Çeviri: Calosa Düzenleme: Meloonia

*Rooar*

Maymun Kral konuştuktan sonra Sekiz Dünya Ruhu aynı anda başını gökyüzüne çevirip kükredi. Ardından Dünya Ruh Loncasını yok etmek için toplanan güçlere ilerlemeye başladılar.

Toplanan güçler onlara doğru gelen ruhlara bakarken gözleri genişledi ve bacakları gevşedi.

Onlara kıyasla Dünya Ruh Loncasındaki insanlar'ın yüzü mutluluk saçıyordu etrafa.

Sekiz Dünya Ruhuna bakarken insanların hiç biri kımıldamadı. O kadar korkmuşlardı ki hareket bile edemiyordular.

ÇN: Aslında bu cümle ingilizcesinden tamamen farklı bir anlam taşıyor. İngilizce cümleyi anlamadığım için ben uydurdum, pek önemli bir cümle değil o yüzden takmayın :D

"Durun!"

O anda gökyüzünde kulak delici bir ses yankılandı.

* AOO *

Bu sesi duyan Sekiz Dünya Ruhu yavaşça hırladı ve Maymun Kral'ın arkasına dönmeye başladılar. Aynı anda Maymun Kral ve tüm kalabalık bakışlarını güneye çevirdi çünkü o ses o taraftan geldi.

*Gürültü*

Gece gökyüzünde bir kaç tane altın renkli savaş arabası Dünya Ruh Loncasına ilerliyordu.

Arabalar Gök Alemindeki muazzam büyüklükte olan canavarlar tarafından çekiliyordu.

Altın arabaların peşinden on binlerce kişilik büyük bir ordu geliyordu.

Bu insanlar altın renkli zırhlar giyiyordu, taşıdıkları bir kaç bayrağın üstünde Jiang Hanedanı yazıyordu.

Chu Feng onlara bakarken mırıldandı, "Jiang Hanedanı sonunda harekete geçti..."

"Biraz geç kaldılar." Chu Feng'in yanında duran Zi Ling'te konuştu.

"Hayır, zamanında geldiler." Maymun Kral gözlerini kıstı ve hafifçe kıkırdadı.

En sonunda Jiang Hanedanı ilerlemeyi bıraktı ama Dünya Ruh Loncasının üstünde değil dışında durdular.

"Jie Klanı ve Dünya Ruh Loncası başkanları, buraya gelin."

Savaş arabalarından birisinde büyük bir ses yankılandı ve yeryüzü sarsıldı. Aynı anda Maymun Kral'ın oluşturduğu baskı yok oldu.

"Jiang Hanedan'ın imparatoru!" Dünya Ruh Loncasının yaşlıları kaşlarını çattı. Sesin kime ait olduğunu biliyorlardı.

"İmparator, geldi harika!" Dünya Ruh Loncasındaki insanlara kıyasla Jie Klanı ve Dört Büyük Gücün insanları çok mutluydu.

*woşş* Jie Xingpeng hızlıca Savaş arabasının önüne geldi.

Dünya Ruh Loncası başkanı da tereddüt etmedi ve arabanın önüne geldi.

"Maymun kardeş, ne yapacağız?" Chu Feng tedirgin bir şekilde sordu.

"Aceleye gerek yok, sadece bir grup çöp. Ne yapacaklarını merak ediyorum." Maymun Kral, Jiang Hanedanına bakarken en ufak şekilde korkmuyorudu.

Bir süre sonra Altın savaş arabasının kapısı açıldı ve gür vücutlu birisi arabadan çıktı. Altın taca ve altından yapılmış giysilere sahipti.

O adam çok güçlüydü ve onun önünde Jie Xingpeng, Dünya Ruh Loncası başkanı çok saygılıydı.

Chu Feng'in onun kim olduğunu düşünmesine gerek yoktu. O adam Jiang Hanedanının imparatoru ve dokuz ilin gerçek efendisi olduğunu anlamıştı.

"Jiang Hanedanının imparatoru olarak, Gu Tianchen ve Maymun Kral'ı selamlıyorum!" İmparator yavaşça belini büktü ve ellerini birleştirip onları selamladı.

“Ah? Velet, sen benim lakabımı biliyor musun?" Maymun Kral'ın yüzünde hafif bir gülümseme oluştu.

"Kıdemli, yüz yıl önce tüm kıtayı sarstın bu yüzden doğal olarak Jiang Hanedanı seni araştırmak için tüm kaynaklarını kullandı."

"Büyükler tarafından senin başarılarınla büyüdüm, seninle karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim. Bu benim için bir onurdur." İmparator konuşurken en ufak bir kibre sahip değildi.

"Lordum, çok mütevazisiniz." O anda Gu Tianchen saygılı bir şekilde konuştu. O  ne kadar güçlü olursa olsun imparatorun önünde boyu kıldan inceydi.

"Küçük oğlan, çok ilginçsin, konumuna rağmen oldukça mütevazisin. Ancak astların kötü ameller peşindeyken sen ne yapıyordun, onları tamamen görmezden gelmiyor muydun? Senin yaptığın şey görevi ihmal etmek değil mi, hatalarının farkında mısın?" Maymun Kral gülümsemesini bırakmadan konuştu.

"Seni lanet canavar, imparatorun önünde böyle kibirli olmaya nasıl cesaret edersin!" O anda Jie Xingpeng öfkeyle bağırdı.

"Kapa çeneni!" Fakat o anda İmparator, Jie Xingpeng'e öfkelice bağırdı.

"Özür dilerim, özür dilerim."

O anda Jie Xingpeng dehşete düştü ve tüm vücudu titremeye başladı. Bir daha konuşmaya cesaret edemedi.

"Kıdemli, sözlerin gerçekten doğru. Bu durumun oluşma sebebi tamamen benim görevi ihmal etmem."

"Ancak, ilgilenmem gereken bazı konular vardı ve bu yüzden iki yıldır dokuz il kıtasında değildim. Kısa bir süre önce kıtaya geri döndüm ve savaşı duyduğum an durdurmak için buraya ilerlemeye başladım. Ama ben yetişene kadar savaş bu duruma gelmişti."

"Olan oldu, Jie Shi sizin tarafınızdan öldürüldü herkes ödemesi gereken bedeli ödedi."

"Buradaki meseleyi daha fazla uzatmak gereksiz değil mi? Bu yüzden en iyisi bu konuyu kapatmak. Siz ne düşünüyorsunuz?" İmparator bakışlarını o anda duran uzmanlara çevirdi.

"Lordum, sözleriniz gerçekten çok doğru." O anda herkes aynı şeyi söyledi, Gu Tianchen bile itiraz edemedi.

"Hayır." Ancak o anda bir ses yankılandı. Maymun Kral bunu reddetmişti!