Deniz Bölgesinden gelen bir çocuğun böylesine yüksek bir yetiştirmesi olmasını beklemiyordu.

 

Dokuzuncu seviye Dövüş Lordu Güney Turkuaz Ormanında bile iyi bir seviyeydi. Ayrıca dokuzuncu seviyeye ulaşmayı başarabilen birkaç mürit de Chu Feng'den büyüktü.

 

Bu yaşta dokuzuncu seviye Dövüş Lordu olan Chu Feng, Güney Turkuaz Ormanında bile nadir bulunan biriydi.

 

Siyah saçlı yaşlı bunu görünce durumun kötüye gittiğini anladı. Güney Turkuaz Ormanında ailesinin statüsü yüksekti ancak Güney Turkuaz Ormanının var olma sebebi iyi müritleri seçip Turkuaz Dağına yollamaktı. Tüm görevleri bundan ibaretti.

 

Chu Feng ise Güney Deniz Bölgesinden gelmiş olmasına rağmen belli ki nadir bulunan bir yetenekti. Böylesine nadir bulunan bir yeteneği harcayamazdı. Liderleri bu durumu öğrenirse sonuçları fena olurdu.

 

"Yakalayın şunu." Durum kötüydü kötü olmasına ama sonuçta o da bir yaşlıydı. Üstelik Han ailesinin yaşlısıydı. Bu nedenle siyah saçlı yaşlı boyun eğmedi. Diğer dört yaşlıya Chu Feng'i yakalama emrini verdi.

 

Chu Feng'le ne yapması gerektiğini uzun uzun düşünecekti. Önce Chu Feng'i yakalayacak sonra da küçük bir problemin büyümemesi için onunla birebir konuşacaktı.

 

“Woosh woosh.”

 

Ancak dört yaşlı, siyah saçlı yaşının niyetini anlamışa benzemiyordu. Hepsi aynı anda tüm güçlerini kullanarak birinci ve ikinci seviye Dövüş Kralı güçlerini yaydılar. Şekli şemali olmayan vahşi hayvanlar gibi dövüş sanatı güçleri Chu Feng'e doğru uçuyordu.

 

Yaşlılar, auralarıyla Chu Feng'i bastırmak istiyordu. Kullandıkları saldırılar da hiç de küçük saldırılar değildi. Amaçları sadece Chu Feng'i bastırmak değildi, Han Shi'nin de intikamını almak istiyorlardı. Chu Feng'i herkesin içinde aşağılamak istiyorlardı.

 

İki tane birinci seviye, iki tane ikinci seviye Dövüş Kralı. Dokuzuncu seviye bir Dövüş Lordunun böylesine bir grubu yenme ihtimali yoktu. Ancak bu sıradan dokuzuncu seviye Dövüş Lordları için geçerliydi. Chu Feng için bu dördünü yenmek imkânsız değildi. Güçlülerdi evet ama yenilebilirlerdi. Çünkü Chu Feng'in gücü bir ejderin gücü gibiydi.

 

"Hepiniz gebereceksiniz."

 

Chu Feng birden harekete geçti. Öfkesi dolup taşmıştı artık. Öldürme niyetinin baskınlığı akıl almaz seviyelerdeydi. Bir savaş tanrısı gibi hareket ediyordu. Bir anda hava titremeye başladı. Her yerde güçlü kasırgalar esiyordu. Chu Feng, Dövüş Krallarının saldırılarından kaçmakla kalmadı bir de dördünün ortasına daldı.

 

Ortalarına girdikten sonra sınırsız dövüş gücünü yaydı. Dört büyük el biçim aldı sonra da. Dört büyük el hemen dört Dövüş Sanatı Kralını yakaladı.

 

“Aiya~~~~”

 

Büyük eller Dövüş Sanatı Becerisi değildi. Bunlar, Chu Feng'in dövüş gücünü kullanarak oluşturduğu şeylerdi. Ama kudretleri çok güçlüydü. Bu dört büyük el tarafından yakalanan Dövüş Kralları kendilerini çaresiz bir hâlde buldular. Sanki güçleri ellerinden alınmıştı. Bırakın Chu Feng'e saldırmayı, direnecek güçleri kalmamıştı.

 

Ama işin daha sonu gelmemişti. Chu Feng dört yaşlıyı yakaladıktan sonra havadan büyük bir ağaca sıçradı ve büyük ellerin gücünü kullanarak dört yaşlıyı göklere uzanan bir ağacın gövdesine çarptı.

 

"Bam bam bam bam"

 

Ağaçlar çok büyük ve kalın olmalarına rağmen sonuçta ağaçlardı. Güney Turkuaz Orman, bu ağaçları korumak için etraflarına güçlü savunma bariyerleri kurmuştu.

 

Ruhani bariyerlerin korumasıyla ağaçlar çelik gibi dayanıklı olmuştu. Dört yaşlı ağaçlara çarpınca metale çarpma ve patlama sesleri her yere yayıldı.

 

Chu Feng çok güçlüydü. Ruhani bariyerleri olan göklere kadar uzanan ağaçlar bile titremeye başlamıştı. Gökten yapraklar yağmur gibi yağıyordu. Ruh Oluşumu bariyerlerinde çatlaklar oluşmuştu.

 

Dört yaşlının hâli içler acısıydı. Ağızlarından burunlarından kanlar akıyordu. Kemiklerinin çoğu kırılmıştı. Bedenlerinden gelen kırılma seslerinin ardı arkası gelmiyordu. Bir an içerisinde dört yaşlı kan içinde kalmıştı. Hatta ikinci seviye Dövüş Kralları bayılmıştı.

 

"Tanrım, bu çocuk bir canavar mı? Dört tane Dövüş Sanatı Kralı seviyesindeki yaşlıyı dokuzuncu seviye Dövüş Sanatı Lordu olmasına rağmen ne hâle soktu!"

 

"Tanrım! Yaşlılar bir şey yapamadı bile. Dövüş Lordu ile Dövüş Kralları arasındaki savaş böyle mi olur?"

 

En başından beri orada olan insan sayısı fazlaydı. Chu Feng saldırıya geçtiğinde ise daha da fazla insan toplanmıştı. Sadece müritler değil, Güney Turkuaz Ormanının yaşlıları da gelmişti.

 

Bu sahneyi gören herkes hayretler içerisinde kalmıştı. Çünkü Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarında yetiştirme seviyenin üstündekileri yenmek çok nadir görünen bir şeydi. Dövüş Lordu olmasına rağmen Dövüş Krallarını yenebilenler dâhi sayılırdı. Öyle sıradan dahiler de değil. Bu dahilerin ismi tüm Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarına yayılırdı.

 

"Bunlar Han ailesinin yaşlıları değil mi? Kim bu çocuk? Han ailesinin yaşlılarını mürit olmasına rağmen herkesin içinde dayağa çekti? Deli mi bu?"

 

"Haha, olaya bakın. Ne olay be. Han ailesinden olanlar Güney Turkuaz Ormanındaki adamlarının sayısına güvenirlerdi. Han Qingyu'nun cezalandırmadan sorumlu yaşlı olmasına güvenirlerdi. Otoritelerini kullanarak kafalarına göre ceza verirler, kimseyi düşünmez, zayıflara zorbalık ederlerdi."

 

"Sonunda bulaşmaması gerekilen birine bulaştılar. Bu çocuk daha çok genç ama yetiştirme seviyesine bakın. Savaş gücü de sıra dışı. Bu çocuk şüphesiz bir dâhi. Bence bu çocuğun arkası sağlamdır. Yoksa herkesin içinde Han ailesini nasıl dövsün? Haha çok güzel vallahi. Han ailesinin böyle bir muamele göreceğini hiç düşünmezdim."

 

Sonradan gelen insanlar ortada ne olup bittiğinin farkında değildi. Ama Han ailesinin yaşlılarını tanımışlardı. Han ailesinin nasıl zorbalıklar yaptıklarını hatırlayınca hepsinin içi rahatlamıştı. Hepsi Chu Feng'in attığı dayağı memnuniyetle izliyordu. Han ailesi çok güçlü olmasa alkış tutmaya başlarlar, Chu Feng'i tezahüratlarla desteklerlerdi.

 

"Dur. Hemen dur. Müritlerden birini dövmekle kalmadın bir yaşlıları dövmeye cüret ediyorsun ha? Sen eceline mi susadın?"

 

Siyah saçlı yaşlı, Chu Feng'in savaş gücünün bu kadar güçlü olmasını beklemiyordu. İki tane birinci seviye, iki tane ikinci seviye Dövüş Kralını hiç zahmet çekmeden ne hâle sokmuştu.

 

Bunu gören siyah saçlı yaşlı durumu tekrar gözden geçirmek zorunda kalmıştı. Ancak ne olursa olsun o Han ailesinin bir ferdiydi. Han ailesinin onuru böyle ayaklar altına alınamazdı. Bu yüzden bir süre düşündükten sonra harekete geçti ve üçüncü seviye Dövüş Kralı kudretini sergiledi. Sonunda Chu Feng'e saldıracaktı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr