Bölüm 977: Gerçek Bir Canavar

avatar
4045 9

Martial God Asura - Bölüm 977: Gerçek Bir Canavar


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

*BUUM --*

 

Yanan Cennetin Alevleri aşırı bir hızla yaklaşıyordu. Qiushui Fuyan'nın sersemlemesine bile zaman vermeden yanına varmıştı. Alevlerden oluşan devasa dalgalara benzeyen bu saldırı aynı zamanda Azman Canavarlardan oluşan bir orduya da benziyordu. Yıkıcı kudretiyle Chu Feng'in önüne geldi.

 

Yanan Cennetin Alevleri karşısında duran Chu Feng, bir selin karşısında duran karınca gibiydi. Alevler onu yutarken içinde karşı koyacak gücü bulamadı.

 

Üstelik alevler Chu Feng'i yuttuktan sonra da duraksamadı. Alevler gökyüzünü aşarak Qiushui Fuyan ve diğerlerine yöneldi. Bunun sebebi alevlerin asıl hedefinin Qiushui Fuyan olmasıydı. Huangfu Haoyue'nin öldürmeye çalıştığı oydu.

 

"Hahaha, cahil velet, sen Huangfu Haoyue'yi ne sandın? Ödünç aldığın bu yetiştirmeyle onu yeneceğini mi sandın, sekizinci seviye bir Dövüş Kralını? Bu yaptığına intihar denir!"

 

Yanan Cennetin Alevlerinin gökyüzünü sanki önüne çıkan her şeyi yakabilecekmişçesine kapladığını gören Murong Mingtian bir kahkaha attı. Yanan Cennetin Alevlerinin ne kadar korkutucu olduğunu biliyordu. Hatta Huangfu Haoyue'nin Yanan Cennetin Alevlerinin ne kadar daha tehlikeli olduğunu biliyordu.

 

Yanan Cennetin Alevlerinin bu dünyada yakıp geçemeyecekleri hiçbir şey yoktu. Söylenilen lafların hepsi boş laflardı. Huangfu Haoyue'nin Yanan Cennetin Alevleri bunu gerçekten yapabilirlerdi çünkü o zaten Yanan Cennet Kilisesinin en değerli hazinesi olan Yanan Cennet Kilisesi Gizemli Teknikleri öğrenmişti. Alnındaki işaret bunun bir kanıtıydı.

 

O yüzden Chu Feng'in alevler tarafından yutulduktan sonra Murong Mingtian Chu Feng'in kesinlikle öldüğünü düşündü. Dördüncü seviye bir Dövüş Kralı Yanan Cennetin Alevlerine karşı nasıl koyabilirdi ki zaten?

 

Fakat Murong Mingtian'ın duyduğu gizli hazza zıt olarak, Qiushui Fuyan ve Zi Ling ve diğerleri bir keder kuyusuna düştüler. Kalpleri tarif edilemez bir acıyla doldu. Ağlayacak güçleri bile yoktu ama gözleri kıpkırmızıydı.

 

Chu Feng'in Yanan Cennetin Alevlerini engelleyemediğini hissetmişlerdi. Gücü kısıtlı olmasına rağmen daha önceden Jiang Qisha'nın kullandığı Toprak Tabusundan çok daha korkutucu olduğunu hissettiler.

 

*buum güm güm güm*

 

Yine de herkes Chu Feng'in öldüğünü düşünürken Yanan Cennetin Alevleri arasında kulakları sağır eden bir patlama sesi geldi. Cayır cayır yanan alevler havada asılı kalmışcasına durdular.

 

*bum*

 

Patlamadan sonra gelişen olaylar herkesi çok şaşırtmıştı. Yanan Cennetin Alevleri bir girdap oluşturmaya başlamıştı. Bir de küçülüyorlarmış gibi bir halleri vardı. Sanki alevlerin ortasında bir kara delik vardı.

 

Sonunda alevler aniden söndü. O anda herkesin gözüne bir siluet çarptı.  Bu kişi kocaman ya da büyük sayılmazdı ancak etkileyici bir duruşu vardı. Bu Chu Feng'den başkası değildi.

 

"Chu Feng! Chu Feng bu!" Ölmemekle kalmamış aynı zamanda Yanan Cennetin Alevlerine dayanabilmişti.

 

"Aman Allahım, Chu Feng ne kadar güçlü? Dördüncü seviye bir Dövüş Kralı olarak Jiang Qisha ve Murong Mingtian ile çarpışmak başka bir şey ama Huangfu Haoyue gibi sekizinci seviye bir Dövüş Kralının karşına nasıl çıkabilir? Mantık artık bu adama işlemiyor mu?" Bunu gören kalabalık şok oldu, gözlerine inanamıyorlardı.

 

"Hayır, bir dakika, bakın! Chu Feng'in etrafını saran yıldırıma bir bakın! Bu olanlar hiç basit değil ve o a şu an bir dördüncü seviye Dövüş Kralı değil. Yetiştirmesi yükseldi. Beşinci seviye Dövüş Kralı olmuş!" Ama aralarından bazıları Chu Feng'deki farklılıkları fark etmişti.

 

O anda Chu Feng'in vücudu üzerinde kör eden bir Şimşek Zırhı vardı. Zırh kabardıkça aurası değişmeye başladı. Beşinci seviye bir Dövüş Kralı olmuştu. Ve işte bu... Chu Feng'in kendine duyduğu güvenin kaynağıydı, o artık bir dördüncü seviye Dövüş Kralı değildi.

 

"İmkânsız! Nasıl mümkün olabilir bu?!"

 

Ancak Murong Mingtian Chu Feng'in başına gelen değişiklikleri görünce siması şekilden şekle girmeye başladı.

 

Aslında, o zaten Chu Feng'in yetiştirmesini yükseltmek için bir tekniği olduğunu biliyordu. Yine de, böyle korkusuz ve kendinden emin bir şekilde durmasının sebebi Ölümsüz Transfer Gizemli Tekniğiydi.

 

Bu teknik hakkında oldukça bilgiliydi o yüzden bu tekniği birisinin yetiştirmesini ele geçirmek için kullandıktan sonra Yasaklı İlaç ya da diğer yetiştirme yükseltme yöntemlerinin bir işe yaramadığını biliyordu.  Ölümsüz Transfer Gizemli Tekniğini kullandıktan sonra birisinin yetiştirmesini yükseltmesi imkansızdı.

 

Ama yine de Chu Feng Şimşek Zırhını tam olarak bunu yapmak için kullanıyordu. Nasıl şok olmasındı Murong Mingtian? Chu Feng bir dördüncü seviye Dövüş Kralı iken bir yedinci seviye Dövüş Kralını yenebilmişti. Artık Chu Feng beşinci seviye Dövüş Kralı olduğuna göre, sekizinci seviye Dövüş Kralı olan Huangfu Haoyue'yi yenemeyeceğini kim söyleyebilirdi ki?

 

"Şaşırdınız mı? Gerçekten de Piaomia Efendinin gücünü ödünç almak için Ölümsüz Transfer Gizemli Tekniğini kullandım. O yüzden bu seviyedeyim. Böylesi bir durumda, yetiştirilmemi Yasaklı İlaç ya da herhangi bir özel dövüş yeteneği kullanarak yükseltemem."

 

"Ama size bu Şimşek Zırhının ne bir Yasaklı İlaç ne de bir dövüş sanatı yeteneğini olmadığını söylemekte bir sakınca görmüyorum. Bu benim kendi hünerim. Ne geri tepme yaşanacak ne bu bana bir sınır koyacak. Ölümsüz Transfer Gizemli Tekniği bile bunu kısıtlayamaz." dedi Chu Feng alaycı bir gülümsemeyle. Murong Mingtian'ın ne düşündüğünü biliyordu ama aynı zamanda kendi hünerini de biliyordu.

 

"Ne? Kendi hüneri mi?" Herkes tekrar şok olmuştu. Diyar fark etmeksizin birinin yetiştirilmesini bir seviye yükseltebilen bir hüner. Bu gerçekten çok güçlü bir hünerdi.

 

O anda herkes Chu Feng'e ateş dolu gözlerle bakakaldı. Chu Feng'in neden bu kadar canavar gibi olduğunu anlamışlardı. Bu kişi normal bir insana benzemiyordu. En azından Şimşek Zırhına bakılsa bile anlaşılan bir şey vardı. Chu Feng diğerlerinin elinde olmayan bir şeyi kavrayabilmişti.

 

"Hmph. Yetiştirilmeni yükseltebiliyorsun. Ne olmuş? Sende bu kadar büyük bir savaş gücü var, Huangfu Haoyue'de yok mu? Şimdi Doğu Deniz Bölgesinde bir dâhi sayılıyor olabilirsin ama sen daha ananın karnındayken Huangfu Haoyue meşhur biriydi!"

 

Bunun pek akıl almaz olduğunu düşünse de Murong Mingtian çok korkmamıştı. Parmağını Chu Feng'e uzatarak "Öldür şu veledi!" diye bağırdı. "Ne kullanırsan kullan cesedi bile yok olsun!"

 

*BUUM --*

 

Murong Mingtian konuştuktan sonra Huangfu Haoyue bir kez daha saldırdı. Tekrar Yanan Cennetin Alevlerini kullanmıştı ancak bu sefer büyüklük ve azgınlığı açısından kat kat daha kötüydü.

 

İzleyenler çok uzakta kalmasına rağmen sıcak hava dalgasını hissettiler. Buna karşı koymak çok zordu, ellerinden geri çekilmekten başka bir şey gelmiyordu. Alevler gerçekten ürkütücü bir hale gelmişlerdi, böylesine azgın ateş ne kadar uzakta olursa olsunlar onları kül etmeye yeterdi. Huangfu Haoyue artık ciddiydi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44339 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr