Bölüm 961: Rehine Değişimi

avatar
4351 7

Martial God Asura - Bölüm 961: Rehine Değişimi


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

 

"Ne? Kutsal Vücut mu? Kutsal Vücudu mu varmış?"

 

"Yani efsanevi kutsal gücü kullandı öyle mi?"

 

"Evet evet! Hatırlıyorum! Kışla alakalı doğaüstü bir şeyler olmuştu bir hafta önce! Onun yüzünden olmuş olsa gerek."

 

"Aynen öyle. Ben de kendi gözlerimle görmüştüm. Şimdi sen deyince aklıma geldi benim de. Gerçekten de demin kullandığı tekniğe çok benziyor. Yani gerçekten de bir Kutsal Vücudu mu var bu kızın?"

 

"Çok güçlü bir şey. Gerçek Kutsal Vücut böyle oluyor demek. Yedinci seviye bir Dövüş Kralının bile saldırılarından kaçması gerekiyor baksanıza."

 

Gerçekten de Murong Mingtian'ın sözlerini duyanların kafasında taşlar yerine oturmaya başlamıştı. Tantai Xue'ye şaşkınlık ve korku dolu gözlerle bakıyorlardı.

 

Tantai Xue Zi Ling'den farklıydı. Zi Ling'in vücudunda Cennet Tutan Hap vardı ve genç yaştan beri kutsal gücü kısıtlanmıştı, olması gerektiği kadar güçlü değildi.

 

Ama Tantai Xue kısıtlanmamıştı. Gerçek bir Kutsal Vücudu vardı, tanrıların korumasını bahşettiği gerçek bir dâhiydi o.

 

"Haha, cadıya bak sen! Görünen o ki koşulları konuşmaya layıkmışsın." Diyerek gülmeye başladı Jiang Qisha. Konuşurken gözlerini Zhao Yuetian'a çevirdi ve "Sal onları," dedi.

 

Zhao Yuetian hemen Sisli Tepeye girdi ve geri geldiğinde arkasına büyük bir grup vardı.

 

"Bu da ne?" Grubu gören kalabalık şaşakalmıştı. Zhao Yuetian'ın arkasındakileri tanımışlardı.

 

Bu insanlar arasında Sisli Tepe'nin beş müridi, Chun Wu, Qiu Zhu, Xia Yu, Dong Xue ve Sisli Tepe'nin birçok adamı vardı.

 

Bunlar dışında Su Rou, Su Mei, Zhang Tianyi ve Jiang Wushang da vardı aralarında, Chu Feng'in yakınları.

 

Ama hepsinin etrafında Ruh Oluşumundan bir zincir vardı. Hepsi de birbirine bağlıydı, yaralı olmamalarına rağmen acınası bir hâlleri vardı.

 

Ama kalabalık Tantai Xue'nin istediği insanların bunlar olduğunu fark edince problemin farkına vardılar: Tantai Xue Chu Feng ve Piaomiao Hanım'la birlikteydi. Yoksa böyle bir risk altına girmezdi. Bu da Chu Feng'e hakaret edenlerin hâlâ tehlike altında olduğu anlamına geliyordu.

 

"Adamımı bırak," dedi Jiang Qisha.

 

*hmm*

 

Tantai Xue hafifçe elini kaldırdı ve kutu parlamaya başladı. Işıkların içerisinde biri belirdi; Kuang Bainian.

 

Bainian'ı görünce Jiang Qisha'nın da Zhao Yuetian'ın da gözleri öfkeyle parlamaya başladı.

 

Kuang Bainian hiç de iyi bir durumda değildi. Ruh Oluşumundan zincirlerle sıkı sıkı bağlanmıştı, her yeri yara bere içerisindeydi. Aurası da zayıflamıştı, yapılabilecek kötü ne kadar şey varsa yapılmıştı.

 

Esirken az buz işkenceye uğramadığı belliydi.

 

Jiang Qisha ve Zhao Yuetian'ı gören Kuang Bainian kurtarıcılarını görmüş gibiydi. Hemen bağırdı, "Yardım edin bana --*

 

*bam*

 

Ama daha sözlerini bitiremeden Tantai Xue elini salladı ve Kuang Bainian'ın yüzüne okkalı bir tokat indirdi.

 

Tokat Kuang Bainian'ı havada döndürdü ve durduktan sonra kan tükürmeye başladı.

 

"Sessiz!" Diye bağırdı tokadı atan Tantai Xue.

 

“Mmm—”

 

Tantai Xue bağırdıktan sonra Kuang Bainian bir şey demedi. Bu şaşırtıcı bir şeydi çünkü her zaman dik başlı ve sinirli biri olmuştu. Bu sahne aç bir kurtun hiddetli bir kaplanla karşı karşıya gelmesi gibiydi .

 

Tantai Xue'nin Kuang Bainian'ı derinden sarstığı anlaşılabiliyordu.

 

"Tantai Xue, soyun kurusun! Sözüne sadık kalmamışsın! Adamıma nasıl böyle işkence edersin?!" Zhao Yuetian öfkelenmişti. Tantai Xue'ye sövüp saymaya başlamıştı.

 

"Sözüm mü? Ben size Chu Feng'e yakın olanlara zarar veremezsiniz dedim. Kuang Bainian'a bir şey yapmam hiç demedim," Tantai Xue sırıtıyordu.

 

"Seni..."

 

"Seni kahpe! Madem öyle ben de şimdi işkenceye başlıyorum! Adamıma zarar vermenin sonucu neymiş gösteririm sana!" Zhao Yuetian gerçekten de öfkelenmişti. Bir yumruğunu sıktı ve elinde Dövüş gücünden bir kırbaç belirdi. Sonra da buz gibi bakışlarını Su Mei, Su Rou ve diğerlerine çevirdi.

 

"Onlara dokunmaya cüret edersen sadece bu rezil herifin değil senin de canını alırım." Tantai Xue sakindi ama sesi öldürme isteğiyle dolup taşıyordu.

 

"Tantai Xue, aklından ne geçiyor biliyorum. Rehineleri takas edip sonra işimizi halledeceksin, değil mi?"

 

"Benim de aklımdan aynısı geçiyor aslında. Hadi öyle yapalım. Sonra da bakalım şu Kutsal Vücudun ne kadar maharetliymiş." Birden Jiang Qisha araya girdi ve Zhao Yuetian'a el etti.

 

Zhao Yuetian istemeye istemeye hepsini serbest bıraktı. Ama bağları tamamen çözmemişti.

 

"Bekleyin." Tantai Xue tekrar konuştu. Kırmızı tahtı gösterdi ve "Zi Ling'i bırakın."

 

"Heh, tabii." Jiang Qisha gülümsedi ve kolunu salladı. Bir patlamayla birlikte taht paramparça oldu ve tahtın parçaları havada uçuşurken bir güzellik belirdi.

 

Üstünde kırmızı bir elbise ve baş döndüren takılar vardı. Muhteşem vücuduyla birlikte baş döndürücü bir güzelliği vardı. O güzel yüzüyle milyonları kendine aşık edebilirdi. Bu tabii ki Zi Ling'di.

 

"Vaay--"

 

"Zi Ling bu muymuş?"

 

"Çok güzel. Ya Fei ve Qiu Zhu'dan da güzel! Doğu Deniz Bölgesinin en güzel kızı bu!"

 

"Ne yazık, ne yazık. Ne kadar güzel bir kadın ve Kutsal Vücudu da var ama... Ahh..."

 

Zi Ling'i görenler derin bir iç çekmekten kendini alamıyordu. Gözleri hayranlık doluydu, erkekler yutkunuyordu.

 

Zi Ling'in güzelliği gerçekten de dehşetti. Onla kıyaslanabilecek çok az kişi vardı, ona Doğu Deniz Bölgesinin en güzeli demek hiç de abartı olmazdı. Baştan çıkaramayacağı erkek yoktu.

 

Tantai Xue Zi Ling'i gördükten sonra daha fazla bir şey demedi. Kuang Bainian'a döndü ve "Uza. Tekrar elime geçersen gebertirim seni," dedi.

 

Bainian da daha fazla durmadı. Büyük adımlarla hemen Jiang Qisha'nın yanına koştu. Ama yetiştirmesi bağlı olduğundan ne kadar hızlı koşarsa koşsun çok da hızlı koşamıyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr