Bölüm 974: Nasıl Bir Yöntem?

avatar
4209 10

Martial God Asura - Bölüm 974: Nasıl Bir Yöntem?


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

 

Herkes olayların yatıştığını düşünürken Chu Feng birden sert bakışlarını Sisli Tepeye çevirdi. Sonra da bağırarak, "Demek genç neslin ölürken sadece izliyorsun ha? Ne geniş mezhepliymişsin!" dedi.

 

Chu Feng'in sözleri insanların kafasını karıştırmıştı çünkü baktığı yerde uzaklardaki Sisli Tepeden başka hiç kimse yoktu. Bir gölge bile yoktu.

 

"Hah, yani demek ölmediğimi biliyorsun? Gerçekten de seni hafife almamalıymışım."

 

İnsanlar şaşkınlık içerisindeyken yaşlı birinin kahkahası duyuldu. Aynı anda yaşlı biri kalabalığın önünde belirdi.

 

"Nasıl mümkün olabilir bu? Bu o mu?"

 

Bu adamı görünce bırakın Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatını Zi Ling ve diğerleri bile afallayıp kalmıştı. Şok içerisindeydi hepsi, bu inanılmaz bir şeydi.

 

Orada havada duran kişi Murong Mingtian'dan başkası değildi. Ölümsüz İnfaz Takımadasının atası ölmemişti.

 

"Kabul etmek gerekir, iyi denemeydi. Becerikli yaşlı bir tilkisin, neredeyse beni kandırıyordun."

 

"Ama kaçmadığına göre elinin altında benle savaşmak için herhalde birkaç yöntem daha var, değil mi?"

 

"Madem hazırlıklarını bitirdin neden hâlâ böyle gizli gizli davranıyorsun? Bakalım bu kadar uzun süredir hazırlandığın yöntemin neymiş. Göster bana, adamların bir bir ölürken bile göstermedin ama şimdi göster bana," dedi Chu Feng hafifçe gülümseyerek.

 

Zi Ling ve diğerlerinin yüzleri ciddi bir hâl almıştı. Birbirlerine bakarak yavaş yavaş Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının ordusuyla birlikte gerilediler.

 

Murong Mingtian'ın ne kadar kurnaz olduğunu biliyorlardı, hem acımasızdı hem de her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesaplardı. Chu Feng'in de dediği gibi, Chu Feng Jiang Qisha'yı yendikten sonra bile hâlâ buradaysa bu aklında planladığı bir şey olduğu anlamına geliyordu. Chu Feng'le başa çıkmayı bir şekilde düşünmüş olsa gerekti.

 

Murong Mingtian karşısında duramazlardı, hele şu anki Murong Mingtian karşısında hiç duramazlardı. Hemen savaş alanını terk etmeleri lazımdı, yoksa sadece Chu Feng'in dikkatini dağıtırlardı.

 

"Haha, ilginç! Seninle başa çıkmak için bir şey hazırladığımı bilmene rağmen böyle küstah küstah konuşuyorsun! Görünen o ki kendine bayağı bir güveniyorsun. Ben uzun yıllardır Doğu Deniz Bölgesindeyim ama şu ana kadar beni bu duruma sokmayı başarabilen tek kişi sen oldun."

 

"Ama Chu Feng, demin kullandığın Toprak Tabu becerisi oldukça güçlüydü. Bunu kullanmak için ağır bir bedel ödemiş olmalısın, değil mi? Anlamam sanma. Şu anda iyi duruyorsun ama gücünün büyük bir kısmını kullandın. Eskisi kadar güçlü değilsin," dedi Murong Mingtian gülümseyerek.

 

"Hah... Haklısın ama yine de bu gücüm sana yeter de artar," diye sırıttı Chu Feng. Murong Mingtian haklıydı ama Chu Feng yine de korkmuyordu. Ölse de kalsa da Murong Mingtian bir gün bile daha gün yüzü görmeyecekti.

 

Aslında Murong Mingtian'ı öldüren Chu Feng onun Kaynak enerjisini emmeye çalışmıştı ama enerjiden ortada bir iz yoktu. Bu yüzden de Murong Mingtian'ın ölmediğini, özel bir yöntemle kaçtığını düşünmüştü.

 

Chu Feng Murong Mingtian'ın istese bal gibi kaçabileceğinin farkındaydı. Ama kaçmamıştı. Jiang Qisha öldükten sonra tekrar kendini göstermeye cüret etmişti.

 

Bu da Jiang Qisha'dan da güçlü bir şeye sahip olduğu anlamına geliyordu. Ne olursa olsun Jiang Qisha'nın gücünden de kuvvetli olduğuna şüphe yoktu.

 

Chu Feng tanrı değildi. Tahminlerde bulunabilirdi ama Murong Mingtian'a böyle cesaret veren şeyin tam olarak ne olduğunu bilmesine imkân yoktu. Chu Feng kendine güveniyordu güvenmesine ama Murong Mingtian'ı yenebileceğinden yüzde yüz emin değildi.

 

Bu sebeple de Chu Feng kaçmaktansa sakinliğini korudu. Sadece kendine güveni yoktu, ayrıca kararlıydı da. Murong Mingtian'ın sonunun iyi bitmediğinden emin olana kadar savaşmaya kararlıydı.

 

Chu Feng Murong Mingtian'ın kendisini yenecek bir yöntemi varsa kaçabileceğinin farkındaydı ama kaçtığında sadece kendisini kurtarmış olurdu. Zi Ling ve diğerleri onu takip edemezdi. Kaçarsa tüm dostları ölecekti. Bu yüzden kaçamazdı. Artık hayatını bu insanlarla paylaşıyordu.

 

Murong Mingtian galip gelemezdi, Chu Feng'in bu yaşlı canavarı ortadan kaldırması lazımdı. Belki Jiang Qisha kadar hünerli değildi ama bu adam çok iyi plan yapıyordu. Ayrıca Sisli Tepeyle ilgili bazı sırları da biliyordu. Onu hayatta bırakmak gelecek için büyük bir tehlike teşkil ediyordu. Ortadan kaldırılması, hem de şimdi kaldırılması lazımdı.

 

"Chu Feng, ah Chu Feng, gerçekten de senin gibi bir delikanlıya hayran olmamak mümkün değil. Ah keşke düşmanım olmasaydın." Murong Mingtian kafasını sallayarak Chu Feng'i aslında ne kadar takdir ettiğini belirtmişti. Ama yüzünde hemen garip bir gülümseme belirdi ve "Açıkçası şu anda benden güçlüsün. Şu anki gücümle ne yaparsam yapayım karşında duramam," dedi.

 

"Ancak şu anda benden güçlü olmanın sebebi sadece hünerinin çok iyi olmasından kaynaklı değil. En önemli sebebi Piaomiao Hanım'ın yetiştirmesi. Ama ben Ölümsüz Transfer Gizemli Tekniğini çok iyi bilirim. Ne kadar yetenekli olursan ol, Piaomiao Hanım'ın yetiştirmesini ne kadar taşıyabilirsen taşı; o yetiştirmenin de kaybolduğu gün gelecektir. O gün de seni öldürmek için parmağımı kıpırdatmam yeter."

 

"Ama kaçmadım gel gör ki. Seninle Piaomiao Hanım'ın yetiştirmesini kaybettikten sonra başa çıkmayı tercih etmedim. Bunun yerine senin en güçlü olduğun anda çıktım karşına. Neden biliyor musun?"

 

Chu Feng Murong Mingtian'ın sorusunu cevaplamadı. Yönteminin basit olmayacağını gayet iyi biliyordu. Ama Chu Feng'in gücü bitmiş değildi.

 

Ayrıca hiçbir şey yapamasa bile içinde hâlâ Asura Ruh Dünyasından gelen bir canavar vardı. En kötü durumda her şeyini kullanırdı, sonuçları ne olursa olsun. Yani Chu Feng korkmuyordu.

 

"Hah, Chu Feng, dürüst olacağım. Şu an senin karşında durabiliyorum çünkü bunu kullanırsam öleceğinden şüphem yok. Karşında sadece ben olmayacağım. Daha da korkunç, dehşet bir şey olacak karşında."

 

Murong Mingtian'ın yüzünde birden bir gülümseme belirmişti. Bakışları da değişmeye başlamıştı, gözleri koyu yeşil olmuştu. Ama en önemli değişim alnında beliren garip izdi.

 

İz canlıymışçasına kıpırdayıp duruyordu. Şeytani, korkunç bir izdi bu. Bir şeytanı andırıyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44254 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr