Bölüm 1027: Yardım Edelim

avatar
2720 11

Martial God Asura - Bölüm 1027: Yardım Edelim


 

Çeviri: Wolfcobain

 

 

"Chu Feng kardeş beni bekle." Chu Feng yemekhaneden çıktığında odasına dönmeyi planlıyordu. Li Lei'nin böyle arkasından heyecanla koşarak gelmesini beklemiyordu.

 

"Bir ihtiyacın mı var Li Lei kardeş?" Diye sordu Chu Feng.

 

"Tek başına sıkılır insan. Odana geleyim de takılalım mı gece?" Diye utanarak sordu Li Lei.

 

"İki tane erkeğiz, gece takılacağız diye neden utanıyorsun? Gel gidelim. Ben de sana Güney Turkuaz Ormanıyla ilgili bir şeyler sormak istiyordum."

 

Dedi Chu Feng ve odasına doğru yola koyuldu. Li Lei de arkasına takıldı. Chu Feng ile arasındaki ilişkiyi pekiştirmek istediği anlaşılabliiyordu.

 

Sonrasında Chu Feng Li Lei'ye Güney Turkuaz Ormanıyla ilgili sorular sordu. Ama Li Lei'nin statüsü düşük olduğundan ve burada kısa bir süredir bulunduğundan çok fazla şey bilmiyordu.

 

Verebildiği tek ilginç bilgi birkaç gün önce Güney Turkuaz Ormanından aceleyle ayrılan yaşlı grubuydu.

 

Bu yaşlılardan hiçbiri sıradan insanlar değildi. Üstündeki kıyafetler normal yaşlıların kıyafetlerinden farklıydı. Hepsi lacivert yaşlı cüppeleri giyiyordu. Yaşlıların cübbelerinin rengi Güney Turkuaz Ormanındaki güçlerini ve statülerini belirtiyordu. Lacivert cübbeler ise statüsü çok yüksek olan yaşlılara aitti.

 

Aceleyle giden yaşlılardan bazıları Güney Turkuaz Ormanına geri dönmüştü. Ama geri gelenlerin sayısı azdı. Yaşlıların nereye gittiğini ise kimse bilmiyordu. Yani müritlerin çoğu yaşlıların gittiğinden haberdardı, hepsi yakın zamanda büyük bir şeyler olacağının farkındaydı. Ama kimse bu büyük olayın ne olacağını tahmin edemiyordu.

 

Chu Feng Güney Turkuaz Ormanında böyle bir gece geçirdi. Sonraki günün sabahında Li Lei'nin rehberliğinde meydana geldi. Meydanda birçok mürit vardı. Her sabah müritler buraya toplanırdı. Yaşlılar da gelip Güney Turkuaz Ormanının kurallarından bahseder ve onlara yetiştirmeyle ilgili ipuçları verirdi. Sonra da gidip çalışırlardı. Güney Turkuaz Ormanında sıradan bir gün böyle geçerdi.

 

Chu Feng etrafını inceledi. Meydanda Güney Deniz Bölgeliler dışında bir grup gencin daha olduğunu fark etti. Yaşları küçüktü ve güçlü yetiştirmeci değildi bunlar. Güney Deniz Bölgesinden gelenlerle eşdeğer sayılırlardı.

 

Dağınık hallerinden ve yaşlıların onlarla ilgilenmeyişinden Chu Feng bunların düşük kaliteli müritler olduğunu anlamıştı. Aldıkları eğitimin kalitesi de çok düşüktü.

 

Bunu gören Chu Feng'in nutku tutulmuştu. Durumun böyle olduğunu bilseydi yalan söyleyip Güney Deniz Bölgesinden gelmediğini belirtebilirdi. Ama biraz düşünen Chu Feng rahatladı. Ne de olsa burada her şeyi belirleyen faktör güçtü. Chu Feng de güçlüydü. Altın sonuçta kalitesini er ya da geç belli ederdi. Ayrıca Güney Turkuaz Ormanının iyi müritlerini Turkuaz Dağına yollamasına daha vardı.

 

"Ağabeyimi herkesin önünde utandıran sen miydin?" O sırada keskin bir kadın sesi duyuldu.

 

Sesin kaynağına bakan Chu Feng beş kadın gördü. Chu Feng'den üç metre ötede duruyorlardı. Beş kadının da yetiştirmesi fena sayılmazdı. Özellikle de bembeyaz ve yumuşak bir tene sahip olan, grubun liderinin yetiştirmesi iyiydi. Gerçekten de güzel bir kadındı. İkinci seviye bir Dövüş Lorduydu.

 

Kadın kaşlarını çatmıştı. Yüzünde sinirli bir ifade vardı. Bembeyaz ellerini Chu Feng'e yöneltmişti.

 

"Kimsin sen? Tanıyor muyum seni?" Chu Feng kadını inceledikten sonra onu daha önce görmediğine karar verdi. Bu kadınla daha önce tanışmamışsa aralarında bir husumet olamazdı.

 

"Chu Feng kardeş bu Shen Lang'ın kardeşi. Adı Shen Hong. Güney Deniz Bölgesinde onu herkes tanır. Shen Lang'dan bile beterdir." Dedi Li Lei Chu Feng'in kulağına. Chu Feng arkasını dönünce Li Lei'nin arkasında saklandığını fark etti. Li Lei'nin bu Shen Hong'dan çok korktuğu anlaşılıyordu.

 

"Demek Shen Lang'ın kardeşi. İlginç. Ağabeyi işe yaramazın teki, gitmiş kardeşini yollamış."

 

"Evet dün gece ağabeyinle aramızda bir şeyler oldu. Ama ağabeyinin yaptıklarını da bilmen gerekir. Oan hak ettiği bir ceza verdim. Eğer bunu kabul edemiyorsa gelsin beni bulsun."

 

Karşısındakinin kim olduğunu öğrenen Chu Feng sözlerini esirgemedi. Diyeceğini dedikten sonra arkasını döndü. Shen Hong'la vakit kaybetmek istemiyordu.

 

"Hemen olduğun yerde dur." Chu Feng'in kendisini görmezden geldiğini fark eden Shen Hong daha da sinirlenmişti. Chu Feng'e durması için bağırırken beyaz ellerini ileri doğru uzattı. Chu Feng'i yakalamak istiyordu. Sadece ellerini de kullanmamıştı. İkinci seviye Dövüş Lordu gücünü de kullanmıştı. Chu Feng'i test etmek istiyordu.

 

"Woosh." Ama tam da Shen Hong'un avucu Chu Feng'e yaklaşırken Chu Feng birden arkasını döndü. Bir şey demedi. Ama bakışları buz gibiydi.

 

“Tut.” Chu Feng'in bakışlarını gören Shen Hong titremeye başlamıştı. Dehşetler içerisinde olduğu yere çivilenmişti. Gözleri de korku doluydu.

 

"Ne kadar sıkıcı." Shen Hong'a bir bakış atan Chu Feng yürümeye başladı.

 

"Chu Feng kardeş, yaşlı yakında gelir. Nereye gidiyorsun?" Diye sordun Chu Feng'in gittiğini gören Li Lei.

 

"Etrafta dolanacağım. Hemen gelirim." Chu Feng sözlerini bitirdikten sonra gökyüzüne yükseldi. Birkaç kez sıçradı ve göklere kadar yükselen ağaçların arasında kayboldu.

 

"Shen Hong, ne oldu? Neden gitmesine izin verdin?" Chu Feng gittikten sonra Shen Hong'un arkasındaki dört kadın hemen yanına gelip onu sorgulamaya başladılar.

 

Soruları duyan Shen Hong ancak kendine gelebildi. Titremesini zorla durdurtuktan sonra konuşmaya başladı, "O, bulaşmamamız gereken biri."

 

Chu Feng aslında meydandan çok uzaklaşmamıştı. Büyük bir ağacın tepesine çıkıp aurasını gizlemişti. Mavi gökyüzünü izliyordu.

 

Chu Feng, lacivert cübbeli yaşlıların Güney Turkuaz Ormanının merkezine doğru gittiğini görebiliyordu. Yetiştirmeleri çok güçlüydü. En zayıfları beşinci seviye Dövüş Kralıydı. Çoğu bu seviyeden de yüksekteydi. Aralarında Dövüş İmparatorluğuna yaklaşanlar bile vardı.

 

Bunlar muhtemelen Li Lei'nin bahsettiği insanlardı; Güney Turkuaz Ormanının yüksek statülü ve güçlü yaşlıları. Yaşlılar muhtemelen geri dönüyordu. Yüzleri ciddiydi. Sanki büyük bir baskı altındalardı. Güney Turkuaz Ormanının derinliklerinde kayboldular.

 

"Bu yaşlılar böyle dolanıp duruyorsa önemli bir şeyler var demektir. Acaba ne yapıyorlar?" Yaşlılar gözden kaybolduktan sonra Chu Feng kendi kendine konuşmaya başlamıştı.

 

Meydandan ayrılmasının sebebi kendilerine doğru gelen güçlü bir aura hissetmesiydi. Bu auraların kime ait olduğuna bakmak istemişti.

 

Maalesef bir şey bulamamıştı.

 

Bir sonuç elde edemeyen Chu Feng orada daha fazla durmadı. Yaşlı Chu Feng'i meydanda bulamazsa kendini açıklayamazdı.

 

Bu nedenle Chu Feng hemen meydana geri döndü.

 

Ama o sırada meydan karmaşa içindeydi. Büyük bir grup meydanın merkezinde toplanmıştı.

 

Chu Feng kadın çığlıkları duyabiliyordu. Bu çığlıklar Shen Lang'ın kardeşi Shen Hong'un çığlıklarıydı.

 

"Chu Feng kardeş geldin sonunda." Chu Feng'i gören Li Lei hemen yanına geldi. Soluk soluğaydı.

 

"Li Lei kardeş bir şey mi oldu?" Diye sordu Chu Feng.

 

"Chu Feng kardeş git de yardım et kıza. Yoksa Shen Hong'un sonu fena olacak." Dedi Li Lei endişe içinde. Sonra da Chu Feng'i kolundan tuttu ve kalabalığa doğru sürüklemeye başladı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr