Bölüm 1005: Gizemli Mühür Oluşumu

avatar
9539 11

Martial God Asura - Bölüm 1005: Gizemli Mühür Oluşumu


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Kharsmi

 

Chu Feng uzun süredir geniş ve sonsuz cennet yolunda seyahat ediyordu. Kendisi bile hatırlayamıyordu ne kadar vakit geçtiğini.

 

Çünkü Cennet Yolunda ne güneş ne de ay vardı, içeride zaman kavramının bir önemi kalmıyordu.  Chu Feng kendisini iten devasa güce kendini bırakmıştı, öylece ilerliyordu.

 

Chu Feng şu anda bir kasırgadaki toz tanesinden, nehirdeki bir yapraktan farksızdı. Hiçbir şey yapamıyordu, elinden gelen tek şey istediği yere; diğer taraftaki kıyıya daha erken varmaktı. Çünkü bu kıyıya varmayı her zaman istemişti, Dövüş Sanatı Kutsal Toprakları onun hayaliydi.

 

Chu Feng Cennet Yolunda beklenmedik bir şey yaşamıştı. Normalde çok büyük olmayan Cennet Yolundan ancak Chu Feng geçebilirdi, başkası olsa sığmazlardı.

 

Ama bu beklenmedik olayla birlikte Chu Feng içinde bulunduğu dar Cennet Yolundan çıkıp devasa, sınırsız bir Cennet Yoluna girmişti. Yani başka bir deyişle artık Cennet Yolu daha bir "Cennet" yolunu andırıyordu.

 

Chu Feng sadece sürükleniyordu belki ama etrafı zifiri karanlık değildi. Her yer canlı renklerle ve parlak ışıklarla kaplıydı. Sanki yıldızlarla dolu sonsuz gökyüzünde sürükleniyordu.

 

Bu eşsiz bir deneyimdi. İnsanın ruhu temizleniyor, içi aydınlanıyordu; harika bir şeydi.

 

Chu Feng bu hissin keyfini fazla çıkaramadan buradan ayrılmaya zorlanmıştı. Çünkü karşısında baş döndüren bir parlaklık belirmişti.

 

Bu parlaklığın içinde Chu Feng yeni bir dünya gördü. Bu yerin ulaşmak istediği yer olduğunu anlamıştı.

 

"Woosh."

 

Yaydan çıkmış ok gibi havada süzüldü Chu Feng. Uzun süredir yüksek hızda uçtuğu için Cennet Yolundan çıkınca birden yüksek bir hızla ileri fırlamıştı.

 

Chu Feng durdu ve Cennet Yolundan tamamen çıktığını fark etti, altında devasa bir okyanus vardı. Dönüp de etrafına bakınca Cennet Yolunun kilometrelerce gerisinde kaldığını gördü.

 

Cennet Yolunun çıkışı girişine çok benziyordu; hatta neredeyse aynı oldukları bile söylenebilirdi. Buranın da etrafında devasa bir oluşum vardı. Ama Chu Feng buranın Doğu Deniz Bölgesi olmadığını, Dövüş Sanatı Kutsal Toprakları olduğunu biliyordu.

 

Çünkü buradaki okyanus daha da derindi, gerçekten de dibi yoktu sanki. Dalgalar ise daha bir şiddetliydi. Dalgaların en küçüğü bile birkaç metre yüksekliğindeydi. Mavi gökteki bulutlar ise daha yüksekte ve ufkun daha uzağındaydı.

 

Ama Chu Feng'i buranın Dövüş Sanatı Kutsal Toprakları olduğuna inandıran asıl şey ne derin okyanustu ne de yüksekteki bulutlar. Chu Feng uçarken biçimsiz ama görünebilen bir enerji hissetmişti.

 

Dövüş Gücü, Dövüş Lordlarının güçlü enerjisi. Bu dünyada Dövüş Enerjisi daha da yoğundu. Burada Dövüş Gücü, Gök Gücü, Kaynak Gücü, Köken Gücü ve hatta Ruhani Güç bile Doğu Deniz Bölgesine ve Dokuz Eyalete kıyasla çok daha yoğundu.

 

Dövüş sanatıyla uğraşmayanlar bile buradaki havayı solusa ruhlarının canlandığını ve temizlendiğini hissederdi muhtemelen. Bu havayı her gün soluyan sıradan biri bile çok daha uzun seneler boyunca yaşardı.

 

“Jijiji~~” O sırada birden kuş şakımaları yankılanmaya başladı. Ses gittikçe yaklaşıyordu. Chu Feng kafasını kaldırıp yukarı bakınca ufukta uzaklara doğru uçan bir kuş sürüsü gördü.

 

Kuşlar Chu Feng'e tanıdık gelmişti. Görünüşlerinden ve çıkardıkları seslerden bu kuşların serçe oldukları anlaşılıyordu. Ama bu serçeler kartal büyüklüğündeydi.

 

"Dövüş Sanatı Kutsal Toprakları gerçekten de bir cennet, serçeleri bile ne kadar kuvvetli." Serçe sürüsünü gören Chu Feng'in yüzünde bir gülümseme belirmişti. Burada bir macera yaşayacağı kesindi.

 

"Woosh."

 

O sırada birden boş gökyüzünde ışık huzmeleri belirdi. Keskin hançerler gibi serçe sürüsünün üstünde uçuyordu ışık huzmeleri. Üstünden geçtiği serçeler ölüyordu. Küçük bir kan yağmuru oldu, yağmurla birlikte serçe parçaları ve tüyleri de yağıyordu.

 

"Bu da ne?" Birden böylesine bir kıyıma tanık olan Chu Feng şaşırıp kalmıştı. Ama bu değişim daha sadece başlangıçtı.

 

Işık huzmeleri gittikçe daha da arttı. Huzmeler birbirine geçmeye başlamıştı artık. Sonunda devasa bir ağ oluştu, okyanusun etrafını sarmıştı.

 

"Bir oluşum mu yoksa? Böylesine bir oluşumu buraya kim yapmış ki?"

 

Chu Feng kaşlarını çatmıştı. Işık huzmelerinin bir oluşum olduğunu çoktan fark etmişti. Çok güçlü bir oluşumdu bu. Oluşum mavi gökyüzünü kaplamış, okyanusun derinliklerine kadar ulaşıyordu. Savunma gücü de çok yüksekti. Chu Feng bile geçemezdi bu oluşumdan.

 

Oluşum Chu Feng'i buraya kapatmıştı. Chu Feng'in bu oluşumu kırma imkânı yoktu. Yani Chu Feng bu oluşum içinde ölebilirdi.

 

"Hum." Oluşum göründüğü kadar basit değildi. Chu Feng oluşumu yaratan kişiyi aramaya başlayınca içinde dalgalanmalar olmaya başladı.

 

Dalgalar yavaş yavaş bir noktada yoğunlaştı. Sonra ışıktan bir insan figürü oluşturdular. Işıktan da olsa Chu Feng'le aynı yetiştirme seviyesine sahipti, bir Dövüş Lorduydu.

 

“Ao~~~~~.” İnsan şeklindeki figür tamamen belirdikten sonra garip bir feryat kopardı ve Chu Feng'e doğru uçup saldırmaya başladı.

 

İnsan şeklindeki figür çok güçlüydü. Savaş gücü de oldukça olağanüstüydü. Saldırıları sekizinci seviye Dövüş Lordu gücüne sahipti, dünyayı sarsacak güce sahipti.

 

"Hmph." Ama bu ışıktan figür ne kadar güçlü olursa olsun Chu Feng'in gözünde bir hiçti. Chu Feng orada hareket etmeden duruyordu. Baskın bir kudret oluşturdu. Kıyafetleri uçuşurken baskın kudret şekilsiz bir kasırga gibi insan figürüne doğru uçmaya başladı.

 

Chu Feng'in saldırısı çok hızlıydı. İnsan figürü daha tepki bile veremeden Chu Feng'in baskın kudreti tarafından yutuldu. Sonrasında da paramparça oldu.

 

“Hum, hum, hum…”

 

Ama birinci dalga kaybolduktan hemen sonra bir dalga daha belirdi. Chu Feng insan figürünü paramparça ettikten sonra daha sevinmeye fırsat bulamadan on insan figürü daha belirdi etrafında.

 

Bu belirenler de deminki insan figürüyle aynıydı. Yetişimleri bile aynıydı, hepsi sekizinci seviye Dövüş Lorduydu. Ama savaş güçleri farklıydı. On insan figürünün hepsinin de savaş gücü dokuzuncu seviye Dövüş Lorduydu.

 

“Ao~~~~” Bu insan figürleri de belirince deminki insan figürüyle aynı şeyleri yaptılar. Bir feryat koparıp Chu Feng'e saldırmaya başladılar.

 

Ama bu saldırının sonucu da deminki gibi oldu. Chu Feng hareket bile etmedi. Baskın kudretiyle on insan figürünün de kellesini aldı.

 

"Sonu gelecek mi bunun?" On insan figürünün de kafasını alan Chu Feng bir kez daha kaşlarını çattı. Çünkü o sırada yüz insan figürü daha belirmişti etrafında. Ayrıca bu yüz insan figürünün yetiştirme seviyesi artık sekizinci seviye Dövüş Lordu değildi de dokuzuncu seviye Dövüş Lorduydu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr